Ateşviskisi,Sigaranın Dumanı ve Loş Işık...

***

Otururyordu bar taburesinde.Sigarasından aldığı dumanlı nefes,ömründen bir parça ile beraber gidiyor,havaya karışıyordu.Sigarasını söndürdükten sonra yüzü loş ışığın altında biraz sarı gözüken barmene döndü ve:

''Bir ateş viskisi lütfen.''

dedi.Barmen hemen getirdi ateşviskisini.Yudum yudum almaya başladı içkisinden.Her yudum,onu rahatlatıyor,gevşetiyordu sanki.Derin derin düşüncelere daldı bar taburesinde,sigara dumanının,loş ışığın altında,yudum yudum tattığı ateşviskisi ile birlikte...

***

Üç Süpürge'den çıkıp eve vardığından beri gitar çalıyordu.Alex'e yaptığı şakayı-rock grubuna katılma konusunu- ciddi ciddi düşünmeye başlamıştı.Sonunda çalmaktan bıkınca dışarı çıkıp gezmeye başladı.Haftasonu tatilinin hakkını veriyordu doğrusu.

Üç Süpürge'nin kapısını ikinci kez açtı bugün.İçerisinin kalabalığında bir değişiklik gözükmüyordu.Yine insanlar neşe doluydu.Çevresine bakınıp boş bir yer aradı.Ama boş yer bulmak olanaksızdı.İlk önce bara gitti.Bir kaymak birası aldı.

Gözü sağ tarafındaki dalgın adama kaydı.

"Çok dalgın görünüyorsunuz.Kötü bir şey yoktur umarım." dedi birasından bir yudum alarak.Onu duyabildiğinden emin değildi.Omzundaki gitarını barın tezgahına dayadı.

out: kusura bakma ya geç yazdım

***

"Çok dalgın görünüyorsunuz.Kötü bir şey yoktur umarım."

Bu orta boylu adam,Xavier 'e böyle demişti.İyi niyetli yaklaşmıştı.Xavier ona dönerek:

''Yok,teşekkür ederim.Önemli birşey yok.Bu arada ben Eski Yazıtlar Profesörü Tomi Xavier Allison.''

Adama kendini tanıttı.Niye gerek duymuştu ki buna bu sigara dumanının içinde.Ya da gereklimiydi bu cümle?Bilmiyordu.Kafasını karıştırmıştı bu ateşviskisi.Sustu.Adamın cevabını,kendini tanıtmasını bekliyordu..

***

''Yok,teşekkür ederim.Önemli birşey yok.Bu arada ben Eski Yazıtlar Profesörü Tomi Xavier Allison.''

Yeni biriyle tanışmanın verdiği hazla-zira seciyesi buna zorluyordu- samimiyet dolu bir gülümse yaydı suratına.

"Benim adım da James Tommy Parker.Ama Tom diyebilirsin.Bakanlıkta çalışıyorum.Ulusluarası Sihirsel İşbirliği Dairesi'nden.Hogwarts'ta mı okudunuz?" diye muhabbet açmaya çalıştı.

Dairesinin ismi uzundu ama söylemekten gurur duyardı.İşini her zaman muhteşem yapardı.

***

"Benim adım da James Tommy Parker.Ama Tom diyebilirsin.Bakanlıkta çalışıyorum.Ulusluarası Sihirsel İşbirliği Dairesi'nden.Hogwarts'ta mı okudunuz?"

Adamın yüzünde samimice bir gülümseme vardı.Ama sorduğu soru çarpıcı idi.Ateş viskisinden bir yudum daha aldıktan sonra:

''Aslında Hogwarts'ın adı bile geçmiyordu benim okuduğum yıllarda.Bu bilgi yeterli sanırım.Dostça yaklaşma çabanızı anlıyorum ancak,daha fazlasını anlatırsam sizi öldürmem gerekebilir.Buda hiç iyi olmaz.''

dedi ve gülümsedi sinsice.Ateşviskisinden bir yudum daha aldı.Rahatlıyordu,sinsice gülerek..

***

Misafir

" Can sıkıntısı bu olsa gerek!"

