Baykuşlar

Misafir

Kaitlyn,Diagon Yolu'ndaki alışverişine devam ediyordu...Cüppesini almıştı ve şimdi de çok istediği baykuşu almak için Büyülü Hayvan Evi'ne yürümeye başladı...

Kaitlyn Büyülü Hayvan Evi'ne çok yaklaşmıştı.Sonunda geldi.Biraz zor açılan kapıyı ittirdi ve içeri girdi...Girer girmez biri karşılamıştı Kaitlyn'i.

Kaitlyn: "Baykuş alacaktım,yardımcı olabilir misiniz?" dedi.

Yetkili: "Elbette bayan,buyurun,şuradan lütfen." dedi.

Çeşit çeşit baykuşlar vardı.Hepsi göz alıcı güzellikte geliyordu Kaitlyn'e.Çok seviyordu gerçekten...Hepsine yavaş yavaş bakıyordu ve bir tanesini ilişti gözüne! Hemen dönüp:

Kaitlyn: "Evet,buldum.Bunu istiyorum mümkünse?" dedi sevinçli ses tonuyla.

Yetkili: "Ah,tabii ki bayan." dedi gülümseyerek.İçten bir tavrı vardı.Kaitlyn'in hemen dikkatini çekmişti.

Kaitlyn: "Kaç galleon acaba?" dedi.

Yetkili: "15 galleon efendim." dedi.

Kaitlyn 15 galleonu verdi ve, "Teşekkürler" dedikten sonra oradan ayrıldı...

Asasını ve cüppesini alan Claire, hevesle Büyülü Hayvan Evi'ne gitti. Aylardır hayalindeki baykuşu alabileceği için çok mutluydu. İçeri girdiğinde şaşkınlığını gizleyemedi. Sıra sıra raflara dizilmiş onlarca baykuşa büylenmişçesine bakıyordu.. İçerideki görevlinin "Hoşgeldiniz" demesine, gözlerini baykuşlardan alamadan "Merhaba, ben bir baykuş alacaktım" diye karşılık verdi.

Claire, aslında çok şirin küçük bir kedi yavrusunun yanından geçiyordu. Normal zamanda olsa hemen alıp sevmeye başlardı ama, şimdi görmedi bile. Çünkü gözü en köşedeki açık gri renkteki baykuşa takılmıştı. Diğer kar beyazı baykuşların yanında göze çarptığı söylenemezdi, ama Claire ondan tuhaf bir şekilde elektrik almıştı. Görevli adam, kar beyazı ve altın sarısı renkli parlak tüyleri olan baykuşlarla ilgili tek tek açıklama yapıyordu fakat Claire onu dinlemiyordu.

-"... ve bu beyaz baykuş da çok hızlı uçabilmek-"
- Ben şu köşedeki gri baykuşu istiyorum, diyerek adamın sözünü kesti Claire. Görevli adam belli ki sözünün kesilmesine pek alışık değildi, afallamış görünüyordu. Sonra kendini toparladı, yine de ses tonundan şaşırdığı belli oluyordu.
-Köşedekini mi?!
-Evet, neden bir sorun mu var?
-A şey, yok, yok hayır, hiçbir sorunu yok da, ben sadece, neyse. Bir saniye efendim.
Adam dolabın arkasından küçük, tozlu bir merdiven çıkardı ve duvara dayayarak Claire'in istediği baykuşu raftan indirdi.
-Evet, işte bu.
-Çok teşekkürler, dedi Claire ve parasını ödeyip dükkandan ayrılırken "Merhaba, seninle çok iyi anlaşacağız" dedi baykuşa.

Zacharry bütün alış verişini yaptıktan sonra en çok istediği şeyi baykuş almak için büyülü hayvan evine girdi.Satıcıya hiç siyah baykuş varmı diye sorunca satıcı ''çok şanslısınız sadace bi tane siyah baykuşumuz kalmıştı.''dedi.Zachary buna çok sevindi baykuşu aldı parasını verip tekrar kalabalık diegon yoluna çıktı.

