Puflar

Barın en uzak bölümünde bulunan rahat puflar deri olup hafif ışığın altında renkleriyle parlarlar. Ordalarında bardak ve tabakların konulması için ufak sehbalar bulunur. Genelde Gelecek Postasındaki yeni haberleri okumak ve bir çok sohbeti yapmak için uygun bir alandır. Oldukça keyifli bir yer olan pufların yanına ufak nargileler konulmuştur. Oldukça hoş bir mekan yaratılmıştır. Dükkanın en sevilen mekanı burasıdır.

- Rp İn -

Konu: Geri: Puflar Ptsi Mart 02 2009, 18:15

Güneş yine tepelerden yüzünü göstermeye başlıyor, beyaz kristal parçacıklarını yavaş yavaş yok ediyordu. Bunun sonucunda da çatılardan yağmur gibi eriyen kar suları akıyordu. Manzaranın güzelliğine karşı bakmamak için kendisini engelleyemeyen Bells, hemen perdeyi çekti ve dışarıdaki havaya baktı. Hava güneşliydi ama kış güneşine aldanmayacaktı bu sefer. Dışarısının buz gibi ayaz olduğunu biliyordu. Ama yine de dışarı çıkıp birkaç bardak birşey içmeye değerdi. Zaten o güneşli havaları sevmezdi. Yağmurdan ve soğuktan daha çok hoşlanırdı.

Üzerindeki kahverengi geceliğin üstüne yine aynı tonlardaki sabahlığı giydi. Yerdeki yeşil halının üzerinde duran mavi pofidik terliklerini de giyip odasından çıktı. Kapıyı yavaşça kapatıp ağır adımlarla eski, ahşap merdivenlerden indi. Elini eskilikten pörsümüş ama kullanışlı dolaba attı. Birkaç tane kahvaltılık malzeme çıkardı. Bir yandan asasıyla onları birleştirip bir kaşarlı yumurta yapmaya çalışıyor, bir yandan da insana huzur veren, sakin melodiler fısıldıyordu etrafa. Pencerenin önündeki çiçekler de sanki ona katılırcasına yapraklarını hışırdatıyorlardı. Yumurtaları biraz ısıttıktan sonra bir bardağa çay koydu ve mutfaktaki her şey gibi eski olan, üç ayaklı masaya kahvaltılıkları yerleştirdi. Sonra tekrar odasına çıkıp giyinmeliydi.

Evdekileri uyandırmak istemiyordu. Onların odasından geçerken çok yavaş yürüdü. Birinin odası aşağıdaydı. Biri ise zaten yoktu -Lolo-. O yüzden ikinci katı rahatlıkla geçip, 17 yaşından beri kullandığı odasına girdi. Her tarafında en sevdiği grupların posterleri vardı. Birkaç tane de ona göz kırpan, eski mi eski mavi gözlü Büyücü'ler vardı. Üzerinde "Gelecek Postası" dergisinden koparılmış hareketli bir Azkaban resmi bulunan gardırobunu açtı ve içinden geçen kış aldığı uzun kollu ve koyu renkleri olan gömlek tarzı bir bluz seçti. Bluz uzundu ve dibinin tam ortasında küçük bir kurdele vardı. Altına da koyu renkli pantolon giyince Asya'lı kızlara benzetiyordu kendisini. Aynaya baktığında çantasını da seçmesi gerektiğini anladı. Onu da yatağının yanındaki konsolda biriktirdiği çanta koleksiyonundan seçti. Soluk koyu pembe bir çantaydı bu. İçine birkaç kozmetik ürünü sığdıtdıktan sonra yine o zumur zumur sallanan merdivenlerden indi ve kapıdan çıkarken montunu üzerine aldı.

Evden birkaç adım attı ve ileride bir yerlerde, birkaç yeşil çalının arkasında Knockturn'a cisimlendi. Sert rugan ayakkabıları her yere değişinde tok sesler çıkarıyordı. Barın önüne geldi. Çantasının tokasını açıp içinden aynasını alıp yüzünü ve saçlarını inceledi. Çok şık ve güzel olmuştu. Makyaj namına sadece bir kalem çekmişti. Koyu kahverengi gözleri şimdi çok daha belli oluyordu. Sonra aynayı tekrar çantasına koyup tokasını kitledi ve kafenin yeşil kapılarını iki yana doğru açarak arkadaki puflara ilerledi. Topuklarının çıkardığı sert sesler eşliğinde pembe bir pufa oturdu. Bütün seslerden uzaktaki pufta görevliyi beklemeye başladı. Ah bir saniye. Nasıl unutabilirdi? Görevli Xetha'ydı zaten. En iyi arkadaşı. Peki şimdi o nerdeydi? Doğru ya,bugün gelmeyecekti. Off,Xetha'sız bir gün çok kötü olurdu. Umutsuz ve rahatsızca pembe rahat pufta kımıldamaya başladı.

Misafir

"Lanet olsun Garabet bir tane daha"

gibi bir sitem edası takındıktan sonra Yatağından sistematik bir şekilde doğruldu.Uzun saçlarını geriye doğru savurdu.Lanetli-vıcık vıcık allahın belası bir gün olacağı pis pis sırıtan çamurdan belli oluyordu.Üzerine Karın kaslarını belli edecek kadar ve yeşil Kıyafet geçirdi ardından Lavaboya doğru yöneldi.Uyksunu alamamıştı ama uyuyamıyordu da...Sert bir içkinin iyi geleceğini düşünüyordu.Dışarı çıkmanın da öyle..Sırf hava koşullarına inat olsun diye evinden dışarı attı kendini.Yağmur Merveri öyle bir dövüyordu ki uzun saçları da bu kızgın eylemden nasibini alıyordu.

Su damlacıkları Saçından süzülürken gülümseyerek Arkaya attı onları.Derme çatma taşlar dizilmiş-bir okadar da dar-yolda Anthony'nin kafasından uçuşan su damlacıkları insanları rahatsız edercesine oradan oraya uçuşuyordu.Kıyafetine damlauyan karla karışık yağmu ise Tenini belli ediyordu sanki.Küçükken koluna saplanan şemsiyeden sonra onların yanından bile geçmemişti.Şemsiyeler için hep "Muggle icadı olduğu her yerinden belli oluyor" gibi sitem dolu sözler kullanırdı.

Kafasında oluşan binbir farklı düşüncenin oluşturduğu karmaşa okyanusundan kurtulma adına kafasını salladı.Daha ıslak bir yerede bulmuş bir yanda kendini.Ayrıca daha Kasvet verici."Knockturn Yolu" Tabelanın biraz ilerisindeki Kapıyı araladıktan sonra Adımlarını Umarsızca atmıştı İçeri...Sırılsıklam olmuştu.Karanlık Tipli bir garsona dönerek:

"Sert birşeyler evlat"

dedi.Adımlarını aynı şekilde devam ettirirken kendini puflardan birine atı vermişti.Yalnız kendini attığı şey tam olarak puf olamaya bilirdi.Daha hassas birşey Ardından dengesiz bir hareketle ayaklarnın üzerine düştü.Komik ve saçma bir durumdu.

Sanki suçlu değilmişcesine üzerine düştüğü kadına dönerek:

"Tanrı aşkına!Ne Yapıyorsun orda!"

Ardından Kadının Dumura uğramış bakışları arasında kendini öteki pufa attı.Güzel bir yerdi.Bir çok yerde şömine yanıyordu.Fakat sıcak bir ortam olamazdı.En azından huzur verici....Hayır asla!.

Konu: Geri: Puflar Ptsi Mart 02 2009, 18:47

"Tanrı aşkına!Ne Yapıyorsun orda!"

Hö? Üstüne bir yük gelmişti sanki. Kendisinden daha ağır bir yük. Pén Xetha zıpırlık yapmıştır diye düşünse de aklına Xetha'nın burada olmadığı geldi. Peki üstündeki kimdi? Kafasını kaldırıp önüne baktıktan sonra gayet hoş görünümlü -böhhüeyt- bir erkeğin üzerinde oturduğunu gördü. Bundan şikayetçi olduğu hiç söylenemezdi ama erkeklerin yaptığı hataları kabullenmeleri gerekiyordu. Bir de suçu kızlara atışları yok muydu..? Pişkin bir tavır takınarak konuşmaya başladı;

"Senden daha dikkatli davranıyorum en azından..."

Tamam,Bells erkekler konusunda hassastı. Özellikle bu fiziğe sahip olan bir erkeğe kafa tutmak Bells'e göre değildi. Ama arada sırada hırçın kişiliği ortaya çıkıyordu. Son günlerde çıkmıştı bu olay,işi gereği paranoyak olmuştu belki de... Kavganın günün içinde iyi durmayacağına karar vererek,ses tonunu tatlılaştırdı ve söze başladı;

"Bella,Bells dersen daha iyi."

Gayet sakin konuşuyordu. Artık bu işin kitabını yazacak kadar ustalaşmıştı. Bella kendi dünyasında düşünürken adam Bella'nın ince vücudundan doğrulup,kendini başka bir pufa attı. Bella sinsice sırıtmakla yetindi. Adamın düştüğü durum gerçekten çok güldürücüydü.

*Adamın fiziği hakkında Bells'in görüşleri;
Vaov! Robert'ten beri böyle muhteşem bir erkekle karşılaşmamıştım. Vücudu,surat hatları ve uzun saçları. Nasıl desem? Baştan çıkarıcı iyidir heralde... Yanlız ilk görünüm pek hoş değildi. Biraz sakarlık var heralde. Yani direk üstünde bulmak adamı... Komik. Belki de hoştu ama... Tamam,gayet hoştu. İyiki yapmış!

Misafir

"Bunun acısı çıkacak Xet'"

demişti sessizce ve sitemli bir şekilde ardından kadın konuşmaya başlamıştı:

"Senden daha dikkatli davranıyorum en azından..."

gülünç.İlginç bir karşılaşma olmuştu belkide.Kadını ilk kez şöyle alıcı bir gözle süzmüştü.Evet gerçekten budalaca bir hareketti cevap vermek.

"Orada Öyl....."

kısa bir süre sonra suratındaki sitemkar ifadeyi değiştirerek:

"Herneyse Tamam Özür dilerim....Uriel"

diye eklemişti.Kadının suratındaki hoşnut ifadeyi silmesi kısa bir zaman almıştı.Her zaman gösteremeyeciği bir tebessüm gösterdikten sonra İçkisi gelmişti.İçkiyi uzatmadan önce garsonu durdurdu.Bellaya dönerek:

"Bir viski..?Az önceki kabaca hareketimi telafi etmeme izin verirsin umarım"

Emanuél..Lanet olası ihtiyarın bugün buralada takılmıyor olmasını dilemişti.Etrafına bakındktan sonra kadından cevap beklemeye başladı

Kadının Fiziği Hakkında Uriel'in düşünceleri*:

Afet sayılabilir..Daha iyilerini görmüştüm statüsü..mimikler baştan çıkarıcı..Vücud ayrı bir dünya..

Konu: Geri: Puflar Ptsi Mart 02 2009, 19:15

"Orada Öyl....."

Hey hey? Orada kimse var mı? Ses kesildi de. Hatlarda problem çıkmış olmalı. Adamın yüzündeki ifade değişti birden ve sözlerine ekleme yaptı;

"Herneyse Tamam Özür dilerim....Uriel"

Adam içki istemiş olmalıydı ki garson başlarında dikilmiş elindeki bardakla adama bakıyordu. İçkiyi uzatmadan önce garsonu durdurdu Uriel(?) -di heralde-. Bells'e dönerek;

"Bir viski..?Az önceki kabaca hareketimi telafi etmeme izin verirsin umarım"

dedi. Bella şu pembe pufa biraz daha yayıldı sonra sinsice gülümsedi. Aklına birşey takılmıştı ama. Kaba hareketten kastı neydi adamın? Ne diyeceğini bilmiyordu,buna rağmen söze başladı;

"Kaba hareket? Haa,şu... Hmm,aslında bir viski hiç de fena olmaz."

Anlamıştı. Konuşurken ağzından dökülen kelimeler bazen doğru olabiliyordu. Pufta biraz doğruldu ve bağdaş kurdu. Topuz yaptığı saçlarını,tokayı çekerek serbest bıraktı ve barmenin yanlarından kaybolması için sert bir bakış arttı. Barmenin bunu etkilemeyeceğini ummuştu. Çünkü fazla çirkindi. Xetha bunları nasıl işe alıyordu?

Misafir

Garsonun ufak ufak tüymesinden sonra..............

"Ah Evet... Buralarda seni daha önce görmediğime yemin edebilirim"

Cübbesinin cebinden bir Paket cıkararak kadına uzattı:

"Sigara?"

Kısa bir süre aynı garsonun getirdiği içkileri aldılar.Anthony ise Kadehihavaya kaldırdı.Ardından İçkisinden bir yudum alarak kendine gelmiştii.Doğrularak Kadına doğru yöneldi.Bir hayli yakın sayılırlardı..Konumu hiç bozmadan kadını gözlerine bakmayı sürdürdü ve devam etti:

"Eee.Kimdir bu Bella?"

ani bir hareketle dışardan geçen pilici farketti.Pencere Bellanın arkasında kaldığı için farketmesi pek mümkün değildi fakat Yaptığının şu an için konsepte aykırıydı.Uzun bir aradan sonra Bella'nın konuşmaya başladığını farketti ve Ateşviskisinden bir yudum daha aldı

Konu: Geri: Puflar Salı Mart 03 2009, 17:39

Garson uzaklaştı. *Sonunda! Bir zahmet artık.* Bells gıcık bakışlar atıyordu hala garsona. Adam ise çoktan konuşmaya başlamıştı bile;

"Ah Evet... Buralarda seni daha önce görmediğime yemin edebilirim."

Buralarda görmemek mi? Bells her yeri gezerdi... Aklınıza gelecek her yeri... Knockturn'e hergün gelirdi. Xetha'yla birlikte mekanlarıydı burası. Dükkanı da buradaydı onun. Yani Xetha ve Bells demek Knockturn demekti.

Tatlıca yüzünü adama çevirdi;

"Benim mekanımdır burası,görmemiş olmana şaşırdım açıkçası..."

Adam ise cevap vermeden elindeki paketi Bella'ya uzattı.

"Sigara?"

Sinir garson yine başlarında belirmişti. Bu sefer ise bir işe yaramıştı,elinde içkiler vardı. Yumuşakça masaya bıraktı ve yavaşça uzaklaştı. Adam kadehi havaya kaldırdı ve içkisinden bir yudum aldı. Bella rahatlamışçasına gülümsedi ve ince uzun bardağı hızlıca kafasına dikti. Alkolden vazgeçemiyordu işte. Böyle kişilik böyle bir Bells... Bells'i bilirsiniz zaten. Adamın sesiyle irkildi.

"Eee.Kimdir bu Bella?"

"Hmm,Bella mı? Tanımak isteyeceğini pek sanmam. Güçlü ve zayıf... Karışıktır yani. Ama arkasındaki pencereden geçen kızları izlediğini farkedemeyecek kadar saf değildir."

Sinsice gülümsedikten sonra yavaşça arkasına döndü ve geçen kızları izledi. Tekrar kıkırdadıktan sonra önüne döndü ve konuşmasına devam etti;

"Benden daha güzel değiller,hadi ama..."

Yine yüzüne sinsi gülümsemesini takındı ve viskisinden bir yudum daha aldı.

Misafir

"Hmm,Bellamı? Tanımak isteyeceğini pek sanmam. Güçlü ve zayıf... Karışıktır yani.Ama arkasındaki pencereden geçen kızları izlediğini farkedemeyecek kadar saf değildir."

Yüzüne sinsice bir gülümseme yerleşmişti.By gülümseme Bellanınkine nazarn bir sosyopatın tebessümüne benziyordu..:

"Güzel olan bakılmak içindir....Karmaşalar ise çözülmek için"

*evet tek işlevleri bu olmasada*Yüzündeki gülümseme biraz daha artmıştı Ateşviskisinden büyük bir yudum aldı:

""Benden daha güzel değiller,hadi ama..."

masaya doğru biraz eğilerek elleri ile destek yaptı aynı surat ifadesiyle fısıldadı:

"Peki ya Juri buna Daha sakin bir yerde karar vermek istiyorsa...?

Konu: Geri: Puflar Salı Mart 03 2009, 19:52

Adam da gülümsemişti. Bu gülümseme birazcık Bella'nın gülümsemesini pasifleştirmişti sanki. *Hıh*layan bir tavırla adama baktı. Adam ise konuşmaya başlamıştı bile;

"Güzel olan bakılmak içindir....Karmaşalar ise çözülmek için"

Bella saçma gülümsemesini sürdürdü. Adam da Bells psikolojisine sahip nadir insanlardandı heralde. Rahat ol,bir gün ölücez... Bir gün varız,ertesi gün yokuz tarzı yani... Adam fısıldayarak konuşmasına devam etti;

"Peki ya Juri buna Daha sakin bir yerde karar vermek istiyorsa...?"

Artık adamın Bella psikolojisine sahip olduğundan şüphe yoktu. Yüzüne yaygın bir gülümseme yayıldı ve ayaklarını iki yana açtı. Eliyle alnını ovalayıp,düşünceliymiş gibi göstermeye çalıştı kendini. Oysa olayın sonu belliydi. Dudaklarını ısırarak konuşmasına başladı;

"Direk yatağa mı atacaksın?"

Hala gülümsüyordu,gereğinden fazla sinsiydi. Kaşlarını yavaşça ayağa kaldırdı ve konuşmasına devam etti;

"Eğer öyleyse hazırlanmam gerek..."

Misafir

"Direk Yatağa mı atacaksın?"

vahşet..açık sözlülük ha? demek öyle okey.:

"Ah!Aslında iyi fikir ama çok hızlı ilişkilere karşıyımdır."

Narsist Psikopat.Evet ikiside galiba...İçkisinden bir yudum aldıktan sonra pufundan doğrulararak ayağa kalktı ardından kıyafetine çeki düzen vererek
devam etti:

"Eğer öyleyse hazırlanmam gerek..."

Ellerini kaldırarak hesap!! dercesine bir bakış attı ardından Bella'yı kaldırmak için elini uzattı:

"Kafana eseni yap güzelim"

Uykusu geliyordu.Yeni uyanmasına rağmen sıkılır gibi olmuştu.Yaklaşan garsona parasını uzattı ardından Pen'e bir bakış attı

_________________

» Puflar
» Puflar
» * Puflar
» Sevimli Puflar
» Kalpli Puflar