Gezinti yapmak bile bugünün sıkıcılığını gidermemişti. Yüksek sesle konuştuğunun farkında dahi değildi. Adımlarını o kadar kısa ve yavaş atıyordu ki onun yorgun olduğunu düşünebilirlerdi. Uyandığında ne kadar dinçse yine öyleydi ama tek fark eğlenecek hiç birşey bulamamıştı.

Hogsmeade gelmek evden çıkarken hiç aklında yoktu ama buraya gelmek onun için alışkanlık halini almıştı. Isabella Üç Süpürge'nin önüne geldiğinde birden duraksadı. Onu canlandıracak şey içerdeydi içte viski...

Yavaşça dükkanın kapısını araladı. Loş ışık arasında tanıdık bir yüz görmeye çalıştı. İçeri girip bara doğru ilerledi. Orada birkaç erkeğin olduğunu önemsemeden yerine yerleşti. İçki istemek için garsona seslenmek üzere iken gözü yanındakine takıldı. Kuzenin burada ne işi vardı ve tanımadığı biri ile konuşuyordu. Onun profesörlük teklifi aldığını duymuştu. Eğer kabul ettiyse onu tebrik etmeliydi. Xavier 'a doğru eğildi ve seslendi.

" Kimleri görüyorum. Selam Xavier! "

______________________________________
Rp out: sakıncası yoksa rp'ye daldım...

''Aslında Hogwarts'ın adı bile geçmiyordu benim okuduğum yıllarda.Bu bilgi yeterli sanırım.Dostça yaklaşma çabanızı anlıyorum ancak,daha fazlasını anlatırsam sizi öldürmem gerekebilir.Buda hiç iyi olmaz.''

Garip garip adama baktı.Acaba o gitar çalarken zaman geri falan mı akmıştı?Zira daha 20. yy.dalardı.Daha kafası karmaşa içindeyken yanlarına bir bayan geldi.

" Kimleri görüyorum. Selam Xavier! "

Kendisine bir selam beklemiyordu.Dönüp Xavier'e baktı.

***

" Kimleri görüyorum. Selam Xavier! "

Hmm,bu sarışın,zeki ve güzel bayan Xavier 'in kuzeni Isabella idi.O da Hogwarts da Aritmansi profesörü idi.Ona dönerek:

''Selam Isabella.Nasılsın,iyiymisin?Gel,otur şöyle yanımızdaki tabureye.Ne dersin?''

dedi dostça ve samimi bir tavırla.Ve yine Isabella ya:

''Bu arada,tanıştırayım.Bu adam James Tommy Parker.Bakanlık Çalışanı.Tommy bu genç ve güzel bayan da kuzenim Isabella.Aritmansi profesörü.''

Mesleği çöpçatanlıkmıydı Xavier'in?Hayır,olamazdı çünkü Isabella'nın ztaen sevgilisi vardı.Isabella ile Tommy e gülümsedi ve sustu.Cevap bekliyordu,ikisindende.

***

Misafir

Yerinden kalktı ve onların yanında bulunan tabureye oturdu. Uzun taburelerden nefret etsede barda oturmaktan hoşlanırdı. Elini kuzenin biraz önce tanıştırdığı adama uzatarak konuştu.

" Merhaba memnun oldum. Bu arada iltifatların için sağol kuzen."

Son cümlesini söylerken Xavier'a dönmüştü. Onu bir an uzun zamandır görmüyormuş gibi hissetti. Loş ışık ve dumanın etkisi ile ikisini de net göremiyordu. Saçlarını geriye doğru attı ve konuşmaya devam etti.

" İyiyim ya siz nasılsınız?"

Bunu ikisine birden bakarak söylemişti. Ayrı ayrı sormak çok sıkıcı bir durumdu. Bakanlıkta çalıştığı söylediği adamı süzdü. Aklındaki tek şey viskiydi; garsona yavaşça seslendi. Ateş viskisi önüne saniyeler sonra konulmuştu. İkisinin cevabını beklerken o elini bardağa götürdü. İçmeden elinde bir süre tuttu.

" Merhaba memnun oldum. Bu arada iltifatların için sağol kuzen."

Bayanın uzattığı elini zarifçe öptü.Üç Süpürge gibi bir yerde bu hareket garipti ama nezaketi asla elden bırakmazdı.-Ne kadar da çelişki dolu bir hayatı vardı.Bir yanda asilik,rock müzik;diğer yanda nezaket görgü kuralları...-

"Ben de memnun oldum bayan...Isabella." bir süre durakladı.Isabella...Nereden tanıyordu ki bu ismi?

" İyiyim ya siz nasılsınız?"

Soruyu kavrayana kadar aklındaki soruyla meşgul oldu.Sonra afallayıp soruya cevap verdi.

"Çok iyiyiz.Biz de Bay Xavier'le yeni tanışmıştık." dedi Xavier'e bakıp.

***

"Çok iyiyiz.Biz de Bay Xavier'le yeni tanışmıştık."

Böyle demişti bakanlık görevlisi Tommy.Isabella ise,elinde ateşviskisi,sessizce duruyordu.Ortamıbiraz hareketlendirmek için muhabbeti kurmaya başladı yavaş yavaş.Isabella'ya dönerek:

''Bak,ne zamandır merak ediyordun.Benim profesörlük işi oldu.Artık Eski Yazıtlar profesörüyüm.Hmm bu arada,çok fazla rahatsız etmek istemem ama,Karl la aranız nasıl?''

Dostça yaklaşmaya çalışıyordu.Bir kuzenden daha yakın,çok daha iyi bir arkadaş olmaya çalışıyordu hayatının yeni sayfasında.Bakışlarını Tommy ile Isabella arasında gezdirdikten sonra sustu..Cevap bekliyordu..

***

Misafir

Josh aşırı derecede yorgundu...
Dün geceki organizasyondan dolayı zaten hiç uyuyamamışken birde gelecek postasına haber yetiştirmek için sabahın köründe John' la ayrılmıştı evden... Tüm gün eve gidip uyuyacağı düşüncesiyle kendini kandırmıştı ve de Manor Town'a döndüğünde uzun, rahat bir uyku çekebileceğine inanmıştı bir anlığına. Ama tabikide bu mümkün olmadı.Eve döndüğünde Marcia sabahtan beri Bernard'ı görmediğini söylemişti.
Sabah ki kavgalarının suçlusu olarakta bu iş Josh'a düşmüştü.Tüm Londra'yı talan ettikten sonra bir de Hogsmeade 'e bakmaya karar verdi.Şuan Bernard'a sabah olduğundan kat kat daha sinirliydi.
Ksks Profesörünü sevmiyor olabilirdi ama Josh onla röportaj yaptı diye olay çıkarmak yersizdi.
Üç Süpürgeye geldiğinde etrafın bir hayli kalabalık olduğunu farketti ama hatta onu şaşırtan bir kalabalık hakimdi burada.Kuzenleri Isabella ve Xavier çarptı ilk gözüne O'nların yanına ilerliyecekken köşede gördüğü manzarayla ufakça birde şok yaşamıştı.Bernard ile Jen mi konuşuyorlardı ?
Eh en iyisi bu olsa gerek diye düşündü ve oraya gitmemenin daha sağlıklı olacağı kanaatiyle Issy ve Tomi 'nin masasına ilerledi.Yanlarında biri daha vardı.

"Herkese merhaba." dedi yanlarına oturuken sonrada masadaki tanımadığı kişiye dönerek

"Ben Josh Allison." diye tanıttı kendini.Kesinlikle uykusunu açıcak birşeyler içmesi gerekiyordu.

***

Josh'ta gelmişti.Ortam tamamlanmıştı ancak kimse konuşmuyordu.Ama Tomi konuşmak istiyordu.Hepsine bakarak:

''Noldu size?Konuşsanıza!Nedir bu suskunluk?''

dedi ve güldü seslice.Cevap bekliyordu,hepsinden..

***

Misafir

josh kendisinin gelmesiyle süregelen muhabbetin kesildiğini hissetmişti anlığına anlam veremeyerek bakarken tomi başladı söze

"Noldu size?Konuşsanıza!Nedir bu suskunluk?''

Josh onun düşündüklerinin dile getirilmesine sevinmişti açıkçası

"ee ne yapıyorsunuz burda siz? bu arada tebrik ederim Tomi Profesör olduğun haberini duydum" dedi gülümseyerek.

Out:Isabella tam zamanında çıktı ha.Eric Karl benim abim oluyor bizzat XD alakayı kurcaktım.Neyse...

Yanlarına gelen adamı inceledikten sonra gülümsemesini daha da yaydı.Yeni insanlar görünce yalnızlıktan kopuşunu hissedebiliyordu.

"Benim adım da Tom.Memnun oldum." dedikten sonra onun elini sıktı.Sonra Xavier'e döndü derin bir öksürükten sonra.Ortam çok dumanlıydı.Ve sigaradan nefret ederdi.

"Muhtemelen uykumuz geliyor.İçkiler ve sigaralar yüzünden.". Yine o 'psilkolog' havasına bürünmüştü.

***

"Ee ne yapıyorsunuz burda siz? bu arada tebrik ederim Tomi Profesör olduğun haberini duydum."

demişti Josh gülümseyerek.Zaten doğru idi.Bu cümleye katıldığını belli eden bir gülümseme ile:

''Evet,doğru duymuşsun kardeşim.Eski Yazıtlar profesörü oldum.Artık bu alanda görev yapacağım.''

dedi.Yine:

''Kusura bakma,biraz hasta idim.Dün geceki partiye katılamadım.Nasıl geçti parti?''

diye sordu ve sustu.Josh ın cevabı ne olacaktı?

***

Misafir

''Evet,doğru duymuşsun kardeşim.Eski Yazıtlar profesörü oldum.Artık bu alanda görev yapacağım.''

Tabi doğru duyacaktı.josh gazeteciydi sonuç olarak ama bugünlerde çok çalışıyordu kesinlikle hayatı boyunca hiç bu kadar çalıştığını anımsamıyordu.Eh MonteCarlo da yaptığımda iş miydi demeden kendini alıkoyamıyordu ama yinede burda daha mutluydu.Tomi içinde aynı şeyi diledi.

''Kusura bakma,biraz hasta idim.Dün geceki partiye katılamadım.Nasıl geçti parti?''

Josh parti adına birşey anlayamamıştı doğrusu...Çok kalabalık,çok gürültülü ve çok hızlı olup bitmişti.Ama çevresinden aldığı tepkiler olumluydu.

"İyi diyelim yani eğlenildi kanımca hem bir değişiklik oldu insanlara hemde aile adına iyi bir tanıtım oldu.Keşke gelebilseydin sende." dedi içtenlikle.

Midesi bulanmaya başlamıştı.Sigara kokusu dayanılmaz hale gelmişti.Sırtına gitarını alıp taburasinden indi.Sonra diğer ikisine döndü.

"Josh,Xavier,sizinle tanıştığıma memnun oldum.Ama benim gitmem gerekiyor.Kendimi pek iyi hissetmiyorum.Daha sonra görüşürüz umarım." dedikten sonra midesini tutarak dışarı çıktı.

Misafir

"Josh,Xavier,sizinle tanıştığıma memnun oldum.Ama benim gitmem gerekiyor.Kendimi pek iyi hissetmiyorum.Daha sonra görüşürüz umarım."

diyordu demin masada olan kişi.Josh giderken onu başıyla onayladı ama kendiside çok yorgundu.Bernard'ın nerde olduğunu biliyordu hem yanında Jen vardı O da bir kenara Issy ile Tomi buradaydı.

"Nese bende artık kaçayım çok yorgunum görüşürüz evde." dedi ve üç süpürgeden ayrıldı.

Misafir

" Tebrik ederim; Xavier! Buna çok sevindim."

Isabella sözlerini bitirmişken yanlarına Josh gelmişti. Ailenin çoğun un burada olması ne güzeldi. Dün akşam ki baloya Isabella'da katılamamıştı. Tüm geceyi odasında geçirmişti. Morali aşağı inme gücünü elinden almıştı. Dün gece düşündükleri aklına gelince kendini ortamdan soyutladı; daldı gitti.

Konuşmaların bir süre farkında olmamıştı. Elindeki bardağı yudum yudum içmişti. Konuşmaları dinler gibiydi ama hiç bir şey duymuyordu. En sonunda James'in masadan kalkması ile kendine geldi. İçkisinin bittiğini fark edip garsona uzattı o arada Josh'ta gitmek içen ayağa kalktı.

"Nese bende artık kaçayım çok yorgunum görüşürüz evde."

Bir süre Josh'un çıktığı kapıdan bakakaldı. Tekrar Xavier döndüğünde yenilenmiş viski tezgahta onu bekliyordu.

______________________________

Rp out: çıkmak zorunda kalmıştım ancak böyle bağlayabildim.

***

''Başıma bir ağrı giriyor.Kafam çok acıyor!Ufff!Aman Allahım!Ölecekmiyim?''

dedi ve bir anda yere yığıldı uzun bir uykuya..Ölecekmiydi,kurtulacakmıydı???Isabella'ya bağlıydı...

***

Misafir

Isabella neler olduğunu anlayamamıştı. Birden Xavier oturduğu taburesinden yere doğru düştü. Ne yapacağını şaşırdı. Eli ayağına dolaşmıştı. Aklına gelen tek şey onu buradan götürmekti. St. Mungoya götürmek bile aklına gelmiyordu. Barmenin fısıltısı duydu.

" Onu hemen St. Mungo'ya götürelim."

İşte o an Isabella şaşkınlığını üzerinden atmıştı. Adamla birlikte Xavier koluna girdiler. Kapıdan dışarı çıktığında Barmene seslendi.

" Sağol buradan sonrasını ben hallederim."

Kapının önünde Xavier ile birlikte St. Mungo'ya cisimlendi. Düşündüğü tek şey onu bir an önce oraya götürmekti.

Misafir

Sharpella gerçekten artık çok sıkılmıştı. Helenden çıktıktan sonra uzun bir süre gezdi ve bir şeyler içmek için 3 süpürgeye geldi. En köşedeki küçük karanlık yerdeki masaya oturarak oradaki görevlilere " Bir ateş viskisi alabilir miyim? " dedikten sonra çantasından bir sigara çıkarttı ve içmeye başladı. Kısa bir aradan sonra Ateş viskisi geldi ve sigarasıyla birlikte viskiyi yudumlamaya başladı. Sharpella uzun zamandır gerçekten bunu hiç yapmamıştı. Meğer bunu sürekli yapması gerekmiş. Gerçekten böyle insan rahatlıyormuş. Sigarasını ve Ateş viskisini bitirdikten sonra evine doğru yol aldı...

Son günlerde gece hayatı oldukça yoğundu.Pek yorgunluk hissetmiyordu ama bu konuda kaygılanmaya başlamıştı aslında.Bir ayyaş olmaktan korkuyordu.Ama yine de haftasonu akşamları Üç Süpürge'ye gelip bir şeyler içmekten kendini alıkoyamıyordu.

Yine Üç Süpürge'nin barından kaymak birasını alıp bir masaya geçti.Dün akşamki gibi gözleriyle tanıdık birilerini arıyordu.

Misafir

Medusa derin bir iç çekti. İşte yine başlıyordu. Önlerinde uzun bir yıl olacaktı çocuklarla dolu olan. Medusa ister istemez bunları düşünürken gülmsedi. Yine üzerine ağır bir yük binecekti işte. Ne kadar ağır olursa olsun Medusa'nın gurur ile taşıdığı bir yük. Gerçi ailesinin de varlığı ile olan desteği olmasaydı bunu nasıl başarabilrdi o da pek emin değildi.

İçeriye girdi ve kalabalığın arasından sıyrılarak ilerledi. Onu gören ve tanıyan cadı ve büyücüler selam verirken Medusa da başı ile karşılık verip gülümsüyordu. Boş bir masa bulamayacağını anladığında ise tek başına oturan bir büyücüyü gördü ve büyücünün arkasından oraya doğru yaklaşmaya aşladı.
- Afedersiniz sandalye boş mu acaba?
diye sordu.

out. daha önceden tanıyor gibi rp yap tanışma rplerini pek sevmem de:D zaten yaşımız aynı hogwarts d okuduysan aynı dönemde okumuş oluyoruz