Accio-Hogwarts
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



Kurgu: Loinkaos - Yıl: 1971 - Hava: Yağmurlu - Tema: Gündüz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Dolunayın melodisi...

Aşağa gitmek 
2 posters
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
Crysania J. F. Majere
Ölü Role Player
Crysania J. F. Majere


Mesaj Sayısı : 307
Nerden : SatüRN
Tarafı : Tarafsız...
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 15
Asa : Tılsımın Gizémi
Evcil Hayvan : Cassiél [Yarasa]// Icé [Kédi]
Galleon : 57280
Kayıt tarihi : 03/09/08

Bilgilerim
Sağlık:
Dolunayın melodisi... Img_left100/100Dolunayın melodisi... Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dolunayın melodisi... Img_left10/100Dolunayın melodisi... Empty_bar_bleue  (10/100)
Seviye:
Dolunayın melodisi... Img_left10/100Dolunayın melodisi... Empty_bar_bleue  (10/100)

Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeSalı Eyl. 09 2008, 17:25

Manor Town sokaklarında zorlukla yürüyordu bir kız.Dolunayın altında,karanlık ve kimsenin olmadığı sokaklarda yavaş ve kendisini zorlayarak yürüyordu.Düzensiz nefes alışverişi gecenin sonsuz sessizliğinde duyulan tek şeydi.Kafasının hemen yanında uçan birkaç tane yarasaya aldırmaksızın ilerlemeye devam etti.Yarasalarla arasında bir bağ var gibiydi.Jasmine'in en sevdiği hayvanlar olan yarasalar Jasmine'in her zaman ilgisini çekerdi ama şu anda değil,şu an hiç birşey düşünemiyordu,hiç birşeye dikkatini verecek halde değildi.Aldıracak hali de yoktu görünüşünden anlaşılıyordu bu.Dolunayın soluk ışığı kızın elinde duran boş iksir şişesine yansıyor ve gecenin karanlığında göz alıyordu.Kızın parlak buz mavisi gözleri donuklaşmıştı.Acı çektiği belli oluyordu her halinden... Yavaşça gökyüzüne kaldırdı kafasını,yıldızların yansıması donuk gözlerine hafif bir canlılık katıyordu.Dolunay bugün herzamankinden daha parlak,daha büyük görünüyordu Jasmine'e ama farkında değildi görünüşünün değiştiğinin...

Bir yere yaslanma ihtiyacı duydu.Yüzünde parlayan birşeyler... İki sivri diş... Babasından Jasmine'e kalan miras,hatıra veya başka birşey.Bakışlarını yıldızlardan elindeki iksir şişesine çevirdi.Vampirdi ve iksire ihtiyacı yoktu.Ama şu anda çok garipti, ne olduğunu anlayamıyordu.İksir sayesinde sakladığı dişleri yine çıkmıştı ortaya.Yarı vampirler herşeyi yiyebilirlerdi,güneş ışığına da çıkabilirlerdi,normal vampirler gibi sezgileri de çok güçlüydü ama iksirlere pek ihtiyaçları olduğu söylenemezdi.Ama tamamen kansız kalmaya alışkın olamayabilirlerdi... Ama kana susamış bir vampire benzemiyordu o,kana susamış bir vampirin hırçınlığı yoktu onda.Tersine halsiz ve zor nefes alıyordu Jasmine.İksirine ne olduğunu bilmiyordu,bitmiş olamazdı.Yalvarırcasına bakışlarla iksir şişesinin açık ağzını yere doğrulttu ama birkaç damla bile yoktu.Jasmine'den etrafa yayılan umutsuzluk gittikçe artıyordu.

Gecenin karanlığında bembeyaz teni,simsiyah kıyafetleri,buz mavisi,donuk gözleri ve sivri,parlak vampir dişleri onu fazlasıyla ürkütücü yapmaya yetiyordu.İlerliyordu,en azından bunun için çabalıyordu Nereye gittiğini bilmeden... Karşısında tek bir canlı bile çıkmamıştı.Bir yanı çıkmamasını ümit ediyordu diğer yanı ise şu an karşısına çıkacak bir muggle'ı nasıl... Sıyrıldı bu düşüncelerden.Gözleri fazlasıyla irileşmişti.Gecenin ezgisine kaptırıyordu kendisini... Dolunaya çevirdi bakışlarını şu anda ne yapacaktı? Ne yapabilirdi? Babasına binlerce kez lanet okumuştu bu mirası yüzünden ama kaçınılamaz birşeydi bu... Bakışlarını elindeki boş iksir şişesine çevirdi

