Prof. Skywalker'ın Odası

Konu: Prof. Skywalker'ın Odası Ptsi Mart 30 2009, 16:09

Odanın içindeki masa gri renkte olup rahatlatıcı koltuğun rengide odadaki ten rengi taşlarla uyum sağlamaktadır. Kubbe gibi bir tavana sahip olan odada sadece müdür'ün bildiği sırlı bir koruma sistemi mevcuttur.

Rp in*

Konu: Geri: Prof. Skywalker'ın Odası Ptsi Mart 30 2009, 16:36

Arathorn ağır hamlelerle Taş Heykel'in önüne geldi. Yavaşça parolayı söyledikten sonra kapı savrularak açıldı. Arathorn ağır hamlelerle ilerledikten sonra asasını küçük bir hamlesiyle odasının kapısı açıldı. Sert adımlarla ilerlerken adımları odada yankılanıyordu. " Tak , Tak " sesleri sürerken kendisini koltuğuna bıraktı. 10 dakikalık bir dinlenmenin ardından yerinden kalkıp etrafa bakındı. Cam dolaba hayranlıkla bakarken bir isim dikkatini çekti.

" Arathorn S. Bondoray " Arathorn ha ! diye geçirdi içinden. Acaba bu adamla bir akrabalıkları olabilir miydi ? Ama olamayacağını hemen anladı çünkü bu adam tam 450 sene önce yaşamıştı. Arathorn amaçsızca çekildi cam dolabın önünden. Gözlerini kapattı , ne yapsam diye düşünürken aklına Düşünseli geldi. Yavaşça cam dolaba dokundu ve Düşünseli ortaya çıktı. Arathorn bunu icat eden Albus Saintfrog'a binlerce kez teşekkür ettikten sonra yaptığı düelloları kafasından çekip aldı , aldığı gibide dipsiz bir kuyu gibi duran Düşünselinin içine yolladı.

*

Patlayan bir ışık Sean'ın öbür dünyaya gitmesi .. Mezarlığın içinde yankılanan bir " Pop " sesi. Yasak ormanda George'yle karşılaşması ve onu amaçsızca yakarak öldürmesi .. Savaş Alanı'nda Justin G. Archman'ı iki hamleyle öldürmesi .. Criss Angel'i mezarlıkta 4 - 5 hamleyle öbür Dünya'ya postalaması ve en sonuncusu , Ottawa'daydı .. Kendini Karanlık Lord sana bir züppeyi yakarak öldürmesiydi vahşetleri. Daha nice muggle katliamları ...

*

Arathorn odaya döner dönmez kendini yere savurdu. Amaçsızca öldürmüş hep ! Düşünmeden acımadan ! Fakat artık o eski Arathorn yoktu , o artık kötülerin kökünü kurutacaktı. Kendini Dünya'nın efendisi sayanların ... Bu düşüncelerden arındıktan sonra kafasını rahatlatmak için girdiği Düşünseli onu daha da beter bir hale sokmuştu. Yavaşça koltuğuna oturup gözlerini kapadı. " Uyku .. "

Konu: Geri: Prof. Skywalker'ın Odası Ptsi Mart 30 2009, 18:52

İçi içine sığmıyordu. Muhteşem bir gecenin ardından, hayallerinde olduğu gibi Sylvia'yla aynı yatakta uyanmıştı. Gerçi Sylvia Tom'dan daha önce uyanmıştı, Sylvia'yı uyurkenki tatlılığıyla izleyememişti ama; bunu daha sonra yapabilirdi. Hatta kendine özel bir saat kurabilirdi bir gün önceden.

Hogwarts'ın 5 katında yürüyordu şimdi. Olanlara inanamıyordu. O zamanki -omzunu yaraladığı zamanki- David, koskoca Hogwarts'a müdür olmuştu. Pek inandırıcı gelmiyordu bu. Tevekkeli bu yüzden Hogwarts'a gelmemişti. Olanların doğruluğunu gözleriyle görmek için buradaydı.

Sonunda ürkütücü taş heykelin yanına geldiğinde fazla beklemeden sessizce bir şeyler mırıldandı. Bunu yaptıktan sonra arzuladığı bir şey gözünün önüne gelmiş gibi yutkudu. Hemen akabinde yükselmekte olan merdivenlere adımını attı. En üst basamakta durup kapının karşısına gelmesini bekledi.

'Tık, tık, tık!'

