Masa 6

Eva, evde sıkılmış, arkadaşı Brian'ı dinlemek için bara gelmişti.Barın kapısından içeri adım attığında içerinin daha sıcak olduğunu farketti.Mevsim henüz sonbahar olmasına rağmen dışarıda keskin bir soğuk vardı.Eva'nın yanakları soğuktan pespembeydi.Eva buz gibi olmuş ellerini ısıtmaya çalışırken kendi kendine; "Neden daha sıkı giyinip çıkmadım ki dışarı" diye söylendi içinden.

Düşünmeyi bırakıp barda ilerleyen Eva boş masalardan birine oturdu, ceketini çıkardı.Bir kaymakbirası söyleyip Brian'ı dinlemeye başladı.

Az sonra şarkı bitmişti.Brian tek kişiyle çalınması çok zor olan bu şarkıyı mükemmel çalmış ve seslendirmişti.Eva, güçlü bir şekilde alkışladı ve;

"Harikaydı Brian !" diye bağırarak Brian'a seslendi.

Misafir

Brian masalarının birinden kendisine seslenildiğini farketti.Başını o yöne doğru çevirince bu kişinin Eva olduğunu farketti ve yüzüne bir gülümseme yerleştirip onun olduğu masaya gidip oturdu.Garsona bir içki söyledi ve beklemeye koyuldu.

Brian'ın yaklaştığını gören Eva ona gülümsedi.Biraz sonra Brian masaya vardı ve oturdu.Kendine içki söyledi.

Eva da az önce getirilen içkiyi yudumlamaya başladı.Kaymakbirasından içtikçe yüzü daha da pembeleşti.Birkaç yudum daha aldıktan sonra kaymakbirasnı masaya bıraktı, sessizlik canını sıkmıştı.

Brian'a döndü ve konuşmaya başladı;

"Canım sıkıldı, gelip seni dinleyeyim dedim.Şarkıdan sonra anladım ki iyi ki gelmişim" diye gülümsedi pespembe bir yüzle.

Clare bu günlerde okulun başlayacağından ve oğlunun 1. sınıfa geçeceğinden dolayı çok mutluydu.Onun ne kadar çabuk büyüdüğünü düşündü.James ile ayrılması onu ilk başlarda çok etkilemişti sonralarında müzikle ilgilenmeye başladığı için duruma alışmıştı.Clare bir müzik dinleyebileceği bir yerlere gitmek istedi ve Hogsmeade'de yeni açılmış Dark dream adlı bara geldi.

İçerisi çok kalabalık loş ışıklara sahipti.Hoş bir müzik çalıyordu.Atrafı gözden geçirirken bir masada oturan kuzenin farketti.Yanında da tanımadığı bir kız vardı sevinçle yanına gidip gözlerini kapattı kuzeninin

"Bil bakalım ben kimim"

Misafir

Brian hoşnut bir ifadeyle gülümsedi ve elleri gözlerinden çekip bir öpücük kondurdu.Sonra da kurnaz bir ifadeyle :

"Hmm bu pürüzsüz eller sadece canım kuzenime ait olabilir."

dedi.Sonra da oturması için yanındaki sandelyeyi biraz geriye çekti.

"Haa az daha unutuyordum.Eva Clare, Clare Eva."

diye tanıştırdı bayanları.

"Memnun oldum Clare" dedi Eva ve Clare'i incelemeye koyuldu.Oldukça hoş bir bayandı ama kuzen olmalarına rağmen Brian'a pek benzemiyordu.

"Nasılsınız?" diye sordu Eva.

***

Hastahanedeki kıyafetlerini değişip buraya gelmişti.Gözleri Eva'yı arıyordu.Emindi,onu burada bulacaktı.Sonunda onu buldu ve hızlıca yanına gitti.Eva'ya:

''Merhaba.Nasılsın sevgilim?''

Daha yeni başlamıştı ilişkileri.Baştan ''aşkım,sevgilim'' gibi hitap etmesi yanlışmıydı ki?Bilmiyordu,ama mutluydu...

