Accio-Hogwarts
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



Kurgu: Loinkaos - Yıl: 1971 - Hava: Yağmurlu - Tema: Gündüz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 1. Ders ( Ortak )

Aşağa gitmek 
+13
Dinah Bones
Miselya Hotaru T. Takai
Destiny R. Thallimar
Demetria Andié
Rubeus Dearborn
A. George White
Teasel Hérion Majere
Victoria Lynn Enfield
Crysania J. F. Majere
Marlyssa L. F. Majere
L.J. Maxine Blaikie
Jack William Bennet
Anakin J'ames Láerod
17 posters
YazarMesaj
Anakin J'ames Láerod
Ölü&Admin
Ölü&Admin
Anakin J'ames Láerod


Mesaj Sayısı : 1126
Nerden : Azkaban ;)
Tarafı : Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Kan Durumu : Bilinmiyor.
RP Yaşı : 34
Patronus : Ejderha
RP Sevgilisi : Yok , İstemez Wink
Asa : Kan Pıhtısı !
Evcil Hayvan : Yok
Özel Yetenek : Kurtadam , Zihinbend & Zihinfendar
Galleon : 56248
Kayıt tarihi : 31/01/09

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimeC.tesi Mart 28 2009, 23:03

Bütün herkes Alexander'ın gelmesini beklerken eski karabüyücü Arathorn'un içeri girmesi öğrencileri biraz tedirgin etmişti fakat bu tedirginlikleri fazla sürmedi. Her nedense ona ısınmışlardı. " Günaydın çocuklar " dedi sevecen olmaya çalışan bir sesle. Hâla sevgi sözleri söylemek onun için kolay değildi ama deniyordu. Okumaya aç birinin bir kitabı gördüğünde ilk verdiği tepki gibi öğrenmeye çalışacaktı sevgiyi. Bu saçma düşünceleri kafasından attı. Daha ilk dersinde bir facia yaşanmasını hiç kimse istemezdi. Arathorn mavi gözleriyle 11 , 12 , 13 , 14 yaşındaki gençlere baktı. Kendi küçüklüğüne hiç mi hiç benzemiyorlardı.

" Çocuklar , ben Anakin Skywalker , Eski adım Arathorn'du. Benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm. "

Çocuklara aptal bir sırıtış atıp konuşmasını bitirdi. Sonra ona bakan meraklı gözlere baktı. Siyah , mayi , yeşil her renk vardı. O meraklı gözlere artık bir bilgi vermenin gerekliliğini anlayınca dersine geçti. Küçük bir asa hamlesiyle tahtaya bir yazı geldi.

Dilkilit
" Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyü rakip yada düşmanınıza isabet ederse o kişinin dilini damağına yapıştırır ve buda onu etkisiz hale getirir. " Bazı öğrenciler bu büyüyü küçümsediler. Küçümseyenlerden Slytherin'li bir öğrenciye sert bi bakış attı ve ona " Gel " dercesine el işareti yaptı. Sınıftaki herkesin sesi kesilmişti. Eski bir katilin birini böyle yanına çağırması hayra alamet değildi. Slytherin'li öğrenci Arathorn'un yanına yavaşça geldikten sonra korkan gözlerle ona baktı. Fakat Arathorn'un bıyık altından gülümsediğini görünce az da olsa rahatladı.

" Şimdi sen bana tahtada yazan büyüyü yapmaya çalışıcaksın. Konsantre ol .. Konsantre ... " Çocuk yavaşça asasını çıkardıktan sonra biraz geri çekildi. Asasını profesöre doğrulttuktan sonra nefes alıp verdi gözlerini kapadı ve açar açmaz bütün sınıfın duyacağı bir şekilde böğürdü. Bütün gözler ikisinin üzerindeydi.

" Dilkilit ! " Arathorn çocuğun büyüyü yapabileceğini bildiğinden asasını hazır tutmuştu. Seri bir hamleyle üzerine gelen büyüyü yok ettikten sonra çocuğa bakarak gülümsedi. Sonra yüzüne sert bir ifade getirip yavaşça konuştu. " Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler. " Bütün sınıf ağır ağır kafasını sallarken Arathorn ders bitti dercesine kafasını salladı. Bütün öğrenciler çıkarken o sınıfta kalmayı tercih etti.


En son Anakin Skywâlkér tarafından Ptsi Mart 30 2009, 20:56 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jack William Bennet
Süper Aktif Role Player
Jack William Bennet


Mesaj Sayısı : 2168
Yaş : 28
Nerden : :: Roma ::
Tarafı : :: Tarafsız ::
Kan Durumu : :: Safkan ::
RP Yaşı : :: 14 ::
Patronus : :: Büyüyünce İnşallah... ::
RP Sevgilisi : :: Demetria Andié ::
Asa : :: Kayıp Büyü ::
Evcil Hayvan : :: Baykuş Wood ::
Özel Yetenek : :: Eheey öğrenciyim benn x( ::
Galleon : 56023
Kayıt tarihi : 18/01/09

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left5/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (5/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left5/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (5/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimeC.tesi Mart 28 2009, 23:37

Birinci kat koridoru sonunda bulunan Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersliği'ne doğru, elinde kitapları yürüyen Jack, arkasında ayak sesleri duyabiliyordu. Omzunun üstünden bakarak bunun Alexander olduğunu sandı. Oysaki saniyede onun eski karabüyücü Arathorn olduğunu anladı. Arathorn hızlı yürüyordu, bu yüzden Jack'e daha çok yaklaşmıştı. Ancak Jack de adımlarını sıklaştırarak dersliğe vardı ve kendine orta kısımdaki sıralardan birine attı. Birkaç saniye sonra Arathorn da sınıftan içeri girerek:

" Günaydın çocuklar! " dedi. Yüzündeki eski karabüyücü ifadesini almamaya çalışarak sevecen olmaya çalışıyordu. Jack'e göre Arathorn bunu yaparken zorlanıyor gibiydi. Bununla birlikte şu anda bir şeyler kafasına takılmış gibi sınıfa bakıyordu. Bir an yüzü buruşur gibi oldu. Ama sonra bu ifadeyi umursamazlıktan gelerek eski sevecen haline büründü. Şimdi de mavi ggözlerinin içi gülerek kendilerine bakıyordu. Bir şeyler söylemek için ağzını açtığında heyecanından bir saniye bekledi ve sonra:

" Çocuklar , ben Arathorn. Soyadımın olmadığını bilirsiniz , benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm. " dedi. Bu sözler Arathorn'un kendine fazla güvenir olduğundan eskiden o kadar kişiyi öldürebildiğini anlatıyordu. Jack'in bulunduğu orta kısımdaki sıralara döndü ve diğer kısımlardaki sıralara da bir baktıktan sonra yüzünde bir sırıtma belirdi. Jack merakla Arathorn'a bakıyordu, aynı diğerleri gibi. Arathorn da bunu anlayınca asasına uzandı ve tahtaya doğru bir şeyler mırıldandı. Tahtada "Dilkilit" belirdi. Bu isim Jack'e çok garip gelmişti. O meraklanmanın ardından Profesör:

" Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyü rakip yada düşmanınıza isabet ederse o kişinin dilini damağına yapıştırır ve buda onu etkisiz hale getirir. " diye açıkladı. Gerçekten etkileyici gelmişti Jack'e. Belki de büyüyünce düellolarda bu büyüyü kullanıp düşmanını etkisiz hale getirebilirdi. Jack etrafına bakındığında öğrencilerin küçümser gibi bakan yüzlerine aldırış etmeden tahtanın bulunduğu tarafa, yani Arathorn'un bulunduğu yere dönerek onun yüzüne bakmaya devam etti. Arathorn da Slytherinli bir öğrenciyi 'Gel' anlamında bir el işareti yaparak yanına çağırdı. Herkes ona bakıyordu. O öğrenci gibi herkes korkuyordu. Ancak bıyığının altından gelen gülümseme herkesi rahatlatmıştı. Sonra ondan şunlar duyuldu:

" Şimdi sen bana tahtada yazan büyüyü yapmaya çalışıcaksın. Konsantre ol .. Konsantre ... " Jack herkes gibi şaşırmamıştı; zaten bunu bekliyordu. Çocuk yavaşça asasını çıkardı ve birazcık geri çekildi. Asasını Arathorn'a doğru doğrulttu. Derin nefesleri Jack'in kulaklarına geliyordu. Çocuk gözlerini kapadı ve açtıktan hemen sonra herkesin duyabileceği bir ses ile böğürdü. Bütün gözler çocuktaydı. Onun ağzından pek duyulamayan bir sesle:

" Dikilit! " diye haykırdı. Arathorn'un asası hazırdı. Seri bir hamleyle üzerine gelen büyüyü yok etti ve çocuğa tebrik edermişçesine gülümseme attı. Yüzüne gelen sert ve ciddi ifadeyle:

" Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler. " dedi. Herkes ağır ağır kafasını sallıyordu, Jack'e göre kimileri bunu yapmacıktan yapıyordu. Bir ifadeyle, hiçbir söz söylemeden herkese dersin bittiğini anlattı ve Jack de eşyalarını toplayıp sınıftan çıkan topluluk kümesine katıldı.

Not: 7,5 Puan. Biraz betimleme , birazcık da yazım hatası (:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hogwartsakademisi.turkforumpro.com
L.J. Maxine Blaikie
Gryffindor 1. Sınıf
Gryffindor 1. Sınıf
L.J. Maxine Blaikie


Mesaj Sayısı : 54
Tarafı : Aydınlık
Kan Durumu : Melez
RP Yaşı : 13
Asa : Titrek Zeka-En iyi büyü: Patronus
Evcil Hayvan : Rocco adında yavru bir Rottweiler
Galleon : 55426
Kayıt tarihi : 28/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimePaz Mart 29 2009, 00:18

Büyük Salon'dan ayrıldıktan sonra esneyerek birinca kat koridorunda yürüyordu Maxine. Hogwarts'taki ilk günlerinde uyumak istemiyordu
fakat, erken kalkmaya da alışkın değildi. Sınıfın önüne geldi, içeriye girdiğinde sınıfın yarısından fazlasının dolu olduğunu gördü ve yavaşça kendine uygun bir yer aramaya koyuldu. Ne sınıfın tam merkezinde göze çarpan bir yerde, ne de dersten kopuk dış bir yerde oturmak istiyordu. Kendine uygun olarak düşündüğü yere gidip oturdu. Yavaşça sınıfı süzmeye başladı. Ayak sesleri duydu ve sınıfa birisi girdi. Maxine derse Profesör Féarless'in gireceğini sanıyordu. Eski bir katil olan Arathorn'un değil. Elinde olmadan ağzı hayretle açıldı ve kendini toparlayıp etrafa bakındığında herkesin şaşırmış olduğunuda gördü. Maxine o arada
" Günaydın çocuklar " diye bir ses duydu.
"Çocuklar , ben Arathorn. Soyadımın olmadığını bilirsiniz , benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm. "

Verdiği garantinin yerine gelmesini diledi Maxine. Demek Hogwarts'ın müdürü olmuştu. Ne kadar çabuk müdür değişmişti. Kimse birinci sınıflara ya da öğrencilere bir şeyler söylemiyordu anlaşılan. Maxine, ona güvenebileceğini düşündü. En azından sesindeki güven verici ton kendisini etkilemişti. Hele de konuşmasını bir sırıtışla tamamlayınca korkuya gereğin olmadığını düşündü. "Gerekli kişiler tarafından geldiyse, büyüklerin bir bildiği vardır." dedi kendi kendine.

Asasını hafif bir hareketle salladı ve arkadaki tahtada
. Dilkilit

diye bir yazı belirdi. Herhalde ilk derste bunu öğreneceklerdi. Maxine ilk öğreneceği savunma büyüsü karşısında heyecana kapıldı. Büyük ihtimalle yapamayacaktı ama umrunda değildi. Denerdi, ömrünün sonuna kadar sürse bile denerdi. Bu düşüncelerinden bir konuşma tarafından uzaklaştırıldı.

" Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyü rakip yada düşmanınıza isabet ederse o kişinin dilini damağına yapıştırır ve buda onu etkisiz hale getirir. "
Demek bu büyü böyle bir işe yarıyordu, bu büyüyü yapmayı başarabileceğii umdu. Rubeus üzerinde büyüyü uygularsa surat ifadesini düşündü. Sahi o nerelerdeydi. Sınıfın kalabalığından onu göremiyordu. Sabah kahvaltıda da görememişti onu. Sonra düşüncelerini derse geri döndürdü. Rubeus'a bakınırken, Profesör'ün bir öğrenciyi -Slytherin'den- çağırmış olduğunu gördü. Şimdi onunla konuşuyordu.

" Şimdi sen bana tahtada yazan büyüyü yapmaya çalışıcaksın. Konsantre ol .. Konsantre ... "

Slytherin'li çocuk cüppesini cebine attı ve asasını yavaşça çıkardı. Asasını Profesör'e doğrultarak:

" Dilkilit ! " dedi. Profesör asasını çekip üzerine gelen büyüyü savuşturdu ve Maxine ikisini de hayretler içerisinde izledi. "Tabii Arathorn'a mı büyü işleyecekti? Hem de bir öğrencinin yaptığı büyü." diye düşündü Maxine.

" Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler. " demişti Profesör. Demek ki çocuk derste olan bir şeye burun kıvırmıştı ve Arathorn da ona güzel bir ders vermişti. "Slytherin öğrencisi" diye düşündü Maxine. "O yaptıysa bunu hak etmiştir."
Dönüp baktığında herkes kafasını sallıyordu. Bunun gerekli olduğunu düşünüp o da kafasını salladı. Şimdi Arathorn da kafasını salladı. Ama o "Ders bitti." dercesine sallıyordu kafasını. Diğer öğrencilerle beraber sınıfı yavaşça terk etti Maxine.

Not: 7,5 Bayan Maxine. Birazcık yazım hataları ve olaylara birazcık daha ayrıntı (:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marlyssa L. F. Majere
Slytherin 3. Sınıf
Slytherin 3. Sınıf
Marlyssa L. F. Majere


Mesaj Sayısı : 78
Nerden : SatüRn
Tarafı : Tarafsız...
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 15
Asa : Ruh-u Alem
Evcil Hayvan : SamaéL [Yarasa]//Lucifér [Kédi]
Galleon : 55495
Kayıt tarihi : 17/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimePaz Mart 29 2009, 10:00

Bakışları gölün soğuk, derin ve karanlık sularına kilitlenmişti. Düşünceleri içinde kaybolmuştu yine zihni, kendinde değildi Marlyssa. Ne zaman bulsa sessizliği ve sakinliği olan hep aynıydı; kafasını kurcalayan düşüncelere dalmak. Zihnini başka birşeylere yönlendirebilse... Belki de kurtulurdu bu durumdan ama bu çabaları genellikle boşa çıkıyordu. Sırtını , ne zaman buraya gelseler yalnızlıktan kurtardıkları, yaşlı ağaca yaslamıştı. "Ne zaman düzelir ki bu?" diye geçirdi içinden, kafasını karıştıran hangi soruna dediğini kendisi de bilmiyordu, bütün düşüncelerini kapsıyordu bu soru. Aslında sorudan çok bir merak, bitmesine duyulan kırık ve umutsuz biz özlemden başka birşey değildi bu sözleri söyleten, bu cümleyi kurduran ona. Hafifçe esen bir rüzgar uzun, siyah saçlarını ağacın gövdesine doğru savurmuştu. Gözleri açık yeşile dönüyordu, turkuaz gözleri duygularını ve ruh halini belirtmekte en önemli yeri alıyorlardı. Tabii ki de onu tanıyanlar için, gerçekten tanıyanlar için. Çoğu kişi tanıdığını zannedenler grubuna girdiği için bu "gerçekten tanıyanlar"ın sayısı oldukça azdı. Gözlerini kapattı Marlyssa, bütün geceyi burda geçirmişlerdi, üç senedir sık sık yaptıkları birşeydi ama hiç yakalanmamışlardı. Okul kuralları bu konuda katıydı ama kuralları umursayanlar için... Uykusuzluk onlar için normalden daha sıradan olmuştu. "Artık gitsek iyi olur gibi" , yanında duran ikizi -Crysania- yavaş yavaş düşünce yığınından kurtulmaya başlamıştı anlaşıldığı kadarıyla. Bütün gece burda durmuşlardı ama her zamanki huylarını bozmadan... İkizler hep iletişim halindelerdi ama kimse bunu bilmezdi hatta o kimseler aşırı suskun ve sessiz olduklarını söylerlerdi. Aslında bu doğruydu sessiz ve suskunlardı ama aralarındaki "sessiz" iletişim kopmadan. Birbirlerinin düşüncelerini hissederlerdi, söyleyeceklerini bilirlerdi, bakışları yeterdi birbirleriyle konuşmalarına.

~ Birazdan buranın bu sessizliğini koruyacağını pek sanmıyorum zaten.

dedi Marlyssa, gözlerini açtı, güneş tamamen yerleşmişti yerine ve fazlasıyla rahatsız etmişti Marlyssa'yı. Kısa bir süre kapatmış olsa da gözlerini güneşin rahatsız ediciliğinden kurtulamamıştı. Bakışlarını ikizine yöneltti. Saatten haberi yoktu ama birazdan büyük salondaki öğrencilerin ders öncesi genellikle yaptıkları gibi göl kenarına geliceklerinden emindi Marlyssa. Aslında bulundukları yer ne olursa olsun hep sessizdi, kimse gelmezdi buraya ama yinede biraz hareket o durgunluğu bozardı. Marlyssa ayağa kalktı.Crysania'ya çevirdi bakışlarını, ikizi ders programına bakıyordu. Dersin ne olduğunu pek umursamıyordu Marlyssa, derslerle ilgili kişiler değillerdi pek ama yine de başarılı öğrenciler oldukları söyleniyordu. "Karanlık Sanatlara Karşı Savunma..." demişti Crysania kısa bir süreden sonra.

~ Geç kalmadan gidelim o zaman.

dedi ikizine. Dersin başlamasına zaman olsa bile ikizlerin dersliğe gitmeleri biraz sürecekti. Crysania'nın ders programını kaldırmasıyla birlikte okula doğru yürümeye başladılar. Marlyssa durgunluğunu atmıştı, en azından öyle görünmeye çalışıyordu, olabileceği kadar...

Okulun birinci katında bulunan dersliğe geldiklerinde dersliğin umduklarının aksine kalabalık olduklarını farketmişlerdi. Büyük ihtimalle çoğu dersin olduğu gibi bu derste ortak derslerden biriydi. Marlyssa bakışlarını derslikte gezdirdikten sonra en arkada bulunan sıralara doğru ilerlemeye başlamışlardı Crysania ile. Marlyssa içeriye giren profesöre takılı bakışlarla, yüzünde oluşan gizli şaşkınlık ifadesiyle bir an donup kalmıştı. Profesör değişmişti ama hiç ummayacağı biriydi karşısındaki. " Günaydın çocuklar " sesin sahibini gören kişilerden bazıları hiç takmazken bazıları dönüp bir daha bakma gereği duyuyordu. Marlyssa ikizinin yanına oturduktan sonra bakışlarını Crysania'a çevirdi.

~ İşte yılın ilk olayı

dedi sadece ikizinin duyabileceği bir şekilde. " Çocuklar , ben Arathorn. Soyadımın olmadığını bilirsiniz , benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm. " demişti profesör. Korkmak mı? Nasıl burada olabilirdi ki şu anda bir katil... İkizler kendi aralarında seherbaz avcısı diye adlandırmışları ama aldıkları duyumlara göre kötülük kısmına dair şeyleri bırakmıştı Arathorn. Umursamazlığına vermeye çabalıyordu Marlyssa. "Eskisinden daha güvenli..." Marlyssa'nın yüzünde beliren hafif alaycı bir tebessüm bu sözler hakkındaki düşünceleri açıkça belli ediyordu. Tahtada beliren "Dikilit" yazısından çok profesöre odaklanmıştı Marlyssa.Yüzünden silinmişti anlık şaşkınlık ifadesi, karanlık sanatlar kesinlikle ilgisini çeken dersler sırasında yerini almıştı. "Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyü rakip yada düşmanınıza isabet ederse o kişinin dilini damağına yapıştırır ve buda onu etkisiz hale getirir." , o sırada orta sıralardan bir ses duymuştu Marlyssa, yüzünü çevirdiğinde kendi binalarından olan bir çocuğu görmüştü. İkinci sınıf olduğunu tahmin ediyordu Marlyssa bu çocuğun. Asıl olay Arathorn'un onu çağırması olmuştu. Marlyssa arkasına yaslandı, alaycı bakışları ikizinin alaycı bakışlarıyla kesilmişti. İşte şu an kimsenin onları ayırt etmesi mümkün değildi. Yüzlerinde beliren aynı tebessümle birlikte... "Şimdi sen bana tahtada yazan büyüyü yapmaya çalışıcaksın. Konsantre ol .. Konsantre ..." demişti Arathorn. Marlyssa bakışlarını tahtaya çevirdi. "Dilkilit !" büyü olmuştu bu zaten şaşırılacak birşey değildi, üzerine gelen büyüyü yok ettikten sonra Arathorn'un yüzünde beliren gülümse bir anda kaybolmuştu. "Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler." Marlyssa bu sözün sihir tarihi dersinde söylenmesini de umut ediyordu. Dersin bittiği anlaşılmıştı ama hala teredütte olanlarda vardı. Sınıftakiler çıkana kadar kalkmadılar. Bu bir alışkanlık haline gelmişti onlar için. Sınıfta sadece profesör kalmıştı. Ayağa kalkıp çıktılar sınıftan.

Not: 10 !
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Crysania J. F. Majere
Ölü Role Player
Crysania J. F. Majere


Mesaj Sayısı : 307
Nerden : SatüRN
Tarafı : Tarafsız...
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 15
Asa : Tılsımın Gizémi
Evcil Hayvan : Cassiél [Yarasa]// Icé [Kédi]
Galleon : 57230
Kayıt tarihi : 03/09/08

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left10/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (10/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left10/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (10/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimePaz Mart 29 2009, 11:47

"Sessiz ve sakin" bulunluğu yeri en iyi tanımlayabilecek kelimelerdi bunlar. Yavaş yavaş aydınlık için olması gereken yeri alan güneşe hafif bir hiddet duyuyordu içinde, bütün bu durgunluğu bozacağı için. Okullar açılalı bir hafta olmuştu, dersler yeni başlamıştı. Değişmiş profesörer, yeni öğrenciler ve gidenler... İlk haftadan başlamışlardı göl kenarındaki yerlerinde bütün gece durmaya. Çoğu insan için sorun olan uykusuzluk onlar için bir sorun değil, olabildiğince normal birşeydi. Crysania bunu tanımlama çabasındayken "Kişilik özelliği gibi birşey" derdi. Uyku sorunları vardı ikizlerin, hiç bir zaman sorunsuz uyuyamazlardı; uyudukları zamanların miktarı öyle birşeydi ki "hiç" kelimesinin altında saklanabiliyorlardı kolayca. Yatakhanedeki birkaç kişi farketmişti bu huylarını ama kimse birşey söylememişti profesörlere. Birileri gidip geceleri yatakhanede olmadıklarını söylese anında kurallara uymamaktan ceza alırlardı. Crysania bunu umursamazdı ama puan düşürme işi... Fazla kötüydü. Binasına duyduğu bir saygı vardı ve ne olursa olsun kesinlikle başkalarının uğraşıp kazandırdıkları puanları düşürmemelilerdi. Anlam veremedikleri bir şansları vardı. Ne yapsalar hep yanlarında olan bir şans...

Güneş tamamen yerleştiği zaman yerine yavaş yavaş hareketlenmeye başlamıştı göl kenarı. Crysania ve Marlyssa'nın bulundukları yere gelmese de kimse yine de etkileniyordu bu hareketlilikten durgunlukları. Okulda genellikle kimsenin bulaşmayacağı kişilerdi ikizler. Bulaşanlar da sataşma amacıyla uğraşırlardı onlarla. Fazla konuştukları kişi yoktu okulda veya herhangi başka bir yerde. Crysania buz mavisi gözlerini gökyüzüne yöneltmişti. Yıldızlar yerlerini bırakalı uzun zaman olmuştu. Çoğu arkadaş grubu büyük salonda toplandıktan sonra göl kenarındaki belirli yerlerine gelirlerdi. Yaslandığı yerden doğruldu yavaşça

~ Artık gitsek iyi olur gibi.

dedi Marlyssa'ya. Üzerindeki durgunluğu atma çabası içindeydi Crysania. En azından okula ilk geldikleri günkü gibi değildi durgunluğu. Aslında her zaman durgun ve sakinlerdi ama Crysania'nın üzerindeki bu durgunluk normalin biraz fazla dışındaydı. "Birazdan buranın bu sessizliğini koruyacağını pek sanmıyorum zaten." demişti Marlyssa. Crysania etrafta göz gezdirdi, sessizliğini kaybetmeye başlamıştı zaten bulundukları yer. Birinci sınıftan beri en çok zaman geçirdikleri yerdi burası. Nedenini bilmedikleri -umursamadıkları- bir şekilde buraya kimse gelmezdi ne kadar kalabalık olursa olsun göl kenarı. Bakışları ikizine yönelmişti, Marlyssa'nın güneşten rahatsız olmuş gözleri yeşile dönüyordu. Crysania'nın yüzünde hafif bir tebessüm belirmişti, bakışları ikizinin yeni uyanmış gibi görünen bakışlarından göle çevrilmişti. İkizinin bu halinin nedeni düşünce uykusundan uyanması olduğunu biliyordu, kendisinde de olduğu gibi... Uykusuzluğa dayanıklılıklarını bir türlü açıklayamazlardı, açıklama konusunda istekli oldukları da söylenemezdi. İlk dersin ne olduğunu öğrenme amacıyla elini cüppesinin cebine götürdü Crysania, çıkardığı buruşuk kağıdı yazıların okunabilmesi amacıyla biraz düzeltmeye çalıştıktan sonra bakışlarını kağıt üzerine dikmişti.

