Accio-Hogwarts
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



Kurgu: Loinkaos - Yıl: 1971 - Hava: Yağmurlu - Tema: Gündüz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Bütün Sınıflar İçin İlk Ders

Aşağa gitmek 
+4
Victoria Lynn Enfield
Destiny R. Thallimar
Elizabeth Martinez
Scarlett Anne Bennet
8 posters
YazarMesaj
Scarlett Anne Bennet
Kehanet Profesörü
Kehanet Profesörü
Scarlett Anne Bennet


Mesaj Sayısı : 38
Tarafı : Aydınlık
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 21
RP Sevgilisi : Yok =/
Asa : Değişken Duygular
Galleon : 55577
Kayıt tarihi : 13/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)

Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty
MesajKonu: Bütün Sınıflar İçin İlk Ders   Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Icon_minitimePerş. Mart 26 2009, 17:46

Güneş her sabah olduğu gibi doğarken aşılmayacakmış gibi görünen dağların arkasından, sıcacık ışınlarını gönderirken yeryüzüne karşılık beklemeksizin, Scarlett hala onu ısıtmaya ne pahasına olursa olsun söz vermişçesine devam eden yatağından odadaki gecenin soğuğundan yeterince faydalanmış olan havaya çıkmak istemiyordu. Gözlerini yeni güne açtığından beri on beş dakika geçmiş olmasına rağmen yataktan kalkmaya üşeniyor, sessizce tavana bakmaya devam ediyordu. Okula gitmesi gerektiğini tamamen unutmuş gibiydi ya da okuldaki ilk dersinin nasıl geçeceğini düşünüyordu çıt çıkartmaksızın yatağında... Her ne yaparsa yapsın eğer hemen yatağından kalkmazsa ilk günden geç kalacaktı ve o da bunu biliyordu. Bir kaç dakika daha yatağında hareketsiz kaldıktan sonra yavaşça ayağa kalktı. Bütün enerjisinin biten tatille beraber kaybolduğunu düşünüyordu...

Banyodaki işlerini hallettikten sonra giyeceği kıyafeti seçmeye koyuldu. Kısa bir sürede hazırlansa da yine güzel olmayı başarmıştı. Çok sevdiği siyah elbiseyi giymişti ve elbise her zamanki gibi bembeyaz teniyle büyük bir uyum içerisindeydi. Son kez aynadn kendisine baktı. Artık Hogwarts'a gitmeye hazırdı...

***

Okula geldiğinde kuleye girmeden önce Hogwarts'ın büyüleyici binasına baktı. Görkemli ve muhteşem... Bir süre böyle durduktan sonra derse geç kalacağını düşünüp hızlıca kuleye girdi... Sınıfa girdiğinde çoğu kişi gelmişti sadece bir kaç sıra boştu. Eşyalarını masaya bıraktıktan sonra kocaman bir dönemini geçireceği öğrencilere döndü...

"Kuleye hoşgeldiniz genç büyücü ve cadılar... Öncelikle bu dersi seçtiğinize pişman olmayacağınızı umuyorum, başta karmaşık olduğunu üşüneceksiniz. Zaman geçtikçe gelecekten bilgi almak sizin de hoşunuza gidecek."

Rahat tavırları ve sürekli öğrencilerle göz temasına geçiyor olması Scarlett'ı diğer kâhinlerden ayıran bir özellikti. Hastalıklıymış gibi davranmak yerine görme' işinin güzel yönlerini öne çıkartmayı tercih ederdi.

"Anladığınız gibi ben yeni kehanet öğretmeniniz Scarlett Anne Bennet. Tanışma faslından pek hoşlanmadığım için hepinizin ismini tek tek sormayacağım, ders içinde ezberleyeceğimi umuyorum..."


dedi ve sandalyesine oturmak üzere kısa bir süreliğine arkasını döndü. Oturup arkasına yaslandıktan sonra sözlerine devam etti.

"Evet... İsterseniz bu derse sizden istediğin ilk şeyle başlayalım... Kehanet hakkındaki düşüncelerinizi bir kağıda yazıp bana vermenizi istiyorum. Sizce kehanet nedir? Çok kolay bir soru... Evet başlayabilirsiniz. Kağıtlarınıza isminizi ve sınıfınızı yazmayı unutmayın lütfen."

Sözlerini tamamladıktan sonra gülümseyerek dediğini yapmaya başlayan öğrencilerine baktı. Kimisi harıl harıl birşeyler yazarken kimisi hala yazacaklarını düşünüyordu. Biraz daha oturduktan sonra sıraların arasında gezinmeye başadı. Sıkılmıştı ama onlara zaman vermesi gerektiğini biliyordu. On dakika daha bekledikten sonra çoğu öğrencinin bitirdiğini görünce tekrar konuşmaya başladı.

"Evet arkadaşlar bitirenler kağıtarını masamın üzerine bırakabilir."

Scarlett herkesin kağıdını bıraktığından emin olduktan sonra yine masasının önüne geçti.