***

Clare gülümseyerek sandalyeye oturup

"Bende memnun oldum ,çok iyiyim sen nasılsın canım"

dedi tam o sırada yanlarına Eva'nın sevgilisi olduğunu düşündüğü birisi geldi 'selam' anlamında gülümseyerek Brian'a döndü

"Edmond heryerde seni arıyordu,bir şarkı üzerinde çalışıyormuş, sana sorması gereken bir şeyler varmış"

dedi.

Misafir

Brian gelen adama gülümseyerek selam verdi ve Clare'e dönüp:

"Tabiki.İstediği zaman malikaneye gelsin.Ha bu arada malikane satın aldım.İçinde bir çiftlik de var.Bir hafta sonu Edmond'ı da al gel."

dedi.Sonra da kalan içkisini bitirdi.

Tomi'nin yanlarına gelmesine çok mutlu olmuştu Eva.

"Sağol canım, teşekkür ederim Clare" dedi kibarca Clare ve Tomi'ye.

Daha sonra Tomi'ye döndü;

"Günün nasıl geçti canım?" diye sordu.

Clare sevinçle gülümseyerek

"Aaa öylemi ne güzel, iyi günlerde kullan,bizi de çağırırsın değil mi"

dedi gülerek ve o anda aklına geçende baktığı malikane geldi

"Ben de bir malikaneye baktım geçende,hem çok güzel hem çok büyük,onu alacağım büyük bir ihtimal, biliyor musun büyük bir piyano odası bile var"

dedi sevinçle ve devam etti

"Senin için de bir oda var sana kapılar her zaman açık"

dedi ve güldüler.Brian hızla saatine bakıp birisiyle bir randevusunun olduğunu hemen gitmesi gerektiğini söyledi ve bir anda yok oldu.Önemli biriyle buluşacağını tahmin etti Clare.İçeceğini bitirdikten sonra hesabı ödeyip o da bardan ayrıldı

***

"Günün nasıl geçti canım?"

Böyle bir soru bile yeterliydi Tomi için.Eva'nın yüzündeki o küçük,gülümseyen çocuk,Tomi'yi Eva'ya binlerce kez daha aşı ettiriyordu.Saçlarının verdiği kızıllığın ahenginde kaybolmuştu Tomi.Bakıyordu,bakıyordu sessizce gözlerine.Susuyordu sadece.Bazen susmakta pek çok güzel şeyi ve pek çok kötü şeyi anlatırdı çünkü.Yani sözler değil,gözler anlatırdı aslında.O geçmişinde ilk karanlık lord olmuş,cani,vahşi,korkunç adam,yeni yaşamında genç ve masum bir aşığa dönüşmüştü.Bunun nasıl olduğuna kendi de inanamıyordu.Aşk bu,herşeyi değiştirebilen yegane şeylerden biri olacaktı herhalde.Tomi'nin Eva'ya olan sevgisi bir küçük çocuğun ilk aşkı gibiydi,masum ve güzel.Yine aynı şekilde küçük bir çocuğun,ilk aşkına baktığı gibi şirin ve masumca baktı Eva'ya.Ve dedi ki:

''Pek iyi sayılmazdı hayatım.Hastalandım ve hastahanede yattım kısa bir süre.Ama merak etme,ciddi birşey yok.Sadece bir süre içki içmemi söylediler.''

Ve gülümsedi.Bakışıyorlardı karşılıklı.Aşkları kıskandırıyor olmalıydı herkesi.Ve yine Eva'ya dedi ki:

''Canım,ayakta kalmayalım,masaya oturalım..''

dedi ve sandalyeyi çekti Eva'nın oturması için.Gülümsüyordu,mutluydu,sadece mutlu ve aşık..

***

Tomi'nin bakışları ve gülümseyişiyle Eva'nın içi ısındı.Kendini feci derecede aşık hissetti.Bunun sonsuza dek sürmesini diledi.

Tomi sandalyesini çekmişti."Geçmiş olsun canım" diye üzüntüsünü belirtti. "Ve teşekkür ederim" dedi Eva bu centilmenlik için.

Daha sonra Tomi de oturdu.Şimdi tüm mesele konuşacak konu bulmaktı.