Sarah Diagon Yolu'ndakialışvarişine devam ediyordu kendisine uygun asayı altıktan sonra sıra bir hayvan almaya gelmişti. Bunun içinde yolunun hemen üzerinde olan Büyülü Hayvan Evi dükkanına uğradı.

Sarah: Yardımcı olabilirmisiniz?
Yetkili: Evet, siz ne istemiştiniz.
Sarah: Ben baykuş alıcaktım.
Yetkili: Elbette bayan lütfen beni izleyin.

Sarah yetkilinin arkasından yürümeye başladı. Birlikte baykuşların olduğu bölüme gelmişlerdi. Burada pek çok cinstten başkuş vardı. Hepsi de Sarah'nın gözünde çok şirin vede güzel görünüyordu. Sarah baykuşların hepsine dikkatle göz gezdirirken biri onun gözüne ilişti.

Sarah: Evet, bunu istiyorum.
Yetkili: Tabii ki de.
Sarah: Kaç galleon acaba?
Yetkili: 15 galleon efendim.

Sarah ücreti ödedikten sonra sevinçle baykuşunu aldı. Tüyleri bej rengine yakın olan bu kuşun ayrıca tüylerinin üzerinde siyah desenleri vardı. Buda Sarah'ya çok önceden aldığı eski baykuşunu hatırlatmıştı. Bunuda dolayı ona da eski baykuşunun adını verdi ve sevinçle dükkândan ayrıldı.

Misafir

Chase kapıyı açtı ve öğrencilerle dolu dükkana girdi.Etrafta baykuş tüyleri uçuşuyordu.Chase derin bir nefes aldı ve dükkandaki baykuş pisliğiyle karışık ter kokusu burnuna doldu.Bundan biraz rahatsız olsada etrafına bakınmaya devam etti.Fransa'daki arkadaşlarıyla haberleşebilmesi için bir baykuş şarttı daha fazla Medusa'nın baykuşunu kullanamazdı.
-Buyrun efendim nasıl bir şey bakmıştınız?
Arkasını döndüğünde güler yüzle ona bakan bir çalışan gördü.
-Uzun yola dayanıklı ve hızlı olsun yeter.
Çalışan bir şeyler mırıldanarak arkasını döndü ve yürümeye başladı.Biraz teredütte kalan Chase'de peşinden yürümeye başladı.Dükkanın arka taraflarında bir yere geldiklerinde durdu.Burası ön tarafa göre daha basıktı.Chase böyle yerlerden hiç hoşlanmazdı.Görevlinin gösterdiği baykuşa şöyle bir baktı.
-Evet.Tamam bunu alıyorum umarım söylediğim özelliklere sahiptir yoksa geri döner.
-Emin olun efendim çok memnun kalıcaksınız.
Chase öyle olmasını umarak aldığı baykuşun parasını ödedi.Tam dükkandan çıkarken kenardaki baykuş ikramlarını farketti onlardan da üç paket aldı ve elindeki birkaç gelleonu onunla ilgilenen çalışana attı.
-Bunlarıda alıyorum.
Arkasını döndü ve kapıyı açıp yeniden insanların içinde kayboldu.

" Bütün herşeyi bu güne sığdırmak zorundaydık sanki ! " diye geçirdi içinden Baradel.Neyse ki son birşey kalmıştı alışverişi tamamlamak için.Baradel'e uygun bir baykuş...

Ne kadar yorulmuş olsada , son olarak bir baykuş alması gerektiği aklına gelince birden gözlerinin içi parladı.Buldukları ilk Büyülü Hayvan Evine girdiler...

" Buyrun ne istemiştiniz? " dedi satıcı umursamaz bir tavırla...
" Bir baykuş satın almak istiyorum. " dedi Baradel.
Satıcı karşılık vermeyince sert bir ses tonuyla " Baykuş! " dedi.