"Sizin kehanet hakkındaki düşüncelerinizi daha sonra okuyacağım. Şimdi sizinle kehanetin ne demek olduğundan bir de sözlü olarak bahsedelim. Kehaneti en yalın anlatımla, duyular dışı bir sezi yoluyla, doğrudan doğruya geleceğin bilinmesi olarak tanımlayabiliriz. Bu özellik her kişide doğuştan varolur veya hiç varolmaz. Üzgünüm ama herkes geleceği göremez. "

dedi ve hayal kırıklığına uğrayan örğrencilere baktı. Yüzlerindeki bu duyguyu gösteren ifade onun gülümsemesini sağlamıştı. Sözüne devam edeceği sırada dersin bittiğini gösteren zil bütün sınıfı doldurmuştu.

"Evet arkadaşlar çıkabilirsiniz."

Bir süre kulenin merdivenlerinden aşağıya inen öğrencileri seyrrettikten sonra kendini rahat sandalyesine bıraktı. En önemli ders bitmişti sonunda...




En son Scarlett Anne Bennet tarafından Cuma Mart 27 2009, 20:41 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elizabeth Martinez
Slytherin 4. Sınıf
Slytherin 4. Sınıf
Elizabeth Martinez


Mesaj Sayısı : 18
Galleon : 55287
Kayıt tarihi : 21/03/09

Bilgilerim
Sağlık:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)

Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty
MesajKonu: Geri: Bütün Sınıflar İçin İlk Ders   Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Icon_minitimeCuma Mart 27 2009, 11:40

Yüzüne vuran güneşin ışığı Elizabeth'i uyandırmıştı. Biraz yatakta tembellik ettikten sonra doğruldu ve etrafına göz gezdirdi. Kendisinden başka herkes uyuyordu. Ayaklarını yataktan sarkıtıp esnedikten sonra bir sıçrayışta ayağa dikildi. Boy aynasında biraz kendini süzdü ve giyinmeye başladı. Küçük bir büyüle saçlarını toplarken gözü aynanın kenarına iliştirmiş olduğu ders programına ilişti. Bugün kkehanet dersi vardı. ''ilginç olabilir.'' diye aklından geçirirken büyük salona doğru yol aldı. Güzel bir kahvaltının ardından merdivenlere gelip kulenin yolunu tuttu.

***************

Sınıfa geldiğinde nefes nefeseydi. O kadar merdiveni tırmanmak gerçekten yorucuydu. Hemen boş bulduğu sıranın birine oturdu. Sınıf pek kalabalık sayılmazdı. Yavaş yavaş öğrenciler sınıfı doldururken alımlı, hoş bir hanımefendi içeriye girdi. Profesör olduğu her halinden belliydi. Eşyalarını masasına bıraktıktan sonra konuşmaya başladı:

"Kuleye hoşgeldiniz genç büyücü ve cadılar... Öncelikle bu dersi seçtiğinize pişman olmayacağınızı umuyorum, başta karmaşık
odluğunu düşüneceksiniz. Zaman geçtikçe gelecekten bilgi almak sizin de hoşunuza
gidecek."

Geleceği göremeyi öğreneceklirini duyunca Elizabeth oldukça heycanlandı. Bu ders gerçekten ilginç olacaktı. Elizabeth düşüncelerinden sıyrılıp tekrar derse yoğunlaştı.

''Anladığınız gibi ben yeni kehanet öğretmeniniz Scarlett Anne Bennet. Tanışma faslından pek hoşlanmadığım için hepinizin ismini tek tek sormayacağım, ders içinde ezberleyeceğimi umuyorum..." Diye konuşmaya devam ediyordu profesör. Tanışma faslını geçmesi iyi olmuştu. Çünkü Elizabeth dersin içeriğini gerçekten merak ediyordu. Bu arada profesör ayakta durmayı bırakmış, geçip sandalyesine oturmuştu. Daha sonra kendilerinden kehanet hakkında bildiklerini bir kağıda yazmalarını istedi.

Elizabeth başta bunu yapmayı istemese de sonuçta onlar öğrenci,karşısındaki de profesördü ve patron oydu. Bu yüzden çantasından bir parşömen çıkarıp,tüy kalemini mürekkebe batırdıktan sonra yazmaya başladı:

''Ad-Soyad: Elizabeth Martinez
Sınıf//Bina: IV.sınıf Slytherin

Kehanet, kısaca geleceği görme yetisi olarak tanımlanabilir. İnsanların kehanete merakı uzun yıllardır vardır. Bunun sebebi ise insanın geleceğe karşı zayıf ve bilinçsiz durumda bulunmasından dolayı,yaşama karşı daha bilgili olarak direnebilmek, kendini güvende hissetmek ve korumaya almak, isteklerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bilme isteğidir.''

Yazdıklarına şöyle bir göz gezdirdikte sonra profesörün masasının üstüne koydu. Geçip yerine oturmuştu ki profesör tekrar konuşmaya başladı:

"Sizin kehanet hakkındaki düşüncelerinizi daha sonra okuyacağım. Şimdi sizinle kehanetin ne demek olduğundan bir de sözlü olarak bahsedelim. Kehaneti en yalın anlatımla, duyular dışı bir sezi yoluyla, doğrudan doğruya geleceğin bilinmesi olarak tanımlayabiliriz. Bu özellik her kişide doğuştan varolur veya hiç varolmaz. Üzgünüm ama herkes geleceği göremez. "

Herkesin geleceği göremeyeceğini öğrenen Elizabeth biraz hayal kırıklığına uğrasada, kendisinde bu yetinin olabileceği konusunda kesinlikle çok istekli olduğu farketti. Hem kim geleceğini bilmek istemez ki diye düşünmekten kendisini alamadı.