Acı bırakıyordu.Karanlık mührün kaybolma anı...Matt çok şaşırıyordu.Bütün kötü duygulardan arınmıştı adeta.Sarsılıyordu gittikçe.Hipogrifine dayandı güçsüzdü ölümyiyenlik güçlerini kaybediyordu.Birden beyaz bir ışık gördü,büyükbabasının seherbaz oluş günleri aklına geldi aynı etkiler Matt'dede vardı.Hipogirfinin ağzındaki mektubu aldı ağrıları dinince.

Dark Dream 'a davetlisiniz.

Aniden beyaz ışıklarla cisimlendi,arada kalan karanlık dumanın gidiş etkisiyle...Çok ses vardı.Sanırım bütün kötü duygularından arınmamıştı daha.İyi insanlar onu birazda olsa sıkıyordu.Sürüsüne seherbaz profesör öğrenci ve şarkıcılar...Ses artıp durulmaz hale gelince oturduğu yerden kalktı,cisimlendi Sydney'in evine...

***

''Geçmiş olsun canım"

Buda yaralarına merhem olmuştu Tomi'nin bir nevi.Konuşmaya başladılar.Tomi dedi ki:

''Senin seherbazlık işi nasıl gidiyor canım?''

Sorarken mutlu,umutlu bir ifadeyle baktı Eva'nın suratına...

***

"Nasıl gidebilir ki" dedi Eva yüzünde bir gülümsemeyle."Seninkini soracağım ama Hogwarts zaten tatilde, o yüzden sormuyorum." diye ekledi muziplikle.

Daha sonra arkasını döndü, garsona seslendi;

"Pardon, biz iki kaymakbirası alabilir miyiz acaba?"

***

"Nasıl gidebilir ki?"

demişti Eva yüzündeki gülümsemesiyle..

"Seninkini soracağım ama Hogwarts zaten tatilde, o yüzden sormuyorum."

diye de eklemişti muzipçe.

"Pardon, biz iki kaymakbirası alabilir miyiz acaba?"

diye içki içmek istediğini belirtti Eva.Ancak Tomi'nin sağlığı bakımından içki içmemesi gerekiyordu.Ama bu jestten sonrada Eva'yı kıramazdı.Kaymakbiraları geldi.Ve içmeye başladı Eva'nın gözlerine bakarak.Çok çabuk bitirmişti yine içkisini.Ama içkiyi bitirdiği gibi o büyüyk bayılmasından önceki ağrı saplandı başına.Kafası patlamaya hazır bir bomba gibiydi,çok acıyordu.Kafasını tuta tuta çığlıklar attı ve yere yığıldı yine.Ne olacaktı acaba?

***

Tomi'ye içkinin yasak olduğunu bilmiyordu Eva.Tomi, kafasını tutup bağırmış, sonra da yere yığılmıştı.

Eva anında koştu, Tomi'nin yanına diz çöktü, başını kollarının arasına alarak yere çarpmasını engelledi.Eva çok şaşırmıştı, ne yapacağını bilmiyordu.Tomi'ye ciddi birşey olmasından çok korkuyordu.

Eva'nın gözyaşları Tomi'nin yüzüne akıyordu.

Daha sonra binbir zorlukla Şifacı arkadaşlarından birini aradı.Tomi, şifacının gelmesini bekleyebilecek miydi?

***

Kafasındaki acı dinmiyordu.Kafası patlayacak gibiydi Tomi'nin.Bu kafa acısı öyle birşeydi ki,sanki biri derin derin kesiyordu kafasını.

Yine hastahanede gördüğü rüyayı görüyordu Tomi.Ya da öyle zannediyordu.Bu sefer Manor Town'da geziniyordu,heryer kardan bembeyazdı.Beline kadar karla gezinirken karların içinden biri çıktı.Bu,gazetelerde fotoğrafları olan,adı anılmaması gereken kişi olan Karanlık Lord'tu.Onu iğrenç bir şekilde öldürmüştü.Tomi'nin kanı,karlara bulaşmış,şimdi her yer kıpkırmızı olmuştu.Sonra Eva'da gelmiş,K.Lord onu da öldürmüş,onunda kanları kara bulaşmış,her taraf kırpkırmızı olmuştu.Acıyordu kafası Tomi'nin,terlemişti suratı.Sayıklıyordu;

''Karanlık Lord..Öldürme Eva'yı.. Hayır..''

diye.Devam ediyordu baygınlığı ve lanet başağrısı.Ne olacaktı?