" Efendim? "

" 300 yıl önce oynanmış bir Quidditch maçını izlemeyi bırakırsanız, ne söylediğimi duyarsınız! " diye çıkıştı satıcıya!

" Eerr...Şey pardon! Baykuş mu demiştiniz? "

" Evet bir baykuş istiyorum "

" Buyrun baykuş çeşitlerimiz bu tarafta... "

Büyükçe bir kafeste duran birbirinden güzel ve rengarenk baykuşlar vardı.Ama o hiçbirini beğenmemişti.Kendine göre bir baykuş istiyordu.Yalnız ona özel...Büyük kafesin biraz uzağında onlardan ayrı tutulan bir baykuş vardı.Karanlığın siyahı , aydınlığın beyazı içine işlenmişti sanki.

" Bunu istiyorum ! " dedi satıcıya dönerek.
" Ona Moonlight diyeceğim! " diye geçirdi içinden...
Baykuşu alıp parasını ödedikten sonra alışverişi bitirmenin mutluluğuyla dükkandan ayrıldı...

İçindeki anlaşılmaz heyecanla dükkan içeriye girdi Pearl. Hepbir baykuş alacağı günü hayal etmişti aslında. "Bu sorumululuğu alacak yaşta değilsin!" demişlerdi ona.

Ama işte sonunda çok az kalmıştı okula başlamasına ve alabilirdi istediği baykuşu. Mutluydu.

Sıradan bir kuş istemiyordu. Onun olsun istiyordu. Doğduğundan beri Pearl'i bekleyen sadık dostunu arıyordu. "Çok şey mi istiyordu ki?"

Gözleri radar gibi tarıyordu baykuşları. Çok fazla vardı. Gece gibi simsiyah olanlar, kahverengi uyuz görünümlüler, renkli gözlü şeytan bakışlılar, mavimsi şaşkınlar...

Çok aramıştı. Ama nedense aradığını bulamıyordu. Umutsuzluğa kapıldı. Tam meraklı gözlerle kendisini izleyen satıcıya teşekkür edip dükkandan çıkacaktı ki;

-Viiiiiii!!!!!!!!

Hayatında duyduğu en garip baykuş sesiydi bu! Merakla sesin geldiği yöne baktı. Minicik, koyu sarı bir baykuştu bu. Üzerinde siyah benekler vardı aynı zamanda. Çekinmeden kafesine gitti. Onu avcuna aldı. O kadar küçüktü ki!

"Oh! Küçük yaygaracı şey!" dedi satıcı gülerek. "Onu almak istediğinizden emin misiniz Miss Allison? Sizi deli edebilir."

Pearl duymuyordu bile. Sevinçten dört köşeydi. Elinde mutlulukla "Viii"leyen Daisy'sine baktı. Evet adı Daisy olacaktı bu ufaklığın...

Bir kutu Baykuş İkramı da alıp parayı ödedikten sonra heyecanla dükkandan ayrıldı.

Misafir

Drake Madam Malkin'in dükkanından çıkıntıktan sonra kendine bir baykuş almak için Büyülü Hayvan Evi'ne doğru ilerliyordu. Drake kısa bir yürüyüşün ardından kapıyı açıp içeri girmişti..İçeride bir sürü hayvan vardı..Kafeste duran bir baykuş Drake'in ilgisini çekmişti..Hemen görevlilerden birini çağırdı ve kahverengi baykuşu satın aldı.Baykuş'un adını Larry koymuştu.Heyecanla Diagon Yolu'na geri döndü..

Bradd listesine baktı ve hayvan eksik olduğunu gördü doğruca büyülü hayvan evi yolunu tuttu içeri girdi ve

-merhaba küçüğüm
-merhaba efendim
-ne türk birşey istiyorsun
-şeyy ben karar veremedim
-hmmm. o zaman sana bi baykuş vereyim
-baykuşun ne gibi özellikleri var?
-postacı olarak kullanabilirsin
-peki alıcağım
-buyur baykuşlar seç,beğen,al
- şu boz renkli olanı istiyorum
-peki ne isim koyucaksın
-hmmm bir düşüneyim terminatör
- hahahaahahahaha
- bu kadar komik olan nedir
-hiç bir şey yanlızca ilk defa böyle isim duyuyorum
Brad yüzünü asarak parasını verip çıktı

Diego cüppesini aldıktan sonra yatakhaneye gitmeyi planlamıştı ama Büyülü hayvan evi'ni görünce içeri girdi ve baykuşlar gözüne takıldı.. İlerledi ve görebli yanına geldi

"Buyrun ne istemiştiniz?"

"Ben baykuş alıcaktım ama yardımcı olur musunuz?"

"Tabii. Burdan lütfen" dedi ve biraz daha ilerledikten sonra baykuşların olduğu bölüme geldiler.Digegonun gözüne bir tanesi takılmıştı duman rengiydi ve mükemmel gözleri vardı..

"Ben şurdakini istiyorum" dedi ve eliyle gösterdi..

"Tabii efendim" dedi görevli ve baykuşu indirdi.

Diego ona baktı ve gülümsedi. Baykuş için yiyeceklerden de aldıktan sonra parasını ödeyip kapıdan dışarı çıkmayı başardı.. İçersi gerçekten berbat kokuyordu.. Diego baykuşuna bakıp ona isim düşünürken yoluna devam etti..

birgün hocpper hayvan almaya geldi geziyordu ve aklına oradaki hayvan takıldı onu çok sevmişti ve onu satın almaya karar verdi yetkili:o çok iyi bir hayvandır. dedi ve hocpper onu almaya karar verdi.

Misafir

Out: Benim vazifem değil ama uyarmak istedim;

*İsmin isim-soyad şeklinde olmalı.
*Önce bir rütbe edinmelisin.
*Yazım kurallarına dikkat..

George Diagon yolundan geçerken bir hayvan dükkanı gördü.Üzerindeki tabelada ''Büyülü Hayvan Evi'' yazıyordu.''Neden olmasın'' diye söylenerek içeri girdi.Sonra en sevdiği hayvanı yani baykuş reyonuna yöneldi.reyona vardığında arkasından bir ses geldi ''ne istiyorsn küçük çocuk''.George hemen arkasını döndü.Kadının ona ''küçük çocuk'' demesine bayağı içerlemişti.Neresi küçüktü 173 cm. nin.

Sonra gülümseyerek ''ben bir baykuş almak istiyorum'' dedi.Kadın ''tabii ki.Hangi renk olsun?'' dedi.Doğal olarak George'nin sevdiği hiçbir renk yoktu.Çünkü sevdiği renkler Sarı, Mavi ve Yeşil di.George düşünmeye devam etti ve gözüne kestirdiği beyaz tüylü bir baykuşu seçiverdi.Kadın sabırsızlanmaya başlamıştı ve tam ağzını açacakken George ''işte...bunu istiyorum'' dedi.

Kuş biraz yukarıda olduğu için ve kadında kısa olduğu için kadın yetişemedi.George küçük olmadığını kanıtlamak amacıyla hemen baykuşa doğru ykseldi ve onu oracıktan kaptı ve kadına uzattı.Kadın hiçbirşey olmamışcasına ''teşekkür ederim küçük çocuk'' dedi.George iyice sinirlenmişti.Kadına öyle bir baktı ki kadın George'den korkmuş olmalı ki ''neden öyle bakıyorsun evladım'' dedi.George ''yok.Ben yani...eee...ben baykuşa baktım size değil'' dedi.

Kadın kasaya yöneldi ve işlemleri yapmaya başladı.Bu arada George'nin gözü eskiden en sevdiği hayvan olan ve şimdi de 2. planda da olsa sevdiği hayvanlaraa, yani tavşanlara bakmaya başladı.Kadın işlemleri bitirip George'ye ''tamam evladım alabilirsin.Tam olarak...25 galleon'' dedi.

George şaşırmıştı.Tabelada 15 galleon yazıyordu.Tam kadına dönüp bu garipliğin nedenini soracaktı ki kadın George'ye bunu nedenini şöyle açıkladı: ''seçtiğin baykuş diğerlerinin arasından özel olanlarından'' dedi.George suratı hiçbirşey anlamamış vaziyette ''yani?'' diye sordu.Kadın da hemen açıklamaya devam etti: ''yani bu baykuşlar diğerlerinden farklı olarak büyülü sözleri söyleyince kayboluyor, aynı sözleri tersten söyleyince tekrar ortaya çıkıyor.Ayrıca bir diğer özelliği biraz uğraştıktan sonra konuşmayı öğretebiliyorsun'' dedi.

George çok şaşırmıştı.Bu fiyat böyle özellikleri olan bir baykuş için azdı bile.Sonra kadına dönüp ''peki...büyülü sözler nedir?'' diye sordu.Kadın hemen ''KAYBOL!! diye bağırırsan kaybolur, LOBYAK!! diye bağırırsan geri gelir'' dedi.George anladım anlamında başını salladıktan sonra ''ııı...ben birde tavşan alabilir miyim?'' diye sordu ve hemen tavşan reyonuna geçip seçtiği beyaz tüylü bir tavşanı kadına uzattı.Kadın ''teşekkürler'' dedi ve gerekli işlemleri yapmak için kasaya geçti.

işlemler bitti ve tavşanla baykuşun toplam ücreti 40 galleonu buldu.George cebindeki 50 galleonu kadına uzattı.Kadında paranın üstü olan 10 galleonu uzatınca George paraya cebine atıp kafesleri eline aldı.Kadına da teşekkür edip oradan uzaklaştı...

Misafir

Misafir

Lyra Büyülü Hayvan Evi'ne 2. kez gidecekti. İlkinde kedisi Aris'i almıştı. Bu kez kendisine bir baykuş almayı planlıyordu tabi her zamanki gibi son anda kararını değiştirmezse..

Hazırlandı ve doğruca Diagon Yolu'na çıktı. Burayı ilk kez tenha görüyordu Lyra, bir an için şaşkınlığını gizleyemedi bu boşluk karşısında. Hayret! dedi kendi kendine ve etrafa bakınarak yürümeye başladı.

Burası bazen çok kalabalık olsada yinede seviyordu Lyra Diagon Yolu'nu. Etrafta vitrinleri rengarenk düzenlenmiş pek çok mağaza vardı.

Büyülü Hayvan Evi'ne ulaşınca doğruca baykuşların olduğu bölüme ilerledi. Son anda kararsızlık yaşayıp, acaba başka birşey mi alsam diye uzun uzun düşünmek istemiyordu. Her zaman nefret ederdi bu kararsızlığından..

Baykuşların kafeslerinin önünden geçerek sırayla inceledi hepsini ve sonunda bir tanesine karar verdi. Bu da kedisi Aris gibi bembeyazdı. Etrafa bakındı ama satıcıyı göremedi ve seslendi:

- Bakar mısınız kimse yok mu?

Lyra'nın sesini duyan satıcı hemen yanına geldi ve istediği baykuşu yeni bir kafese koyarak Lyra'ya uzattı.

- Ne kadar?

- 32 Galleon.

Lyra baykuşun parasını ödemek için çantasında cüzdanını ararken bi taraftanda isim düşünüyordu. Ne olmalı, ne olmalı... Birden aklına bir isim geldi.. Snowy.. Bu tamda rengine uygun bir isim oldu diye geçirdi içinden ve satıcıya parayı uzatarak yeni baykuşuyla oradan uzaklaştı...