-Lanet olsun...

kısık çıkan bu ses kimsenin olmadığı,ayın aydınlattığı sokakta duyulan tek sesti ve yüksek sesle söylenmiş gibi gelmişti Jasmine'e.Ne yapacağını düşünüyordu,anlam veremiyordu olanlara bir yarı vampirin neden bunları yaşadığını anlayamıyordu.Kimse yoktu onu bu halde gören bunun için hoşnutsuz olduğu kesinlikle söylenemezdi.Hollow caddesinden geçerken boş bakışlarıya ne yapacağını düşünüyordu.Hafif bir rüzgar esti, Jasmine'in uzun siyah saçları gecenin karanlığında savruldu.Rüzgarın sesi duyuluyordu sadece,gecenin melodisi... Siyah saçlarıda uyum sağladı bu ezgiye.Bu ezgi Jasmine'in düşüncelerini kaplamaya başladı.Yürüyordu sessizce...

Mezarlığın kapısından geçerken düşünceleri boştu,kapının çarpıp kapanması bütün sessizliği bir an için bozdu.Başka biri olsa şu anki ortamdan fazlasıyla korkabilirdi.Ama Jasmine korkmuyordu ve devam ediyordu mezar taşlarının arasından yürümeye.Belki de korkulacak olan Jasmine'di.Her zaman ki masum yüzü sakladığı başka bir yanını ortaya çıkarmıştı.İnce pembe dudaklarından gözüken iki sivri diş.İşte tüm yaşadıkları bunlar yüzündendi.Bunlardı nedeni şu anda çektiklerinin.Kalbinin hızla atmaya başladığını hissediyordu,sanki bedeninden ayrılıp çıkacakmış gibi... Mezarlığı hafif bir sis kaplamıştı.Büyücü mezarlığı genelde hep böyle olurdu ama bu dolunayla birleştiği zaman Jasmine için vazgeçilmez yerlerden biri oluyordu.Eski bir mezar taşına yaslandı ve elindeki iksir şişesini mezar taşının üzerine bıraktı.Keskin bakışlarıyla etrafı süzmeye başladı.Biraz önceki hali gitmişti ama şu anda iyi görünmüyordu.

Küçük bir sessizlik ve sonra yere doğrulttuğu başını yavaşça kaldırdı.Beyaz tenine bir ölünün teninin solgunluğu karışmıştı,buz mavisi gözlerine,ölülerin donuk bakışları eklenmişti ve siyah göz bebeğinin etrafı kan kırmızısıyla çevrelenmişti.Karanlıkta parıldayan iki sivri diş onun nasıl bu görünüme sahip olduğunu anlatmaya fazlasıyla yeterdi.Uysal hareketlerle yaslandığı eski mezar taşından doğruldu ve mezarın üzerinde yazan,yosunlarla kaplanmaya başlayan yazıya baktı
"Roxanne Lisa Bones"
onu gören biri mezarın sahibini tanıdığını düşünebilirdi Jasmine'in yüzündeki ifadeden.Ama aslında onun yüzünde duygusuzluk hüküm sürüyordu.Sessizce yürümeye başladı sislerin arasında...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeÇarş. Eyl. 10 2008, 16:43

Mezarlığın deriniklerinden ufak bir ıırdama sesi duyuldu.Düzensiz nefes alış-verişin dışında duyulacak tek şeydi bu.Çünkü gece karanlığıyle,ışığı götürmekle birlikte mezarlığın içindeki tüm sesleride yanına almıştı.Belli ki ileride ve derinlerde bir yerde Timothy'yi bekleyen birşey olacaktı.Ne olacağından emin olmadan,direk derinliklere daldı.İçindekş ses ona böyle yapmasının birden çok masumu kurtarabileceğini söyler gibiydi.Yinede gitmekte en ufak br tereddütü olmadı.Mezarlığın sisli bölümüne doğru sinsi ve hızlı bir dalış yaptı...