***

Normalde Üç Süpürge'nin kapısını aşındırırdı geceleri ama bu gece bir değişiklik yapmaya karar verdi.Adını yeni duyduğu 'Dark Dream' gözüne çarptı yürürken.

Bir ateşviskisi içmek için oraya yöneldi.Belki tanıdık birine rastlayabilirdi.Oldukça gösterişli kapısını açtıktan sonra biraz dikilip etrafı inceledi.Yerde yatan birisi gözüne çarptı ilk başta.Bir kaç gün önce tanıştığı Xavier'di bu.

Telaşla yanına gelip çömeldi.Etraftaki insanları görmüyordu bile telaştan.Bi'an sersemlemiş olabiceğini düşündü.Asasını çıkarıp Xavier'e doğrulttu.

"Ennervate!" diyip işe yaraması için dua ettikten sonra ona seslenmeye başladı.

"Xavier!Xavier!İyi misin?"

***

Başındaki ağrı az önceki şiddetini biraz kaybetmişti,ama hala ağrıyordu.Yerdeyken açtı gözlerini.Orda James Tommy vardı.Onu uyandırmış olmalıydı.Tommy'e:

''Teşekkür ederim,beni iyileştirdiğin için.Şu sandalyeye oturalım,biraz dinleneyim..''

Başı hala ağrıyordu.Tommy ve Eva'ya baktı.Eva ağlayan gözlerle,endişeyle bakıyordu.Bu,Xavier'i biraz üzmüştü.Ayaklanmaya çalıştı,Tommy'e tutunarak...

***

Uyanmasıyla derin bir nefes aldı.Minnettarca Tomla konuştu.

''Teşekkür ederim,beni iyileştirdiğin için.Şu sandalyeye oturalım,biraz dinleneyim..''

"Bir şey değil,iyi olmana sevindim" dedikten sonra onu bir sandalyeye oturttu.Sonra Eva'ya selam verip bir sandalyeye oturdu.

"Ne oldu yahu?Ne işin vardı yerde?" dedi gülümsemeye çalışarak.

Out:Tarık çıktı herhalde devam edecektir.

***

"Bir şey değil,iyi olmana sevindim"

Dostluğu Tomi'yi de sevindirmişti.Şimdi az daha iyi hissediyordu.

"Ne oldu yahu?Ne işin vardı yerde?"

demişti James gülümseyerek.Cevapladı hemen:

''Eva bize bir içki ısmarladı.Aslında benim içki içmeme yasak.Ama içtim.Kabahat Eva'da değil,o bu yasağı bilmiyordu.Ama ben onu kırmamak için içtim.Ve yine acılar içinde yere yığıldım.Neyse,şu rahatsızlık geçene kadar uzun süre içki içmeyeceğim.Ee,senin bakanlık işleri nasıl gidiyor James?''

dedi ve sustu.Cevap bekliyordu,sorularına,konuşmalarına..Eva niye suskundu ki?Bilmiyordu,ama rahattı..

***

Out:Devam edecektir..

''Eva bize bir içki ısmarladı.Aslında benim içki içmeme yasak.Ama içtim.Kabahat Eva'da değil,o bu yasağı bilmiyordu.Ama ben onu kırmamak için içtim.Ve yine acılar içinde yere yığıldım.Neyse,şu rahatsızlık geçene kadar uzun süre içki içmeyeceğim.Ee,senin bakanlık işleri nasıl gidiyor James?''

Üzülmüştü olanlara.Ama tekrar gülümsedi.

"Eh,umarım bi'daha bu yasağı delmezsin.Hafta içi sürekli Bakanlık'tayım.İşler çok yoğun doğrusu.Çok yoruluyorum.Ama haftasonları bu yorgunluğumu gördüğün gibi bir şeyler içerek geçiriyorum." dedikten sonra eliyle garsona gelmesini işaret etti.Bir ateşviskisi isteyecekti ama vazgeçip meyve suyu istedi.Sonra Xavier'e dönüp:

"Okullar ne zaman açılıyor peki?Ara sıra ziyarete gelirim.Çok özledim orayı." dedi iç çekerek.

» Masa 01
» [Masa 2]
» Masa 02
» Masa 01
» [Masa 3]