***
Sessizlik..Gece...Grenouille,bu gecenin ürkütücülüğü içinde bağıran barakanın kızıllığından,Helena nın güzelliğinin yanından bu tenha,korkunç ve ölülerle dolu yere gelmişti.Etrafında kimsecikler yoktu-Grenouille böyle sanıyordu-.Mezarlığın ürkünçlüğü buraya siside bastırıyordu.İlerlemeye başladı.
***
İlerliyordu.Heryerde mezarlar vardı.Aptallık!Burası zaten mezarlık!Nasıl mezar olmasın ki!Mezarların bazıları büyüktü,bazıları küçük.Mezar taşlarının bazıları tahtadan,bazıları mermerdendi.Bu ölüler diyarında bile bir sınıf ayrımı vardı,lanet olsun!İlerlerken sesler duymaya başladı.
***
Duyuyordu.Sesler Grenouille ilerledikçe kuvvetleniyor,uğultular fısıltıya,fısıltılar konuşmaya dönüşüyordu.Konuşanlarıda yavaş yavaş seçebiliyordu.Konuşmalarıda net olarak duymaya başlamıştı.Bu siyah paltolu,siyah şapkalı genç ö.y,başkalarının konuşmalarının dinlenmemesi gerektiğini biliyordu.O kişilerin yanına gitti.Kendini yeni tanıtır gibi bir edayla:
'Merhaba!'
dedi ve cevap beklemeye başladı.Baykuşların sesleri,ölülerin çığlıklarına karışıyor,cevap veriyordu sanki...