Artık onu hiçkimsenin kötü bir durumda kurtaramayacağı bir yere gelmişti.Önünde durduğu şey onu farkederse eğer ya onun esiri olacak yada acımasızca öldürülecekti.Çıt çıkarmadan asasını cübbesinin cebinden çıkardı ve havaya baktı.Bu doğruydu.Dolunay temiz bir parlaklıkla onun yüzüne ışıklarını savuruyordu.Timothy'nin planı kalın ve güçlü halahlar yada zincirlerle onu buraya bağlamak ve sabaha kadar onu orda tutmaktı.Bunu yapmak için cesaratini toplaması gerekiyordu.Ama büyük bir canavar ona doğru yüyürken bunu nasıl yapacağını şaşırmışken,aniden içine bir sıcaklığın dolduğunu hissetti... Dolunay'a baktı.Ama atık orda bir dolunay değil,büyük bir vampir duruyordu.Havasan Sinsice ona saldıracaktı.Albert iyii asasını iyice kavramıştı.Yaratığa asasını doğrulttu ve...

"Conjuktunativitis!" diye tısladı...

Yaratığı büyük ihtimalle vurmuştu.Çünkü artk dolunayın tatlı ışığı etrafı aydınlatmaya başlamıştı...

Albert asasını tekrar yaratığa doğrulttu ve sinsice birşeyler fısıldadı...
Yaratık artık en az yüzyıllık kurumuş ama dinç görünen güçlü bir ağaca çevresi 35cm'lik Buüuük zincirler tarafından müsvette bir kağıt gibi yapıştırılmıştı...

-Evet artık sabaha kadar bunlar seni umuyorumki tutacaktır.Ve eğer beni anlıyorsan,onlar güneşin ilk ışıklarıyla yok olacaklar ozamana kadar... Görüşürüz....!


-Ve unutmadan... Senin Kim olduğunu Öğrenmek istemiyorum...Sakın Beni bulmaya çalışma!....

Albert Ufak Nutuğunu bitirdikten sonra yavaş adımlarla ormanın derinliklerine girip gözden kayboldu.Ardından Ufak bir "pop" sesi geldi.Bu ses Albert'ın artık gecenin karanlığına karıştığına işaret olan tek şeydi.....

Out: Kusura Bakma İçimden Geldi Rp ne karışmak biraz düzenli ve daha güvenli olsun diye yaptım..Bu Arada KAçtım Ben Bys...


En son Tim A. Georgean tarafından Çarş. Eyl. 10 2008, 16:45 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi (Sebep : Yazım Hatası vardı...)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Crysania J. F. Majere
Ölü Role Player
Crysania J. F. Majere


Mesaj Sayısı : 307
Nerden : SatüRN
Tarafı : Tarafsız...
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 15
Asa : Tılsımın Gizémi
Evcil Hayvan : Cassiél [Yarasa]// Icé [Kédi]
Galleon : 57280
Kayıt tarihi : 03/09/08

Bilgilerim
Sağlık:
Dolunayın melodisi... Img_left100/100Dolunayın melodisi... Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dolunayın melodisi... Img_left10/100Dolunayın melodisi... Empty_bar_bleue  (10/100)
Seviye:
Dolunayın melodisi... Img_left10/100Dolunayın melodisi... Empty_bar_bleue  (10/100)

Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeÇarş. Eyl. 10 2008, 21:05

Mezar taşlarının arasında,dolunayın ışığında,rüzgarın hafif melodisinde yürüyordu taşların arasında.Kimi yosun tutmuş,kimi ise pırıl pırıl mezar taşları.Düşünceli olduğu halde düşünceli birinden eser yok görünüşünde.Hafif serin gece rüzgarı tenine deydiğinde hissettiği hiç birşey yoktu Jasmine'in.Normalde ürpermesine neden olabilecek olan bu rüzgar etkilemiyordu soluk tenini.Ay ışığı bembeyaz teninde yansıyordu.Mezarlığın diğer ucundan gelen hırlama sesleri Jasmine'in o derin mezarlık ruhunu bozmuştu.

-Demek ki bir misafirimiz var

diye fısıldadı.Sesi gecenin sonsuzluğunda kaybolurken kapanan mezarlık kapısının gıcırtısı Jasmine'in keskin gözlerindeki hafif parıltıyı söndürmüştü.O parıltı sönünce tekrar eskisi gibi ölü bakışlarına dönmüştü bakışları.Siyah uzun eteğinin yürüdüğü zaman otlara sürünerek çıkardığı hışırtı dışında bir takım ayak sesleri duymaya başlamıştı.Keskin gözleri etrafta göz gezdirirken ani ama sessiz bir dönüş yaptı,arkasına döndüğünde sarı saçlı bir adamın mezarlıkta yürümekte olduğunu görmüştü.Yüzünde anlamsız bir ifade oluştu,"Bu saatte kim buraya gelirdi ki" .Sonrada kendisi geldi aklına bu saatte burada bulunmasının nedeni...

