Sahne

Alex bütün gecesini buranın organize edilmesi için çalışarak geçirmişti.Uykusuzdu, gözleri şişti, başı ağrıyordu.Son olarak sahneye geldi ve mikrofonları teker teker eline alarak sesi kontrol etmeye başladı.

Stam barın içinde bir 'pop' sesiyle ortaya çıktı. Alex burdaydı. Sahnede düzenleme yapıyordu. Yanına çıktı ve;

"Gelecek postası işi tamam.. Hatta okuduysan yayınlandı.. " , dedi. Daha sonra hoparlörlerin ayarını yaptı ve uygun yerlere yerleştirdi. Işıklandırmaları kontrol etti..

"Gelecek postası işi tamam.. Hatta okuduysan yayınlandı.."

Cisimlendiğini yeni farketmişti Stam'ın..Yanına bile gelmişti..Uykuya ihtiyacı vardı Alex'in..

"Ahh ne güzel..Ben burda ne varsa hallettim..Bi-iki saat uyumam lazım yalnız..Yoksa tüm bu hazırlıklar boşa gider.."

Stam'ın omzuna vurdu ve gözlerine cevap beklercesine baktı.

"Tamam öyleyse, yukarıda odan hazır.."

Stam bunları söylerken elektro gitarı almış bir iki melodi çalıyordu. Daha sonra Alex'e bakıp;

"Geriye çok birşey kalmadı.. Onları da ben hallederim.."

Alex hızla yukarı çıktı..Uykuyu herşeyden çok istiyordu..

Alex odasına çıktıktan sonra baterinin yanına gitti. Çok da birşey kalmamıştı gerçektende. Baterinin yerini ayarladı. Daha sonra mikrofonları düzeltti. Ses ayarları iyiydi. Şimdilik oynamaya gerek yoktu. Gitarların akorlarını yapmak için ne olur ne olmaz diyerek metronomları çıkarttı. Sahne tam oturmuştu. Bu haliyle iyiydi. Sahneden inip bar kısmına geçti.. Kendine ordan bir kadeh şarap alarak bar koltuklarında oturup beklemeye başladı..

Misafir

Brian kulisten çıkıp kendini hızlıca sahneyi attı.Hemen hemen herkes yerini almıştı izleyicilerden.Ses sistemi hazırdı ve elektro gitarı da gerekli yerlere bağlanmıştı.

Diğerlerinin henüz hazır olmadığını farkedince gitarı kaptığı gibi solistin yerine sıçradı ve :

"Geldiğiniz için hepinize teşekkür ederiz, emin olun pişman olmicaksınız..."

diye fısıldadı mikrofona.Sonra da birkaç adım geri çekilip kendinden geçmiş bir şekilde elektroyu konuşturmaya başladı.

Stam kendini sahneye attı. İşte o an gelmişti. Bar dolmuştu. Artık çalma zamanıydı. Gitarının akordunu ve ayarını tenha bir köşede hemencecik yapıverdi. Daha sonra boynuna bağladı ve mikrofonun yanına gidip;

"Hoşgeldiniz!"

Hemen gitarını kavradı ve gözleriyle arkadaşlarına işaret etti. Bu sırada bir kulaklık aldı, ritmi kontrol edebilmek için...Alex hazırdı, onunla birlikte girecekti gitara. Brian'da arkadan bas gitar ile eşlik edecekti. Bateride hazır gibiydi. Göz kırpmasıyla telleri tıngırdaymaya başladı Stam. Hafiften girişi yaptı. Ve Alex'in sözleri tam oturdu müziğe, Brian'ın ritmi tutuşu da fena sayılmazdı. Johnny klavye ile arada ritmi kaçırmadan notalarını veriyordu. Ve bateri.. Güzel gidiyordu herşey. Şarkı devam ediyordu. Stam şarkıya odaklanmış, bir yandan kulaklıktan dinliyordu, bir yandan seyircileri izliyordu. İlk canlı performansıydı. Azıcık heyecan, ancak tam kontrol gitar. İçindende mırıldanıyordu "Dım - dım - dım - dım..". Evet sona yaklaşıldı, son kısım.. Yüksek konsantre ile çaldı burayı Stam... Ve Alex'in son sözü;

"It's a song to say goodbye."

Ve şarkı bitmişti. Salonda alkış sesleri, iyi performans sergilediklerini düşünüyordu Stam. Gruba baş parmağıyla "Güzel" işareti yaptı...

Misafir

Brian gitarın sesini güzel bir kompozisyonla bitirdi.Tam o anda Stam kendini sahneye attı ve şarkıya girdi.Hemen arkasından da Brian bas gitarın tellerini koparırcasına çalmaya başladı.Derken Alex sözlere başladı ve Brian daha ne olduğunu bile anlamadan şarkı bitti.Kendini öylesine kaprıtmıştı ki geçen dakikaların farkına varamamıştı.

Şarkının bitimin ardından seyircileri titretecek seviyede bir ritim daha attı ve bass'ı susturdu.Sonra da gitarını seyircelere doğru kaldırarak selam verdi.

"İşte bunu seviyorum..."

Misafir

Johnny klavyesini şarkıya odaklamış nota'ları tam zamanında veriyordu ve ritimi tuturmuşlardı.Her Zamanki gibi olağanüstü çalıp söylüyorlardı herkez uyuyordu şarkıya ve yavaş yavaş şarkı bitirdiler.

Şarkı bittikten sonra bir alkış koptu Johnny ayağa kalkmadan :

''Eee Bu Kadar Mı?''

Misafir

Sahne arkasından çıktı Ansem.Elinde bagetleriyle artistik bir hareketten sonra oturdu yerine.Özlediği baterisi karşısındaydı.Her davula bir kere vurdu ve seslerini kontrol etti.Cross ayarını yaptı ve şarkının başladığını bildiren o ilk üç vuruşu yaptı.Ritimi ayarladı.Sert vurmuyordu şimdilik..Henüz giriş aşamasıydı..Alex'i dinliyordu..Gitaristleri dinliyordu.

"And you still won't let me in" ,Alex'in sesini duydu ve hızlandı.

Ansem ritimde kendini kaybetti.Nakarata geçişlerde zile bir kere daha fazla vuruyor, o kopma anlarını devreye sokuyordu.

Şarkının son anları..Bir bateri solo ve bitiş..Ayağa kalkarak seyircileri selamladı ve oradan ayrıldı

Alex Tek sevdiği Kaitlynn'in yanından istemeden de olsa sahneye çıktı.Ona sevdiğini bu şarkıda söyleyecekti.Okul yıllarında ona söylediği şarkıydı.Bunu hatırlayınca yüzünü merak ediyordu.Mikrofona yaklaştı.Şimdi insanların yüzleri karşısındaydı.Herkes kendine bakıyordu.

"Hoşgeldiniz Misafirler..Soul of the Dream'in bu onurlu gününde yalnız bırakmadığınız içinsize teşekkür ediyorum.." , Stam'a, Brian'a, John'a, Ansem'e baktı ve tekrar seyircilere döndü. "Song to say Goodbye"

Grup şarkıya girdi.Alex mikrofonu kavradı.Gözleriyle Kaitlynn'i buldu.Ona baktı.O da kendisini izliyordu.Tüm kalbiyle şarkıya girmesini bildiren o son vuruşu duydu...

"You are one of God's mistakes
You crying, tragic waste of skin
I'm well aware of how it aches
And you still won't let me in.."

Ansem seri vuruşlarla hızlandı..Gitarlarda hızlandı..Alex mikrofonu biraz yana yatırarak söylemeye devam etti..

"Now I'm breaking down your door
To try and save your swollen face
Though I don't like you anymore
You lying, trying waste of space"

Nakarata yaklaştılar..Burası Kate'in en sevdiği yerdi..Gözlerini kapadı.. "My oh My"

"A song to say goodbye
A song to say goodbye
A song to say Before our innocence was lost
You were always one of those
Blessed with lucky sevens
And a voice that made me cry"

Gözlerini açtı..Grup ağır ritime dönmüştü..Alex tekrar mikrofona yaklaştı..

"My oh my..."

Kate'in gözlerinin dolduğunu görebiliyordu.Bundan etkilendi..Şarkının ne kadar uzun olduğunu fark etti..Bir an önce onun yanına gitmek istiyordu.

"You were mother nature's son
Someone to whom I could relate
Your needle and your damage done
Remains a sordid twist of fate "

Ritime uygun olarak tekrar hızlandı..

"Now I'm trying to wake you up
To pull you from the liquid sky
‘Cause if I don't we'll both end up
With just your songs to say goodbye"

Gözlerini kapadı..Nakaratı hissediyordu..Şarkıdaki ruhu..

"My oh my.."

"A song to say goodbye
A song to say goodbye
A song to say ;Before our innocence was lost
You were always one of those
Blessed with lucky sevens
And a voice that made me cry"

"It's song to say goodbye.."

Bitmişti işte..Alkışlar devam ederken sahneden atladı ve Kate'in yanına gitti..Artık söyleyebilirdi..

Misafir

Brian'ın canı sıkılmıştı ve nedenini bilmediği bir nedenden ötürü hala sinirliydi.Kendini bara attı ve bir kadeh viski içtikten sonra en sevdiği şarkılardan biri olan "It snows in hell" i çalmaya karar verdi.

Sahneye çıkıp Jem'i eline aldı ve mikrofonu kontrol etti.Bateri ve solist eksikliğinde biraz zor olacaktı ama sözleri de kendi söylecekti.

Hızlıca gitar akortlarını kontrol etti ve vakit kaybetmeden şarkıya girdi.

Şarkının bateriyle girilen kısmını gitarla çalmaya başladı.

"You did the trick
I didn't see it coming
I did not hear a sound

Though you were quick
I will not be forgiving"

dedi ve gitarın tellerine güçlü bir pena darbesi vurup şarkıya devam etti.

"You won't be waiting for my return
I promise baby - You'll burn"

Artık gitaırın sesi hat safaya gelmişti ama yine de kulağa hoş gelmeye devam ediyordu.

"Now it snows in hell
This is the day foretold till death do us part
Now it snows in hell
I've gone away but I've got you in my heart
All frozen and scarred"

Çok kısa bir süre sözlere ara verdi.Ardından tekrar kendini şarkıya bıraktı.

"Your life goes on
and it's infuriating
How did you not get caught

Your deed will spawn
a fate beyond your making

You won't be waiting for my return
I promise baby - You'll burn

Now it snows in hell - We're done masquerading
This is the day foretold till death do us part
Now it snows in hell - No you won't be waiting
I've gone away but I've got you in my heart
All frozen and scarred

You shouldn't visit me at my grave
My hands will grab you through the dirt
I giveth - I taketh away
Witness my rebirth from the devils churn . . !"

Diye haykırdı ve gitara asıldı.Artık sadece gitarın sesi yankılanıyordu barda.Gözlerini kapatmış ve sadece müziğe odaklanmıştı.

"Hell . . !"

"This is the day foretold till death do us part
Now it snows in hell - No you won't be waiting
I've gone away but I've got you in my heart
All frozen and scarred"

dedi ve az önceki dörtlüğü tekrar etti.

"Heeelll !!!"

"This is the day foretold till death do us part
Now it snows in hell - No you won't be waiting
I've gone away but I've got you in my heart
All frozen and scarred"

dedi ve ritimi yavaşlatarak şakıyı bitirdi.