Tren Garı Girişi

***
King Cross Tren İstasyonu'nun girişidir. Hogwarts Express'e binmek için buraya giriş için 9-10. peronlar arasındaki boşluğa yavaşça yürümeniz gerekmektedir.

Konu: Geri: Tren Garı Girişi Ptsi Mart 02 2009, 20:50

Jack okuluna gitmek için Tren Garı'na geldiğinde birçok Muggle vardı orada. Ailesi onu bırakmaya gelmişti. Önce Jack, daha sonra da ailesi onun peşinden koşacaktı. Sandığını ve baykuşunu alan Jack dokuz ile onuncu peron arasındaki boşluğa doğru tempolu koştu. Koştu... Koştu...

KÜÜT!

Arasından geçememişti. Sandığın içinden birkaç şey boşalmıştı ve baykuş cıyaklıyordu. Daha da önemlisi tüm Mugglelar onlara aval aval bakıyorlardı. Kendisini deli sanıyorlardı. Baykuşu belli ki Jack'e fena halde kızmıştı. Oradan kalkana kadar cıyakladı. Şimdi bir daha deneyecekti. Bu sefer baykuşu ona bıraktı ve sandığı aldı. Bir lanet de etki ediyor olabilirdi. Bunu düşünmemeye çalışarak yine koştu. Yine koştu...

VE YİNE KÜÜT!

"Aaah! diye bağırdı Jack ona bakan Mugglelara bakarak. Teyzesi ona yardım etti ve bu sefer ikisi birden koştu. Koştular, koştular ve bu sefer teyzesi geçebildi. Çok garipti. Şimdi teyzesi orada, kendisi ise burada kalakalmıştı. Tren on birde kalkacaktı. Henüz on dakika vardı. Böyle olmayacaktı. Bir baykuş göndermesi gerekiyordu. Hemen yeni aldığı tüy kalemle kağıda şunları yazdı:

"Mr. Antonius, derhal yardımınıza ihtiyacım var. Trenin kalkmasına yaklaşık sekiz dakika kaldı ve ben dokuz ile onuncu peronun arasından geçemiyorum. Duvara çarpıyorum. Acil yardımınız gerekiyor.
Slytherin 2. Sınıf - Jack William Bennet"

Ardından hemen cevabını beklemeye koyuldu. Ne büyük şanssızlıktı. Neyseki çok geçmeden -yaklaşık üç dört dakika- bir mektup geldi. Şimdi üç dakika kalmıştı! Hızlı hızlı okuduğu mektupta şunlar yazılıydı:

"Sendeki laneti üzerinden kovduk, şimdi koşabilirsin!"

Hemen koşmaya hazırlandı. Baykuşuyla sandığını alarak koştu ve içeri sonunda girebildi Jack. Ardından da teyzesi geldi.

Konu: Geri: Tren Garı Girişi Paz Mart 08 2009, 21:57

İşte yeni bir yıl daha başlıyordu. Koşuşturmacalar, dersler, iksirler, büyüler, arkadaşlıklar, aşklar, kötü olaylar, iyi olaylar, sansasyonlar ve daha bir çok olaya ev sahipliği eden Hogwart'a yolculuk için hazırlanmaya başlamalıydı. Uykulu gözlerini ovuşturdu ve hazırlanmak için banyoya gitti. Bir güzel elini yüzünü yıkadı, ardından dişini fırçaladı. Şimdi hazırdı işte. Odasına gidip üzerini giyindi ve eşyalarını dolduracağı bavulunu aramaya koyuldu. Onu bulduğunda hemen açtı ve dünden hazırladığı giysilerini doldurmaya başladı. Giysileri doldurduktan sonra sıra özel eşyalar ve banyo eşyalarına gelmişti. Hepsini doldurduktan sonra büyülü eşyalarını koyduğu yatağının bazasını açtı. Bir kazan, bir asa, bir süpürge, bir sürü kitap, yüzlerce küçük poşetten oluşan iksir malzemeleri, bir kaç tüy kalem ve bir kaç tane de parşömen kağıdı bulunan baza tamamen dolmuştu. İçindekileri aldı ve bavulunun diğer bölmesine yerleştirmeye başladı. Küçük poşetlerden bazılarının içinde vıcık vıcık iğrenç şeyler vardı. Onları bavuluna koymak yerine hemen elini onlardan çekmek için atıyordu. Sonra kitaplarını da yerleştirdi ve bavulunu kapattı. Süpürgesini özel bir kağıtla sarmıştı. Sonunda hazırdı. Kulaklığını kulağına taktı ve en sevdiği müziği açtı. Onun şarkısını mırıldamaya çoktan başlamıştı zaten.

" Such a lonely day
And it's mine
The most loneliest day of my life

Such a lonely day
Should be banned
It's a day that I can't stand

The most lonel... "

" Georgeee!! Bakıyorum keyfin yerinde kardeşim. Hazırsan çıkalım " dedi abisi tam da şarkının en güzel yerindeyken. George şarkıyı durdurdu ve " Öff!! Abii!! En güzel yerinde neden bölersin ki hep. Hazırım işte " dedi ve bavuluyla süpürgesini aldı. Girişe doğru yürürken şarkının sözlerine devam etti.

"...iest day of my life
The most loneliest day of my life

Such a lonely day
Shouldn't exist
It's a day that I'll never miss

Such a lonely day
And it's mine
The most loneliest day of my life

And if you go
I wanna go with you
And if you die
I wanna die with you

Take your hand
And walk away

The most loneliest day of my life
The most loneliest day of my life
The most loneliest day of my life

Such a lonely day
And it's mine
It's a day that I'm glad I survived "

Şarkı bittiğinde müzik çalarını tekrarlama moduna almış olduğu için tekrar başladı. Bu kez sözlerini söylemeyecekti. Çıkış kapısını açtı ve dışarı çıktı. Hava biraz yağmurluydu. Ama çok da fazla yağmıyordu. Abisi yanına geldiğinde hazır görünüyordu. Kapıyı kapatırken " Her şeyini aldığından eminsin değil mi? Bir daha geri dönmem senin için. Düşün bakalım " dedi. George sinirlenmişti. " Heey!! Sen beni gerizekalı falan mı zannediyorsun? Beni sorgulayacağına kendini sorgula. Kilitle şu kapıyı da gidelim " dedi. Abisi incinmiş bir biçimde kapıyı kilitledi ve yürümeye başladılar. Evleri tren istasyonuna çok yakındı. Yürüyerek gidilebiliyordu.

Şarkı 5. defa çalarken istasyona varmışlardı. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve işte 9. peron. 9. ile 10. peron arasındaki duvar karşılarında duruyordu. Etraflarını onlara bakan muggle var mı diye kontrol ettiler. Emin olunca ilk önce abisi ardından kendisi duvara doğru koşmaya başladılar. Abisi geçti, ardından kendisi geçti. Şimdi yapacakları tek şey gidip bilet almak olacaktı. Abisinin peşinden bilet gişesinin yolunu tuttular...

Konu: Geri: Tren Garı Girişi Paz Mart 08 2009, 22:34

Pff... Şimdi kim kalkıp Hogwarts'a gitmek için hazırlık yapacaktı yaa!! Esneyerek, gerinerek ve uflayıp puflayarak kalktı. Kardeşinin odasının önünden geçerken daha uyanmamış olduğunu gördü. Direk banyoya gitti ve elini yüzünü yıkamaya başladı. Dişini fırçaladıktan sonra saçlarını şekillendirmeye başladı. O da bitince eşyalarını toplamak için odasına gitti. Bavulunu buldu ve giysilerini özensizce içine atmaya başladı. Çalıştığı dükkanla ilgili belgeleri de içine koyduktan sonra bavulunu kapattı. Biraz çabuk hazırlanmıştı. Bu işte bir eksiklik olduğunu sezdi ancak önce ne olduğunu anlamadı. Ardından şahsi eşyalarını koymadığını farketti. Bavulunu açtı. Onları ve banyo eşyalarını da bavula attı. Tekrar kapattı ve süpürgesini sarmaya koyuldu. Nihayet hazırdı. Asasını cebine koydu ve odasından çıktı. Bir şeyler atıştırırken kardeşinin sesini duydu. Bir şarkı mırıldanıyordu. Adı hatırladığı kadarıyla " Lonely Day " di. Bu şarkı George'un çok sevdiği bir şarkıydı. Hazırlanmış mı diye merak etti ve " Georgeee!! Bakıyorum keyfin yerinde kardeşim. Hazırsan çıkalım " diye bağırdı. Sesi kesilen George " Öff!! Abii!! En güzel yerinde neden bölersin ki hep. Hazırım işte " diye bağırarak karşılık verdi. Rafael ona ağzının payını verecekti ki kendini tuttu. Kardeşinin moralini bozmak istemezdi ne de olsa. Bir şeyler daha ağzına attıktan sonra biraz su içti ve çıkış kapısına yöneldi. Kardeşini dışarıda onu bekler vaziyette buldu. Kapıyı kapatırken " Her şeyini aldığından eminsin değil mi? Bir daha geri dönmem senin için. Düşün bakalım " dedi sorgular bir tavırla. Kardeşinin bunun altında kalmayacağını bilsede söylemişti bunu. George hiç beklemeden sinirli bir tavırla " Heey!! Sen beni gerizekalı falan mı zannediyorsun? Beni sorgulayacağına kendini sorgula. Kilitle şu kapıyı da gidelim " dedi. Rafael incinmişti. Bir şeyler söyleyip konuyu uzatmak istemediğinden sustu. Kapıyı kapattı ve yola koyuldular. İstasyon çok yakındı. O yüzden yürüyerek gidilebiliyordu.

Oraya vardıklarında Rafael'i sebebini bilmediği bir heyecan sardı. Kardeşine belli etmeyerek yürümeye devam etti. Yavaş yavaş peronların yanından geçiyorlardı. Şimdi 9 ile 10. peronların arasında durmuş bekliyorlardı. Rafael hiç beklemeyerek rahatlıkla içinden geçti. Ardından yanına kardeşi geldi. Şimdi biletleri almak için gişeye gitmeleri gerekiyordu. Arkasından George geliyordu. Birlikte yürümeye devam ettiler...