~ Karanlık Sanatlara Karşı Savunma...

diye mırıldandı. Çoğu öğrencinin en ilgili olduğu dersti Karanlık Sanatlara Karşı Savunma. Dersler ilgisini çeken konulardan uzaktı Crysania'nın ama yine de Marlyssa'yla başarılı öğrenciler oldukları söylenirdi. Bu belki de -büyük ihtimalle- zekalarının sağladığı birşeydi. Umursamazca omuz silkti Crysania, ayağa kalktı ve kağıdı tekrar cüppesinin cebine yerleştirdi. "Geç kalmadan gidelim o zaman." , geç kalma durumu bedenlerinin iyice yorgun düşüp uykuya yenildiği nadir zamanlar olurdu veya oyalanıcak birşeyler olduğu zamanlar. Hogwarts keşif turları geç kalmalarını sağlayan şeylerin başında gelirdi. Birinci ve ikinci sınıfta çok sık düzenlerlerdi bu turları. Marlyssa'nın ayağa kalkmasıyla okula doğru yürümeye başlamışlardı.


Dersin başlama saaatinden erken gelmişlerdi, dersliğin birinci katta olması bu konuda fazlasıyla etkili olmuştu. Dersliğe girdiklerinde içeride bulunanlardan anlaşılan kadarıyla ortak derslerden biriydi. Crysania'nın okuyamadığı , yazının birbirine girdiği kısım anlaşılan buydu. Hogwarts'ın ilk dersleri genellikle ortak dersler olurdu. Kimi öğrenci bundan hiç hoşlanmazken bazılarıysa -farklı sınıflardan arkadaşları olanlar- ortak dersleri diğerlerinden daha çok severlerdi. Crysania ve Marlyssa arka sıralara doğru ilerlemeye başladılar. Bütün dersliklerde arka ve köşede bulununan sıra onların sırası haline gelmişti. Crysania geçip oturdu sıraya ve derslikte göz gezdirdi, ilk girdiklerinde gördüğünden daha kalabalık gelmişti derslik ona. " Günaydın çocuklar " , bir an duraksamıştı. Profesörün sesi değişmişti veya başka birşeyler vardı... Bakışlarını dersliğe giren kişiye çevirdiğinde hissettiği duygu şaşkınlıkla birleşerek yansımıştı yüzüne. Bakışlarını hala ayakta durmakta olan ikizine çevirdiğinde aynı duygunun belirtilerini görmüştü yüzünde. Sınıfa inen şaşkınlık havası bir çok duyguyla karışıyordu; korku, tedirginlik, heyecan, merak... Bu duygu karışımı bir süre sonra boğucu gelmeye başlamıştı Crysania'ya. "İşte yılın ilk olayı" , kendisine çevrilmiş bakışlara onaylarcasına kafa sallamakla yetinmişti.Profesör gitmişti... Yani derslerine gireceğini düşündükleri kişi gitmişti... Karşılarında duran kişi hiç şüphesiz bu derse olan ilgiyi ve merakı katlarca arttırmıştı. Crysania ve Marlyssa'nın aralarında "seherbaz avcısı" diye adlandırdıkları katil şimdi Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörü olarak karşılarındaydı. Aslında karanlık sanatlar konusunda oldukça tecrübeli biri olduğundan okulun seçeceği en iyi profesör olurdu bu konuda. " Çocuklar , ben Arathorn. Soyadımın olmadığını bilirsiniz , benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm. " , kesinlikle bilmeyen yoktu derslikte bu ismi, bunu anlamak için öğrencilerin yüzlerine bakmak fazlasıyla yeterliydi.

~ Bilmeyen kaybolsun...

diye mırıldandı.Bu sözler üzerine Crysania yüzünde beliren hafif bir alaycı tebessüm ile birlikte göz gezdirdi derslikte, bakışları tekrar Arathorn'a çevrildiğinde arkasına yaslandı ve bu "ilginç" dersi izlemeya başlamıştı. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma yılın ilk olayını gerçekleştirmişti ve bu alanda belli ki kolay kolay sarsılamayacaktı yeri. Şaşkınlık ifadesi merağa dönüşüyordu bakışlarda. Tahtada beliren "Dilkilit" yazısına odaklanmakta zorlanıyordu öğrencilerin bir çoğu. Crysania öyle olduğunu tahmin ettiği kişilere alaycı bir bakış attıktan sonra tekrar tahtaya yöneltti bakışlarını. "Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyü rakip yada düşmanınıza isabet ederse o kişinin dilini damağına yapıştırır ve buda onu etkisiz hale getirir." , bütün ilgi hiç şüphesiz dersteydi. Herkes başka şeyleri bırakmış derse odaklanmıştı. Ama yine de böyle bir büyüyle başlama işi... Biraz kolay gelmişti. O sırada profesörün çağırdığı bir Slytherinli öğrenci bu dersin ortak ders olduğunu hatırlatmıştı Crysania'ya. Crysania bakışlarını çocuğa çevirmişti, ortak salonda birkaç kez görmüştü bu çocuğu hatırladığı kadarıyla ikinci sınıftı. Kendi binalarında da vardı hoşlanmadıkları kişiler özellikle bücür ve aşırı kendini beğenmişler ve bu çocukta onlardan biriydi. Crysania'nın çocuğa yönelmiş buz mavisi gözleri alayla renk bulmuş ve turkuaza dönmüştü, yüzünde tekrar beliren hafif alaycı tebessümüyle ikizine çevirdi bakışlarını. Çıldırtıcı derecede olan benzerlikleri kesinlikle imkansız kılıyordu şu anda onların ayırt edilmelerini. "Şimdi sen bana tahtada yazan büyüyü yapmaya çalışıcaksın. Konsantre ol .. Konsantre ..." , Crysania bakışlarını tahtaya çevirdi, büyük ihtimalle çocuk bu büyüyü yapıcaktı, yapamazsa zaten kesinlikle dersin başında isim mevzusunda söylediği şey onun için de geçerlilik kazanırdı, anında... "Kaybolsun"...

"Dilkilit !" , büyüyü yok eden profesörün yüzünde beliren anlık gülüseme yerini sert bir ifadeye bırakmıştı. "Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler." demişti profesör ama böyle biri olmadığına emindi Crysania en azından istemese bile çıkabilecek kadar cesur biri yoktu... Ama bu ilgi çekici dersi bırakıp kimse çıkmazdı. Hatta bazılarını bıraksalar akşama kadar kalırdı bu derslikte. Profesörün bakışlarından anlaşılan ders bitmişti, bazıları hala şaşkınlığını koruyordu. bütün öğrencilerin çıkmasını bekliyorlardı ikizler. Crysania arkasına yaslandı ve derslikte göz gezdirdi herkes çıkmıştı; profesör dışında. Marlyssa'yla beraber derslikten çıktılar...

" Not : 10 ! "

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victoria Lynn Enfield
Slytherin 3. Sınıf
Slytherin 3. Sınıf
Victoria Lynn Enfield


Mesaj Sayısı : 103
Nerden : Londra
Tarafı : Karanlık
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 15
Asa : Sinsi Soy
Galleon : 55560
Kayıt tarihi : 21/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: A   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimePaz Mart 29 2009, 14:54

Ortak salonda sıkılmıştı artık. Kendisini yalnız hissediyordu. Herkes en yakın arkadaşıyla kahkalar atarken o , tek başına asık suratıyla çevresini izlemekten sıkılmıştı. Hata onda mıydı ? Herkese kötü mü davranıyordu ? Ama bu onun yapısında vardı ve yapısını değiştiremezdi. Hem o aptal insanlarla içli dışlı olmaktansa yalnız kalmayı tercih ederdi Victoria...Tüm bu karmaşık düşüncelerden sıyrılıp hızlı adımlarla Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersliğinin yolunu tuttu. Yalnızlığı tercih ettiğinden boş bir sıraya geçip dersin başlamasını beklemey koyuldu. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi hakkında olumlu düşünceleri vardı. Profesör Féarless'i beklerken eski kara büyücü Arathorn'un kapıda belirmesi herkesi şaşkınlık içinde bırakmıştı. İyi bir şaka değildi. Fakat Arathorn , kara büyücükten eser bırakmayan bir gülümsemeyle tüm sınıfa " Günaydın çocuklar " dedi. Herkes gibi Victoria da bir açıklama bekliyordu.

" Çocuklar , ben Arathorn. Soyadımın olmadığını bilirsiniz , benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm. "

Anlaşılan bir şaka değildi.Ancak bu söz tüm kalplere büyük bir güven serpmiş gibiydi. Victoria , onun iyi bir Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörü olacağından emindi. Ne de olsa Karanlık Sanatlar'ı iyi bilen biri olmalıydı. Bu merak içinde kaybolurken , Arathorn - daha doğrusu Profesör Arathorn - , tahtaya bir yazı çiziktirmişti.
' Dilkilit '


" Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyü rakip yada düşmanınıza isabet ederse o kişinin dilini damağına yapıştırır ve buda onu etkisiz hale getirir. "

Güzel bir büyüye benziyordu. Belki birilerine karşı kullanma isteği duyabilirdi. Profesör Arathorn , Victoria'nın iki sıra önündeki Slytherin'li çocuğa sert bir bakış attı. Nedenini Victoria anlamasa da anlaşılan o çocuk için iyi şeyler olmayacaktı. Profesör Arathorn i çocuğa ' Gel ' işareti yaptıktan sonra çocuk korkar adımlarla yanına gitti.

"
Şimdi sen bana tahtada yazan büyüyü yapmaya çalışıcaksın. Konsantre ol .. Konsantre ... "

Çocuk tedirgin hareketlerle asasını çıkardı. Profesör , hazırlıklı bekliyordu. Çocuk gözlerini kapattı ve "
Dilkilit ! " diye haykırdı. Profesör , üzerine gelen büyüyü becerikli bir şekilde yok etti ve çocuğun utanan yüzüne sıcak bir şekilde gülümsedi. Sonra bu sıcak ifadeden eser bırakmayarak ;

"
Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler. " dedi.

Herkes başını sallıyordu. Arathorn dersin bittiğini ilan etti ve tüm sınıf kapıya yüklendi. Victoria da sınıfı yavaşça terk etti. Ders hakkında hala olumlu düşünceleri vardı.

Not: 8
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Teasel Hérion Majere
Gryffindor 3. Sınıf
Gryffindor 3. Sınıf
Teasel Hérion Majere


Mesaj Sayısı : 526
Yaş : 29
Nerden : Hogwarts
Tarafı : Tarafsız(Öğrencilik bitsin KARANLIK)
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 15
RP Sevgilisi : (L) Miesha Anya E. Freaky (L)
Asa : *-*Agresif Cesaret*-*
Galleon : 55660
Kayıt tarihi : 02/03/09

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimePaz Mart 29 2009, 16:09

Hérion'un başındaki ağrı kalktığından beri sürüyordu. Bahçeden hızla Hogwarts'a girdi ve merdivenlere doğru yöneldi. Merdivenlerden koşar adımlarla çıktı, KSKS dersi en sevdiği dersti ve her anını dikkatlice dinlemek istiyordu. 1. Kata çıktığında gözleri KSKS Dersliğine doğru çevrilmişti, kapının açık olduğunu görünce biraz rahatlamıştı. Derin bir nefes aldı ve adımlarını biraz yavaşlatarak KSKS dersliğine girdi. Boş bulduğu bir yere oturdu, elindeki boş parşomenleri masanın üzerine koymuştu ve Profesör'ü bekliyordu. İçeriye ismini önceden çok duyduğu Karanlık Büyücü Arathorn girdi. Karanlık taraftan olan birinin burada ne aradığını düşünüyordu. Profesörün
"Günaydın çocuklar"
sözleri ile kendine geldi. Hérion bu sevecenliğin sebebini merak ediyordu, kendi kendine
"Karanlık Büyücü nasıl böyle bir hale gelirki?"
diye sesli bir şekilde düşünüyordu. Kafasını hafifçe sallayarak düşüncelerinden sıyrıldı ve yeni KSKS Profesör'ün ağzından çıkacak hiç bir kelimeyi kaçırmamak için dikkatle dinlemeye başladı
"Çocuklar , ben Arathorn. Soyadımın olmadığını bilirsiniz , benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm."
Hérion bu sözleri duyunca gözleri faltaşı gibi açılmıştı. KSKS Profesör'lüğünün yanında Hogwarts Müdürü'de olmuştu. Asasını işaret ve orta parmağının arasına aldı ve can sıkıntısından işaret,orta ve yüsük parmağı arasında çevirmeye başladı. Sinirinden diğer elinin parmak uçlarını masaya vuruyordu. Eski Karanlık Büyücü Arathorn gitmişti, gelecekte olmak istediği kişilerden biri yok olmuştu. Gülmeyi bile bilmeden etrafına sırıtıp duruyordu. O sırada tahtadaki 'Dilkilit' yazısını gördü.
"Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyü rakip yada düşmanınıza isabet ederse o
kişinin dilini damağına yapıştırır ve buda onu etkisiz hale getirir."

dedi, Hérion bir büyü öğreneceğine mi sevinsin yoksa karanlık taraftan bir büyücü kaybedildiğine mi üzülsün bilemiyordu. O sırada Slyherin'li bir çocuğun kalktığını gördü, Profesör'ün yanına gitmişti. Hérion biraz gülümsemeye başladı ve kendi kendine
"Evet Profesör, cezasını ver ona. Öldür!"
diyorduki Profesör'ün gülümsediğini gördü. Sağ kolunu masanın üzerine koydu, dirseği tam olarak masadaydı, kafasını sallayarak sağ kolunun üzerine kafasını yerleştirdi.
"Şimdi sen bana tahtada yazan büyüyü yapmaya çalışıcaksın. Konsantre ol .. Konsantre ..."
demişti Profesör, Hérion gülümseyerek ters teperse olucak komikliği düşünüyordu. O sırada Slytherin'li çocuğun bağırışını duydu 'Dilkilit' diye bağırmıştı, çocuk başarılı olmuştu fakat Profesör hazırdı ve küçük bir hamle ile büyüyü yok etti.
"Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler."
Hérion dersi sevsede Profesör'den hoşlanmamaya başlamıştı, fakat derse devam etmek istiyordu o sırada Profesör'ün kafasını salladığını gördü. Ders bitmiş olacaktı ki herkez dışarı çıkmaya başlamıştı. Hérion bir hışımla parşomenleri topladı ve kapıdan hızla çıktı. Merdivenlere doğru yöneldi ve bahçeye doğru yürümeye başladı.

