Bar Kısmı

...

** İçecekler**

Absinth
Martini
Saki
Bira
Malibu
Campari
Baileys
Sheridans
Liquer (likör)
Brandy (konyak)
Gin (Cin)
Tequila
Vodka
Şarap(İspanyol,Meder,Porto)
Kokteyller
Boğma
Ateşviskisi
Solungaç Suyu
Şekerli İçki
Vişne Şurubu ve Soda
Frenküzümlü Rom
Kaymak Birası
Balkabağı Suyu

(Allison M. - Phobia Bar'dan Alınmıştır)

Misafir

Chase bu gece içmeye ihtiyacı olduğunu hissediyordu.İçeri adımını atar atmaz barı aramaya başladı.Sonunda ilerdeki barı gördü ve Medusa'yı çekeliyerek bara götürdü.Bir süre barmenin gelmesini bekldilar.
-Ee Med ne içersin?Ben ataşviskisi alıcam.
Sonunda barmen gözükünca Chase içecekleri söyledi ve barmen içecekleri hazırlarken Med'e döndü.
-Bu mekanı sevdim.Sanırım sağlam bi mekan.Bir rock grubu çıkıcağını duydum herkez onları konuşuyor.Gelecek bomba gibi olduğunu söyledi.
Chase etrafına bakındı.Mekanda çok güzel cadılar vardı ama Chase'in tarzı değildiler.Sıkıntıyla suratını buruşturdu.O anda barmen içeceklerini getirdi.

Misafir

Medusa bara doğru oturuyordu.
-Ben kırmızı şarap alabilirim.
dedi ve sırtına bara dayadı. Kardeşine bakmadan başını sallayarak onay verdi ve sahnenin etrafında dolaşan büyücü ve cadıları izlemeye başladı.
- Aslında gruptaki büyücüleri az çok tanıyorum. Hiç yoktan tanışıklığımız olmuştu
dedi.

Kulisten aşağıya inen Stam, etrafın biraz da olsa dolduğunu gördü. Bar kısmında Medusa ve kardeşi birşeyler içmekteydi. Yavaş adımlarla oraya ilerleyen Stam, sesini temizledi ve;

"Profesör Medusa ve Bay Chase, hoşgeldiniz.."

Misafir

Chase ablasına döndü gruptakileri tanıması normaldi çünkü o hogwarts müdüresiydi.Hiç yoktan bir yığın insanla tanışıyordu.
-Eh tanımasan şaşırırdım senin gibi önemli biri herkezi tanır.
Chase sıkılmaya başlamıştı.Önünde duran içkisini kafasına dikti ve barmenden bir tane daha istedi.Ateşviskisi içinde hep garip bir sıcaklık bırakırdı.Bir an kendini çok iyi hissetti kafasındaki sorunlar tek tek siliniyor gibiydi.Fakat bir an sonra bütün sorunlar yeniden beynine çullandı.Londra'ya dönmekle iyi yapıp yapmadığını bilmiyordu.Buraya o kadar uzun zamandır gelmiyordu ki kendini sanki yabancı biri gibi hissediyordu.Med'in de içmekte ondan aşağı kalır yanı olmadığını farketti.O da bardağını boşaltmış ve yenisini istemişti.
-Hey hey hey..Yavaş ol biraz böyle gidersen bir saate kalmaz sahoş olursun.Geleceğe yine haber olmanı istemeyiz.
Chase o an arkasından gelen sesle irkildi.Bu gelecekte yazar olduğunu bildiği Stam Schwarz olmalıydı.
-Profesör Medusa ve Bay Chase, hoşgeldiniz..
Chase yeni eline aldığı bardağını tekrar bıraktı ve elini uzattı.
-Hoşbulduk Bay Schwarz...Mekan gerçekten çok güzel olmuş tebrik ederim.Hogsmeade'in böyle bir yere ihtiyacı vardı.
Yeniden bardağını aldı ve bir yudum içti yine içini o garip sıcaklık kaplayıp bir süre sonra yok oldu.

Misafir

Medusa kadehinden bir yudum daha almıştı ki Stam'ın oraya geldiğini gördü ve kadehini tezgahın üzerine bıraktı.
- Evet Chase'e katılıyorum gerçekten de çok güzel bir yer olmuş Stam.
dedi gülümseyerek ve Stam'ın yüzüne doğru baktı.
- Fakat okul zamanı öğrencilerimin burada fazla dolaşmasını istemem doğrusu.
dedi.

"Teşekkürler.."

Stam Medusa'nın ikinci cümlesinden sonra hafif bir kahkaha atıp;

"Merak etmeyin, çok fazla öğrencinin uğrayacağını sanmam.."

Daha sonra Stam yeni misafirleri farkedip ayrılıyordu onların yanından.

"Gitmeliyim, İyi eğlenceler..."

Misafir

Stam yanlarından ayrıldığında Chase ikinci bardağınıda bitirmişti.Biraz başı dönmüştü ama Chase takmadı.Bardağını bırakıp yeniden bara yaslandı.Mekan gitgide kalabalıklaşıyordu.Chase bundan rahatsız olmamıştı ama boşken daha rahat olabiliyordu.
-Med biraz daha yavaş lütfen.Daha bana cadı bakıcaz.
Chase yeniden gülmeye başladı.Gülerken hafif bir baş dönmesi daha hissetti ama onuda yok saydı.
-Gelecek yine seni haber yapmış.Bu sabah okudum rahatsız edici olmalı.

Misafir

Medusa kadehini bıraktı ve kardeşine doğru döndü.
- Evet benim hakkımda haber yapmaktan hiç bir zaman vazgeçeceklrini snmıyorum.
dedikten sonra yeni gelen bardağı kaldırdı.
- Her gün haber olmama..
dedi gülerek ve bardaktan büyük bir yudum aldı.

Emily uzun süredir ortalarda görünmüyordu. Geri döndüğünü haber vermenin en güzel yolu bu partiye katılmak olacaktı. Duyduğuna göre bütün cadı ve büyücüler bu partiye katılıyordu. O da hazırlanmış (siyah straples bir elbise ve ona uyumlu ayakkabılar giymiş, saçlarını salmış ve hafif makyaj yapmıştı) ve partiye gelmişti. Şimdilik etrafta bilindik simalar vardı ama yanına oturup muhabbet etmek isteyeceği birini bulamamıştı. Bar kısmına gidip bir vodka sipariş etti. Yavaş yavaş içkisini yudumlarken etrafa göz gezdirdi.Ortam gerçekten hoştu..

Jonathan ilk şarkının sonlarına doğru yerinden kalkıp bara doğru yürüdü. Boyunu uzun göstermek için parmak ucuna kalkarak 'Bir tekila istiyorum.' dedi. Bu arada loş ışıktan faydalanarak elini yüzünde dolaştırıyor barmenin kendisinin öğrenci olmasını görmemesini sağlıyordu.

Misafir

out.arkadaşlar burada bir rp yarım gördüğünüz gibiO_O

out: ben yazmıyorsunuz diye geldim bide sonuçta bar dediğin geniş bir alan mantığıyla gelmiştim de şimdi bunun forumda saçma durduğunu anladım ben masama döniim bari içikimide aldım

Jonathan tekilasını aldıktan sonra yavaşça ayağa kalktı. Şişeyi ve bardağı ayrı ellerinde tutarak masasına doğru yürümeye başladı.

Kristen içeri girdiginde etraf biraz kalabalık gibiydi yavaşça bara geçti ve sandalyelerden birine oturup;Barmene bir ateş viski getirmesini söyledi.Sean'ın resmen kendini kaptırmıştı Kristen gülümseyerek etrafına baktı ama pek tanıdık göremedi gelen ateş viskisinden bir yudum aldı.

Misafir

Brian malikaneden çıkıp tekrar bara gelmişti.Onun için çok yorucu bir gece olmuştu.Kendini barın rahat koltuklarına bıraktı ve derinin soğukluğunu hissetti sırtında.

Kendine doğru yaklaşan garson tiz bir sesle :

"Her zamankinden mi bay Johnson."

diye sormuştu.Ama Brian düşüncelerin engin denizinde boğulmakta olduğundan bu soruyu algılayamamıştı.Garson rahatsız etmek istemiyordu ama sorusunu yineleyen bir ifadeyle :

"Efendim ?"

dedi.Brian başını kaldırıp garsona döndü ve :

"Ha..Evet Albert."

dedi şaşkın bir tavırla.Garsonun ordan usulca uzaklaşmasını izledi ve tekrar düşüncelere daldı.

***

Gerçekten yorucu bir gündü.Hogwarts'a olan hazırlıklar,son günlerde yaşanan olaylar..Hepsi beynindeki paradokslara bir kördüğüm daha atıyordu.Bu düğümlerin çözülmesi,biraz rahatlaması gerekti.Dark Dream'a geldi bunun için.Bar Kısmı'na geçti hemen.Hızlıca tabureye oturdu ve:

''En sertinden bir tane ateşviskisi..''

dedi.Yanında bir adam vardı.Bu barda çıkan SOTD üyelerinden Brian Johnson idi.Dostça bir tavırla:

''Selam Brian.Nasılsın?''

dedi.Pek tanışmıyorlardı,ismiyle hitap etmesi garip olmuştu.Brian'ın cevabını ve barmenin getireceği içkiyi bekliyordu.

***

Misafir

Brian yanına gelen adamı pek tanımıyordu.Eva bahsetse de hiç yüz yüze görüşmemişlerdi ama yine de barda takılıdığı belliydi.Çünkü siması Brian'a tanıdık geliyordu :

"Selam."

dedi ve gelen ateş viskisinden bir yudum aldı.Sonra da bara yeni giren göz alıcı bayana bakmaya başladı hayran hayran.

***

Adamın cevabını beklerken barmenin sesiyle irkildi Tomi.

''Buyrun efendim,ateşviskiniz.''

Ateşviskini yavaşça eline aldı,miskince.Tek istediği muhabbet etmek,rahatlamaktı.Bu arada Brian da konuştu:

''Selam.''

Muhabbet başlıyordu demek.Ee,ilerletmek te gerekti muhabbeti.Tomi konuştu:

''Merhaba,ben Tomi Xavier Allison.Hogwarts'ta Eski Yazıtlar prof.uyum.Eva benden biraz bahsetmiştir sana.Ee nasılsın?''

Yine cevap beklemeye başladı.Bu muhabbet uzun ve güzel sürecek gibiydi.

***

Misafir

Brian gülümsedi ve bakışlarını tekrar Tomi'ye çevirdi.

"Evet biraz bahsetmişti.Memnun oldum."

dedi ve ateşviskisini bitirip barmene :

"Bir tane daha."

dedi.Sonra tekrar Tomi'ye döndü.Yorgunluğun neden olduğu donuk bakışlarla:

"Sanırım birkaç kadeh sonra iyi olacağım.Sen ?"

diye sordu.

***

Ateşviskisini yudumladıkça kendine geliyordu.Bir süre içki içmemesi gereken zamanda geçmişti.Şifacının önerilerine uymak zorunda değildi.Keyifle yudumladı ateşviskisini.Sonra Brian'ın cevabı geldi:

Evet biraz bahsetmişti.Memnun oldum."

dedi ve ateşviskisini bitirip barmene :

"Bir tane daha."

dedi.Sonra tekrar Tomi'ye döndü.Yorgunluğun neden olduğu donuk bakışlarla:

"Sanırım birkaç kadeh sonra iyi olacağım.Sen ?"

Cevap verecekti Tomi.Evet,amacı rahatlamaktı.Bol bol içecekti.Rahatlayacaktı.Ve:

''Evet,sanırım.Ama bu gece ölene kadar içki içebilirim.''

dedi ve sesi bir biçimde güldü.Muhabbet ilerliyordu.Yudum yudum alınan ateşviskisinin güzel tadı ile birlikte..

***

Arkadaşlarının barda olacağını tahmin eden Eva, Dark Dream'in yolunu tutmuştu.Bara girince etrafına bakınmış ama tanıdık görememişti.Daha sonra bar kısmına baktığında Tomi ve Brian'ı gördü.Yanlarına gitmek için masaların arasından geçmeye başladı.Vardığında;

"Herkese selam..." dedi ve gülümsedi.

Misafir

Brian içkisini eline aldı ve yan masaya yönelerek :

"Ben sizi yalnız bırakayım en iyisi."

dedi Tomi'ye göz atarak.

***

"Herkese selam..."

diye bir ses geldi.Bu Eva'nın sesiydi.Mutlu etmişti biraz onu.Ama Brian'nın konuşmasını duyamadan uzaklaştı oradan.Bu,Eva'yı kızdırabilir,üzebilirdi.Neden yapmıştı,oda bilmiyordu.

***

Yine karanlık ve soğuk bir Hogsmeade gecesi. William birkaç gündür burada sık takıldığını farketti. Aslında favori mekânı Knockturn olsada burası da fena değildi. Hele dün gece Domuz Kafası'nda olanlardan sonra... Dalgın dalgın Briseis'i düşünürken sokakta durmanın pek akıllıca olmadığını anlamış, seri adımlarla Dark Dream'e doğru ilerliyordu. Tahta kapıyı gıcırdatarak araladıktan sonra yüzünü yalayan ılık meltemle mest olmuş, mekânın kokusunu ciğerlerine doldurduktan sonra bara doğru ilerliyordu. Bu sırada cüppesinin cebinden bir paket sigarayı çıkardı. İçinden bir tanesini çıkarttıktan sonra elini ucuna doğru salladı ve küçük çubuğun parlamasını seyretti. Ciğerlerine dolan dumanı loş barın atmosferine salarken kendini bar taburelerinden birine attı. Yüzüne bakan genç barmen karşısında önce tepkisiz kalsada kısa sürede seçtiği içkiyi istemeye karar verdi. "Viski!" Bunu söylemesi işinin ehli çocuğa yetmiş, başıyla onayladıktan sonra içkiyi kısa sürede hazırlamıştı. İçkisini yudumlarken hâlâ dün geceden kalma sırıtışını bozamıyor, her zaman kaybolmayan sert tavrını takınamıyordu. Dumanı ciğerlerine birkez daha doldururken tezgâhtaki viski bardağını evirip çevirmeye koyuldu. Aklında dolaşan binbir tilkiye rağmen bardağı ağzına doğru götürerek büyük bir yudum almayı ihmal etmedi. "Bris! Bris! Bris!" Sessiz bir şekilde mırıldanışını duymayan barmen meraklı gözlerle William'ı süzmeye başladı. Ancak attığı sert bakış sonrası oturduğu tezgâh kısmı boşalmış, istediği ortam kurulmuştu.