* Bar kısmı

Misafir

- RP İN -

Konu: Geri: * Bar kısmı Perş. Mart 19 2009, 17:34

Gellert Moskovaya gelmişti.Pek iyi bir yolculuk yaptığı söylenemezdi.Burada ufak tefek işleri vardı.Bir caddede duruyordu.Etrafta kar vardı.İlikleri donduran soğukta büyük caddede yola koyuldu.

-----------2 Saat Sonra------------

Gellert çok fazla üşümeye başladı.İşi iyi geçmişti fakat şu anda çok fazla soğuk vardı.Yeni açılmış bir bar gördü.İçinden
"En azından şurada biraz ısınayım.Muggle barı olsun yada olmasın."
diye düşündü.Bardan içeriye girdi.Gerçektende güzel dekore edilmiş bir yerdi.bara doğru yöneldi.

"Ah.Merhaba bayan.Dışarı çok soğuk öyle değil mi?"

dedi.Karşısındaki bayan gayet güzel görünüşlüydü.Adeta göz kamaştırıcıydı.

Konu: Geri: * Bar kısmı Perş. Mart 19 2009, 18:00

Sisli hava baya etkindi dışardak. Gecenin sessizliği hükum sürse de göğsünden yükselen ateş onu sıcak tutuyordu. Sinirden asasını elinde döndürse de kullanmak için can atıyordu.

Moskova'nin ünlü barlarından olan Steole'a geldi. Bir adam konuşmak istemediği halde - en azından öyle görünüyordu - bir bayanla konuşmaya çalışıyordu. Yavaşça yanlarına süzüldü. Barın mermerlerine kollarını dayadı ve :

"Evet, oldukça soğuk."

diye tısladı. Sesindeki tehditkar havayı sezinlemek için dahi olmak gerekmezdi. Hala elinde tuttuğu asayı cebine soktu ve gördüğü ilk içki şişesini kendine doğru çekti. Onu hayretle izleyen bayana baktı.

"Sakıncası yok, değil mi ?

Konu: Geri: * Bar kısmı Perş. Mart 19 2009, 18:27

Gellert şaşkın bir ifade ile ona baktı.

"Ah merhaba bayım nasılsınız?"

dedi.Bayan ilk şişeyi yeni gelen ve çok öfkeli gibi görünen adama baktı sonra güzel görünümlü bayana döndü.Ona başka bir şişe uzatıyordu.

"Ah teşekkür ederim bayan.Bu arada ben Gellert-Gellert Grindelwald bayım.Tanıştığıma memnun oldum."

dedi.

Konu: Geri: * Bar kısmı Perş. Mart 19 2009, 20:25

Anthony şişenin önüne çekti ve bar sahibinin de onayıyla bardağına biraz viski doldurdu. Koca bir yudum aldı. Viski içmeyi dahi özlemişti. Altı ay da olsa yurdundan uzak kalmak ve bu süreçte aralıksız savaşmak kolay değildi. Özellikle de geldiğinde hiçbir şey bıraktığı gibi değilse ...

Arya gitmişti. Nereye gittiğini bilmese de gitmişti. Feanor hala görevdeydi, onu buraya o göndermişti ama yine de onu tek bırakmak içine sinmiyordu. James ölmüştü, ya da öyle gösteriliyordu. Brian kayıplardaydı. Robert kendi aleminde birşeyler yapmaya çalışıyor ve Tommy bakanlıkta pinekliyordu.

Tüm bu değişikliklerin ne ara yapıldığını anlamayarak viskiden bir yudum daha aldı. Daha sonra yanında ona şaşkın şaşkın bakan adama döndü. Gözündeki şaşkınlık ve meraka bakılırsa basındandı. Hal - hatır sorularını görmezden gelerek :

"Basın mensubu musun ?"

diye sordu. Bu arada adam kendini takdim etmişti bayana. Anthony bayanın zihnine kolayca girdi ve adının Caitriona olduğunu öğrendi. Daha fazla özel hayata müdahale etmemk için zihnini kapadı ve masada döndürdüğü kadehe dikti gözlerini. Birşeyler değişiyordu ve en can skıcı olan kısmı ise, bunun onun kontrolünde olmayışıydı.

Caitriona'ya döndü. Eskiden bakan vekilliği ve BaşSeherbazlık yaptığı için bir an onu tanıyor olabileceğini düşündü. Ama yine de kabalık olmaması için kendini tanıtmak istedi. Bir süre kaşlarının altındaki mavi kürelere baktı. Hiç görmediği kadar derin birşeyler sezinlemişti o mavilikte. Gülümseyerek ses tonunu kibarlaştırmaya çalıştı.

"Anthony."

Konu: Geri: * Bar kısmı Perş. Mart 19 2009, 21:05

"Basın mensubu musun?"

dedi yanında duran ve biraz daha öfkesi geçmiş adam.Gellert yüzüne soğuk bir ifade takındı.

"Evet Basın Mensubuyum efendim.Anlaşılan sizinde zor bir göreviniz var sanırım?"

dedi.Adam ona bir bakış attı.Gellert'de ona bakıyordu fakat yüzünde en ufak bir öfke belirtisi yoktu.

Konu: Geri: * Bar kısmı Perş. Mart 19 2009, 21:35

Anthony ister istemez bir kahkaha attı. Bu adam onu güldüreceğe benziyordu. Kahkahası durunca gülmekten kısılmış gözleriyle onu bir süzdü. Ardından röpartaj yapan bir gazeteci gibi elini çenesinin altına koyup ciddi bir tavır takınmaya çalıştı.

"Peki, bu sonuca nasıl vardınız ?"

Misafir

Ian. Hayatı boyunca babasından başka bir adamla birlikte yaşamamıştı. Ama öyle tuhaf bir şeydi ki, o ölünce çevresindeki tüm erkekler ona cezp edici görünmüştü. İlişkileri derinleştikçe tek bütün haline gelmişler ve ayrılık sahnelerinde ise en acı son onların olmuştu. Bir süre her şey neredeyse fazla iyiydi. Ama tüm mutluluğa, karşı ağır bir baskı da söz konusuydu. Birçok açıdan sevgiliyle birlikte yaşamak denen tuhaf dansı öğrenmeye çalışan ama bir türlü diğer erkeklerden kopamayan Ian.

Her şeyden uzaklaşmak, çevresini yıkmak için evini terk etmiş kendisine yeni bir hayat kurmuştu. Tek istediği; önceki hatalarını tekrarlamamak ve kendisini tüm erkeklerden soyutlamaktı. Bunu ne kadar başarabilir bilinmez fakat bu dükkânı kapatmaz ise her gün farklı birisine âşık olacağı kesindi.

Kendisini kapatmış, rafların dizaynı ile ilgileniyordu ki bir müşteri girmişti içeriye. Bara doğru yönelen tiftik saçlı, orta boylu bir adamdı. Bu adamı tanıyordu. Gelecek Postası yazarlığına yeni atanan Gellert Grindelward idi. Hiç haz etmemişti o gazeteden etmeyecekti de. Dırdırcı dururken, kim ne yapacaktı Gelecek yazılarını.(^^)

Yazar olmasını bir yana bırakırsak itici bir adamdı da. Hiç haz etmemişti. Soğuk nevale gibiydi bakışları. Adam birkaç soru sormuş ve Ian ise gönülsüz gönülsüz cevaplamıştı. Adamın sorularından ve boş bakışlarından oldukça sıkılmış, neredeyse ‘’Artık kapatıyoruz’’diyecekti ki içeriye uzun boylu, buğday tenli, kirli sakallı birisi girmişti. Daha önce Gelecek Postasında çıkan birkaç haber de onu görmüştü Ian. O zaman da çok etkilenmişti şimdi de. Bu ikilinin arasında bir mesele vardı ama ne olduğunu bilmiyordu. Bu soğuk havayı biraz olsun gidermek için yanlarına doğru ilerledi. –Aslında adamı yakından görmek için can atıyordu-

‘’Bir isteğiniz olursa seslenmeniz yeterli. İyi eğlenceler ‘’dedi ve dudaklarını gülümsemeye zorlar bir hale soktuktan sonra eski yerine kasanın başına, rafların arasına geri döndü. Arada bir kafasını masanın altına eğiyor, rujunu tazeliyor ve tekrardan yakışıklı seherbaz’ı kesmeye koyuluyordu.

Konu: Geri: * Bar kısmı Perş. Mart 19 2009, 22:38

Anthony adamdan gelecek olan cevabı beklerken, bayan konuşmaya başlamıştı. Ses tonunu duyduğunda birden salakça bir ifade yerleşti Anthony'nin yüzüne. Çarpık bir gülümseme vardı, aynı zamanda da şaşkın ...

"Bir istediğiniz olursa seslenmeniz yeterli. İyi geceler."

Kadife sesin kulağa verdi hoşnutlukla bir yudum daha aldı içkisinden. Ian kasaya doğru süzüldü ve ordan onları izlemeye başladı. Arada bir kaçamak bakışlarını yakalıyor ve karşılık veriyordu Anthony. Farkettiği diğer bir şey ise dudaklarındaki allığın giderek artışıydı.

Anthony kadehini kavradı ve gülümseyerek Ian'a doğru kaldırdı. Yavaşça dudaklarına götürüp bir yudum aldıktan sonra içkiyi masaya koydu ve ona bakmayı sürdürdü.

Konu: Geri: * Bar kısmı Cuma Mart 20 2009, 15:04

Gellert yüzünde soğuk ifadesini değiştirmedi.Karşısındaki duran adama bakıyordu.Şişesinden son yudumlarını aldı ve ayağa kalktı.

"Bilmem gözüme öyle göründünüz bir anda."

dedi.Adam karşısında duran güzel bayana bakarken onu rahatsız etmiş gibi geldi kendine.

Konu: Geri: * Bar kısmı Cuma Mart 20 2009, 20:14

Karşısındaki o denli dikkatsiz biriydi ki düşünceleri adeta yankılanıyordu beyninde. Bunda Zihnefendar olmasının da etkisi büyük olsa gerekti. Gülümsemekle yetindi, Ian'ı rahatsız ettiğini düşünen adama. Ardından yüzünü ona çevirip yana yatırdı. Bir süre ona baygın baygın baktıktan sonra fısılta halinde konuşmaya başladı.

"Rahatsız ediyorsam ne olmuş ? Beni öldürecek ya da ağzımın payını verecek misin ? Şahsen bunu çok isterim."

dedi sırıtarak. Düello dolu bir cehennemden çıksa da yine de birkaç çerezin zararı olmazdı onun için. Tek kaygısı Ian'ın mekanının dağılması olurdu. Ona kaçamak bir bakış attı ve bunu onaylamayan bakışlarıyla karşılaştı. Bakışlarını kaçırıp tekrar adama döndü ve : "Ne dersin ?" anlamında bir göz attı.

Konu: Geri: * Bar kısmı Cuma Mart 20 2009, 21:08

Gellert soğuk bir şekilde gülümsedi sonra kendisine bakan iki çift öfkeli gözlere döndü.

"Bir Zihinfendar olmana rağmen benim düşümcemi yanlış okudunuz bayım.Ben sizi rahatsız etmekten bahsediyordum.Konuşmanızı böldüğümden dolayı."

dedi ve yüzündeki soğuk gülümseme kaybolmadı.Dikkatlice ona bakmayı sürdürdü.

Konu: Geri: * Bar kısmı Cuma Mart 20 2009, 22:18

Out : Yanlış karekterinle yazdın.

Konu: Geri: * Bar kısmı Paz Mart 22 2009, 15:15

Gellert'in yüzündeki gülümseme silindi.Şimdi daha ciddiydi.Gözlerini önünde duran adama çevirdi.

"Hmm..Demek düşüncelerimi okuyabiliyorsunuz.....Buda demektirki galiba işiniz tahmin edebilir değil mi?Ama ne gerek var ki.Siz bir zamanların güçlü seherbazı AnthonyPharaoh'sınız değil mi?"

dedi.Yüzünde tek bir kas bile oynamadı.Hiç bir şey hissetmiyormuş gibiydi.

Misafir

Rafların arasında durmuş, sakızını bir şişirip bir patlatan Ian’n canı çok sıkılmıştı. Yanlarına gidip bir iskemle de kendisine çekse üçlü muhabbet çevirseler belki daha iyi olurdu. Hem bu sayede o yakışıklıyı daha yakından tanıyabilirdi. Fakat hayatında kimseyi istememesi onu ikileme düşürüyordu. Onu istiyordu fakat istememeliydi (!) Bunu biliyordu ama yine de kendisine engel olamayacak gibiydi. Her an yanlarına damlayıp koyu bir muhabbete başlayabilirdi.

Evet, belki böylesi daha iyi olurdu. Hemen dükkân içindeki odasına gitti. Tozlara bürünmüş elbisesini değiştirip, daha düzgün bir şey geçirdi sırtına. Lavanta- Spıkqo karışımı parfümünü neredeyse üzerine boşalttı. Toplu olan saçlarını açtı – zaten her zaman bakımlıdır. Ayna da kendisine baktıktan sonra dışarıya çıktı. Kapıdan içeriye girer girmez, onların yanına gitti. Ona bakmakta olan Anthony’e gülümsedikten sonra Gell’e dönerek;

-‘’Malum burada bütün gün durmak çok sıkıcı oluyor. Siz gelmeseydiniz kapatmış, eve gitmiş olacaktım. Madem beni burada tutuyorsunuz, o zaman yanınız da duracağım.’’

Dedi ve onların konuşmasına dahi müsaade etmeden kendisine bir iskemle çekti. Yanında getirdiği şarabının büyük bir kısmını içti bir kısmı da çenesinden aşağıya döküldü. İçine doğru ilerleyen bu sıvıyı temizlemek isterdi. Fakat bakışları Ian da olan bu beylerin önünde bunu yapmak istemiyordu.

Konu: Geri: * Bar kısmı Paz Mart 22 2009, 17:59

Gellert şaşımıştı.Barın sahibi güzel bayan yanlarında durup onları dinlemek istemesine hayli şaşırmıştı.Şaşkın şaşkın ona baktı.

"Benim için bir sakıncası olacağını sanmıyorum."

dedi ve Anthony'e döndü.O da şaşkın bir vaziyette gibi görünüyordu.Gellert onun ne diyeceğini merak ediyordu.

Konu: Geri: * Bar kısmı Paz Mart 22 2009, 22:23

Anthony, Ian'ın bu hareketi üzerine sevincini belli etmemek için yüz kaslarını gerdi. Fakat yüz ifadesine bakılırsa bu konuda çok da başarılı olduğu söylenemezdi.

"Lütfen."

diyerek yanındaki sandalyeyi işaret etti. Onun büyüleyici bakışlarını izlerken şarabının yanlışlıkla dekoltesine doğru aktığını farketti. Bakışlarını Gallert'a kaydırdı. Hala oraya bakmasını onu şaşırtmıştı. Kolunu ona doğru uzatıp başını aşağıya çevirdi ve gözlerini ona dikti. Ian'ın onlardan rahatsız olmasını istemiyordu.

Gallert'ın az önceki saptamasını duymazdan gelmeye çalıştı ama yine de maziyi anmasına sebep olmuştu bu kelimeler.

Konu: Geri: * Bar kısmı Salı Mart 24 2009, 07:00

Gellert Anthony'nin barın sahibine nasıl baktığını görünce içinden bir tahmin bulunmuştu.Ama bu tahmin ne kadar doğru olurdu bilmiyordu.Gözlerini Anthony'e çevirdi.Bir zamanların güçlü seherbazlarından biriydi.Onu tanımak elbette güzeldi.Tekrar konuştu.

"Evet Mr.Pharaoh.Sizinle konuşmayı baştan beri istemişimdir.Şansa bakın ki burada karşılaştık.Şans işte öyle değil mi?"

dedi.Gözlerini Anthony'nin bakışlarına kilitlemiş gibiydi.Onun ne yapacağı konusunda hiçbir fikri yoktu.Ama ne olursa olsun ona karşı gelebilirdi.Başarsada başarmasada.

Misafir

Ian şu an keşkeler ini yaşıyordu. Keşke gelmeseydi de Gellert'ın bu pis bakışlarına maruz kalmasaydı. Çok rahatsız olmuştu. Ona dönük bakışlarından. Fakat gelmişti işte. Öyle ya da böyle bu masadan kalkamazdı şu an. İçine doğru akmakta olan buz gibi şarap, kendisini bir nebze de olsa iyi hissettirmesini sağlamıştı. Fakat uzaktan da gördüğü gibi soğuk bir hava hâkimdi buraya.
Daima hareketli ortamlarda bulunan Ian ise bu sessizlikten sıkılmıştı. Ian masanın üzerindeki kupayı eline aldı ve şaraptan bir kaç yudum içtikten sonra yarısı boşalmış kupayı tekrar masaya bıraktı. Ellerini kavuşturup, başını kaldırdı, konuşmak istiyordu. Anthony’nın yumuşak, güzel bakışlarıyla karşılaştı. Konuşmadı. Yerinde doğruldu. Düşünceler kafasında yuvarlanıp, kaynaşıyordu. Emellerine ulaşma isteğindeydi ve bir de yanlız yaşamayı öğrenmenin. Babasının ölümünden sonra ki yıkımı hala geçmemiş, gün geçtikçe artar olmuştu. Zamanla bu kötü günleri atlatabileceğini umuyordu. Belki de bu günler de onun yanında olup, destek çıkacak bir sevgilisi dahi olabilirdi. Kim bilir ?

Konu: Geri: * Bar kısmı C.tesi Mart 28 2009, 13:29

Gellert yanındaki güzel bayanın tedirgin olduğunu anlamıştı.Ama niçin olduğunu bir türlü anlayamamıştı.Gözlerini kıstı ve Anthony'e döndü.Anthony Gellert'e değil barın sahibesine bakıyor gibi görünüyordu.Onun oraya bakması hiç umrunda bile değildi.Tek yapmak istediği Anthony'le biraz konuşmak ve merak ettiği şeyleri öğrenmekti.Nirden Anthony'nin güçlü bir Zihinfendardı.Keşke öğrenci zamanlarında yarım bıraktığı ve asla beceremediği Zihinbend derslerini düşünerek zihnini kapatmaya çalışıyordu.Nasıl yapıldığını bilmesede.

Konu: Geri: * Bar kısmı C.tesi Mart 28 2009, 14:13

Moskova her zaman ki gibi çok soğuktu.Üç gündür burada olan Wolf soğuğa alışmıştı artık.Gizli bir iş için buraya gelmişti, burayı çok beğendi ama artık gitmesi gerekiyordu.Moskova'ya gelmeden önce birkaç arkadaşından tavsiye almıştı.'Stoele Bar' yeni açılan güzel bir mekan olduğunu duymuştu.Gitmeden hem biraz dinlenirim hem de birşeyler içip kafamı dağıtırım diye düşünüyordu.Bar'ın kapısına geldi, kapıyı yavaşça iterek içeriye girdi.İçinden 'Hımm.Evet güzel bir mekana benziyor' diyordu.Bar kısmına doğru yavaşça ilerlerken, etrafı süzüyordu.Bara geldiğin de başını kaldırarak "Bir ateşvis-" barmene baktığında şaşırmış gibi gözüküyordu.Barmen onun eski arkadşı Caitriona'ydı.Yüzündeki şaşkınlık ifadesi gülümsemeye dönüştü,

"Caitriona çok uzun zamandır görüşemedik" dedi ve 'Umarım beni tanımıştır' diye düşünüyordu.Tanıdığını anladığı zaman "Bunca zamandır nerdeydin? Ah gerçekten çok uzun zaman oldu." dedi.Sesinden heyecanlandığı anlaşılıyordu.Eski arkadaşlarının çoğunu kaybetmişti.

Misafir

Bulunduğu masadan yavaşça kalkmış, barın kapısını aralamakta olan siluete bakıyordu. Bu saatte bu mekâna fazla kişi gelmezdi, şaşırmıştı. Yavaşça mekâna adım atan genç adam Ian’ın yanına kadar ilerlemiş ve

"Bir ateşvis-"

Diyemeden duraksamış ve Ian’a öylece bakmaya başlamıştı. Ian ne olduğunu kısa bir sürede anladı. Eski bir arkadaşıydı, çok eski. .Aralarında ki yakın dostluk seneler öncesine dayanmaktaydı. Eskilerden bir yüz görmek Ian’ı mutlu etmişti.
Deminden beri bu adamın kim olduğunu anlamakla vakit geçiren Ian, şimdi bu adamın kollarındaydı. Sıkıca sarılıyordu ona. Ellerini Wolf’un yanaklarına yasladı, hasretle gözlerine baktı ve

‘’ Merlin’in Sakalı… Wolf, bu sensin. Ah, evet sensin. Nerelerdeydin sen bakayım’’

Dedi ve eski dostunu kolundan yakalayarak tezgâhın önündeki boş sandalyelerde oturttu. Hala birbirlerini seyrediyorlardı. Ah, zaman. Ne de çabuk geçmişti böyle.

Konu: Geri: * Bar kısmı C.tesi Mart 28 2009, 14:55

Ian onu görünce mutluluktan havalara uçuyor gibiydi.Ona sıkıca sarılarak özlemini giderdi.Ona dikatlice bakıyordu, hiç değişmemişti eskisi gibi çok güzeldi.Wolf ona bakarken gözleri parlıyordu, onu gördüğüne gerçekten de çok sevinmişti.Eskiden çok yakın bir arkadışıydı fakat her ne olduysa birbirlerinden ayrılmışlardı.Şimdi bir önemi yoktu onu bulmuştu.

"Merlin’in Sakalı… Wolf, bu sensin. Ah, evet sensin. Nerelerdeydin sen bakayım"

Ian onu kolundan yakaladı boş bir sandalyeye oturttu.Yalnız değillerdi herşeyi burada açık açık konuşamazdı.Ian'a manalı bir bakış atarak "Daha sonra konuşuruz." dedi.Barda onlardan başka iki tane adam vardı.Birini hemen tanıdı, bu Seherbaz Anthony Praraoh'tu.Diğer adamı ise tanımıyordu, Ian'a bakışlarını hiç beğenmedi.Onu dikkatlice süzdü, Ian'a dönerek;

"Bu adamdan raatsız oluyor musun?" dedi.Adama pis pis bakıyordu, 'Evet' dediği anda adamı orada perişan ederdi.

Konu: Geri: * Bar kısmı C.tesi Mart 28 2009, 15:03

Gellert şaşkın ve birazda öfkelenmiş gibiydi.Zaten Anthony ile konuşacağı şeylere bir kişi eklenmesine sevinmemişti.Şimdi ise bu adam.Kim bu diye düşündü.Adamın üstündeki pis bakışlarını önce aldırmadı.Ama çok fazla dayanamadı.Ayağa fırlar gibi kalktı.

"Rahatsız etmek mi?Bunuda nerden çıkardın böyle."

Dayanılmaz bir şeydi.İçindeki öfkeyi adama kusmak istiyordu ama yapamazdı.Burada kavga olmamalıydı.Adama alev saçan gözlerle bakmaya başladı.Sadece onun suratını görebiliyordu.Gözleri adeta kilitlenmiş gibiydi.

Misafir

Dostları nasıl saklarsak öyle buluruz aslında. Zaman sadece bir geçiş dönemi. Sen özenle, sevgiyle kaldırabildiysen yürek sandığına, yıllar sonra aynı sevgiyle çıkar karşına. O zaman yüzleştiğin anılarından kaçmak yerine, kucak açarsın heyecanla. Oysa yıllardır görmemişsindir yüzünü, acıların sahne alırken yaşamında, o yoktur aslında…

Sen de onun başrollerinde alkış tutmamış ya da ağlamamışsındır. Ama geçmişten gelen bir mucize hissi verir eski bir dost, insana… Yıllarca sakladığı en değerli hazinesi Wolf, uzun bir aradan sonra karşısındaydı. Aralarında ki samimiyetin bozulmamış olmasına sevindi. Birbirlerini doyumsuzca izliyorlardı. Yüzü hiç değişmemişti Wolf’’un. Katı kalıbının altında yatan güzellikleri keşke gösterebilseydi. Onu o kadar iyi tanıyordu ki.

‘’Bu adamdan rahatsız oluyor musun?"

Dedi ve ardından adama dönük pis bir bakış fırlattı. Şimdi ne demeliydi ki. Aslında oldukça rahatsız oluyordu. Söylemeli miydi, söylememeli miydi? Bunun ayrımına bir türlü karar veremezken Gellert bu sözü duymuş olsa gerek, lafa girmişti.

"Rahatsız etmek mi? Bunuda nerden çıkardın böyle."

Dedi. Belliydi bir tartışma çıkması an meselesiydi. Hatta Wolf’un eli asasına
doğru hareket etmeye başlamıştı ki Ian hemen Wolf’un asasını cebine geri soktu. Sessiz bir şekilde şunları mırıldandı.

‘’Burada olay istemiyorum Wolf. Yeni buldum seni, kaybetmek istemiyorum, böyle basit bir nedenden dolayı.’’