Not: 8,5 Puan uzatın birazcık daha
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.royalecs.com
A. George White
Hufflepuff 3. Sınıf
Hufflepuff 3. Sınıf
A. George White


Mesaj Sayısı : 321
Yaş : 28
Nerden : Monte Carlo
Tarafı : Aydınlık-ZAY
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 15
RP Sevgilisi : Aranıyoooor!!
Asa : Dostluk Kronolojisi
Evcil Hayvan : Mancy (tavşan) ile Dancy (baykuş)
Galleon : 56121
Kayıt tarihi : 26/12/08

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left10/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (10/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left10/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (10/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimePaz Mart 29 2009, 16:35

Arathorn... Tam bir caniydi. Seri katildi. Neden bu yolu seçmişti ki? Belki de zorlanmıştı. Belki de içindeki o bitmek tükenmek bilmeyen para sevdasıydı onu bu yola sürükleyen. Tam beş leş bırakmıştı arkasında ve bunlar giderek artacaktı. O ne karanlık taraf ne de iyi tarafın yanındaydı. Tarafsız ve parayla cinayet işleyen biriydi. Öldürdüklerinin üçü seherbaz biri başseherbaz ve biri de Karanlık Lord'du. Karanlık Lord'u öldürebilen bir kişi olarak çok güçlü bir büyücü olduğu söylenebilirdi. Ayrıca tarafsız olduğu da hem Karanlık Lord'u hem BaşSeherbaz'ı öldürmesinden belliydi. Peki ama bu adamı kim durduracaktı. Önüne geleni öldüren manyak, psikopat karakterli bir adamdı bu. Onu bir kaç kere büyücü gazetesinde görmüştü. Gerçekten korkutucu görünüyordu. Bu adamı Hogwarts'a gelip herkesi öldürmeden durdurmak lazımdı.

Yatağında yatmış bunları düşünüyordu. Ancak artık kalkıp hazırlanması gerekiyordu. Çünkü Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi bir saat sonra başlayacaktı. Profesörün adı Alexander dı ve çok sevecen bir Profesör olduğu söyleniyordu. Kitaplarını ve diğer eşyalarını geceden hazırlamıştı. Beş dakika içinde giyinip Büyük Salona inmişti bile. Boş bir yere oturdu ve leziz yemeklerden yemeye başladı. Biraz daha yedikten sonra eline küçük bir pasta aldı ve onunla birlikte yukarı çıktı. Artık dersin başlamasına on beş dakika vardı. George biraz daha vakti olduğunu anlayınca bahçeye indi. Biraz dolaşıp temiz hava almak ona gayet iyi gelirdi. Belki de zihnini açardı. Biraz bahçede dolandı. Ama korkuyordu. Yasak Ormanın yakınından bile geçmek istemiyordu. Arathorn her an karşısına çıkıp onu öldürebilirdi. George'un buna karşı yapabilecek hiç bir şeyi yoktu. Neyse artık sınıfa çıkma vakti gelmişti. Derse geç kalmak istemezdi. Adımlarını hızlandırdı. Sonra da koşmaya başladı. Hogwarts'ın girişinden içeri girdi ve yukarı doğru merdivenleri ikişer ikişer çıkmaya başladı. Kısa sürede sınıfın önünde buldu kendini.

Hemen içeri girdi ve diğerleri ile birlikte yerine geçti. Profesör Alexander gelmek üzere olmalıydı. Acaba bu derste hangi büyüyü işleyeceklerdi. Uzaktan gelen ayak sesleri Profesörün yaklaştığını söylüyordu. Profesör içeri girdi ve George kafasını kaldırdı. Kafasını kaldırmasıyla korkudan sıçraması bir oldu. Gelen Arathorn du. Onları öldürmeye gelmişti işte. Ama nasıl! Ayrıca elinde asası yoktu ve hiç de birilerini öldürecekmiş gibi bir havası da yoktu. George kormaya devam ediyordu. Ama Arathorn hiç bir şey yapmıyordu. George biraz sakinleşebilmişti. Sonra doğru düzgün oturmaya başladı. Arathorn

" Günaydın çocuklar "

dedikten sonra George "Herhalde bu adam Arathorn'a çok benzeyen bir Profesördür" diye geçirdi içinden. Çünkü asasını çıkarıp bir lanet savurmamakla birlikte içtenlikle "Günaydın" bile demişti. Ama nasıl olur da bu kadar benzeyebilirdi ona. Sanki tek yumurta ikizleri gibilerdi. Gelen yeni Profesörleri olmalıydı. Bu okul da sürekli Profesör değiştiriyordu. Neden bu kadar çok Profesör değişiyordu acaba? Bu sırada profesör sanki bir şeyi aklından atıyormuş gibi yaptı. Sonra da öğrencilere baktı. Masmavi gözleri vardı Profesörün. George yavaş yavaş ısınıyordu ona. Profesör

" Çocuklar , ben Arathorn. Soyadımın olmadığını bilirsiniz , benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm. "

demişti şimdi de. Ne! Arathorn mu?! Ama nasıl olur?! Evet bu Arathorn du. Şimdi güvence veriyordu ama ilerde ne yapacağı belli olmazdı ki. Ancak Okul Yönetimi onu bir çırpıda Okul Müdürü ve K.S.K.S. Profesörü yapacak değildi ya! Tabi ki bu görevlere layık görülmeden önce bir çok testten geçmiştir. George kendini bunlarla avutarak ona alışmaya çalıştı. Eğer söyledikleri gerçekse George'un korkulu rüyaları tamamen tatlı bir rüyaya dönüşecekti. Ayrıca o iyi olduysa okul için en önemli tehditlerden biri de yok olacaktı. George Profesöre iyice alışmıştı. Hatta artık onu seviyordu bile. Bu sırada Profesör öğrencilerin gözünün içine bakıyordu. Ardından asasını çıkardı ve küçük bir hareketle tahtaya "DİLKİLİT" yazdı. Dilkilit mi? Bu büyüyü duymuştu ancak ne işe yaradığını bilmiyordu. Merakla Profesörü izlemeye koyuldu. Profesör hiç zaman kaybetmeden

" Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyü rakip yada düşmanınıza isabet ederse o kişinin dilini damağına yapıştırır ve buda onu etkisiz hale getirir. "

dedi. Demek ki önemli bir büyüydü bu. Düşmanı etkisiz hale getirebiliyorsa güçlü bir büyü olmalıydı. George dilinin damağına yapıştığını düşünemiyordu bile. Haaa!! Şimdi anlamıştı bunun mantığını. Bu büyüye uğrayan kişi her türlü hareketi yapabiliyor ve yaşam fonksiyonlarını devam ettiriyordu. Sadece bir şey söylemesini engelleyip büyü yapmasını önlüyordu. Çok akıllıca bir büyüydü bu. Sonra etrafına baktığında bazılarının bu büyüyü küçümseyen hareketler yaptığını gördü. Hatta Slytherin'li bir öğrenci bunu çok abartmıştı. Bunu gören Profesör Arathorn ona sert bir bakış attıktan sonra "gel" anlamında bir işaret yaptı. George çok korkmuştu. Öğrenciye bir şey mi yapacaktı acaba? Kız yavaş yavaş Profesör'ün yanına geldi ve ona baktı. Profesör'ün gülümsediğini görünce onunla birlikte George'ta rahatladı. Profesör

" Şimdi sen bana tahtada yazan büyüyü yapmaya çalışıcaksın. Konsantre ol .. Konsantre ... "

dedi. Kız bir süre gözlerini kapattı ve ardından açtı. Sonra herkesin duyabileceği şekilde, hatta bağırarak "Dilkilit!" dedi. Ama ya büyü Profesör'e gelirse. Büyü asadan çıkmıştı. Ama Profesör hazırlıklı görünüyordu. Hemen asasıyla büyüyü savuşturdu. Sonra gülümsedi ve tekrar suratına sert bir ifade verdi. Bu büyüyü ve hatta dersi ciddiye almayanlara itafen

" Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler. "

dedi. Profesör Arathorn haklıydı. Dersine girmek istemeyen varsa bu derse katılmamalıydı. Bu sırada herkes başını çıkmak istemiyorum anlamında iki yana salladı. George'ta onlarla birlikte aynı şeyi yaptı. Prof. bunu görünce memnun olmuş gibiydi. Bu sefer kafasını dersin bittiği anlamında salladı. Bunu herkes anlamıştı. Herkes toparlanmaya başladı. George'ta toparlanıyordu. Eşyalarını aldı ve sınıfın çıkışına ilerledi. Çıkarken Profesör Arathorn'a "Büyülü günler efendim" dedi ve çıktı.

Not: 10


En son A. George White tarafından Paz Mart 29 2009, 21:41 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rubeus Dearborn
Gryffindor 1. Sınıf
Gryffindor 1. Sınıf
Rubeus Dearborn


Mesaj Sayısı : 26
Tarafı : Aydınlık
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 13
Asa : Hazır Tetik
Galleon : 55390
Kayıt tarihi : 01/03/09

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimePaz Mart 29 2009, 18:57

Rubeus uyanınca önce nerede olduğunu düşündü.Yıllardır uyandığı odası değildi burası.Hemen o dakika artık Hogwartsta olduğu aklına geldi.Kalktı ve biraz gerindi.Artık kendine gelmişti.Giyinmeye başladı.Hazır olunca kitaplarınıda alarak kahvaltıya gitti.

Kahvaltısını çok uzatmadı.Zaten yıllardır çok fazla bir şey yemezdi kahvaltıda.Birinci kata gitmesi gerekiyordu şimdi.İlk dersi Karanlık Sanatlara Karşı Savunmaydı.Yıllardır özlemini kurduğu dersti yani.Tam sınıfa doğru hareketlenmiştiki kalemini unuttuğu aklına geldi.Koşar adımlarla odasına çıktı.Kalemi yatağının üzerindeydi.Hemen aldı ve sınıfa doğru hareketlendi.Galiba koşması gerekti.Koridorlarda koşmaya başladı.Bir iki kişiye çarpma tehlikesi geçirdi ama sonunda sınıfın kapısından içeri girmeyi başardı.Son anda yetişmişti.Arka sıranın boş olduğunu gördü.Tamda ona göre bir yerdi.Geçti oturdu.O sırada Profesör içeri girdi.Rubeus onu görünce şok oldu.Bu ona babasının anlattığı karabüyücü Arathorn’du.


" Günaydın çocuklar " sevecen olmaya çalıştığı anlaşılıyordu.Mavi gözleriyle sınıfı süzdüğü sırada Rubeus ile göz göze gelince Rubeus gözlerini kaçırdı.

" Çocuklar , ben Arathorn. Soyadımın olmadığını bilirsiniz , benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm. "



Buna kimsenin garanti veremeyeceğini biliyordu Rubeus.Ama yine de son zamanların en azılı katilinin kendi yanlarında olması karşı taraftan olmasından daha iyiydi.Zaten sesi ve tavırlarıyla sınıfa güven aşılıyordu.

O sırada onun asasını tahtaya doğru salladığını gördü.O sallayış tarzı bile karşısındakine korku sallıyordu.Belkide bu asa ve yüz birçok büyücünün gördüğü son şeydi.Bu sırada biryazı belirmişti tahtada


Dilkilit
" Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyü rakip yada düşmanınıza isabet ederse o kişinin dilini damağına yapıştırır ve buda onu etkisiz hale getirir. "

Bu kolay bir büyü gibi görünüyordu.Ama Rubeus başarabileceğinden de şüpheliydi aslında.Sınıfın bu sınıfa tepkisi de değişik görünüyordu.O sırada etrafına bakan Maxine’i gördü.Onu fark etmemişti. Önde meraklı gözlerle sınıfı süzüyordu.O sırada Profesörün bir öğrenciyi çagırdığını fark etti.Kendi olmadığına sevindi çağırılan kişinin.Çağırılan öğrenci Slytherin öğrencisiydi.”Umarım başaramaz.” Diye düşündü Rubeus.

" Şimdi sen bana tahtada yazan büyüyü yapmaya çalışıcaksın. Konsantre ol .. Konsantre ... "

Slytherinli çocuk kendinden emin bir ifadeyle yürüdü.Anlaşılan kendine fazla güceniyordu.Asasını cübbesinden çıkardı ve Profesöre doğrultarak:

" Dilkilit ! " diye bağırdı.Ancak Profesör çok hızla davranak büyüyü savuşturmayı başardı.Çok sakin yapmıştı bunu.Sanki bu büyüler onun için bebek oyuncığıydı."Zaten öyle olmalı.” Diye düşündü Rubeus.

" Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler. "

Anlaşılan çocuğun yüzündeki o kendini beğenmiş havayı yalnız kendisi fark etmemişti.Arathorn’a olan hayranlığı bir kat daha artmıştı.”Slytherinli olmasa üzülürdüm.” Diye düşündü.Aslında için için sevinmişti.O sırada Arathorn’ un “ders bitti” dercesine kafasını salladığını görünce eşyalarını toplayıp Çıkarken kendisini görmeyen Maxine’nin arkasından koştu.


Not: Renk uyumu , olayalara daha aktif bakmak gerek (: Yinede takdire şayan bir rp 8 puan.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Demetria Andié
Ravenclaw 3. Sınıf
Ravenclaw 3. Sınıf
Demetria Andié


Mesaj Sayısı : 806
Yaş : 29
Nerden : Paris.
Tarafı : Tarafsız...
Kan Durumu : Safkan.
RP Yaşı : 15.
RP Sevgilisi : Jack William Bennet.
Asa : Saklı Cesaret.
Evcil Hayvan : Şirin kedim Fons.
Galleon : 56430
Kayıt tarihi : 15/12/08

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left13/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (13/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left13/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (13/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimePaz Mart 29 2009, 21:13

Biraz daha ortak salonda böyle dikilirse derse geç kalacaktı.Okulların açılmasıyla dersler hemen başlamıştı.Yeni gelen profesörlere alışmak zaman alır mıydı acaba ? Bunları düşünürken sınıfa geldiğini farketti.Karşısında başka birini görünce şaşırmıştı Demi.Sırasına geçip oturdu ve bir süre etrafına bakındı.Profesör sıcak bir gülümsemeyle "Günaydın çocuklar !" dedi.

Demi şimdi hiç bişey düşünemiyordu.Tek düşündüğü şey bu dersin güzel geçmesiydi.Sadece bunu istiyordu.Derin düşünceyle etraftaki yeni gelen öğrencileri farketti.Kendini bu okula yeni gelmiş gibi hissetti bir an için.Ardından profesörün konuşmasıyla irkildi ve kafasını kaldırıp baktı.

"Çocuklar, ben Arathorn. Soyadımın olmadığını bilirsiniz, benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm."

Katil mi ? Demi'nin tuhafına gitmişti.Bir insan bu kadar değişebilir miydi ? Meraklı gözlerle onu izliyordu.Sınıfta bir iki dakika sessizliğin arkasından Arathorn asasıyla tahtaya yazı yazdı.

Dilkilit

"Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyüyü rakip ya da düşmanınıza isabet ederse o kişinin dilini damağına yapıştırır ve bu da onu etkisiz hale getirir."

"Hmm...İyiymiş." dedi içinden.Bir an asasını unuttuğunu sandı ve asasını eliyle hissedene kadar elini cübbesinde gezdirdi. Asasının cebinde olduğunu hissedince 'oh' çekerek yeniden dinlemeye koyuldu.

Profesör, Slytherinli bir öğrenciyi kaldırdı ve onu yanına çağırdı.Sınıfta sessizlik hakimdi.Herkes dikkatle ve merakla olacakları bekliyordu.Öğrenci, profesörün yanına gelince profesörün yüzünde hafif bir gülümseme belirdi.

"Şimdi sen bana tahtada yazan büyüyü yapmaya çalışacaksın.Konsantre ol...Konsantre..."

Çocuk çekinerek asasını kaldırdı ve profesöre doğrulttuktan sonra herkesin duyabileceği bir biçimde haykırdı. "Dilkilit !" Profesör üzerine gelen büyüyü yok etti ve çocuğa gülümsedi.Sonra tekrar konuşmaya başladı. "Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler."

Neden böyle birşey söylemişti ki sanki ? Belki de bu dersi sıkıcı bulan kişiler olduğundan olabilir diye düşündü Demi.Bütün dikkatini derse vermişti şimdi.Bütün öğrenciler dışarıya çıkıyorlardı şimdi.Demi'nin kafasına ise binbir türlü, karmakarışık sorular doluşmuştu.Ayağa kalkarak yavaş ve koşar adımlarla sınıftan çıktı.

Not: 8,5 Puan kendi düşüncelerinizi katmalısınız.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aliceacademy.turkforumpro.com
Destiny R. Thallimar
Psikopat Role Player
Destiny R. Thallimar


Mesaj Sayısı : 134
Yaş : 27
Tarafı : Aydınlık.
Kan Durumu : Safkan.
RP Yaşı : 16
RP Sevgilisi : --
Asa : Doğruluk Kanatları~
Galleon : 56411
Kayıt tarihi : 04/01/09

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left5/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (5/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left5/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (5/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimePaz Mart 29 2009, 22:11

Ağır adımlarla Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersliği'ne ilerliyordu Destiny. Bu derse karşı ayrı bir ilgi duyduğu için erkenden hazırlıklarını tamamlamıştı. Acele etmesini gerektirecek bir durum yoktu. Uzun zamandır ilk kez dersliğe koşturarak gitmiyordu. Aslında Hogwarts'ta olduğu sürece,derse yetişme telaşı bile kulağa hoş geliyordu.

Derslik,hatırladığı gibiydi. Büyüleri çalışabilmek için diğer dersliklerde olduğundan çok daha geniş bir alan üzerine kurulmuş,öğrencilerin heyecanlı fısıldaşmalarının bozduğu bir sessizliğin hakim olduğu ferah bir ortam. Sanki dersin adına hitap ediyordu. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma,karanlığı kovan aydınlık gibi... Kendisiyle beraber pek az öğrenci gelmişti. Pencereye yakın sıralardan birine oturarak eline aldığı parşömen parçasını karalamaya başladı. Bu yeteneğini çok kısa bir süre önce keşfetmişti. Yalnız olduğunda da düşüncelerini ifade edebileceği bir yol bulmuştu sonunda,resim. Kompartmanlarda karşılaştığı Slytherinli kızı karikatürize ediyordu. Kafasına meteor yağıyordu. Geçen gün de uçurumdan düşmüştü. Genelde tartıştığı insanları kafasına takmazdı. Ama böylesi daha zevkliydi. Birkaç çizik daha attıktan sonra ayak sesleri duydu. Profesörün gelmiş olduğunu düşünerek,hevesle başını önünde duran çizimden kaldırdı. Fakat hevesi kursağında kalmıştı.

O an hissettiği şaşkınlık mı,hayal kırıklığı mı bilemiyordu... Ama karşısında Mr.
Féarless'i beklerken kara büyücü Arathorn'u görünce çığlık atmak istedi. Neler oluyordu? Nasıl girmişti Hogwarts'a? Hiçbir güvenlik önlemi falan yok muydu? Sonra beynini saran düşünceleri uzaklaştırdı ve mantıklı düşünmeye çabaladı. Hogwarts,büyücü dünyasının en güvenli yerlerinden biriydi. Buraya gizlice girmiş olma ihtimali çok düşüktü. Mutlaka birilerinin haberi vardı. Asıl soru,neden buradaydı?

-Çocuklar , ben Arathorn. Soyadımın olmadığını bilirsiniz , benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm.

Yanlış duymuş olmalıydı! Okul müdürü Arathorn ve Hogwarts daha güvenli öyle mi? Hayır,hayır... Büyücü dünyasındaki savaşla yakından alakalı birinin dersine nasıl kendini verebilirdi? Affetme duygusu çok gelişmişti,herkesin hatalarından ders alıp pişmanlık duyabileceğini biliyordu;ama bu çok farklı bir durumdu. Hala inanamıyordu,belki de inanmak istemiyordu. Karanlık tarafa beslediği kin içinde git gide büyüyordu. Öte yandan,bakanlık bu atamayı yaptıysa,belki de gerçekten 'katil' gitmişti? Profesöre -bu hitabı kullanmakta çok zorlanıyordu- bir şans tanımak herkes için iyi olabilirdi. Kendini derse vermeye çalıştı.

Profesör asasını çıkarıp -Destiny refleks olarak geri çekildi- tahtaya bir sözcük yazdı.

'Dilkilit'

Kulağa ilginç geliyordu.

-Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyü rakip yada düşmanınıza isabet ederse o kişinin dilini damağına yapıştırır ve buda onu etkisiz hale getirir.

Olamaz! Çok konuştuğunda bazıları 'Dilini damağına yapıştıracağım Destiny!' şeklinde öfkelerini kusardı. Başta bunun bir çeşit deyim olduğunu sanmıştı. Ama bu büyüyü öğrendikten sonra kim bilir kaç kişi üzerinde deneyecekti?

Derken profesör Slytherinli bir öğrenciyi yanına çağırdı. Herkes gibi,o da bir zamanların karanlık büyücüsünden korkar gibiydi. Çekingen adımlarla ilerliyordu. Durdu ve profesörün konuşmasını bekledi.

-Şimdi sen bana tahtada yazan büyüyü yapmaya çalışıcaksın. Konsantre ol .. Konsantre ...

Destiny gözlerini kıstı ve pür dikkat öğrenciyi izlemeye başladı.

-Dilkilit!

Öğrencinin ani çıkışıyla irkildiğini itiraf etmeliydi. Profesörse bunu beklercesine ani bir hareketle büyüyü savuşturdu. 'Etkileyici!' diye içinden geçirdi. Sonra profesörün yüzünde sert bir ifade belirdi.

-Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler.

Bu sözün söylenmesinde ne derece payı vardı bilmiyordu. Ama her nedense üzerine alınmıştı. Ders başında ön yargılı davrandığı için az da olsa utanarak başını öne eğdi. Profesör dersin bittiğini ifade edecek şekilde başını sallayınca herkesten önce dersliği terk etti.

Not : 10 Puan ! Kesinlikle hikaye yazmalısın !
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Miselya Hotaru T. Takai
Parıldayan Role Player
Miselya Hotaru T. Takai


Mesaj Sayısı : 472
Yaş : 28
Nerden : Zor bir soru değil...
Tarafı : Aydınlık
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 14
RP Sevgilisi : ***Lucas Tom Evans***
Asa : ***Uysal Benlik***
Evcil Hayvan : Güzeller güzeli kedim Kaysa
Galleon : 56079
Kayıt tarihi : 06/01/09

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left5/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (5/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left5/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (5/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimePtsi Mart 30 2009, 11:37

Sabah kahvaltısı,tamam. Kıyafetim, tamam. Ve son olarak saçım, evet galiba onuda hallettim. Şimdi derse girmeye hazırım. Miselya, yapılacaklar listesini gözden geçiriyordu. Sanırım her şey tamamdı. Geriye sadece derse girmek kalmıştı. Ders Karanlık Sanatlara Karşı Savunma'ydı. Bu dersi severdi. Yeni büyüler öğrenmek (hiç şüpeniz olmasın) ona eğlenceli geliyordu. Ağır adımlarla sınıfın kapısına vardı.İçeri girdiğinde en arkadaki boş sıraya oturdu. Ve heyecenla öğretmenin gelmesini bekledi.

Sanırım beklenen kişi gelmişti. Ama bir gariplik vardı. Bu gelen Mr. Féarless'e hiç benzemiyordu. Bunun saçları uzundu. Ama bir yerden gözü ısırıyordu. Hey! Bir dakika bu, şu seri katil Arathorn değil miydi? Evet, evet kesinlikle oydu. Peki, nasıl profesör olmuştu? İşte bu cevaplanması gereken en büyük soruydu.

" Günaydın çocuklar "

Ne sevecen mi olamaya çalışıyordu? Bu adam kendini ne sanıyordu. Hem bir seri katil, hem okulda, hem de...

" Çocuklar , ben Arathorn. Soyadımın olmadığını bilirsiniz , benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm. "

Söz verirmiş. Bizim buna inanmamızımı bekliyor. Sen burdayken burayı ölüm yiyenler basar! Ne diyorsun sen?
Ama biraz düşününce belkide bir şans... Hayır bu olmazdı. Yinede deniycekti. Şimdi derse odaklanmalıydı. En azıjndan denemeliydi.

''Dilkilit''

Küçük bir asa hamlesiyle tahtaya bunları yazmıştı. Ne kadar saçma bir isim. Ne işe yaradığını çok merak ediyorum.

" Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyü rakip yada düşmanınıza isabet ederse o kişinin dilini damağına yapıştırır ve buda onu etkisiz hale getirir. "

Dili damağa mı yapıştırır? Bu çok iğrenç bir büyü... O sırada profesörün bir öğrenciyi çağırdığını gördü.Bir Slytherin'di bu. Çocuğa büyüyü yapmasını söyledi. Ve bastıra bastıra şunu da ekledi

Konsantre ol .. Konsantre ...

Çocuk gözlerini kıstı. Büyüyü yapmaya hazırdı. Ve sonra ...

" Dilkilit ! "

Çocuk citten başarmıştı. Profesör seri bir hamleyle büyüyü yok ettmişti. Citten etkileyiciydi. Sonra yüzünde sert bir ifade belirdi. Yavaşça konuştu.

" Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler. "

Ders bitmişti. Miselya, yavaş yavaş sınıftan dışarı çıktı. Gizlice arkasına bakmayıda unutmamıştı.

Not: 6,5 Puan 3. Tekil Şahış kullanmanız gerekli Wink
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://cruciohogwarts.turkforumpro.com/
Dinah Bones
Daima Hazır Role Player
Dinah Bones


Mesaj Sayısı : 446
Yaş : 27
Nerden : İstanbul
Tarafı : Aydınlık
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 15
RP Sevgilisi : ... (Yok)
Asa : Adil Asalet
Evcil Hayvan : Euryale - Kar Baykuşu
Galleon : 56502
Kayıt tarihi : 04/01/09

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left15/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (15/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left15/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (15/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimePtsi Mart 30 2009, 12:26

Dinah'ın en sevdiği derslerden biri olmuştu Karanlık Sanatlara Karşı Savunma. Sabahleyin çok erken kalkmıştı. Normal kalktığı saatten daha da erken, kesinlikle geç kalmak istemiyordu. Yeni bir profesör gelicekti. Bunun da heyecanı vardı. Nasıl biri olucaktı? Ne tür öğrencilere ilgi gösterecekti? İyi bir izlenim bırakmalıydı. Çok fazla heyecan yaratıyordu. Bir gün öncesine kadar kendi kendine, 'Bu sadece bir profesör, bu kadar heyecanlanılacak bir durum yok. Yeni olması dışında...' gibi sözler söyleyerek heyecanını bastırmaya çalışıyordu. Sabah kalktığında bütün planı iptal olmuş gibiydi. Yerinde duramıyordu. İlk dersi olacaktı. Çantasını kaptığı gibi koşmamaya özen gösterek hızla yemek yemeğe indi. Kahvaltısını bitirince direk 1. kata koştu. Merdivenlerde uçarcasına ilerliyordu. Az kalsın aşağı düşücekti. Koşarak sınıfın kapısına geldi. heyecanı hâlâ üzeindeydi. Diğer öğrencilere bakmayı kestiğinde içeri girmeye karar verdi.

Sınıfın içine girdiğinde kapıda donakaldı. İmkansız! Şok olmuştu. Yeni profesörü daha önce hiç görmemişti. Diğer profesörlerden birinden duymuştu yeni birisinin geleceğini. Ama aklındaki kişi böyle biri değildi, daha doğrusu -bu kişi değildi-.Bir zamanların en büyük katili -ki şuanda bu odada bulunuyorsa bu kelime ona pek yakışmazdı- yeni Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörü olmuştu. Hogwarts'da en güvenli yerde. Gündemi takip ediyordu tabi. Herkes onun artık iyi biri olduğu düşüncesindeydi. Dinah'ya göre insan değişebilirdi. Tamam... Buraya kadar sorun yokttu ama birisi de eskiden neyse şimdi ve gelecekte de oydu.

Şaşkınlıktan dona kalmış bir halde bir sıraya oturdu. Önlerden bir yer seçmeye özen gösterdi. Profesörü daha yakından incelemek istiyordu.

" Günaydın çocuklar " sesi biraz çatlamış gibi gelmişti. Zorlandığı belliydi. En azından uğraşıyordu ve gelişme de göstermiş gibiydi. Bir anda profesöre ısınıvermişti. En baştaki şoku ve heyecanını üzerinden atmış gülümseyerek profesöre bakıyordu.

" Çocuklar , ben Arathorn. Soyadımın olmadığını bilirsiniz , benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm. "

Gurur... Güzel. Evet, belki bir zamanlar acımasız bir katildi ama söylediği gibi gerçekten artık iyi biriyse, ne kadar zorlanırsa zorlansın iyi biri olmaya karar vermişse ve buna uğraşıyorsa eskiden ne olursa olsun en azından Dinah'ın profesöre güveni tamdı. Artık geçmişte kalmıştı. Ve önceden kötü biri olabilirdi ama bir bakıma mükemmel bir büyücüydü. Bu ders gerçekten en uygunuydu. Hogwarts kesinlikle eskisinden çok daha fazla güvenliydi, buna okul müdürü olduğunu da katınca... 'İlginç... gerçekten de çok ilginç. Eski bir katil, aynı zamanda okul müdürü, KSKS Profesörü ve artık iyi biri. Bunları bir arada görmek pek de kolay değil sanırım. Bakalım daha neler görücez.' diye düşündi, Dinah.

Profesör tahtaya birşeyler yazmaya başladı. 'Sanırım tanışma faslı bitmişti.' Derse geçiyorlardı.
Dilkilit


Tabi ya... Bu sinir bozucu büyü. Daha önce adını duymuş ama hiç denemeye kalkmamıştı ki geçerli bir neden olmadan denemezdi de. Ne diye böyle iğrenç şeyler bulurlar ki. Tamam gerekli olabilir -özellikle de fazlasıyla geveze olan kuzeni Destiny'i sayarsak- gerçekten çok yararlı bir büyü. Öte yandan, bir bakıma gereksiz.

" Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyü rakip yada düşmanınıza isabet ederse o kişinin dilini damağına yapıştırır ve buda onu etkisiz hale getirir. "

'Ne kadar sevimli... Başka büyü kalmadı sanırım.' çevresine baktığında bazı öğrencilerin bu büyüyle alay ettiğini ve küçümsediğini gördü. Ne büyük bir hata hiçbir büyü küçümsenmez. Hepsi yararlıdır. En basitinden en korkuncuna kadar. Profesör de, bazılarının küçümsediklerini fark etmişti ki, bir Slytherinli öğrenciyi yanına çağırdı. Hoş karşılanacak birşey değildi öğrenciler tarafından. 'Hoş karşılanmamak' çok da uygun bir kelime değil, daha çok... 'Ürkmek' yada 'Telaşlanmak' daha uygun olur gibiydi. Şimdi herkesin sesi kesilmişti. Neler olacağını bekliyorlardı. Bir anda sınıfın bütün gürültüsü kesilmişti. Önceden de çok gürültülü değildi ama şimdi 'çıt' sesi bile çıkmıyordu.

" Şimdi sen bana tahtada yazan büyüyü yapmaya çalışıcaksın. Konsantre ol .. Konsantre ... "

Korsantrasyon... O olmadığı sürece yapması zaten çok zordu.

Çocuk asadını yavaşça çıkarttı. Derin bir nefes aldı. Yavaşça gözlerini kapayıp açtıktan sonra hızlıca böğürdü.

" Dilkilit ! "

Profesörün asası hazırdaydı. Karşılık verecekti. Tek bir hamleyle büyüyü yok ett. Çocuğa çok kısa bir an boyunca gülümsedi. Sonra yüzüne sert bir ifade vererek:

" Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler. "

Dinah bir kez daha gülümsedi. Profesör hafifçe başını salladı. Tersin bittiğine işaretti. İlk dersi mükemmel geçmişti. Hâlâ gülümsüyordu. İlginç! Gerçekten de çok ilginç geçmişti. Her şeye rağmen ilk dersi güzeldi. Kısa bir süre sonra ikinci dersine girecekti. Tılsım olmalıydı. Eşyalarını toplamayı bitirince arkasını dönüp tekrar profesöre baktı. Sınıfta oturuyordu. Bir süre daha kalacak gibiydi. Sınıftan dışarı çıktı.

Not: 9,5 Sanki akıcılık eksik geldi (:

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lynette Joella Bones
Hufflepuff 4. Sınıf
Hufflepuff 4. Sınıf
Lynette Joella Bones


Mesaj Sayısı : 25
Tarafı : Tabii ki içten içe aydınlığı destekliyor ama hiçbir şeye bulaşmadı şu ana kadar bu konuyla ilgili.
Kan Durumu : Safkan.
RP Yaşı : 16 oluyo' gibi.
RP Sevgilisi : Jared Déan Vincent. O.o
Asa : Fanatik, en iyi büyü Crucio. O.o Ve evet, Hafılpaf. xP
Galleon : 55370
Kayıt tarihi : 01/03/09

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimePtsi Mart 30 2009, 12:28

Genç cadı, ellerinin buz gibi soğuk suyun olduğunu idrak ettiği saniyede, kelimenin tam anlamıyla uyanmıştı. O andan birkaç saniye öncesine kadar da gözleri açık bir şekilde ayaktaydı, yürüyüp konuşabiliyordu ancak ne yaptığını o saniye fark etmişti işte. Elini musluğun altından çekip öbür eliyle sıcak su musluğunu çabuk çabuk açmaya çalışırken sabahın bu kadar erken bir saatinde ders yapma kararının ne gibi bir amaçla alındığını kestirmeye çalışıyordu. Günün ilk derslerini hiç sevmemişti ki genellikle uyuyarak geçirirdi bunları. Evet, uyanmıştı belki ama bu günün geri kalanında uyumak istemediği anlamına gelmiyordu. Aslında biraz daha fazla uyumak için kahvaltısından bile vazgeçmişti ama yaz tatili boyunca günün yarısından fazlasına uyuyarak geçirmeye alışmış bünyesinin uyku ihtiyacının tamamını bu belki bir yarım saatlik fazladan süre karşılayamazdı. Kızlar tuvaletinden çıkıp sakinleri kahvaltıda olduğu için boş olan yatakhaneye yöneldi ve olanca uyuşukluğuyla cüppesini giydi. Bulmak için neredeyse on beş dakika harcadığı saç fırçasıyla, kabarık ve dağınık saçlarının hacmini az da olsa küçültmeyi başardıktan sonra, sırt çantasını kaptığı gibi Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersliğine doğru yürümeye başladı. Kendi binasından birinci sınıf bir öğrenciye kravatını bağlaması dışında, olaysız bir yolculuğun ardından, derslikteydi. Sürekli esneyen birisinin daha ilk günden dikkat çekeceği düşüncesiyle, daha az görünmek adına arkalardan bir sıraya yerleşti. Uyumamak için büyük bir dikkatle tırnaklarını inceliyorken, profesörleri sınıftan içeriye girmişti. Ama hiç de beklediği kişi, şu Profesör Féarless değildi bu kapıdan giren büyücü.

Son zamanlarda gazete okumuş her insanın tanıyabileceği yüze şaşkınlıkla baktı birkaç saniye. Duyduğu
“Günaydın çocuklar.”la kendisine gelirken, son derece tırsıyordu ama mantığıyla alakalı bir şey değildi bu. Bir an sonraki açıklamada da duyacağı gibi, artık iyi birisiydi, profesörleriydi, ondan korkmalarına gerek yoktu falan filan… Zaten uzun ve dağınık koyu saçları, sert olsa da sevecen –hatta belki biraz fazla sevecen- yüz hatları ve dürüst mavi bakışlarıyla pek de korkulacak birisine benzemiyordu aslında. Ama dış görünüş yanıltıcı olabilirdi, değil mi? Eh, ona göre de herkes fikrini değiştirebilirdi ve herkesin ikinci bir şansa ihtiyacı vardı. Yine de, karşılarındaki adamın asasının ufak bir hareketiyle öğrencilerinin tamamını havaya uçurabilmek gibi bir yeteneğinin olduğunu bilmek… Karanlık Sanatlara Karşı Savunma’nın ödevlerini mutlaka hatırlaması gerektiğini aklının bir köşesine yazdı. O sırada da profesörleri, tahtaya o derste işleyecekleri büyüyü yazmakla meşguldü. Aslında buna tam olarak yazmak denemezdi, adamın asasının bir hareketiyle tahtada bir yazının belirmesini sağlamıştı ki Lynette de o asasını çektiği anda reflekssel olarak üç beş santim de olsa gerilemiş olanlar arasındaydı. Adı “Dilkilit” olan bu büyünün ne olduğunu tahmin etmek için hayal gücüne ya da çok büyük bir büyü bilgisine sahip olmaya gerek yoktu hani. Zaten yeni profesörleri –ve yeni müdürleri- de biraz sonra büyüyle ilgili gerekli açıklamayı yapmıştı. Bu büyü birilerine yapıldığında, o birilerinin dili damağına yapışacaktı ve konuşamayacaktı. Onlar gibi sadece öğrenciler için son derece faydalı bir büyüye benziyordu. Sonuçta konuşmadan büyü yapabilecek kaç öğrenci olabilirdi ki Hogwarts’ta? Ama profesörlerinin ünü, belki de profesörlerinin kendisinden daha büyük olduğu için pek hoş karşılanmamış gibiydi bu. Eski bir seri katilden onlara öğretmesini istedikleri büyü daha büyük bir şey olmalıymış gibi geliyordu. Büyüyü küçümsemiş çoğunluğun ne öğrenmeyi beklediği kendi kendine sorgularken –Hayır, neydi yani? Okulda ölümsüzlüğün sırrını falan mı öğreneceklerdi?- büyüyü küçümsemiş Slytherin öğrencilerinden birinin profesör tarafından çağırıldığını fark etti.

Pekâlâ, o saniyede ne kadar iyi olursa olsun bir seri katil tarafından çağırılmak… Bir düello daveti sayılmaz ama… Hogwarts’ta, üstelik müdürün kendisi, adam falan öldürmezdi belki ama yine de… O çocuğun yerinde olmadığı için Merlin’e şükrederken, ne olacağını merak ederek izliyordu profesörle şu Slytherin’i. Korkmuş görünüyordu az da olsa ki bu hiç de şaşırtıcı değildi. Profesörün talimatıyla konsantre olmaya çalışıyordu çocuk ki bu hiç de kolay bir şey olmasa gerekirdi. Bir Hogwarts öğrencisine karşı Hogwarts’ın müdürü, en önemli derslerinden birinin profesörü, eski Azkaban mahkûmu ve hakkında daha bir sürü unvan sayılabilecek güçlü bir büyücü… Gerçi ‘hasta ölmedikçe umut vardı’ ama yine de burada neredeyse hiç umut yoktu. Büyüyü doğru şekilde yapabilse bile profesörlerine bunun işleyeceğini hiç ama hiç sanmıyordu. Şu anda eski seri katil profesörlerinin karşısında gerilmekle meşgul çocuk Slytherin olabilirdi, muhtemelen iyi olmayabilirdi ama yaşadığı gerilim yüzünden adına endişelenilmeyi de hak ediyordu. Çocuğun ağzından büyülü sözler çıkmıştı ve başarılı bir büyü de profesörlerine doğru gidiyordu ama herkesin tahmin edebileceği gibi profesörleri büyü savuşturdu. Savuşturduğu tek şeyin bu olmadığını düşündü Lynette, profesörlerinin dersin başındayken yüzünde olan gülümsemenin yerinde o saniye yeller esiyordu. Arathorn’un o saniye hiç kimseye zarar vermeyeceğini düşünerek telkin yoluyla böbrek üstü bezlerini fazla mesai yapmaktan vazgeçirmeye çalıştı o da.


“Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir ve ya hiç gelmesinler, kendileri bilirler.”

Lynette yutkunurken, hiç kimsenin böyle bir şeye cesaret edemeyeceğini bal gibi de biliyordu ve bütün sınıfın bildiğinden de emindi aslında. Yeni profesörlerinin bakışları dersin bittiğine işaret ediyordu herhalde. Sınıftan çıkan ilk öğrencilerden birini gördüğünde şaşırdı L.J. Uyku haliyle sınıfın tamamını incelememişti ve ders boyunca da profesörlerinin üstünden ayırmamıştı gözlerini. Bu yüzden kuzenden biraz daha yakın oldukları kuzeniyle aynı sınıfta olduklarını ancak fark edebiliyordu. Sınıfı en önden terk etmiş kıza yetişmek için aceleyle çantasını kaptı ve kapının önündeki öğrenci yığınına daha acele katıldı. “Hey, Des!” diye mırıltıyla seslenirken belki bir önündeki öğrenciler hariç kimsenin onu duyamayacağını fark etmişti, kendi düşüncesizliğini onaylamadığını başını sağa sola sallayarak belirtirken koridora nihayet erişebilmişti. Bir sonraki derslerine giden yolda onu yakalayabilmek umuduyla dersi tartışan bir öğrenci grubunu sollayarak yürümeye devam etti.



Not: 10 ! Hufflepuff'a da + 15 Puan. Nedeni :

Adı
“Dilkilit” olan bu büyünün ne olduğunu tahmin etmek için hayal gücüne
ya da çok büyük bir büyü bilgisine sahip olmaya gerek yoktu hani. Zaten
yeni profesörleri –ve yeni müdürleri- de biraz sonra büyüyle ilgili
gerekli açıklamayı yapmıştı. Bu büyü birilerine yapıldığında, o
birilerinin dili damağına yapışacaktı ve konuşamayacaktı. Onlar gibi
sadece öğrenciler için son derece faydalı bir büyüye benziyordu.
Sonuçta konuşmadan büyü yapabilecek kaç öğrenci olabilirdi ki
Hogwarts’ta?

Bunu sadece sen görebildin ! Sessiz büyü Wink
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Darcelle Nyla Majere
Ravenclaw 4. Sınıf
Ravenclaw 4. Sınıf
Darcelle Nyla Majere


Mesaj Sayısı : 73
Tarafı : Tarafsız
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 16
RP Sevgilisi : İsteyen pm atsın.
Asa : Delice Güç * Sectumsempra
Galleon : 55528
Kayıt tarihi : 22/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimePtsi Mart 30 2009, 20:53

Zorlukla araladı göz kapaklarını. Hogwarts'ta ilk ders... Her yıl çekiyordu bu işkenceyi. Tatilin verdiği rahatlık ve gevşeklikten sonra Hogwarts'ın yoğun temposuna alışmak nasıl kolay olabilirdi ki? Yatağından kalkıp kendini hazırlanmak için zorlarken kendisini hala uykulu hissediyordu. Eline geçen bir kaç kitabı, parşömeni ve tüy kalemi çantasına attıktan sonra Ravenclaw ortak salonundan çıktı. Koridoru hızlı adımlarla geçerek merdivenlere ulaştı ve 1. kata indi. Aslında acele etmesine gerek yoktu. Sabahları kahvaltı yapmazdı ve bu da sabahları çok erken uyanamadığı için ona zaman kazandırırdı. Ama gene de sınıfa erken varanlardan olmak istiyordu. Böylece boş sınıf ortamında dikkatini daha kolay toplayabiliyor ve derse daha hazır hissediyordu. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersliği neredeyse boştu. Tam da istediği gibi... Memnun bir şekilde arka sıralardan birine yerleşirken gürültülü bir şekilde esnedi ve KSKS kitabını alarak göz atmaya başladı. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma yılın ilk dersi için onları fazla zorlayacaktı sanki. İlk zamanlar dikkati hep dağınık olurdu Darcelle'in. Bu dersi sevmesine rağmen daha yıla daha kolay bir dersle başlamayı tercih ederdi. Sınıf gittikçe kalabalıklaşırken içeri giren her kişiyle kafasını kitaptan kaldırıp geleni inceliyordu. Çoğunlukla tanıdık simalardı bunlar. Tabi bir kaç yabancı 1. sınıf öğrenci de oluyordu arada. Ders saatinin gelmesine çok az kalmıştı. Darcelle kitapla ilgilenmeyi tamamen keserek gelenleri izlemeyi sürdürüyordu ve sonunda profesör sınıfa girdi.

İçeri giren büyücü herkesin dikkatini çekmişti. Bütün öğrencilerin yüzünde bir şaşkınlık ifadesi vardı. Aynı zamanda da bir ürkme tabi ki... İçeri giren kişinin herkesin beklediğinin aksine seri katil olarak ün salmış eski bir karabüyücü olmasının daha farklı bir tepki yaratması da beklenemezdi zaten. Ama Darcelle şaşırmamıştı onu görünce. Yeni Ravenclaw bina başkanları olan müdürleriyle çoktan tanışmıştı elbette. Herkesin yeni profesöre verdiği ilk tepkiyi izlemek çok zevkliydi. Benzerini kısa bir süre önce kendisi de vermiş olduğu halde. Ama alışmıştı artık. Adamın yüzündeki sevecen ifade iyi biri olduğunun kanıtıydı aslında. Gerçi o gelmeden önceki bütün o korkunç dedikoduları düşününce buna inanmak güçtü. Evet, pek çok dedikodu dolaşmıştı o gelene kadar Ravenclawlar arasında. Tabi pek çoğunun da öğrenciler tarafından uydurulmuş olduğundan şüpheleniyordu ama... Sınıf bu adama yavaş yavaş ısınmaya başlarken yeni profesörleri söze başladı:

"Günaydın çocuklar"

Sesini de yüzü gibi sevecen tutmaya çalıştığı belliydi. İyi biri olmak için gerçekten hatırı sayılır bir çaba harcadığı belliydi. Sevgi göstermek bu adam için çok yabancı olmalıydı. Darcelle adamın ne hissettiğini anlamaya başlamıştı ve onu yavaş yavaş sevmeye başlamıştı. Her şeyden önce en azından çok iyi bir Karanlık Sanatla Karşı Savunma profesörü olmalıydı. Onlara karabüyülerden korunmayı eşki bir katilden daha iyi kim öğretebilirdi? Tamam, artık belki iyi biri olmuştu ama arkasında bıraktığı cesetleri unutmak kesinlikle kolay olmayacak gibi görünüyordu. Profesörün bütün öğrencileri süzdükten sonra tekrar konuşması Darcelle'in düşüncelerini böldü.

"Çocuklar , ben Arathorn. Soyadımın olmadığını bilirsiniz , benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm."

Tekrar gülümsedi adam. Böyle sıcak bir gülümseme adamın dağınık uzun saçlarının çevrelediği sert yüzünde garip duruyordu. Ama o yüzü sinirli hayal etmesi hemen fikrini değiştirmesine yetti. Böyle bir gülümsemeyi adamın sinirli haline tercih edeceği kesin bir gerçekti. Profesör derse geçmişti. Pratik bir asa hareketiyle tahtada bir başlık belirmişti: "Dilkilit." Demek öğrenecekleri büyü buydu. Adını dersten önce kitabı karıştırırken görmüştü. İşlevini hatırlamak için kaşlarını çatarak dikkatünü toplarken profesörün sesi sessiz dersliği doldurdu.

"Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyü rakip yada düşmanınıza isabet ederse o kişinin dilini damağına yapıştırır ve buda onu etkisiz hale getirir."

Bu sözlerden sonra sınıfta bir hareketlenme oldu. Bazı öğrencilerin büyüyü pek önemimli bulmadıkları açıktı. Bu adamın onlara gereksiz bir büyü öğretmesi fikri aptalca geliyordu aslında. Bunu bu kadar belli etmek daha da aptalca... Profesör büyüyü küçümseyen Slytherinli bir öğrenciyi yanına çağırdı. Darcelle biraz sonra olacaklardan korkmaya başlamıştı. Acaba profesör çocukla işi bittikten sonra sinirini onlardan da çıkarmaya kalkarmıydı? Bu düşünceyle bir ürperti dalgası vücudunda dolaştı. Ama hayır, iyi biri olma kararı almışken onlara zarar vermezdi, veremezdi. Değil mi? Ne yazık ki bu adamın sert yüzüne bakarken güvenmek zordu.

"Şimdi sen bana tahtada yazan büyüyü yapmaya çalışıcaksın. Konsantre ol .. Konsantre ..."

Adamın yüzünde minik bir gülümseme belirmişti. Bir gülümseme! Profesörün yüzünde aniden oluşan bu gülümsemeden ne anlam çıkarması gerektiğini anlamamıştı. Bu adamı anlamak gerçekten çok güçtü. Çocuğun "Dilkilit!"
sözcüğünün ardından gelen büyüsünü yok etmekte hiç zorlanmadı. Artık gülümsemiyordu ve sert ifadesi tekrar yerleşmişti. Yavaşça konuştu:

"Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler."

Sınıfta hiç bir hareket olmamıştı. Bu minik gösterinin ardından kimsenin sınıfı terk edemeyeceği açıktı zaten. Hiç kimse o kadar cesur değildi. Ya da başka bir deyişle canına susamamıştı. Profesör dersin bittiğini bildirirken Darcelle rahatlayarak derin bir nefes aldı. Bu dersin ardından bir an önce sınıftan ayrılmak için sabırsızlanıyordu. Çabucak eşyalarını topladı ve sınıftan çıktı.



10 PUAN !
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Chris Alexander Andié
Slytherin 4. Sınıf & Admin
Slytherin 4. Sınıf & Admin
Chris Alexander Andié


Mesaj Sayısı : 70
Nerden : Mars O.o
Tarafı : Death Eater!
Kan Durumu : ~Safkan~
RP Yaşı : 13 ^^
RP Sevgilisi : Yok henüz ^^ Olmayacakta/çapkınım ben xD
Asa : ^^Huysuz Yürek^^ [İnsan huysuz olunca tabii... xD]
Galleon : 55517
Kayıt tarihi : 17/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimePerş. Nis. 02 2009, 20:22

Alex'in ağrısı Tılsım dersinden çıktıktan sonra yine şiddetlenmişti. Alex bu acıyla beraber koşarak zindanlara, Slytherin erkekler yatakhanesine inmişti. İçeri girer girmez yatağına gitti. Başucundaki ilacın kapağı açık duruyordu. Öncekisi gibi bir hap aldı ve suya gerek duymadan ağzına attı ilacı. İlaç yavaş yavaş etkisini göstermeye başladı. Ağrı yavaşladı yavaşladı ve en sonunda yok oldu. Alex bu rahatlamayla beraber derin bir soluk aldı ve yatağına atmış olduğu ders programına baktı. Birdahaki dersi KsKs gibi gözüküyordu. Ama neyseki derse kadar bir müddet vakti vardı. Alex çantasını aldı ve koşarak Büyük Salon'a indi. Yemeklerin bitmemiş olduğunu umuyordu. Bittiyse mutfağı tartaklamak zorunda kalacaktı. Aslında bu fikir de kulağa kötü gelmiyordu ama kolay yoldan yemek yemek daha iyiydi. Koşar adımlarla merdivenleri tırmandı ve Büyük Salon'a kadar durmadan koşmaya devam etti. Büyük Salon'un önüne geldiğinde ayaklarını âni frenle durdurdu ve yavaş adımlarla içeri girdi. Hala öğrenciler vardı ve yemekler ortadan kalkmamıştı. Alex rahatlayarak Slytherin masasına ilerlemeye başladı. Ağır ağır yemeğini yedi. Yemeği bittikten sonra çantasını koluna takıp 1. kata çıktı.

KsKs sınıfının önüne gelince etrafın sessiz olduğunu farketti. *Olamaz geç kaldım!* Ama neyseki o kadar da geç kalmamıştı. Profesorle beraber girmiş olmalıydı. Ama profesöre bakıcak yüzü yok gibi bir şeydi. Profesöre bakmadan boş bir masaya oturu ve çantasını yanına attı. Tam parşömen çıkartırken Alex'in kanını donduran bir ses duydu. Bu ses profesörden geliyor gibiydi, ama... Bu tanıdık bir sesti!

" Günaydın çocuklar "

Alex korkarak kafasını yukarı kaldırdı ve profesöre baktı. Evet, yanılmamıştı. Bu gerçekten Arathorn'du! Katil kaçak Arathorn. Aslında onu severdi, ama uzaktan... Onun iyilik tarafına geçtiğini söylemişlerdi. O günden beri bu adama karşı bir gıcıklığı vardı. Bunu düşünürken başından aşağı bir titreme geldi. Bu adamın dersine girmek istemiyordu Alex! *Bu tam bir saçmalık!* Kesinlikle olay çıkarabilirdi Alex. Kendisini tutamayıp alaylı veya iğneleyici bir söz söylemesi hiç de zor değildi. Derin bir nefes aldı ve yumruklarını sıktı. Gerçekten zor bir ders olacaktı...

" Çocuklar , ben Anakin Skywalker , Eski adım Arathorn'du. Benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm. "

Bla bla bla...*Ben senin okul müdürüm olmandan gurur duymuyorum!* Alex gözlerini devirdi ve parşömenine bakmaya başladı. Bu iyi halini görmeye dayanamıyordu. Eski halinden korksa bile favorisiydi Alex'in. Ama şimdi... İyilik meleği kesilmiş bir adam duruyordu karşısında. Açıkçası bu görüntüye katlanmaktansa zarar görmeyi tercih ederdi Alex. Bu düşünceyle beraber bütün Affedilmez Lanetleri aklında düşünmeye başladı. Crucio, Avada Kedavra... Yok yok Crucio iyiydi. Acaba sataşsa gerçekten işkence falan yapar mıydı? Bu düşünceyle beraber Alex'in karnına bıçak saplanmış gibi bir acı girdi. Bu âni acıyla beraber Alex kısık bir sesle inledi. Tekrar kendisini toparladığında tahtada kocaman -Dilkilik- yazıyordu. Ardından da bu dönek adam konuşmaya başlamıştı. Alex kulaklarını kapatıp kapatmama konusunda kararsız kalmıştı ama sonunda kapatmamanın daha iyi olacağına karar verdi.

" Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyü rakip yada düşmanınıza isabet ederse o kişinin dilini damağına yapıştırır ve buda onu etkisiz hale getirir. "

Alex'in içinde bir dürtü oluşturdu. Asasını uzatığ bu Anakin denen Arathorn'a dilkilik yollasa başarılı olabilir miydi? *Hayal kurma Alex.* Ama hayali bile güzeldi. Alaycı bir bakışla profesöre baktığında profesörün kendisine bakmakta olduğunu gördü. Ayrıca profesör Alex'i yanına çağırıyordu. Alex yutkundu ve profesörün yanına ilerledi. Ama başı dimdikti ve gözlerinde korku okunmuyordu. Ama adama yaklaştıkça kafasında gazetelerde çıkan haberler gelmişti. Arathorn'un öldürdükleri. Alex ister istemez korkuya yenik düşmüştü. Tekrar yutkundu ve gözlerini profesörün gözlerine dikti. Fakat profesörde zerre kadar sinir yoktu. Bunun üstüne Alex rahatladı ve elini istemsizce asasıne doğrulttu. N'aptıracağını az çok tahmin ediyordu artık.

" Şimdi sen bana tahtada yazan büyüyü yapmaya çalışıcaksın. Konsantre ol .. Konsantre ... "

Konsantre? Eh şu durumda biraz zordu, ama deneyecekti. Alex elini uzattığı asasını çekti ve birkaç adım geri çekildi. Profesöre bir süre baktıktan sonra gözlerini kapadı. *Başarabilirsin Alex. Basit bir büyü...* Ardından yüksek bir sesle büyülü sözleri söyledi.

"Dilkilit!"

Büyüyü yaratmıştı fakat hiçbir işe yaramamıştı. Bu Arathorn -Anakin- denen adam hiç zorlanmadan büyüyü engellemişti. Adamın gülümsemesi Alex'in sinirlerini iyice bozmuştu. Yüzünü buruşturarak sırasına doğru ilerledi. O sırasına ilerlerken profesör konuşmaya başlamıştı.

" Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler. "

Gelmemek... Gerçekten güzel bir fikirdi, ama ders zorunluydu. Bu lanet okuldan kurtulmak istiyorsa bu derse de girmeliydi. Yüzünü iyice buruşturduktan sonra sert bir hareketle çantasını aldı ve kapıya doğru ilerlemeye başladı. Bu sırada, profesörün kendisine bakmadığı bir anda yüzünü O'na çevirip dil çıkarttı. Bu hareket hafif rahatlamasına sebep olmuştu. Normal bir yüz ifadesiyle sınıftan çıktı.



Out:Site işiyle uğraşırken rp'yi yazamadım. Eğer kabul edersen çok sevinirim -Ben Çisem-

10 ! Rpde güzel sonunda bir Sly'li rpmi yaptığı için.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elrond Phelps
Gryffindor 3. Sınıf & Bina Başkanı
Gryffindor 3. Sınıf & Bina Başkanı
Elrond Phelps


Mesaj Sayısı : 17
Nerden : Monte Carlo
Tarafı : Aydınlık
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 15
RP Sevgilisi : Yok.
Asa : Sonsuzluğun Mührü
Evcil Hayvan : Ares ( Köpek )
Galleon : 55093
Kayıt tarihi : 04/04/09

Bilgilerim
Sağlık:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
1. Ders ( Ortak ) Img_left100/1001. Ders ( Ortak ) Empty_bar_bleue  (100/100)

1. Ders ( Ortak ) Empty
MesajKonu: Geri: 1. Ders ( Ortak )   1. Ders ( Ortak ) Icon_minitimeC.tesi Nis. 04 2009, 11:07

"Lanet olsun sana."

Baykuş görünümlü çalar saati tuttuğu gibi duvara fırlattı. Sabahları uykusunu alamadığında huysuz bir gergedan gibi davranırdı. Tam kuş tüyü yastığa tekrar kafasını gömmüştü ki gözleri fal taşı gibi açıldı. "Skywalker !" Amcası asla dersine geç kalmaması gerektiği söylemişti. Aynı zamanda onun eski bir karanlık büyücü olduğunu da. Ancak endişe etmemesi için onu tembihlemişti ve bunu eğer Robert Phelps diyorsa bir bildiği vardı.

Bel kaslarını zedelememek için yavaşça doğruldu yataktan ve kollarını öne doğru gerdi. Herkes çoktan gitmişti ama dersin başlamasına daha vakit vardı. Boynuna birkaç kültür - fizik hareketi yaptırdıktan sonra dolabına doğru ilerledi. Gururla taşıdığı cüphesini yatağın üstüne fırlattı. Aynada saçını düzeltip pijamalarını çıkarttıktan sonra cüphesini giydi ve ders kitabını alıp yola koyuldu.

Güneşli bir günün sabahında ciğerlerini dolduran taze kokuyla yüzüne bir tebessüm yayıldı. Yerlere kadar uzanan cüphesi, ilkbaharı karşılayan yemyeşil çimenleri okşuyordu. Bahçede dolanan profesörlere başıyla selam verdi ve Karanlık Sanatlar Dersliğine gitmek için birinci katın yolunu tuttu.

Sınıfa girdiğinde hemen hemen herkes gelmişti. Kapıda durup boş bir yer ararken bir aslan kükremesi kadar nazik (!) bir sesle belirgin bir şekilde yerinden sıçradı.


" Günaydın çocuklar "

Geriye dön ! Emri gelmiş gibi sol ayağının pençesinden geriye döndü ve profesörle burun buruna geldi. Gelecekte göründüğünden daha ürkütücü ve görkemliydi. Ama yüzüne yerleştirmeye çalıştığı gülücük bu korkuyu az da olsa hafifletiyordu. Elrond karşıda sadece bir saniye dursa da bu yüz kaslarının gerilmiş olduğunu farketmesini engelleyemedi. Sanki gülümsemek için zorluyordu kendini. Yerine otururken elini çenesinin altına aldı ve kaşlarını çatarak, Skywalker'ın gözlerindeki amviliğin derinliğini ölçmeye çalıştı. Ama bunun gereksiz bir çaba olduğunu anlayınca başını iki yana savurup kitabını açtı. Etrafa bakılacak olursa ortak bir dersti. Slytherinliler her zamanki gibi lakayık davranışlarını sürdürüyor ve Ravenclawlılar da pür dikkat profesörü süzüyorlardı. Gryffindor ve Hufflepuff ise kendi hallerinde şakalaşıp hala uyanmaya çalışıyordular.

Elrond etrafı gözlemlemeye devam ederken o kükreme tekrar duyuldu.

" Çocuklar , ben Anakin Skywalker , Eski adım Arathorn'du. Benden korkmanıza gerek yok. Artık o eski katil yok artık sizin karşınızda okul müdürünüz olarak durmaktan büyük bir gurur duyuyorum. Hogwarts'ın eskisinden daha da güvenli halde olduğunu bilmeniz gerek. Size en küçük bir zarar gelmeyeceğine dair söz veririm. "

Arathorn ..! Amcası onun eski Arathorn olduğundan bahsetmemişti. Bildiği kadarıyla Robert ve Arathorn bir kitapçıda ölümüne kapışmıştılar fakat düello sonuçsuz bir şeikde James Tommy Parker için yarıda kesilmişti. Amcası onu öldüremediğine göre gerçekten de güçlü bir büyücü olmadlıydı. Elrond büyücü hakkındaki kıstasları beynine not ederken tahtada birkaç harf ve bunu izleyen bir kelime oluştu. ~ DilKilit ~

" Evet çocuklar. Dilkilit. Bu büyü rakip yada düşmanınıza isabet ederse o kişinin dilini damağına yapıştırır ve buda onu etkisiz hale getirir. "

Elrond bunun hiç de hoş olmayan bir duygu olduğunu tahmin ederek Slytherinliler'in birbirine dil çıkartışını izledi. Gülümseyerek başını kitabına eğmişti ki Anakin'in onlardan birini yanına çağırdığını gördü. Büyük bir keyifle arkasına yaslanarak sıraya yayıldı ve :" Asıl eğlence şimdi başlıyor." diye düşündü. Ama pek düşündüğü gibi olduğu söylenemedi. Profesör ona kendine bu büyüyü uygulamasını emretmişti. Elrond başta başarısız olacağını düşünürlen öğrencinin gözündeki kararlılığı ve asayı tutuşundaki tutarlıluğı görünce bu düşünceden hemen kurtuldu. Slytherinli asasını zalimce sallamıştı ama bunu çoktan tahmin eden Skywalker büyüyü ustaca yokluğa göndermişti.

Bu başarılı büyü denemesinden sonra öğrenci yerine geçerken Skywalker tekrar konuşmaya başladı ama yüzünde bu sefer sert bir ifade vardı. Elrond bunu çözümleyemeyerek dikkatle onu dinledi.

" Dersimde olmak istemeyenler dışarı çıkabilir veya hiç gelmesinler kendileri bilirler. "

Kimse yerinden kıpırdamadı. Profesör bu durumdan memnun bir halde gök mavisi gözleriyle sınıftan çıktı. Elrond esneyerek kolunu havaya aldırıp tekrar gerdi.

"Bu havada mı ? Şansınıza küsün profesör."

diye tısladı ve ağır adımlarla kapıya yöneldi. Kapının demir kulpunu nezaketle açıp kapıyı gıcırdattıktan sonra son bir kez sınıfta çabalayanlara bakarak gülümsedi ve bahçeye doğru yol aldı.

10 !
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
1. Ders ( Ortak )
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ~ I. Ders ~ [Ortak]
» I. Ders (Ortak)
» 2.Ders Ortak

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Accio-Hogwarts ::  - Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Akademisi - :: Hogwarts 1.Kat :: Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersliği-
Buraya geçin: