Karanlık , Karanlık ....

Ani bir şak sesi ile Rup gecenin sessiz sükünetini yerle bir etti. Cisimlenir cisimlenmez şeytan kırmızısı gözleriyle etrafı süzdü. Etraf boştu tam da Rup"un istediği gibi sessiz ve sakindi. Şu an en çok istediği şey sessizlik ve sükunetti. Rup sessiz ve sert adımlarla mezarlığının kasvetli kapısından içeri daldı. Dalar dalmaz da cebinden bir sigara çıkardı. En sevdiği şeylerden biriside sigara içip kendini zehirlemekti. Kendisine zarar verince nereden geldiğini anlamadığı hoş bir sükünet kaplardı içini. Ani bir parıltı ay ışığının akımını bozdu. Rup sigarayı ağzına koyduktan sonra kahpe dumanını içine içine akciğerlerinin en derinlerine kadar çekti.

Kapıyı geçerken sigaranın yarısına gelmişti. Her çekişinde akciğerleri beyaz bayrak çekiyordu ama nafile. Zehir bir kere kana aktı mı bir daha kurtuluş yoktu. Önemi de yoktu zaten , nede olsa Rup"ta bir gün ölecekti. Ha erken ha geç hiç mi hiç önemli değildi. Kendini zehirlemeye devam edecekken sigaranın çoktan bitmiş olduğunu fark etti. Sigarayı yere attıktan sonra kaç ceset çiğnediğini bilmediği ayağıyla sigarayı ezdi. Ayağını çektiğinde yerde uyguladığı kuvvetten daha büyük bir boşluk gördü. Buna şaşırmadı , büyü gücü her uzuvuna işlemiş gibiydi.

" Karşıma çıkıp ölecek bir kişi yok mu ??? " Hakim olamamıştı kendine yine yapmıştı. Kan beynine hücüm etmişti. Neredeyse 1 haftadan beri birini öldürmemişti. Bu resmen rezillikti. Öldürmek .. öldürmek .. En sevdiği şey 1 haftadan beri olmamıştı. Aslında kendisine hak veriyordu öldürmeye o kadar alışmış bir ruhun 1 hafta dayanması bile içten değildi. Canı sıkıntıdan patlayacak gibiyken kendini yere bıraktı. Yere " Pat " diye düşünce bağırmak istedi. Canı gerçekten yanmıştı , çünkü yerde cam kırıkları vardı. Sırtına girmişti hepsi , şarıl şarıl kan akıyordu. Kan aka dursun içten içe seviniyordu ...

***
Kafasını kurcalayan düşünceler arasında ilerliyordu Zeus.Uzun araştırmalarından sonra bulduğu 'Necrosefurus' adlı bir kitabı elinde,onu inceleye inceleye dolaşıyordu.Bu kitapta yazan şeyler,aile geçmişiyle ilgili yeni sorular,yeni de cevaplar açıyordu kafasında.

Kitabı daha iyi okuyabilmek için mezarlığa girdi-ne alakası varsa?-.Mezarlığın karanlığını ayışığı aydınlatıyor,ama soğukluğunu engelleyemiyordu.Üşüdüğü için paltosuna sarıldı sıkıca.Sonra Mystra ailesinin üyelerinin mezarlarının olduğu yere gitti.Yere oturdu,bir mezar taşına yaslandı.Bu mezar taşı 'Grenouille Mystra' ya aitti.Zaten elindeki kitabı da onun intihar etmiş ve yanmış ölü bedeninin yanında bulmuştu.Bu kitapta yazana göre:

'O bilinmeyen,yücelerin yücesi,en büyük lord,en güçlüsü,en korkuncu ve en vahşisi.O kişi X' 'dir!Herhangi bir adı yoktur onun!O diğer fani mahlukların adlarını beğenmemiştir!Bundan dolayı adı X' 'tir.X' 'in anlamı;aslında bilinmeyen gibi gözüken,ama herkesin bildiği yüce ölümyiyen!O bir gün uyanacak!'

Bu kitap uydurmamıydı?Çok saçma bir girişti.Devamındada bu ' X' ' denen adamın köklerinin Mystra adlı bir ailede olacağı,bu adamın kötülüğün başlangıcı olduğu,ilk karanlık lord olduğu,ve 1,9,7 ve 0. sayfa-önsöz-sında bu adamın yeniden uyanacağını belirten şeyler gibi safsata,ama anlatım dili ilede bir okadar inandırıcı idi.

Kitabın derinliklerine dalmış,içinde bu kitaba inanıp inanmamak arasında bir hesaplaşma yaparken,baykuş ve cırcır böceklerinin sesinden farklı bir ses duydu.Bir cam sesiydi bu.Acaba kim vardı?Kimdi bu?

***

Rup camların iyice vücuduna girdiğini anladığında yerden doğruldu. Düştüğü yer kan gölüne dönmüştü sanki , sırtından da hala kan akıyordu. Acı sırtındaki damarlardan girip tüm bedenine yayılırken Rup"un yüzünde bir gülümseme vardı. İçi bir hoş olmuş gibiydi , içindeki hoşluğu 2 " ye katlamak için cebinden bir sigara daha çıkardı. Eliyle sigaranın üstünden geçince sigara alev aldı. Sigarayı iki dudağının arasına koyduktan sonra gözleriyle etrafı süzdü. Kırmızı gözleri tam etrafı süzmekten vazgeçecekken mezarın birinde bir beden gördü. Hemen kendine bir hayal bozan büyüsü yaptı. Artık görünmezdi sadece sigarasının dumanı görünüyordu.

Rup sessiz adımlarla mezarın önüne oturmuş bedene doğru ilerledi. Yaşlı birine benziyordu , fakat Rup"u yaşı değildi hangi mezarda durduğu ilgilendiriyordu. " Grenouille Mystra " diye fısıldadı yarasa dilinde. Adamın bunu duymaya imkanı yoktu , hem duysa bile yarasa dilini anlayamazdı. Rup" a bu isim aşina gelmişti. Elindeki sigarayı yere fırlattıktan sonra adamın karşısına geçti.

Her tarafı buruş buruş olmuştu. Rup adama iğrenerek baktıktan sonra üstündeki hayalbozan büyüsünü kaldırdı. Şeytan kırmızısı gözlerini adama diktikten sonra sert bir sesle konuştu.

" Bu mezarda yatanı nerden tanıyorsun ihtiyar ? Acele et canını yakabilirim. Canım çok kan çekiyor ihtiyar. " Ani beliriş ürkütücü bir konuşma , tam Lord"luk bir işti bu. Rup"un yüzüne yayılan sinsi gülümseme etrafa korku salarken kargalar susmuş gibiydi. Etrafta çıkan tek ses kiliseden gelen çan sesleriydi.

Sesler etraftaki süküneti bozarken Rup adamın cevabını merak etmeden duramıyordu. Aslında bunu zihinfend yaparak öğrenebilirdi ama o zaman ne eğlencesi kalırdı ki Lord olmanın. İnsanları ürküttükten sonra öldürmek en zevklisiydi. Zihinfend"in de zevkli yanları vardı tabi. Aklına giren sahte düşünceler ve deliren insanlar ..

Misafir

Küçüklü büyüklü bir çok yılan Ağaçlara Tırmaınmıştı ama Saldırmayacaklardı.Elçi gibiydiler.Sahiplerinin İsminin İsimsizliğini Duymuşlardı.Yılanların Üzerlerinde X işaretleri vardı.Şüphesiz ki onlarda Ölüm yiyenlerin Dövmesi gibiydi.Sadece Sahibine İtaat için yaşıyorlardı.Ardından bir kuzgun Konmuştu ağaç dallarından birine.Minik sümüklü böcekler vardı Mezarlarından Çıkan. Hizmet ediyorlardı bir şeye.Bir canıya ya da ona benzeyen birşeye..

***

Kitap okurken aniden gelen adam:

" Bu mezarda yatanı nerden tanıyorsun ihtiyar ? Acele et canını yakabilirim. Canım çok kan çekiyor ihtiyar. "

Adamın biraz çirkin,ama çarpıcı bir görünüşü vardı.Soruya cevap vermek üzere yüzündeki yavaş yavaş buruşmuş,ama hala hareketli ve genç kaslarını çalıştırdı.Ve:

''O, benim amcam Minostirén Mystra'nın torunu Greonuille Mystra.Bir ölümyiyendi.İntihar ederek öldü.Yanında şu anda elimde olan kitabı buldum.Okuyordum.Birde ,canın kan çekiyorsa Grenouille daha 2 gün önce gömüldü.Sen iğrenmeyeceksen kanını içebilirsin.Kanı hala sıcaktır.''

Biraz karanlık taraftan biri gibi konuşmasının kendisine verdiği 'Napıyorum ben?' gibi bir soruyla karışan gülünçlüğünü yüzüne yansıtmıştı.Yüzüne bakıyordu bu ölümyiyenin.Hatırladı.Bu Karanlık Lord idi.Sordu kendilerine:

''Sen,karanlık lord musun?Sanırım öyle olmalısın.''

dedi az önceki gülümseyen ifadesini koruyarak.Cevap beklemeye başladı..Susmuştu.Yine gülümseyerek..

***

Misafir

Yılanlar Tıslıyor ve Kargalar bağırıyordu.Şu anda Buruda Bulunan Herkesi Sahipleri Yaratmıştı adeta.Lordluğu o çıkarmış Msytra'lar bir rivate göre onun zürriyetinden gelmeydi.Bunların bir rivayet olma olasığı ne kadar büyük te olsada yinede Yılanlar Kızmış gibiydi.Saldırmayacaklardı Elçi Gibiydiler.

Rup ihtiyarın cevabını beklerken ağaçta oynayan yılanları farketti. Anılar beyninde canlanmaya başlamışken az önce sorular sorduğu ihtiyarın sesi onu düşüncelerden çekip aldı.

"O, benim amcam Minostirén Mystra'nın torunu Greonuille Mystra.Bir ölümyiyendi.İntihar ederek öldü.Yanında şu anda elimde olan kitabı buldum.Okuyordum.Birde ,canın kan çekiyorsa Grenouille daha 2 gün önce gömüldü.Sen iğrenmeyeceksen kanını içebilirsin.Kanı hala sıcaktır." Rup gülümsedi. Grenouille ismi ona bu yüzden aşina gelmişti demekki. Ama öldüğünden neden haberi yoktu ? Yoksa o da Antony gibi 6 yıl önceki toplantıya gitmiş kaçarken mi öldürül müştü ? Bunlara cevap verecek vakit değildi.

''Sen,karanlık lord musun ? Sanırım öyle olmalısın.'' Rup kendisine iğrenerek bakan adama gülümsedi. Zeki birine benziyordu. Aslında her gazetede farklı bir fotoğrafı çıktığından onu tanımayan yoktu." Zeki birine benziyorsun ihtiyar. Ama her gazetede fotoğrafım olduğu için çok zeki olduğunu söyleyemeyeceğim. Grenoille ismi bana neden aşina geldi diye düşünüyordum bende. Neyse önemli değil ölmüş. Konumuza geri dönelim ben taze bir kan içmek istiyorsam ne yapmalıyız ??? " Küçük bir kahkaha koydu. Kahkahadan sonra etraf sessizleşmişti. Sanki fırtına öncesi sessizlik gibiydi." Üzgünüm ihtiyar fazla yaşamışsın. " Etrafa anti cisimlenme alanı koyduktan sonra rüzgar o alana işlememeye başladı. Artık sadece ikisi kalmıştı. Ne rüzgar neden alçak bilinmeyenin yılanlar sadece ve sadece ikisi. " Petrificus Totalus. " Bunu sessiz büyü olarak göndermişti. Sessiz büyülerde ustaydı.

Out: 5 dakka kuralı başlamış bulunmakta. Sessiz büyü gönderdim mantıklı bir rp beklemekteyim.

Misafir

DM:

Şimdilik Anti Cisimlenme geçersiz Rp on Devam Lütfen Sıra MR.MYSTRA DA

Misafir

Dm:Zeus Petrificus büyüsünün Etkisi Altındadır.

***

''Lanet olsun!Burda bulunmamam gerektiğini biliyordum!''

diyordu sinirlice.Donmuştu.Hareket edemiyordu.Sadece konuşabiliyordu.Taze bir kan istiyordu demek bu lord.Yaşlı ama sıcak kanını teslim etmeyecekti.Ailesinin sırrını çözene kadar yaşamak istiyordu.Donmanın verdiği yanmaya benzer ilginç acı aklına bir fikir getirdi.Sahibi olduğu Kırık Asa ile ilgili idi.Biraz da tarafıyla ilgili.Donmuş ve soğuk düşünceleriyle,maalesef bu teklifi yapacaktı.Gözlerini Lord'a çevirdi ve:

''Sen,beni bu buz yığının içinden kurtaracak olursan sana bir teklifim var.Benim yaşamımı bağışlarsan,karanlık tarafa geçeceğim ve sana sürekli taze kan bulacağım!Karanlığa hizmet edeceğim! Ya da....''

-Ya da...- dediği diğer teklifi neydi?İstemese de bu gecenin soğukluğu ile donmuş olmanın etkisi ısırmaya başladı onu.Soğuk ısırmasıydı bu.Donmaktan değil,ama soğuktan ölecekti.Kulakları soğuk ısırmasından kesilmişçesine acıyordu.Acıdan gözleri dolmuştu,oyuncağı kaybolan bir çocuk misali baktı yaşlı ve kanlı gözleriyle...Karanlık Lord ne diyecekti??

***

Out: Dm"ye göre devam ediyorum.

Rup adamın çaresizce büyüsüne yenilip yere düşüşünü izledi. Artık ona istediğini yapabilirdi. Ona acımalı mıydı ? Yoksa o pis canını alıp karşısına çıkan herkese yaptığını mı yapmalıydı ? Rup"a göre 2.cisiydi. Evet kesinlikle öyle olmamalıydı. Gözlerini korkutmak için Zeus"tan iyi fırsat bulunamazdı. Rup 100"lerce can alan asasını birkez daha aynı görevi yerine getirmesi için Zeus"un üstüne tuttu. Tam laneti yollayacakken yılanlara baktı. Hepsi yerlerinde tıslıyorlardı. Onları kimin gönderdiğini bildiğinden hızlıca Zeus"a yönelip böğürdü.

" Avada Kedavra. Fazla yaşadın demiştim. " Adamın yere düşüşünü seyretmeden oradan " Pop " sesiyle buharlaştı.