Bir Numaralı Zindan

Wolf uyandığında başını tutuyordu.Ne olduğunu anlayamadan Robert onu etkisiz hale getirmişti.Etrafa bakındı, Robert onu öldürebilirdi ama neden yapmadı? Onu yakalayıp buraya hapsetti, büyük ihtimalle işkence ederek öldürecekti veya onu mahkemeye çıkartıp Azkaban'a postalayacaktı.Şartlar ne olursa olsun asla boyun eğmeyecekti.

Bütün bu düşüncelerin arasında boğulurken, intikam için yanıp tutuşuyordu.Robert onu çok kolay bir şekilde yakalamıştı.Wolf hiddetle bağırıyordu;

"Eğer sen beni öldürmezsen, ben seni öldürücem lanet olası."

Buradan bir şekilde kurtulması gerekiyordu.L'azeinda üyeleri belki onu kurtarabilirdi ama hiçbirinin burada olduğundan haberi yoktu.Kendini aptal gibi hissediyordu, ava giderken avlanmıştı.

"Eğer sen beni öldürmezsen, ben seni öldürücem lanet olası."

Robert yine vampirlik vasfıları sayesinde iki kat yukarıdan bunu oldukça net duymuştu. Koltuktan fırlayıp bir saniyede aşağıya koştu. Ama yüzü artık öfkeli değildi. Oldukça soğuk kanlı görünüyordu. Yüz hatları daha da belirginleşmişti. Zindana dışarıdan baktı ve asasını çekip kapıyı açtı.

Wolf oracıkta sinir krizine girmiş sağa sola küfür savuruyordu. Robert asasını kaldırdı ve Wolf'un az evvel dediği şeyi uygulamak için hazırlandı.

"Bundan gerçekten emin misin ?"

Onu öldürse en küçük bir azap çekmezdi ama az önce savurduğu tehdit de komiğine gitmediği söylenemezdi. Ares, Mercedes ve O'nun kaplanı da gelmişti artık ama hiç kimse birşey söylemeden olacakları izliyordu. Robert Mercedes'in sorduğu soruyu yanıtlamadığını biliyordu. Yanıtlamay çok da istekli olduğunu söylenemezdi ama kendine yöneltilen hiçbir soruyu cevapsız bırakmamıştı şimdiye dek.

Başını yana doğru yatırıp delici bakışlarla Wolf'den gelecek cevabı beklemeye devam etti.

Wolf sinir krizi geçirip, ortalığa küfür yağdırıyordu.Öfkesinden ne dediğini kendisi bile bilmiyordu.Bağrıp çağırırken birden kapı açıldı, karşısında asasını ona doğrultan Robert vardı.Wolf öfkeli bir şekilde Robert'a bakarken, o soğukkanlı gözüküyordu.

"Bundan gerçekten emin misin ?"

Wolf tam cevap vermek üzereyken ağzını açtı ki, birden odaya Robert'ın köpeği daldı.Arkasından bir kadın ve bir kaplan girdi.Wolf'un yüzündeki ifade birden değişti, soğuk bir şekilde gülümsüyordu.Gülümsemesi kahkaya dönüştü, Robert'ın ona ne yapacağı umrunda bile değildi.Kadın şaşırmış gibi görünüyordu, Robert ise aynı soğukkanlı ifadesini koruyordu.

"Bakıyorum da kendine yeni arkadaşlar edinmişsin, hem de Stesha'nın ölümünden bu kadar az zaman geçti.Nasıl bari iyi vakit geçiriyor musunuz, seni eğlendiriyor mu?"

Bir kahkaha daha patlattı, Robert öfkelenmiş gibi gözüküyordu.Fakat Wolf kadınla ilgileniyordu, sanki onu daha görmüş gibiydi ama emin olamıyordu.

Mercedes Robert'ın onu kolundan tutup buraya getirdiğinde,hala sorusuna bir cevap bekliyordu.Yada beklemişti.Robert'a döndü ve meraklı gözlerle onu süzdü.Bir yandan da 'Beni niye buraya getirdi?Ve neden buraya geldik?' diye düşününüyordu. 'Bu pisliği yeterince gördük zaten' Robert'a baktı ve ona soru sorar gibi baktı.

''Robert?''

Robert sessizdi.Ne Mercedes'i cevaplamış, ne de bir laf etmişti.Mercedes hücrenin içinden Wolf'un sesinin geldiğini duydu.

"Eğer sen beni öldürmezsen, ben seni öldürücem lanet olası."

Ardından Robert'ın boğuk ve buğulu sesini duydu.Wolf'a değersiz, umutsuz bir varlıkçasına bakmıştı.'Gerçekten de öyle' diye düşündü Mercedes.
"Bundan gerçekten emin misin ?"

Yaptıkları konuşmalar Mercedes'i neredeyse güldürecekti.Sanki ikisi az önce dövüşmemiş, küçük çocuklar gibi laf dalaşına girmişlerdi.Sanki Wolf zindanda değildi de karşılarında rahat bir tahta oturmuş,onları alayla süzebilecek cürete sahipti.Mercedes öfkeyle dişlerini gıcırdattı.Ama Wolf'un ettiği lafı duyunca,kan beynine sıçradı.Devamını duyduğunda ise olduğu yerde öylece kalakaldı.Adeta insanlık özelliklerini kaybetmiş, öylece taş kesilmişti.

"Bakıyorum da kendine yeni arkadaşlar edinmişsin, hem de Stesha'nın ölümünden bu kadar az zaman geçti.Nasıl bari iyi vakit geçiriyor musunuz, seni eğlendiriyor mu?"

Mercedes hala hareket edememişti.Beyni ona Wolf'a deli gibi işkence etmesini ve onu hırpalayarak öldürmesini söylüyordu ama vücudu ona itaat etmiyordu.Gerçekten de taş kesilmişti, hareket etme yeteneğini kaybetmişti.Sorusunun cevabını aldığını anlıyordu artık. Wolf'a döndü.Artık yumuşak kalbi ve aşık genç kız tavırları kaybolmuştu.Yüzünün karanlığından anlaşılırdı, Yeniden herkesin korktuğu Karanlık Lady'di.Asasını Wolf'a doğrulttu.Ona gözlerinden ateşler saçarak bakıyordu.

''Küstah. !'' diye gürledi. ''Kim kiminle eğleniyor !''

Wolf tam cevap vermeye hazırlanıyordu ki birden öylece kaldı ve açık ağzından tiz kahkahalar süzülmeye başladı. Robert soğuk kanlılığını koruyarak onu izledi. Göz ucuyla Mercedes'e baktığında ise onun biraz şaşkın olduğunu farketti. Wolf delirmiş gibi görünüyordu. Bir an kendini komaya sokmaya çalıştığını düşündü Robert ama bu düşüncesi Wolf'ün eşek anırtsını andıran sesiyle kayboldu.

"Bakıyorum da kendine yeni arkadaşlar edinmişsin, hem de Stesha'nın ölümünden bu kadar az zaman geçti.Nasıl bari iyi vakit geçiriyor musunuz, seni eğlendiriyor mu?"

Robert'ın burun delikleri büyüdü ve öfkeyle asasını çekti. Stesha ölmeden kısa bir zaman önce onla ayrılmışlardı. Wolf'ün peşine düşme sebebi ise sadece yaşadıklarına duyduyu saygıdan ibaretti. Ama yine de bu aşağılık herif Mercedes hakkında böyle konuşamazdı. Asasını Wolf'e doğru savurup :

"Crucio ..!"

diye haykırdı ve onun duvara çakılışını büyük bir soğuk kanlılıkla izledi. Ares delicesine havlıyordu ve kaplan da ona eşlik ediyordu. Onların ilk defa iyi anlaştığını gördü. Yine de bu hırlamalar arasında Wolf'ün acı dolu iniltisini kestirebilmişti Robert.

Wolf soğuk bir şekilde kahkaha atarken, kadın adeta şok olmuştu.Karşısında öylece kalakalmıştı, birşey söylemiyor hareket etmiyordu.Ardıdasn asasını Wolf'a doğrulttu

''Küstah. ! Kim kiminle eğleniyor !''

Wolf'un gülümsemesi yüzünden silinmemişti ama ifadesi biraz hafiflemişti.Kadının kendisene doğrulttuğu asaya aldırmıyordu.Kadının kim olduğunu da bilmiyordu, dikkatini Robert'a verdi.Öfkeyle asasını doğrulttu

"Crucio ..!"

Wolf acıyla inlerken, köpekle kaplan delirmiş gibi hırlıyordu.Wolf'un ifadesi birden değişti, alaycı ifadesinin yerini korkan bir ifade aldı.Robert'ı ilk defa böyle görüyordu.Onun üstüne giderse belki bir açığını yakalayabilirdi.

"Ki-kim bu lanet olası kız-"

konuşmasının devamını getiremedi.Şaşkınlık ve korku karışımı bir ifadeyle Robert'a bakıyordu.

Mercedes hala dehşet içindeydi.Bir anda bütün duyguları tamamen karmakarışık olmuştu.Aşk,kıskançlık,şaşkınlık. Hayret,sinir ve öfke.Ardından Robert'ın meleğimsi sesini duydu.Gerçekten sinirlenmişe benziyordu.Robert asasını Wolf'a doğrultmuş ve haykırmıştı,

''Crucio ..!"

Mercedes o an Robert'ın gerçekten de sinirli olduğunu anladı.İyi biriydi o.Kolay kolay kimseye işkence etmeye kalkmazdı.Nijara'nın deli gibi inlediğini ve kükrediğini gördü. Ares'de aynısını yapıyordu.Hayvanlar sahiplerinin üzüntülerini ve öfkelerini tam anlamıyla paylaşıyorlardı.Mercedes tam Wolf'a işkence edip onu yaralamaya kalkışacağı sırada,bunu onun yerine Robert'ın yaptığını gördü.Wolf büyünün etkisiyle sersemlemiş,acıyla inliyor, bir yandan da sessizce küfrederek yerde iki büklüm acıyla kıvranıyordu.Mercedes o aşağılık adama bakarken, ' Az bile. ' diye düşünüyordu.Sonra Wolf'un acı çekerek,neredeyse bir inlemeyi andıran sesinin zindanda yankılandığını duydu.

"Ki-kim bu lanet olası kız-"

Wolf o kadar aciz bir haldeydi ki, adeta konuşmakta güçlük çektiğine dikkat etti Mercedes.Kaba adam yine yapıcağını yapmış,onu tanımlamak için 'Lanet olası' sözcüklerini kullanmıştı.Mercedes sinirlendiği zaman yaptığı gibi tırnaklarını avuçlarına batırdı.Tırnakları zaten çok uzundu,avuçları kızarmaya başladı.Elini neredeyse morartmıştı.Sonra öfkeyle Wolf'a döndü. Onun o aşağılık gözlerinin içine bakarak konuştu,

''Ben kim miyim?Demek ben kimim ha?'' sinirini bastıramamıştı.Son derece tehlikeli sözcükler dudaklarından döküldü.

''Ben Mercedes Laurie Loreille.Karanlık Lady'im.''

Büyünün etkisinden kurtulan Wolf kendine gelerek doğrulmuştu.Robert'ın öfke kusan gözlerine değil de yanındaki kadına bakıyordu.Kadın, Wolf'un sözleri üzerine delirmiş gibi görünüyordu.Wolf'la göz göze gelerek konuşmaya başladı

''Ben kim miyim?Demek ben kimim ha?''

'Evet! Dediğimi duydun kimsin sen?' Wolf kadının gözlerine kilitlendi.Kadının ağzından çıkacak sözcükleri dikkatle bekliyordu.

''Ben Mercedes Laurie Loreille.Karanlık Lady'im.''

Wolf şok olmuş gibiydi, bir-iki saniye öylece kaldı.Bir Robert' a bir de kadına bakıyordu.Zümrüdüanka Yoldaşlığı lideri ve Karanlık Lady, gerçekten çok garip bir durumdu.Yeniden gülmeye başladı, şaka gibiydi.Lady'i ilk defa görüyordu, ona dikkatlice baktı.Dalga geçer bir şekilde eğilerek onu selamladı

"Tanıştığımıza memnun oldum Lady'im."

Her zaman ki aşağılayıcı kahkasını atarak, sinsice onlara baktı.'Namussuz herif! Beni burada suçlu diye tutuyor ama kendisi Karanlık Lady'le aşk yaşıyor.Lady'nin de gücüde şüpheli'

"Robert, asamı ver ve gideyim.Siz iki masum genç başbaşa kalın ne dersin?"

Antunez bu kadar taraf çatışmasının ardından zor günler geçirmekteydi. Ve Robert'in bu zor dönemlerde işlerinin başından aşkın olduğuna adı gibi emin bir şekilde Monté Carlo'ya gelmişti. Monté Carlo'nun toprak kokan yollarından geçtikten sonra Phelps Malikanesinin önünde bulmuştu kendisini. Robert'in evde olup olmadığından hiç bir fikri yoktu ; fakat Wolf Arsenic adlı suçluyu almak için görevlendirilmişti. Eve girdiğinde zindanlara doğru indikten sonra Robert'in da burada bulunduğunu gördüğünde ;

' Merhaba Rob. Wolf'ü almak için gelmiştim .. '

dedi ve ona bakarken , göz ucuyla Wolf'ü izliyordu. Antunez onu ya alıp götürecekti , yada burada bütün L'azienda yandaşlarının ismini söyleyip serbest kalacaktı. Antunez , Wolf'e dönerek ;

' Evet dostum.. Şimdi söyle bakalım tarafındaki adamları .. '

demişti. Daha sonra Robert'e göz atmaya başladı..

Robert sukünetle Wolf ve Mercedes arasındaki diyalogu izledi. Lady olduğunu söylemesi hiç iyi olmamıştı. Şu saniyeden sonra onu öldürmezse bütün büyücü dünyası bu aşktan haberdar olacaktı ve bu kimsenin işine gelmezdi. Ama yine de Antunez'i beklemeliydi. O sorgu teknikleri üzerine ZAY birimlerince özel olarak yetiştirilmişti ve Robert'dan daha ikna edici olduğu kesindi.

Robert tüm bu olanları düşünürken geldiğini farketmediği Antunez'in yanında belirdiğini gördü. Gülümsemeye çalışarak ona baktı ama hiçbir şey söylemedi. Zaten olanlardan haberdar idi. Antunez her zamanki güven verici ses tonuyla konuşmaya başladı.

' Merhaba Rob. Wolf'ü almak için gelmiştim .. '

Robert bunu başıyla onayladı. Onu alıp karargaha, işkence yapmaya götürecekti. Tabii bunun olması gerekmezdi. Eğer Wolf onlara listeyi verirse ... Antunez bu sefer daha ciddi bir üslupla tekrar konuştu.

Evet dostum.. Şimdi söyle bakalım tarafındaki adamları .. '

Wolf'ün eğer biraz aklı varsa birkaç çapulcu için kendi canını tehlikeye atmazdı. Robert asasını tekrar kaldırıp Wolf'e yöneltti. Kadavra laneti sadece bir karardı, öldürmek ise garip bir intikam şekli. Bunu yaparken en ufak bir azap bile çekmeyeceğini bilse de davalarının menfati için bunu yapmamalıydı. Ses tonuna ve bedeninin her hücresine hükmetmeye çalıştı Robert. Yüzü ifadesiz bir hal almıştı. Kehribar boncuklar ise Wolf'ün aciz haline kenetlenmişti. Önce bir Crucio laneti daha ve ardından buzulların gürültüsünü andıracak derecede soğuk bir emir.

"Söyle."

Antunez'de gelmişti, şimdi kurtulma şansı çok azdı.Onlara istediklerini vermezse işkenceye maruz kalacaktı ve hatta ölecekti de.L'azeinda örgütünde hiç kimse onu kurtaramazdı.Büyü gücü yüksek fazla üye yoktu.Birkaç çapulcu için kendini tehlikeye atamazdı.Onların istediklerini söyleyecekti gerekirse fazlasını da...

"Darwin'den bahsetmeme gerek yok heralde.Hımm-üyeleri bir düşünelim.Darwin'den sonra gelen kişi Richard Emanuél Lewis.Diğer üyelerse; William Teodor Lewis, Vincent Gaillard, Serenity Cyrus, Seylon Davis Pénolopé Cest'ev, Odysseus Davis, Adalacia Bianchett, Michael Alston, James Séphirot, Edgar Black ve son olarak da Alain Verne."

Hepsini bir solukta söylemişti, bu bilgilerin onları tatmin edeceini düşünüyordu.Fakat kendi ailesinden oldukları için Kitiara ve Alexis'i ele vermedi.Bir Antuneze bir de Robert'a bakıyordu, verecekleri cevabı bekliyordu

Antunez'in lafına karşılık olarak Robert hafif bir baskı uygulamış ve adamın gözünü iyiden iyiye korkutmuştu. Wolf bir süre daha düşünme çabası içine girdiğinde kendi içinde hesaplaştıktan sonra lafa girip ;

"Darwin'den bahsetmeme gerek yok heralde.Hımm-üyeleri bir düşünelim.Darwin'den sonra gelen kişi Richard Emanuél Lewis.Diğer üyelerse; William Teodor Lewis, Vincent Gaillard, Serenity Cyrus, Seylon Davis Pénolopé Cest'ev, Odysseus Davis, Adalacia Bianchett, Michael Alston, James Séphirot, Edgar Black ve son olarak da Alain Verne."

dediğinde Antunez'in canını bir şey acıtmıştı. Bella'nın ismini de vermişti , Wolf'ü öldürmek isteyişine anlam veremedi ; fakat bu isteğe engel olduktan sonra ;

' Hmm.. Evet Darwin'i açık olarak biliyoruz. Fakat ne işler karıştırdığı hakkında bildiğin her şeyi söylemelisin.. Özellikle şu kaçırılma olayını bize her detayıyla anlatacaksın . Kapıda kaç görevli beklediğine kadar ! '

demişti. Aklı hala Bella'da olduğundan dolayı dili biraz sürştükten sonra ;

' Bir de bu saydıkların doğru çıkmazsa sonun çok kötü biter ! '

demiş ve üstü kapalı bir tehdit de savurmuştu..

İstedikleri herşeyi anlatmaya hazırdı, kendisini bir hain olarak görmüyordu.Sadece kendini koruyordu, her insan bunu yapardı.Ailesi gözünün önüne geldi, onları açıklamayacaktı.

"Hmm.. Evet Darwin'i açık olarak biliyoruz. Fakat ne işler karıştırdığı hakkında bildiğin her şeyi söylemelisin.. Özellikle şu kaçırılma olayını bize her detayıyla anlatacaksın . Kapıda kaç görevli beklediğine kadar ! '"

Wolf'un yüzünde sinsi bir ifade oluştu.Darwin ona gereken değeri vermemişti ve şimdide bunun cezasını çekecekti.

"Kız Kanada'nın Ottowa şehrinde tutuluyor.Darwin'in Wolfenstein Raulet adlı mekanında bir hücrede.Kaç nöbetçinin olduğunu bilmiyorum fakat güçlü korunma büyüleriyle korunuyor."

Wolf , Antunez'in Darwin hakkında öğrenmek istediklerini duyduğunda yüzünde sinsi bir ifade belirmişti. * Bu adamdan kimseye bir halt olmaz!* Antunez içinden bunu geçirirken Wolf ;

"Kız Kanada'nın
Ottowa şehrinde tutuluyor.Darwin'in Wolfenstein Raulet adlı mekanında
bir hücrede.Kaç nöbetçinin olduğunu bilmiyorum fakat güçlü korunma
büyüleriyle korunuyor."

demiş ve Darwin açık bir şekilde çok büyük bozguna uğratmıştı. Bu sefer gülümseme sırası Antunez'e gelmişti. Bir şeyler yolunda gittiği zaman hep yüzüne konan gülümsemeydi şuandaki.. Antunez artık Wolf'ü serbest bırakmaları gerektiğini anlamıştı ve Robert'in koyduğu yerden asasını alıp Wolf'ün cebine soktu. Daha sonra onu oradan buharlaştırıp yolladılar ve ;

' Evet şimdi gitme zamanı dostum.. Akşam görüşürüz . '

dedikten sonra ' Şak ' sesiyle birlikte gelen sıkışmışlık hissi tüm vücudunu kaplamıştı..