Konu: Geri: Prof. Skywalker'ın Odası Ptsi Mart 30 2009, 19:01

" Tık tık tık ! " Anakin bir ande yerinden fırladı. Bir öğrenci patavatsızlık yapıp içeri girseydi şimdi hali nice olurdu. Fakat bir öğrencinin girmek gibi bir şansı yoktu çünkü buraya gelen Taş Heykel'den geçmek zorundaydı ve parolayı sadece profesörler biliyordu. Fakat bu saatte profesörlerin dersleri olduğundan gelmezlerdi. Geriye kalan tek seçenek James'ti. Eski düşman , yeni dost .. " Girin. " Anakin tahminin de yanılmamıştı , gelen James'ti. Yaşadıkları düelloyu aklının bir köşesinden uzaklaştırmaya çalışırken ona otur dercesine bir el hareketi yaptı. Ardından ukala olmamaya çalışan bir ses tonuyla konuştu.

" Demek gelip yerinde görmek istedin ha ? " Zor da olsa gülümserken sağ elini cüppesinin iç cebine atıp içerisinden bir asa çıkardıktan sonra havada zarif bir şekilde salladı , sallar sallamaz da ikisinin elinde de bir şarap bardağı belirdi. Bardaklar yerini bulunca beliren ateş viskisi ilk önce Anakin'in sonrada James'in bardağını doldurmuştu. Anakin şarabından bir yudum aldıktan sonra James'e bakmaya başladı.

Konu: Geri: Prof. Skywalker'ın Odası Ptsi Mart 30 2009, 19:12

Elindeki şarap bardağı, omzunda garip bir acı oluşturmuştu. Psikolojik olacaktı. Arathorn'la ilk karşılaştığı geceyi hatırlatmıştı. Omzuna yediği acı verici büyü... Elini asasına götürme isteği doğdu içine. Ama bunu yaparsa olabilecekleri düşünüp kendini durdurdu. En kötü ihtimalle ölecekti. Eğer yeni Hogwarts müdürünü öldürürse tam bir kaos oluşurdu.

"Öyle demeyelim de," diyip biraz duraksadı. Gözleri bardağındayken bir yudum aldı. Sonra gözlerini aniden Anakin'e çevirdi. "'tebrik için', daha uygun olur." dedikten sonra bardağını hafifçe kaldırdı.

"Yeni görevinizde başarılar sayın Müdür..."

Bardağından tekrar bir yudum aldı. Sonra gözlerini Anakin'e dikip cevabını bekledi.

Konu: Geri: Prof. Skywalker'ın Odası Ptsi Mart 30 2009, 19:26

" Yeni göreviniz de başarılar dilerim sayın Müdür .. " Anakin buna gülümseyerek cevap verdikten sonra şarabından bir yudum daha aldı. Önce tereddüt etti ama sonra bunun gerekliliğini bildiği içini elini masasının üstünde duran kitapların arasına daldırdı. Kısım kısım sarılaşmış kitapların arasından yarısı beyaz yarısı kırışmış bir kağıt çıkardı. Kağıda hüzünlü bir bakış attıktan sonra sesine son derece ciddi bir ton getirip konuşmaya başladı. " Giden eski müdür masanın üstünde büyücü ölümü ve muggle ölümleriyle ilgili bir liste çıkarmış. 1 ay önce ki ve şimdi ki. Bir ay önce 7 - 8 büyücü .. " Şarabından bir yudum alıp kafasını sağa sola çevirip kütlettikten sonra devam etti.

" Ölmüş ve de 120 ' ye yakın muggle ölmüş. Bu günlerde ise sadece 1 büyücü ve 11 muggle ölmüş. Bu sessizliğin sebebi ne sence ? " Parmaklarını ağır ağır kütlettikten sonra kafasını tekrar kütletti. Yılların yorgunluğu olduğu için ne zaman kütletme işlemini girişse hep başarılı oluyordu. Şarabından bir kaç yudum daha aldıktan sonra pencereye yöneldi. Uçuş dersinde süpürgeye binip taklalar atarak düşen öğrencileri gülerek izliyordu. James'e dönmek için hamle yaptığında yüzü yine aynı sert ifadeye bürünmüştü. " Hogwarts'a koruma gerek li mi ? Yoksa bu koruma yeterli mi ? Bunları öğrenmek istiyorum sayın Bakan .. " Eskiden olsa James'e bakan demek zoruna giderdi ama şimdi hiç bir zorlanma hissetmiyordu. Hatta resmiyet denilen şeyin ne olduğunu öğrenmek ona az da olsa mutluluk verdiğini söylesek yalan olmazdı. Anakin James'in vereceği cevabı beklerken tekrar dışarıya bakmaya başladı. " Bu mevsimde bile günler erken kararmaya başladı ... Fırtına öncesi sessizlik mi ? " diyebildi güçlü bir sesle.

Konu: Geri: Prof. Skywalker'ın Odası Ptsi Mart 30 2009, 19:43

Anakin'in eline bir kağıt almasıyla gözlerini kısıp dikkat kesildi. Ölümlerin raporunu biliyordu, hatta Anakin'in düşünceleriyle aynı fikirlere sahipti. Bu gerçekten fırtına öncesi sessizlik gibi geliyordu Tom'a da. L'azienda zaten oldukça faaliyetteydi. Geçen günkü Newell malikanesi olayından haberdardı. Zaten Luis'i de Tom göndermişti, Robert'a yardımcı olması için. Korktuğu taraf; ölümyiyenlerdi. Uzun zamandır herhangi bir ölümyiyen faaliyeti yoktu. Bu da Tom'u korkutuyordu. Evet, korkutuyordu. Görünüşe bakılırsa Anakin de tedirgindi.

"Bu durum beni de korkutuyor." dedi dalgın dalgın. Elindeki bardak düştü düşecekti. Bunu farkedince bardağı biraz daha sıkı kavradı.

"İki gün sonra Karanlık müritleri müthiş bir güçle karşımıza çıkarsa hiç şaşırma."

Bardağından küçük bir yudum aldı. Hatta sadece dudağını ıslattı denilebilirdi.

"Okul için bir süreliğine biraz koruma sağlayabilirim."

Z.A.Y'la iletişime geçmeliydi. Tetikte olmalılardı. Biraz daha iyilik savaşçısına ihtiyaçları vardı. Birden beyninde bir şimşek çaktı. Hızlıca Anakin'e döndü. Daha deminki karanlık yüzünün yerinde dinç bir ifade vardı, gözleri parlıyordu.

"Neden Z.A.Y'a katılmıyorsun?"

Konu: Geri: Prof. Skywalker'ın Odası Ptsi Mart 30 2009, 20:01

" Neden Z.A.Y'a katılmıyorsun ? " Anakin bu şaşırtıcı teklif karşısında biraz şaşırdı fakat belli etmedi. Artık kötü tarafta değildi ve iyiliğe katkıda bulunuyordu. Daha fazla katkısı olması için fırsat ayağına kadar gelmişti .. Yavaş bir hamleyle kafasını pencereden çektikten sonra James'e baktı. " Peki Z.A.Y beni kabullenebilecek mi ? Onca leşim var iyi taraf aleyhine ! 4 Seherbaz ! " İstemsiz olarak sesini yükseltmişti. Sakin olmaya çalışırken kalan şarabı bir dikişte bitirdi. Bitirir bitirmezde şarap bardağını yere vurdu. Düello anları haricinde fazla sinirlenmezdi ama bu sefer farklı olmuştu değişmeye başlıyordu. Siniri James'e değildi. Yaptığı onca aptallığaydı , saçma sapan adam öldürmeler , önüne çıkanı kesip biçmeler. Bir an kendinden utanıcak gibi oldu ama bunu değiştirme fırsatı geçmişti işte eline ..

Kafasını tekrar kütlettikten sonra ağızında bir yemek varmışçasına ağzını oynatmaya başladı. Kafasında bin türlü düşünce dönüyordu. Kafasındaki düşünceleri kendisinden uzaklaştırdıktan sonra James'e döndü. Sanki James bir tüccar Anakin isi alıcıydı. Ortada ki malın değeri hakkında tartışıyorlarmış gibi hissetti kendini Anakin. Sonra şeytanın dedikleri geldi aklına .. " İçindeki kötülüğü yok etmeden yanıma dönme .. " Bunun gibi birşey söylemişti işte. Fakat , yine menfaati için çalışmış olacaktı. Z.A.Y'a iyilik yapmak istiyorsa yürekten yapmalıydı. Sonra birden Z.A.Y'ın olmadığını düşündü. Kötülüğün Dünya'ya hakim olduğu günleri .. Şeytan Anakin'e yaptıklarını yapacaktı herkese .. Anakin bu düşünceyle irkildi. James baktı ve kararlı bir ses tonuyla " Kabul ediyorum ! " dedi.

Konu: Geri: Prof. Skywalker'ın Odası Ptsi Mart 30 2009, 20:24

" Kabul ediyorum ! "

Coşkuyla gülümsedi. Diğerlerinin Anakin'i kabul edeceğinden adı gibi emindi. Böyle büyük bir büyücüye kim hayır derdi ki? Belki Robert biraz sinirlenirdi. Ama eninde sonunda o da kabul etmek zorundaydı. Anakin L'azienda'yla olası savaşlarında kazanmalarını saylayacak tek şeydi belki de.

"Hiç merak etme. 4 seherbaz öldürmüş olabilirsin, bir kaç iyilik savaşçısını da yaralamış olabilirsin -bunu derken omzunu ovuşturmuştu gülümseyerek. Ama bu rakamlardan çok daha fazla sayıda iyilik düşmanını da öldürebilirsin. Bunu istemez misin gerçekten?"

Sevinç içinde bardağından bir yudum aldı. Sonra gözlerini Anakin'e dikip cevabını bekledi.

Konu: Geri: Prof. Skywalker'ın Odası Ptsi Mart 30 2009, 20:36

Hızla süzülen mektup içeri girdi.

L'azienda demiş ki:: Anakin, aziz dostum. Biz sizle anlaşmaya çalışırken, iyiliği sağlamaya çalışırken sen bize ihanet ettin. Bunun bedelini sana yeni görevinde yaşattıracağım. Göreceksin, yakında.

Sevgilerimle, can dostun.
Charles

İkisinin de tepkileri ne olacaktı?

Konu: Geri: Prof. Skywalker'ın Odası Ptsi Mart 30 2009, 20:48

Anakin James'in dediklerini başıyla onaylarken bir anlığına kafasını çevirdi . Sezgilerinde yanılmamıştı , her kimden geldiyse içeriye bir mektup gelmişti. Anakin hızlı bir hamleyle kağıdı eline aldıktan sonra sağlam bir kahkaha attı ve eski katil halindeki sinsilik yüzüne işledi. James'in kendisinden ürkeceğini düşündüğünden ona döndü ve yavaşça konuştu. " L'azienda bizimle Quidditch oynamak istiyormuş ! " dedi göz kırparak. Nede olsa James'ten büyüktü. Anakin bu büyüklük küçüklük düşüncesini kafasından attıktan sonra koltuğuna oturdu. Başka biri olsa onun bir kağıt çıkaracağını düşünürdü ama en alt bölmeden bembeyaz bir sopa çıkardı. Onu havada dikili bıraktıktan sonra asasını küçük bir hamlesiyle beyaz renkli saydam bir ejderha ortaya çıktı. Anakin ona birşeyler fısıldadıktan sonra ejderha kanatlanıp uçtu.

Anakin hızlı bir hamleyle sopaya döndü. Asasının zarif bir hamlesiyle sopayı Hogwarts'ın en tepesine yerleştirdi. James'in şaşkın bakışlarını cevapsız bırakmak istemedi. " O sopa Hogwarts'a giren çıkanlar hakkında bilgi sahibi olmamı sağlayacak. Mektuba gelince aklı sıra tehdit ediyor. " Anakin biraz soluklandıktan sonra asasını bir kere salladı bu sefer sadece bir şarap çıkmıştı. Ne bir bardak nede uçan şişe vardı. Anakin duran şişeyi eliyle kaptığı gibi bir dikişte bitirdi. James'e döndüğünde " Hala bir sorum var " dedi James. Bunu anlamamak aptallık olurdu. Patronus'a ne söylediğini soruyordu. Sanki James'e ihanet edicekti ! " Ona düello teklif ettim rahatladın mı ? " dedi sert bir sesle.

Konu: Geri: Prof. Skywalker'ın Odası Salı Mart 31 2009, 19:08

Anakin'in 'Qudidditch'ten kastını hafif tahmin etmişti ki masasını kurcalamaya başlamasıyla dikkatini tekrar topladı. O beyaz sopa da neyin nesiydi? Ne işe yaradığını tahmin etmeye çalışırken bu sefer neredeyse odayı kaplayan ejderha sayesinde dikkatini tekrar Anakin'e yöneltti. Patronus oldukça güzel ve canlıydı doğrusu. Kendi çöl tilkisini bunun yanında aciz gördü bir an.

Patronus bir hamlede pencereden çıktıktan sonra Tom tekrar Anakin'e döndü. Bu sefer o beyaz sopayla ilgilenecekmiş gibi görünüyordu. Sopa da, Anakin'in asa hareketiyle az önceki ejderha gibi pencereden çıktı. Kafasında sürüyle sorunun da şevkiyle ikinci kez Anakin'e döndü. Ağzını açamadan Skywalker cevap vermişti bile.

" O sopa Hogwarts'a giren çıkanlar hakkında bilgi sahibi olmamı sağlayacak. Mektuba gelince aklı sıra tehdit ediyor. "

"Sopa iyi fikir. Mektuba da fazla ehemmiyet verme. Darwin'in en sevdiği sinir bozma tekniğidir."

Koltuğa biraz daha yaslanıp bir yudum aldı bardağından. Ateş viskisini özlemişti doğrusu. Hatta bütün içkileri özlemişti. O kadar meşguldu ki, içki bile içemiyordu artık. Bardağı dudaklarından ayırdığında hala yüzünde düşünceli bir hal vardı. Merak ettiği soruyu bir an önce sormazsa çatlayacaktı herhalde.

" Hala bir sorum var "
" Ona düello teklif ettim rahatladın mı ? "

"Eh, pek değil; ama kararına saygı duyacağım elbette. Bir yandan da içimden küfür edeceğim; o adamı ben istiyordum." dedi ufak bir kahkaha atarak.

Konu: Geri: Prof. Skywalker'ın Odası Salı Mart 31 2009, 21:26

Anakin gülümsemekle yetindi. Şuan pek gülecek durumda değildi , tekrar sandalyesine oturduktan sonra bir kağıt çıkarıp ona bir şeyler fısıldadı. Sonra onu tekrar yerine tıktıktan sonra James'e bakıp. " Hogwarts içinde cisimlenme hakkı istiyorum James. Herhangi bir tehlikeli anda hızlıca oraya yetişebilmem için , bu önemli. " dedi. Ses tonunda az da olsa tedirginlik vardı. Charles'in attığı mektup kafasını kurcalarken ateş viskisinin ucunda az biraz kaldığını gördü. Hızlı bir hamleyle onu alıp kalanını midesine indirdikten sonra kafasını oynattı. Bu işlemi bitirir bitirmez ağzı mekanik olarak ( Ağzında bir yemek varmış gibi ) hareket etmeye başladı.

James'e baktıktan sonra bir an aklına tekrar düelloları geldi. Bu saçma düşünceyi aklından çıkardıktan sonra ağır ağır konuştu. " Charles , Charles .. Onu bir elime geçirsem ! " Sinirle masaya bir yumruk attı. Bunu gören eski okul müdürleri ( Portreler ) homurdanmaya başladı. " Niye müdür oldun ki ? " Anakin 20 yıl önce görev yapmış olan Van Saintborg'a sert bir bakış attıktan sonra cevabını yapıştırdı. " Sen sorasın diye ! " Saintborg homurdanmaya devam ederek portreden çıktı. Anakin burnundan " Hıh " diye bir ses çıkardıktan sonra tekrar kafasını kütletti. Az da olsa başı dönmüştü. İçkiden olsa gerek dedi kendi kendine. Ağır ve sert adımlarla sandalyesine oturup amaçsızca düşünmeye başladı.

" Hogwarts içinde cisimlenme hakkı istiyorum James. Herhangi bir tehlikeli anda hızlıca oraya yetişebilmem için , bu önemli. "

"Evet, böyle bir şey sana gerekli. En kısa zamanda hallederiz."

" Charles , Charles .. Onu bir elime geçirsem ! "

"Azkaban'a getireceksin herhalde değil mi?" diyip bardağındaki son yudumu da bitirdi. Hızlıca tekrar doldurup doldurmamak için muhasebe yaptıktan sonra bardağın boş kalmasına kadar verdi. Birazdan gidecekti zaten. "Eğer onu canlı ele geçirirsen bana getir Anakin, lütfen! Belki işimize yarayabilir."

Gitmek için ayağa kalkıp cübbesini düzeltti. Ne zaman bir kırışık görse bu cübbede, içi giderdi. Şükür, bu sefer bir arıza yoktu. Kontrol çabucak bittikten sonra başını Skywalker'a çevirdi.

"İzin verirsen, Bakanlık'ta biraz işim var. Bir katilin peşindeyim."

İkinci cümleyi söylerken boğazının düğümlendiğini hissetti. Tekrar ağlamaklı olmuştu. Ama kafasını silkeleyip kendine geldi. Gülümseyerek elini Anakin'e uzattı.

"Görüşürüz."

Elini sıktıktan sonra odadan çıkıp Hogwarts'ın cisimlenilmez alanının dışına yöneldi.

Anakin Charles'i kesinlikle öldürecekti bunu kafasına takmıştı. Bu yüzden James'in sorusuna cevap vermedi sadece giderken " Görüşürüz evlat " demekle yetindi.