Jasmine bakışlarını ayırmadığı adam asasını çıkardığı an bıraktı bu düşünceleri.Jasmine'in gözüne mezarlığa ilk geldiğinde yaslandığı mezar taşının üzerine bıraktığı iksir şişesi çarptı.Adam bunu görmemişti.Jasmine nedenini bilmesede adamın bunu görmemesini umuyordu.Dolunayın yaydığı ışık adamın sarı saçlarında parlıyordu.Hafif ay ışığı,Jasmine'in gözünü alıyordu.Bu ortamda korkup kaçmaması garip birşeydi ama Jasmine'in cesur olduğu bir gerçekti.Bunda vampir olmasının katkısı bulunabilirdi...

"Conjuktunativitis!"

Jasmine'in tetikteki gözleri bir an için düşüncelre dalmış aklının kurbanı olmuşlardı.Üzerine doğru gelen ışık kümesinden yanında duran bir mezar taşının arkasına atlayarak kurtulmuştu.On dört yaşındaydı ve karşısında duran adam ondan haylice büyüktü.Ama yinede anlayamıyordu adamın kendisinden ne istediğini.Hiç ses çıkarmadı.Sessizlik kaplamıştı kasvetli mezarlığı.Adamın ayak seslerini takip ediyor ve ne yaptığını,nerede olduğunu bulmaya çalışıyordu.

Uzun bir süre süren sessizlik sonrası Jasmine hafifçe başını uzattı mezar taşından,biraz önce üzerine büyü gelen yere doğru.Kurumuş,çok yaşlı bir ağaca zincirlenmiş bir şeyi farketti.Belki de biraz önceki büyü kendisine değildi.Bakışlarında tedirginlik vardı biraz.Adamı takip ediyorlardı.Adam Jasmine'in olduğu mezar taşına başını çevirdiğinde Jasmine kafasını hemen mezar taşının arkasına sakladı.Eski mezar taşına yaslanıyordu,kulakları adamdaydı

"Evet artık sabaha kadar bunlar seni umuyorum ki tutacaktır.Ve eğer beni anlıyorsan,onlar güneşin ilk ışıklarıyla yok olacaklar o zamana kadar... Görüşürüz....! Ve unutmadan... Senin Kim olduğunu Öğrenmek istemiyorum...Sakın Beni bulmaya çalışma!.... "

Bu sözlerin kime olduğunu anlayamamıştı Jasmine ama "bulma" kısmının kendisine ait olduğunu seziyordu.Jasmine hiç bir ses çıkarmadı.Nefesini de tutuyordu.Mezarlık sonsuz bir sessizliğe büründü.Gözleri kırmızılaşıyordu hafiften...

Kana susamış bir vampirdi şu anda Jasmine ama diğer vampirlerden tek farkı ne yapacağını kestiremiyor olmasıydı.Adamın karanlık ormana doğru olan adımlarını izledi gizlendiği mezarlık taşının arkasından çıkarak.Sarı saçlı adam ormanda kaybolduktan sonra ağaca zincirlenmiş olan yaratığa doğru çevirdi başını,"yaratık"...

Jasmine ağaca yaklaştığında karşısındakinin bir "yaratık" olmadığını anlamıştı.Ölüleri kıskandıracak soluk,sonsuz beyazlıkta bir tene sahipti karşısındaki... Vampir... Sivri dişleri karanlıkta parlıyordu,Jasmine'inkiler gibi.Vampir başını yerden doğrultup Jasmine'e baktığında sanki kendisini tanıdığı hissine kapılmıştı Jasmine

"Artık mezarlıklar da bile rahat yok..."

Jasmine ne dediğini anlamış olmasına rağmen anlamamış gibi görünüyordu.Vampire baktı zincirlerden kurtulmaya çalışıyordu.Adamın sözleri kafasının içinde yankılanıyordu "... güneşin ilk ışıkları..." bu vampirin sonu demek olurdu,tabi Jasmine gibi değilse.Jasmine büyüyle yapılmış bir zinciri nasıl yok edeceği hakkında tamamen fikirsizdi.Bir yere gidip birilerini mi çağırsaydı? Bu vampir için daha kötü olabilirdi.Aklına Caress gelmişti.Geçen sefer yardım etmişti Jasmine' bu sefer de bu vampire yardım edebilirdi veya başka bir... Ölüm yiyen... Onlar dışında kime güvenebilirdi ki bu konuda.

Vampirin tedirgin bakışları rahatsız etmişti onu,nedenini anlayamadığı bu bakışlar... Etrafına baktı kimse yoktu,kimin olmasını bekliyordu ki bu saatte burada.Jasmine vampire baktı

-Birini bulup gelirim ben... Güneş doğmadan...

Umduğu buydu,güneş doğmadan... Vampirin yüz ifadesi "güneş" kelimesini duyunca değişmişti biraz.Hak veriyordu Jasmine vampire... Mezarlıktan çıkmadanönce eski haline dönmenin en iyisi olacağını düşünüyordu veya onu kimsenin tanımayacağı bir hale... Bunu yapabilirdi.Metamorfmagustu...

Mezarlığın paslanmış kapısının önünde kendisini sessizliğe bıraktı."dişleri yoktu,vampir dişleri..." odaklandığı şey bundan başka birşey değildi.Vampirin açılmış gözlerinden başarılı olduğu anlaşılıyordu.Siyah saçlarını sarıya çevirdiğinde ise vampir şaşkın şaşkın bakarken "güneşi" hatırlatmak istiyordu sanki ona.

Koşarak çıktığı mezarlık kapısından,rüzgar ile beraber kayboldu sokaklarda...

Mezarlığa tekrar geldiği zaman karşılaştığı şey karşısında aslında çokta şaşırmamıştı.Vampir bir yolunu bulmuş ve kurtulmuştu zincirlerden.Jasmine'de birini bulamamıştı getirebilecek.Gecenin bu saatinde kimi bulmayı bekliyordu ki.Vampir bir mezar taşının yanında solgun yüzüyle Jasmine'e bakıyordu.

"Güneş doğar yakında burdan gitsen iyi olur"

dedi.Jasmine'in soru sormasına izin verecek gibi durmuyordu,Jasmine'de soru sormayı düşünmüyordu zaten.Jasmine hızla mezarlıktan uzaklaşan vampirin arkasından bakıyordu.Bir süre öyle kaldıktan sonra iksir şişesini aldı ve mezarlıktan çıktı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimePerş. Eyl. 11 2008, 12:50

Out: Olayı güzel bağlamışsın hak veriyorum Smile

başa baş bir rp yapalım bununla bağıntılı olsun Wink
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ricardinho William
Süper Aktif Role Player
Ricardinho William


Mesaj Sayısı : 66
Yaş : 28
Nerden : Gecenin aydınlığından
Tarafı : Kötülük
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 27
RP Sevgilisi : -
Asa : Karanlığın Çağrısı
Evcil Hayvan : Şahgaga
Galleon : 57210
Kayıt tarihi : 04/09/08

Bilgilerim
Sağlık:
Dolunayın melodisi... Img_left0/100Dolunayın melodisi... Empty_bar_bleue  (0/100)
Güç:
Dolunayın melodisi... Img_left0/100Dolunayın melodisi... Empty_bar_bleue  (0/100)
Seviye:
Dolunayın melodisi... Img_left0/100Dolunayın melodisi... Empty_bar_bleue  (0/100)

Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 13 2008, 17:22

Ricardinho şahgagayla buraya gelmişti şahgagadan indi.Sonra ilerledi karanlıkta bir şeyin kendisine geldiğini gördü asasını çıkardı gelen şeyin gittiğini gördü tam arkasını döndü bir şeyin boynuna dişlerini geçirdiğini gördü bir vampir olduğunu anlamıştı ama çok geçti bir anda gözleri kapandı.Uyandığında çok uzun iki dişi olduğunu hissetti.Gözleri parlak yeşile dönmüştü.Güneş ışıkları ondan on cm uzaklıktaydı ve giderek yaklaşıyordu hemen ileriye karanlığa koştu ışıklar tam arkasındaydı yüksek bir sıçrayış le karanlık bir mağaraya gizlendi yüksek bir sesle:

"Lanet olsun tamda sırasıydı" dedi peki nasıl dışarı çıkacaktı ama büyücü olduğu için normale dönebilirdi.Konsantre oldu ve birden dişleri kayboldu gözleri normal siyah rengine dönd güneşten korkmuyordu sışarı çıktı normal haline döndüğü için bir şey olmadı.İlerledi ve şahgagayı gördü onuda alıp karanlık mağaraya ilerledi vampir haline dönüşüp şahgaganın boynuna atladı onuda ısırdı ve kanını içti kan susuzluğunu giderdi.Biraz sonra oda vampire dönmüştü.Tekmeyi şahgaya vurdu ve güneşe itti bir anda şahgaga toz oldu ölmüştü.Ricardinho insana dönüşüp diğer vampirleri bulmak için yola koyuldu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 15:53

Medusa rüzgardan uçuşan pelerinini öne doğru çekti ve başındaki siyah pelerin şapkayı gözlerine kadar indirdi. Yaşlı ağacın altına geldiğinde durdu ve etrafına bakındı. Elinde tuttuğu asasını doğrulttu. Asadan çıkan cılız ışık ay ışını kadar olmasa da önünü görmesine yardımcı oluyodu.

Arkasından gelen bir çıtırtı ile hızla döndü. Hiçkimsenin oladığını görünce erafını hızla gözden geçirdi. Neredeydi bunlar?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 16:02

Karanlığın ortasında ses çıkarmamaya çalışarak parmak uçlarında ilerliyordu Mia, etrafında esen rüzgar uzun, sarı saçlarını havalandırırken gecenin sessizliğine sığınmış bir meleği andırıyordu görüntüsü...

~ Evet...

Gözlerini kısmış, etrafını incelerken sonunda yaşlı ve görkemli bir ağacın altında görmüştü onu... Aynı sessizlikte ilerlemeye devam etti ve tam arkasına geldiğinde durup elini yavaşça omzuna koydu...

~ Geciktim mi?...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 16:10

Medusa Mia'nın sesini duyduğunda yavaş bir şekilde arkasını döndü ve başlığını çıkarttı.
- Hayır...Geciken sen değilsin. Leonard'ı bekliyoruz. Neden buraya acil bir şekilde çağırdı merak ediyorum doğrusu.
Ardından da başlığını tekrar taktı. Arkasını döndü ve mezarlığı süzdü. Leonard'a kızgındı zaten. Geçen konuşmalarında bazı şeyleri ondan saklamış ve hiç de değerli olmayan bilgiler vermişti.Leonard da bu durumdan hoşmadıysa Medusa'nın başka birini bulmasını söylemiş ve aralarında küçük bir tartışma olmuştu. Bu sefer de böyle birşey olmasını istemiyordu Medusa.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 16:15

Mia karanlıkta pek farkedilmese de hafifçe gülümsedi ve esen rüzgarın uğultusunu bastırmaya çalışır halde biraz daha yüksek sesle..

~ Bence gelmeyecek... Alışmadık mı onun bu rahat tavırlarına Medusa...

dedi ve küçük bir kahkaha attı... Ama aslında o da merak etmişti gecenin bir yarısı neden onları buraya çağırdığını... Kötü bir şey mi olmuştu yoksa Leonard' ın saçmalıkları mıydı... Merak ediyordu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 16:26

Medusa kaşlarını çattı. Dönüp onun yüzüne doğru baktı.
- Eğer bu sefer de saçma birşey için buradaysam benden çekeceği var demektir. Yakaladığım gibi hapishaneye ruhemicilerin yanına postalarım. Üzerinde büyü uygulamak isteyen birçok büyücünün olduğuna eminim.
Bir an duraksadı.
- Her ne kadar yardım etmiş olsa da bu durum ben yanında olmadan affedileceği anlamına gelmez.
Asasını ileriye doğrulttu. Işığı biraz daha kuvvetli parlıyordu şimdi. Elini yaşlı ağaca dayadı ve parlayan dolunaya doğru baktı. Gecenin karanlığında çıkan tek ses rüzgarın uğultusuydu ki o sırada öten bir baykuş bu sessizliği bozdu.
- Bir anlşaşma yapıldı. Onun bana benim de ona ihtiyacım var. O sözünde durursa ne ala. Yoksa bazı gerçekleri herkes öğrenir.
derken gözleri Mia'ya doğru kaydı. Ay ışığında parlayan gözlerindeki kurnazlık seçileiliyordu. Yüzü gülümsüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 16:41

Mia kaşlarını hafifçe kaldırırken bir yandan da gülümsemeye devam etti ve doğrudan Medusa' ya baktı... Yüzünde yine ondan başka kimsenin sahip olmayı beceremediği o muhteşem ifade vardı ve Mia Medusa' yı ne zaman bu halde görse garip bir heyecana kapılırdı...

~ Ne gibi gerçeklerden söz ediyorsun? Bilmediğim bir şey mi var Med...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 16:50

Medusa hızla arkaını döndü ve muzip bir şekilde üldü.
- Birşeyler olduğunu biliyorsun Mia. Aslında bunu neden sana söylemediğimi de biliyorsun. Bu Leonard'ı bize bağlayan bir gerçek ve söyleyemem. Söz verdim. Bunu sana söylemem anlaşmayı bozar ve ondan yararlanamayız. Sen olayı deşme. Bundan yararlan sadece tamam mı?
dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 16:54

Mia ellerini iki yana açtı ve oldukça şirin bir görünüme bürünerek gülümsedi...

~ Pekala, nasıl istersen öyle olsun... Peki Leonard gelmezse ne yapacağız Medusa?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 16:55

Medusa'nın yüz ifadesi ciddileşti. Eğer bu sefer de gelmez ise ilk karşılaşmalarında epey üzülecekti Leonard.En azından bazı şeyleri düşünmeliydi. Medusa sinsice gülümsedi.
- Küçük bir tehtit yeterli olur sanırım.
diye fısıldadı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 16:59

Mia Medusa' ya anlamlı bir bakış fırlatıp gülümsedi ve ardından karşılarında görkemle yükselen yaşlı ağacın altına oturup cüppesinin cebinden asasını çıkardı... Temkinli olmak zorundaydı, gecenin bir yarısı mezarlıklar oldukça tehlikeli mekanlardı...

~ Sen de otursana Med, yorulmadın mı?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 17:08

Medusa başını iki yana salladı.
- Hayır. Ben burada beklemeyi planlıyorum. İstersen sen biraz dinlen. O geldiğinde hazır olmak isterim doğrusu.
Dedikten sonra.
- her zamanki gibi.
diye mırıldandı kendi kendine.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 17:14

Uzakta insanlar vardı.Onun çöplüğünde geziniyorlardı.Bir an için Ete Kemiğe bürünerek 22 yaşlarında Sarı saçlı bir erkeğe dönüşmüştü.Üzerine yeşil bir cüppe geçirmiş ve Mezarlığın Çok korkutucu olmayan bi köşesaine doğru yürümeye başlamıştı.Çeşitli ağaçların arasından geçiyor ve Asasını elinde ceviriordu.Bir süre sonra Ağaçların bitimnde konuşan iki havva kızı görmüştü Yanlarına biraz yaklaşarak asasını kaldırdı ve konuşmaya başladı:

"Bu saatte burada ne işiniz var bayanlar Oldukça geç ve korkutucu bir saat Öyle değilmi"



Uzun uzun Etrafı incelerken devam etti:

"Ben Aaron Gheist Mezarlık Görevlisi..."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 17:19

Medusa asasını sesin geldiği tarafa doğru yöneltti ve asadan yayılan ışık sayesinde sesin sahibinin yüzünü eçebildi.

Karşısında genç bir büyücü duruyordu. Elindeki asayı onlara yöneltmişti.
- Geç olduğu konusuna katılabilirim fakat korkutucu olduğunu düşünmüyorum bayım.
diyerek cevapladı büyücüyü. Sesini biraz yükseltmişti ki onu rahat duyabilsin diye.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 17:30

Buralarda Tılsımlı Lahitler bulunur Bayan Davis ve bir köstebekle buluşup istihbarat toplamak için hiç uygun bir vakit olmasa gerek Haksızmyım bayan montque dikkat edin yüzlerce bubi tuzağı bu saatte çalışmaya başlar"

diyerek geri geri yürümeye başladı.Bir yandan elindeki asayı ceviriyor bir yandan da iki kadını süzüyordu.Asasıyla temk,nli bir şekilde bekliyordu.Onları korkutmuşmuyfu acaba
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 17:38

Mia yavaşça ayağa kalktı ve asası elinde birkaç adım öne ilerledi...

~ Size haksız olduğunuzu söyleyemem bayım, burayı bizden daha iyi biliyorsunuz... Fakat belirtmeliyim ki ne Bayan Davis, ne de ben basit bubi tuzaklarından korkmayız... Yaşamımız boyunca nelerle karşılaştığımızı, ne gibi durumlara düştüğümüzü tahmin bile edemezsiniz...

Sözlerini tamamladıktan sonra hafif ve anlamlı bir şekilde gülümsedi, ardından yan gözle Medusa' ya baktı... Aynı anda da sanki aklına bir şey gelmiş gibi durdu ve kaşlarını hafifçe çatarak bakışlarını karşısındaki adama çevirdi...

~ Ben... Size ismimi söylediğimi hatırlamıyorum...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 17:42

Medusa kaşlarını çattı ve genç büyücüyü baştan aşağıya süsdü. Onları dinlediği açık ve net bir şekilde belli oluordu.
- Hem bizi dinlemiş hem de bizim isimleimizi bilen birini biz de tanımak isteriz.
derken sesinden büyük bir beklenti ve tehtitkar bir hava vardı.

Nedense bu adamda soğuk bir yapı vardı. Medusa daha önce de soğuk davranan insanlar görmüştü fakat bu büyücüde başka birşeyler vardı. Belki de bu kadar şey bilmesi yüzünden Medusa'ya öyle geliyordu ama bu durum karşısında hiç de rahat olmadığı açıktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 17:49

Adam sadece ufak bir gülümseme attı ortaya ve davm etti:

"Siz,Medusa Davis Mitoloji Profesörü ve hogwarts müdiresi Asanız:Bilgeğin Gücü 24.9 santim Kızağaç Yoldaşlık biriminden Erkek arkadaşınızın adı Luiz C'quelloh Newel... Leonard uzun zaman önce Lorda hizmet etmiş Ölüm yiyen örgüt üyes yu daimi ama çifte ajan"


"Her insanın ayırt edici bir özelliği vardır bayan Davis"

gözlerini arkadaki mezara dikerek Beklemeye başladı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 17:56

Mia şaşkın bir şekilde karşısındaki adama bakarken ne zamandan beri onları dinlediğini merak etti ve asasını biraz daha sıkı kavrarken sesini hafiften yükselterek konuştu...

~ Heey, kimse sana başkalarının konuşmalarını dinlemenin hoş bir şey olmadığını öğretmedi mi?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 18:04

Medusa bir anlık yaşadığı şaşkınlığın arkasından Mia'ya doğru baktı ve tekrar adama doğru dündü. Bu büyücü kenilerini dinlemenin dışındaki bilgilere sahipti. Peki bunu nasıl biliyordu? Bir çok kişi onun Luiz ile birlikte olduğunu ve belki de asasının öelliklerini biliyordu fakat Leonard? Onu nereden bilebilirdi ki? Bunu sadece 3 kişi biliyordu. Medusa, Mia ve Leonard.. Kaşlarını çattı. Leonard mı bunu söylemişti? Bunu neden yapmış olabilirdi ki? Bu hem kendisi hem de Medusa için büyük bir tehlike anlam ifade ediyordu.

Dalga geçer bir gülümseme ile adamın gözlerine baktı.
- Leonard mı gönderdi sizi? Bize küçük bir oyun mu oynamak istşyorsunuz? Belki de sen zaten Leonard'sındır. Çok özlü iksir yapımını bilen biri çok kolay şekil değiştirebilir doğrusu. Peki ya başka? Eğer bu dediklerimden biri değil ise başka bişey bilemezsin hakkımda.
dedi. Gözleri ile adamın her hareketini izliyor davranışlarını tartıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Dolunayın melodisi... Empty
MesajKonu: Geri: Dolunayın melodisi...   Dolunayın melodisi... Icon_minitimeC.tesi Eyl. 27 2008, 18:18

Mia ve Medusa susmuş, cevap beklerken adam ani bir hareketle etrafında dönüp kaybolmuştu... Mia onu pelerininden yakalamak için bir hamle yaptıysa da başaramamış ve bunun yerine sendeleyip yere düşmüştü..

~ Off.. Aman tanrım bileğimi burktum galiba...

Medusa onun kalkmasına yardım ederken son bir kez dönüp etrafına bakmış ve ne Leonard' a ne de az önceki adama dair en ufak bir işaret göremeyince Mia' yı sıkıca kavrayıp oradan cisimlenmişti...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Dolunayın melodisi...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Accio-Hogwarts :: - Yaşam Alanları - :: Londra :: Büyücü Mezarlığı-
Buraya geçin: