Regina

# Cadı
# İngiliz
# Safkan
# Slytherin 4. Sınıf

Çok çabuk kavrayan ve karşısındakini uğraştırmayan zeki birisidir. Hiçbir zaman kendisine verilen bir işte çok çalışkan olmamıştır. Ona öğretilen şeyleri tekrarlamadan pratik bir şekilde anlar ve bir daha unutmaz. Büyülerde başarılı olanlar en çok özendiği kişilerdir. Daha okula başlamamışken bile birçok büyünün ve iksirin nasıl yapılması gerektiğini , malzemelerini ezberden bilirdi. Övünmekten hoşlanır. Kesinlikle ZAY,kofti muggle ayrımı yapar ve de herkesi arkadaşı olarak kabul etmez. Çok açık sözlüdür,bazen bu açık sözlülük patavatsızlığa dönebilir. Sevdiklerine yalan söylemekten hoşlanmasa da iyi yalan söyler. Bu alışkanlığı nerde nasıl edindiğini hala anlayamamıştır.
Başkalarının işine burnunu sokmaktan nefret eder ama bazen kendini tutamayıp karıştığı işler olabilir. Başkalarının da aynı titizliği Regina'nın hayatında göstermesini bekler. Bulamayınca da öğretmeye çalışır. Kendini beğenmiş kişilerden nefret eder. Regina'ya göre sadece kendisi ve seçtikleri üstündür. Tanımadığı bir kişinin gönlünü nasıl feth edeceğini bilir. Espirili ve canayakındır. Aynı zamanda tanımadığı kişilere bir buz kadar soğuktur. Hadeflerini erkenden koyar ama yakalayana kadar en ince ayrıntısına kadar ölçüp biçer. Çoğu konuda tarafsız değildir. Yanlış ya da doğru,eninde sonunda bir karara varılması gerektiğini düşünür.
~
Altına zincirli kotlar giyip,üzerine sloganlı t-shirtler girmeye bayılır Regina.
Regina'nın yüzü bir portredir adeta; kağıt kadar beyaz ve pürüzsüz teninin üzerini kahverengi -arada yeşil- bir çift göz,küçük bir burun ve çoğu zaman bir aşağılayıcı bir gülüşle kıvrılmış bir dudak işkal eder. Gözleri adeta bu portrenin ruhdur,konuşmak istemediği zaman herşeyi bu yeşil -kahverengi- gözler anlatır. Ne kadar bazen sıcaklığını yitirip bir buz dağına dönse de,sözcüklerin yetmediği yerde ortaya çıkan bir alfabe gibidir. Dudakları güneştir; gülümseyince etrafa umut saçar,Regina'nın gülüşü sanki bütün hayırları emer,ona bütün kapıları açar. Turuncu saçlarıysa bu portrenin kusurlarını tamamlayan ipeksi bir çerçevedir. Portrenin çizgilerini ortaya çıkarmak istercesine yüzünü çizip bedenine uzanır. Zarif ve haraketli bedeni Regina'nın ikinci bir ağzıdır. Dudaklarından çıkan her sözcüğü vurgulayan bir lisan gibidir. Bedenini o kadar iyi kullanır ki karşısındakinin hayır diyeceği bir konuyu beden demagolojisiyle lehine çevirebilir.
~
1965 yılının 30 Kasımı, bir perşembe günü St. Mungo'da sarışın bir bebek doğmuştu. Başında üç tane küçük kız vardı. Bu bebek Regina idi ve başında duranlar da üçüz ablaları Mistéry,Massima ve Marissa idi. Daha önce sanki hiç bebek görmemişler gibi inceliyorlardı küçük kızı. Sonra alıştılar o küçük kıza ve Regina ablalarını çok benimsedi. Hogwarts'a başladığında üçüzler 2. sınıftalardı. Ailesiyle olmayı seviyordu Regina. Hogwarts'ta bir sürü arkadaş edinmişti. Hepsini çok sevmişti ama zamanla o taraf tutmamaya karar vermişti. Bu yüzden onlarla yollarını ayırmak zorunda kalmıştı. Aslında arkadaşları onun için fazla önemli değildi. O zamanlar üçüzlerle arkadaş gibiydi. Sonra 1983 yılında anne ve babalarının yurt dışına kaçmasıyla bütün dünyası yıkıldı. İçine kapanıp kendini toplumdan soyutladı.