Artık ders sona ermişti. Profesörün ''Görüşürüz çocuklar'' demesinin ardından öğrenciler de ona ''Görüşürüz profesör'' diyip yavaşça sınıftan ayrılmaya başladılar. Elizabeth de eşyalarını toplayıp arkadaşlarına katılarak sınıftan ayrıldı.


-----------------------------------

Puan: 16*Uygun
Rp de çoğunlukla benim cümlelerimi kullanmışsın ama ben senin düşüncelerini daha ön planda tutmanı isterdim açıkçası... Yazım yanlışlarına bakıldığında bir kaç tane dışında pek yoktu. Diğer rplerinin daha iyi olmasını bekliyorum^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Destiny R. Thallimar
Psikopat Role Player
Destiny R. Thallimar


Mesaj Sayısı : 134
Yaş : 27
Tarafı : Aydınlık.
Kan Durumu : Safkan.
RP Yaşı : 16
RP Sevgilisi : --
Asa : Doğruluk Kanatları~
Galleon : 56431
Kayıt tarihi : 04/01/09

Bilgilerim
Sağlık:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left5/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (5/100)
Seviye:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left5/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (5/100)

Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty
MesajKonu: Geri: Bütün Sınıflar İçin İlk Ders   Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Icon_minitimeCuma Mart 27 2009, 14:37

Kehanette bulunabilme yeteneği kendisinde olsaydı,geleceğini tembellik ederek bol kazanç elde edebileceği yönde değiştirirdi. Ne yazık ki Destiny,kehanetleri anlama konusunda son derece başarısızdı.

Her dönem olduğu gibi sıkıntılı bir şekilde kulenin basamaklarını tırmanıyordu. Sanki hiçbir işlevi yokmuş gibi duran ufacık pencereden içeri giren gün ışığı,kuledeki kasvetli ortamı dağıtmaya yetmiyordu. Destiny dalgın bir şekilde ilerlerken ayağı kaydı. Ne olduğunu anlayamadan bir kaç basamak aşağı yuvarlandı ve kemiklerini sızlatacak kadar şiddetli bir şekilde yere yapıştı. 'Güm!'...Rezillik! Bu gibi utanç verici anların sayısı gün geçtikçe artıyordu. Bela mıknatısı gibiydi! Sadece belaları değil,yaptığı sakarlıklarla,ne kadar korkunç takma isim varsa onları da kendine çekiyordu. Seri adımlarla ilerleyen Slytherin öğrencilerinden birinin Destiny'e dönüp ağza alınmayacak kadar alaycı -ve belli ki kendince komik- sözcükler içeren bir takım laflar gevelemesi de bunu doğruluyordu. Ancak,yıllar boyunca bu tarz eziyetleri çekmiş bir genç olan Destiny,karakterinin de yaratılışı gereği bunlara gülüp geçiyordu. Düşüşün ardından öyle yüksek sesle kahkaha atmıştı ki,Büyük Salon'dan bile duyulmuştu kesin! Kim bilir çevredekiler ne düşünüyordu? Fakat ne önemi var? Utancından kıpkırmızı olup ezik bir görünüm sergileyeceğine,tüm sözleri duymazdan gelerek 'birkaç tahtası eksik' olarak nitelendirilmeyi tercih ederdi. Sanki hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalkıp yeniden basamakları tırmanmaya başladı ve kuleye nazaran daha hoş bir ortam sayılabilen dersliğe vardı.

Buraya ilk kez geldiğinde -aslında gelememişti,çünkü kaybolmuştu- oldukça hevesliydi. Kehanet'in diğer derslerden farklı olduğunu ummuştu. Veya eğlenceli... Fakat,bu konuda hiçbir yeteneği olmadığını fark edince profesör isyan etmiş,kendisi de varolmayan görme yetisini kullanamayacağının bilincine vararak bu dersi 'uyku saati' olarak tanımlamıştı. Uyuyarak kaçırdığı dersler nedeniyle az kalsın sınıfta kalıyordu. Neyse ki,Dinah -II. Sınıf olmasına rağmen zihninde barındırdığı engin Kehanet bilgisiyle- ona biraz yardımcı olmuştu. Bu yıl,Kehanet dersini seçmeyecekti ama eksiklerini tamamlama ihtiyacı hissetmişti. Sonuç olarak,buradaydı. Yine...

Profesörün girmesiyle ders başladı. Giydiği siyah elbise belki de okul için fazla abartılıydı. Ancak profesöre yakıştığı inkar edilemezdi. Yüzündeki tebessüm,ona karşı sempati duymasını sağlamıştı. Profesörün konuşmasıyla dersliğe hakim olan sessizlik bozuldu.

-Kuleye hoşgeldiniz genç büyücü ve cadılar... Öncelikle bu dersi seçtiğinize pişman olmayacağınızı umuyorum, başta karmaşık
olduğunu düşüneceksiniz. Zaman geçtikçe gelecekten bilgi almak sizin de hoşunuza
gidecek.

Öğrencilerin her biri Kehanet'e merak duyuyor olsa gerek,adeta kulak kesilmişlerdi. Kendisi de ilk geldiğinde bu kadar komik mi görünüyordu acaba?

-Anladığınız gibi ben yeni kehanet öğretmeniniz Scarlett Anne Bennet. Tanışma faslından pek hoşlanmadığım için hepinizin ismini tek tek sormayacağım, ders içinde ezberleyeceğimi umuyorum...

'Ezberlemese daha iyi!'

Destiny,profesörün bıkkınlık geçireceği bir öğrenciyi hatırlamasını istemiyordu. Geri planda kalmayı tercih ederdi. Gerçi,Miss Bennet'ın öyle sert bir havası yoktu.


-Evet... İsterseniz bu derse sizden istediğin ilk şeyle başlayalım... Kehanet hakkındaki düşüncelerinizi bir kağıda yazıp bana vermenizi istiyorum. Sizce kehanet nedir? Çok kolay bir soru... Evet başlayabilirsiniz. Kağıtlarınıza isminizi ve sınıfınızı yazmayı unutmayın lütfen.

Tanım mı? Tanım mı yapacaktı yani? Zaten başarısız olduğu bir dersti Kehanet,ne diye sözcükleri bir araya getirmedeki kusurunu da bu işin içine katıyordu? Off! Sıkıntıyla eline aldığı tüy kalemle oynamaya başladı. Bir yandan da cümleleri kafasında toparlamaya çalışıyordu. Aklına gelen ilk saçma düşünceyi yazdı;

'Nadir rastlanan bir yetenekle yapılabilen şey.'


Berbat! 'Yapılabilen'i karalayıp 'bulunulabilen' yazdı. Daha da berbat! Elindeki küçük kağıt parçasını buruşturup attı. Henüz gazabına uğramamış,temiz bir kağıt çıkarıp yeniden yazmaya başladı.

'Gerçekleşen,gerçekleşecek veya hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir olayı tahmin etme.'

Bu,hepsinden daha beter olmuştu. Ama anlamaya çalışılmadığı sürece kelimeler bir arada son derece hoş duruyordu. Böylesi korkunç bir yorumun kime ait olduğunun öğrenilmemesi için altına sadece D.R. yazdı ve kağıdı profesörün masasına bıraktı. Yerine geçtiğinde pek çok öğrencinin bitirmiş olduğunu fark etti.

-Sizin kehanet hakkındaki düşüncelerinizi daha sonra okuyacağım. Şimdi sizinle kehanetin ne demek olduğundan bir de sözlü olarak bahsedelim. Kehaneti en yalın anlatımla, duyular dışı bir sezi yoluyla, doğrudan doğruya geleceğin bilinmesi olarak tanımlayabiliriz. Bu özellik her kişide doğuştan varolur veya hiç varolmaz. Üzgünüm ama herkes geleceği göremez.

Herkes geleceği göremez,doğru! Destiny de buradaki 'herkes' kavramının içine dahildi. Bu cümle,Kehanet'te başarısız olan tek kişinin kendisi olmayacağını ifade ediyordu. Biraz olsun üzerinden yük kalktı. Ancak,başkalarının başarıları veya başarısızlıkları onu alakadar etmezdi. Yeniden sessizleşip derin bir iç çekti. İşte zor bir ders yılı daha!

-Evet arkadaşlar çıkabilirsiniz.

Koşarcasına derslikten çıktı ve
bomboş merdivenlerden hızla inmeye başladı. Derken,ani bir düşüş daha! Haline gülsün mü,ağlasın mı bilemiyordu. Neyse ki bu sefer gören olmamıştı. Gülümsedi ve kuleyi terk etti.



-------------------------------------------------------------------

Puan: 22*Beklenenin Üstünde

Rp'nde kendi düşüncelerine yer vermen güzel. Betimlemeler biraz fazla olsa daha iyi olurdu aslında... Yazım yalnışları ise çok fazla olmamakla beraber yok değildi...



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victoria Lynn Enfield
Slytherin 3. Sınıf
Slytherin 3. Sınıf
Victoria Lynn Enfield


Mesaj Sayısı : 103
Nerden : Londra
Tarafı : Karanlık
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 15
Asa : Sinsi Soy
Galleon : 55580
Kayıt tarihi : 21/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)

Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty
MesajKonu: Geri: Bütün Sınıflar İçin İlk Ders   Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Icon_minitimeCuma Mart 27 2009, 22:22

Yavaş adımlarla kulenin büyük merdivenlerini çıkmaya başladı. Acelesi yoktu. Kehanet dersi hakkında olumlu yönde fikirleri vardı. Bu dersi seviyordu sanki... Kehanet hakkındaki bu olumlu düşüncelere dalmıştı ki birden arkasındaki kalabalıktan bir " Güm !!! " sesi duydu . Hufflepuff'tan , kompartımanda kötü anılarını paylaştığı o aptal , yalancı kız merdivenlerden bir kaç basamak aşağıya yuvarlanmıştı. Öyle gülünçtü ki , kahkaha atmamadan edemedi. Bir kaç binadaş arkadaşıda ona eşlik etti. Slytherin'den bir kız ise onunla epey dalga geçmişti. Victoria'da içinden ' Aptal Hufflepuff'lı ' diye geçirdi. Hiçbirşey yaşanmamış gibi basamakları hızlıca çıkan Hufflepuff'lu Destiny'nin peşinden sınıfa vardı.


Arkalardan bir sıraya geçti. Bu derste yapılan , geleceğe yönelik her şeyi ilginç buluyordu. Bu ilgi , biraz hırsa dönüşerek onun derse olan merakını arttırıyordu. Sevdiği dersin , sevdiği profesörü kapıdan içeri girdi ve gülümseyerek ;

- " Kuleye hoşgeldiniz genç büyücü ve cadılar... Öncelikle bu dersi seçtiğinize pişman olmayacağınızı umuyorum, başta karmaşık

olduğunu düşüneceksiniz. Zaman geçtikçe gelecekten bilgi almak sizin de hoşunuza
gidecek.
"

Siyah elbisesiyle gerçekten güzel görünüyordu. Belki de bu dersi sevmesi , Victoria'nın gözünde profesörü güzel gösteriyordu.
- " Anladığınız gibi ben yeni kehanet öğretmeniniz Scarlett Anne Bennet. Tanışma faslından pek hoşlanmadığım için hepinizin ismini tek tek sormayacağım, ders içinde ezberleyeceğimi umuyorum... "

Victoria , ona hak veriyordu. Ama adını bilse ve onu hep övse , fena olmazdı hani. Belkide ileride derse olan ilgisi , sınıfta onu popüler yapabilirdi.


- "
Evet... İsterseniz bu derse sizden istediğin ilk şeyle başlayalım... Kehanet hakkındaki düşüncelerinizi bir kağıda yazıp bana vermenizi istiyorum. Sizce kehanet nedir? Çok kolay bir soru... Evet başlayabilirsiniz. Kağıtlarınıza isminizi ve sınıfınızı yazmayı unutmayın lütfen. "

Aha ! Yeteneğini göstermenin vakti gelmişti işte ! Hemen bir parşomen kağıdı çıkardı ve hızlıca yazmaya başladı .

' Kehanet , kısaca bir olayın gerçekleşeceğini önceden bilmektir. Kehanet bir yetenektir. Bazı insanlarda doğuştan mevcut olmakla beraber aslında hepimizin içinde saklı durmaktadır. Birçok yöntemi vardır. Kehanet , geleceği tahmin yöntem ve araçlarını içeren kehanet sanatları ve bu sanatların uygulanmasından doğmuştur. '

Yazdıklarına şöyle bir göz gezdirmeden edemedi.İnce , uzun , eğik bir yazısı vardı. Yazmayı seviyordu. Altına okunaklıca ' Victoria Lynn Enfield ' yazdı ve zarif bir şekilde süzülerek kağıdı profesör masasına bıraktı ve yerine geçti.

Profesör Bennet devam etti ;
- " Sizin kehanet hakkındaki düşüncelerinizi daha sonra okuyacağım. Şimdi sizinle kehanetin ne demek olduğundan bir de sözlü olarak bahsedelim. Kehaneti en yalın anlatımla, duyular dışı bir sezi yoluyla, doğrudan doğruya geleceğin bilinmesi olarak tanımlayabiliriz. Bu özellik her kişide doğuştan varolur veya hiç varolmaz. Üzgünüm ama herkes geleceği göremez."

Victoria henüz içinde böyle bir yetenek keşfedememişti ama son derce ilgi ve merak duyuyordu. Belkide keşfedemediği sanat içinde saklanıyordu. Bu sanatı keşfetmek kendisine bağlıydı. Ne olursa olsun bu dersten düşük alırsa kahrolurdu.

Profesör Bennet , - belkide sadece Victoria'ya tatlı gelen - tatlı bir sesle ;
- " Evet arkadaşlar çıkabilirsiniz. " dedi.

Yine yavaş yavaş kuleyi terk etti. Sanki burası ona ' kal ! ' der gibiydi...

----------------------------------


Puan:20*Beklenenin Üstünde
Rp'nde çok farklı birşey göremedim ama yine de benim anlattığım bazı şeyleri kendi ağzından söylemeni sevdim açıkçası. Bir de sonra ki rp'lerinde de bağlacının yazımına dikkat et bence çünkü aynı hatayı 3 kez tekrarlamışsın^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Morwen Arsiãna Lewis
Gryffindor 4. Sınıf
Gryffindor 4. Sınıf
Morwen Arsiãna Lewis


Mesaj Sayısı : 930
Yaş : 31
Nerden : Antalya^.
Tarafı : ~ L'azienda*
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : ~ 16*
RP Sevgilisi : ~ Bekar'ım o.O
Asa : ~ Olgun Yürek*
Evcil Hayvan : ~ Ölmüş bir kertenkele* [ Evcil mi bilemem; ama hayvan. Bir de cansız o kadar. ]
Galleon : 55997
Kayıt tarihi : 07/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)

Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty
MesajKonu: Geri: Bütün Sınıflar İçin İlk Ders   Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Icon_minitimeC.tesi Mart 28 2009, 20:36

Uykusuzluk… Uykusuzluk mu? Yoksa fazla uyumaktan sersemlik mi? Morwy, yatağından kalktığında etrafı bulanık görüyordu. Güneşin tenine düşen ışıkları, gözünü almıştı. Sallanıyordu hafif bir şekilde. Bedenindeki yorgunluk onu, hacıyatmaz misali sallıyordu. Ellerine baktı, soğuk ve uyuşuk görünüyordu. Kimse yok gibiydi yatakhanede. Ufak tefek gereksizler bakınıyordu. Gerindi, yatağın üstünde bağdaş kurdu ve düşünmeye başladı. Neler yapacaktı bugün? Kahvaltının hemen ardından Kehanet dersi vardı tabiî ki, okulun ilk ders günü ve ilk dersi. Dört senedir o kadar alışmıştı ki, ona çok normal geliyordu artık. İlk gün değil gibiydi, sakince kalktı. Ellerini ve yüzünü yıkamalıydı. Yöneldi o tarafa doğru. 2-3 tip durmuş ona bakıyordu, rahat hareket etmesinde ne vardı ki? Lanet bücürler… Onlara hiçte yakın durmak istememişti. Hoşlanmamıştı sanki ilk defa. Aynaya baktı, gözlerinin altındaki siyahlığı fark etti. Muggle yapımı göz kalemi akmıştı ve Morwy unutmuştu silmeyi. Yüzüne çarptığı soğuk suyun etkisiyle, gözleri açılmıştı. Güneşin hafifçe kapı aralığından sızması, Morwy’nin ilgisini çekmişti. Gökkuşağına benzeyen yansımaya baktı. Sanki bir şey oluşmuştu, bir yüz. Dizleri kırdı hafifçe; o anda sırtına saplanan bir acı hissetti. Acının derinine işleyişi onu rahatsız etmişti. Yüze baktı, annesiydi. Oluşan yüz, neden oydu ki? Burada da mı peşini bırakmayacaktı. Acı, o acıydı. Gözlerindeki bulanıklık tekrar yerini almıştı, içindeki acıyla doğru orantıda büyüyen damlalar gözlerinden akmak üzereydi ki; Morwy koluyla çoktan silmişti. “ Küçük bir kız değilsin…” Saçmaydı. Karşısına neden çıkardı ki? Hiç beklemediğin anda karşına istediğin şeyin çıkması gibiydi bu, yani tam tersi. İstedikleri hakkında emindi Morwy, ona yer yoktu. O kadın, basitti. Hayatında da basitlere yer yoktu. Sevgi, zamanla ölçülmezdi belki de; ama sezebiliyordu ve hissettikleri onda ki sevgiyi görmüyordu.

Saate baktı, dakikalar kalmıştı ve Morwy hala cüppesini giymeye çalışıyordu. Ayağının altında bir şey fark etti o anda. Asasının yerde ne işi vardı ki? Sandığına koyduğundan emindi. Sinirle kaldırdı yerden, yatağın altına fırlattığı çantasını çekti. İçini açtığında gördüğü kalabalık onu rahatsız etmişti. Tüyüne baktı, parçalanmıştı. Parçalara bölünmüş bir kâğıt gibiydiler. Şu anda onu düşünemezdi, hızla gerekli olanları altı kolunun altına. Asasını da cüppesinin cebine koyarak, hızla merdivenlerden inmeye başladı. Birkaç kişiye çarpmış olmalıydı, ne önemi vardı ki? Acelesi olduğu belliydi zaten. Ortak salonda birkaç kişiye selam verdiğini hissetti, bir refleksti belki de ya da alışkanlık.
Kapıdan hızla dışarı attı kendini. Kehanet kulesine doğru hızlı adımlarla yürüyor, ara sıra da koşuyordu. Geldiğinde durdu kapının önünde, insan kalabalığı. Ortak dersti bugün; ama birçoğunu görememişti, derse alınmamışlardı demek… İçeriye doğru göz gezdirdi, arkasına baktı; tanıdık bir sima görmek için… Beklediği olmadı, artık yerini alma zamanıydı.

Kapıdan girdiğinde ortamın ona verdiği elektrikle, içinde hissettiği garip duygu tüm bedenine hâkim olmuştu. Gözlerini hızlıca gezdirdi, kimse ilgisini çekmemişti. Hufflepufflu biri dikkatini çekti, siması oldukça tanıdıktı. Aynı dönemden olduklarını düşündüğü bu kıza gülümsemek istedi; ama o onu görmemişti. Boş bulduğu ilk yere kendini attıktan sonra, sessizliği dinledi. Daha doğrusu araması gereken bir sessizlikti ve o anda kendini kapatmıştı. Profesörün geleceği anı bekliyordu; ona odaklanmıştı sadece. Kehanetin gizemini seviyordu; onda bıraktığı derin etkiyi. Sıraya doğru yasladı kafasını, gözlerini kapatmıştı ki; bir ses duydu… Derinlerden gelmişti, narin ve tiz bir ses. “Kuleye hoşgeldiniz genç büyücü ve cadılar... Öncelikle bu dersi seçtiğinize pişman olmayacağınızı umuyorum, başta karmaşık olduğunu üşüneceksiniz. Zaman geçtikçe gelecekten bilgi almak sizin de hoşunuza gidecek." Evet, beklendik bir konuşmaydı Morwy için. Aslında sevinmişti; ondan daha gençti profesör Hogwarts’ta. Ona göre daha bilindikti Hogwarts için Morwy; ama profesör hoşuna gitmişti, sempatik bir cadıydı.
“ …öğretmeniniz Scarlett Anne Bennet.” İsmi güzeldi. Ona bir arkadaşını anımsatmıştı, daha doğrusu eski dönemlerden tanıdık bir simayı. Küçük Bennet olmalıydı onlarda. Beyaz tenine baktı profesörün. Göz alıcıydı, ortamın karanlık olması bunu belli etmese de… Morwy profesörü dinlerken aynı zamanda da süzüyordu. Gerek gördüğü şeyi yapıyordu belki de, onu tamamen tanımaya çalışıyordu. En azından hareketlerini çözmeye başlamalıydı. İstediği şeyleri yapmak için doğruldu hafifçe. Önündeki boş kâğıda baktı, aynı boşlukla. Neler yazmalıydı ki?

“ Doğmadan önce bir bakıma hayatımız boyunca olacak şeyler belirlenir ya da muggle deyimiyle kaderimiz yazılır. İçimizde bazı sezgisel güçler, eğer yeterince kuvvetliyse, gelecek ilgili şu andaki hayatımızla bağlantılı olarak yorum yapmamızı sağlayabilir. Kehanet, gelecekle ilgili olayları görmek değildir, bana göre sadece. Kehanet, gelecekle ilgili çoğu şeyi, öğrendikten sonra kontrol edebileceğimiz bir durumda olabilir. Kehanet, sezgisel bir gücümüzü doğru yönde kullanarak, gelecek olarak nitelendiren süreçle ilgili olanları görmektir diyebiliriz. Kehanete çoğu birey inanmasa da, herkesin kehaneti vardır ve kişilerin kehanetleri onlar hakkında en önemli ipuçlarını saklar. Kehanetler hakkında bilgi sahibi olmak zordur. Kehanet hakkında yorum yapabilecek önemli kişiler vardır. Sezgisel güçleri kuvvetli olanlar, gelecekten bazen korkabilirler. Gördükleri şeyler, gelecekteki olayların doğrudan doğruya aynaya yansımasıdır.

~ Morwen Arsiãna
~ Gryffindor IV. Sınıf

Kâğıda doğru baktı Morwy. Suratını ekşitti bir anda. Saçmaladığını fark etmişti; ama saat gittikçe azalmıştı ve artık çok geçti. Düşüncelerini aktarırken zorlanıyordu, düşüncelerine hâkim olan bir şey vardı; onu zorlayan. Son zamanlarda, o şey daha da zorluyordu Morwy’i ve bazen konuşamıyordu bile. Duyguları, mantığıyla savaşıyordu. O şey, her neyse Morwy ona engel olamıyordu.

“ Sizin kehanet hakkındaki düşüncelerinizi daha sonra okuyacağım. Şimdi sizinle kehanetin ne demek olduğundan bir de sözlü olarak bahsedelim. Kehaneti en yalın anlatımla, duyular dışı bir sezi yoluyla, doğrudan doğruya geleceğin bilinmesi olarak tanımlayabiliriz. Bu özellik her kişide doğuştan varolur veya hiç varolmaz. Üzgünüm ama herkes geleceği göremez.”
Herkes geleceği tabiî ki göremez. Sezgisel güç ve mantığı bir arada kullanmak önemli olan… Geleceğin bilinmesi zor belki de, ama gelecek sadece kehanetlerle sınırlı değil. Morwy, kendi kendine zıtlaşan düşünceleriyle dersin bitmesini bekliyordu. Elindeki kalemi sürekli çevirmesi, bazılarını rahatsız etmiş olmalıydı ki; ters bakıyorlardı.
“Evet arkadaşlar çıkabilirsiniz.” Ah, sonunda ders bitmişti. Kehaneti sevmesine rağmen, bugün üzerindeki büyük ağırlık onu rahatsız etmişti. Bedeninde bir sıkışıklık hissediyordu. Eşyalarını toplamış kapıya doğru yönelecekken, birini fark etti. Süzdü hafifçe, acaba daha önce görmüş olabilir miydi? Morwy, gözlerini kapattı hafifçe. Koluna birinin çarpmasıyla irkildi. Ne kadar dikkatsizdiler, Morwy ortada durmuş olabilirdi; ama kenarda boşluk yok muydu? Rahatsız edici büyücüler… Düşüncelerinden sıyrılarak kapıya doğru yöneldi. Yine soru ve sorunlarla dolu bir ders yılı onu bekliyordu. Acaba Morwy kehanet hakkında yorum yapabilecek biri olabilir miydi?

----------------------------------------

Puan: 25*Kusursuz
Yoruma gerek var mı ki^^ Gerçekten çok beğendim. İki kere okumama rağmen yazım yalnışı bulamadım tebrik ederim (:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
A. George White
Hufflepuff 3. Sınıf
Hufflepuff 3. Sınıf
A. George White


Mesaj Sayısı : 321
Yaş : 28
Nerden : Monte Carlo
Tarafı : Aydınlık-ZAY
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 15
RP Sevgilisi : Aranıyoooor!!
Asa : Dostluk Kronolojisi
Evcil Hayvan : Mancy (tavşan) ile Dancy (baykuş)
Galleon : 56141
Kayıt tarihi : 26/12/08

Bilgilerim
Sağlık:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left10/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (10/100)
Seviye:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left10/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (10/100)

Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty
MesajKonu: Geri: Bütün Sınıflar İçin İlk Ders   Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Icon_minitimeC.tesi Mart 28 2009, 22:00

Tılsım dersinden sonra bahçeye inmiş olan George bir süre bahçede dolanıp temiz hava aldı. Aynı zamanda dinlendi. Bundan sonraki dersinin ne olduğunu tam kestiremiyordu. Yeni programa tam alışamamıştı. Göl kenarına doğru ilerleyerek orada bir ağacın altına oturdu. Bugünün ikinci dersini düşünüyordu şimdi. Hangi dersti bir hatırlayabilse. Dersin ne zaman olduğunu anımsıyordu ancak kendisi yoktu. Ders yarım saat sonra başlayacaktı. George iyice düşündükten sonra iki dersin arasında kaldı. Bu iki dersten biriydi şimdi gireceği ders. Ya Aritmansi dersine, ya da Kehanet dersine girecekti. Ama hangisiydi. Aritmansi bir sonra ki gün müydü yoksa? Ya da Kehanet? Off... Bir türlü hatırlıyamıyordu. En iyisi yatakhaneye çıkıp bugünün ikinci dersini öğrenmekti. George koşmaya başladı. Okulun büyük devasa kapısından içeri girdi ve merdivenleri tırmanmaya başladı. Sonunda 4. kata varmıştı. Hemen yatakhaneye girdi ve kendi yattığı bölüme girdi. Programa baktı ve ikinci dersin Kehanet olduğunu gördü. Aritmansi bir sonraki gündü. Hemen aşağıya indi ve Büyük Salona girdi. Koşmak onu acıktırmıştı. Hem öğle yemeğinin zamanı da gelmişti. Hemen bir kaç bir şey atıştırdı. Sonra binanın çıkışına yöneldi. Yanına hiç bir eşya almadı. Dersin başlamasına beş dakika vardı. Bundan sonra ki derslere yanına hiç bir şey almadan gidecekti. Muhteşem binadan çıktı ve kulelere ilerledi.


Kulelerin önünde durdu ve Kehanet Kulesine girdi. Dersliğe doğru kulenin merdivenlerini çıkmaya koyuldu. Hemen sınıfın içine girdi. Profesör daha gelmemişti. Hemen boş bir sıraya oturdu. Dersin başlamasına iki dakika kala George son derece konsantre olup "Accio" büyüsüyle Kehanet dersi için gerekli olan bütün eşyalarını çağırdı. Şimdi hepsi yanındaydılar. Profesör de girmişti. Eşyalarını masaya koyan Profesör öğrencilere dönerek

"Kuleye hoşgeldiniz genç büyücü ve cadılar... Öncelikle bu dersi seçtiğinize pişman olmayacağınızı umuyorum, başta karmaşık olduğunu düşüneceksiniz. Zaman geçtikçe gelecekten bilgi almak sizin de hoşunuza gidecek."

dedi. George pişman olmayacağına inanıyordu. Sonuçta gelecek hakkında bilgi edinebilecekti. Karmaşık olması George'u bozmazdı. Zaten severdi karmaşık şeyleri çözmeyi. Gelecekten bilgi almak zaten başlı başına onu cezbediyordu. Bu dersi seçmesinin nedenlerinin başında bu geliyordu zaten. Profesör çok sıcak ve rahat davranıyordu. Bunun üzerine

"Anladığınız gibi ben yeni kehanet öğretmeniniz Scarlett Anne Bennet. Tanışma faslından pek hoşlanmadığım için hepinizin ismini tek tek sormayacağım, ders içinde ezberleyeceğimi umuyorum..."

dedi Profesör. Demek Profesör'ün adı Scarlett'ti. Sacarlett... Güzel isimdi. Bennet soyadı ise tanıdık geliyordu. Böyle bir aile duymuştu. Belkide öğrenciler arasında Bennet ailesi mensupları vardı. Tabışma faslını geçtikleri için üzülmüştü ama yinede derse çabuk geçecekleri için sevinmişti. Zaten isimleri kolayca ezberleyebilirdi Profesör. Bir kaç dakikadır ayakta duran ve bunları söyleyen Profesör sandalyesine oturmak amacıyla arkasını döndü. Sonra yerine oturdu ve arkasını yasladı. Konuşmasına şu sözlerle devam etti:

"Evet... İsterseniz bu derse sizden istediğim ilk şeyle başlayalım... Kehanet hakkındaki düşüncelerinizi bir kağıda yazıp bana vermenizi istiyorum. Sizce kehanet nedir? Çok kolay bir soru... Evet başlayabilirsiniz. Kağıtlarınıza isminizi ve sınıfınızı yazmayı unutmayın lütfen."

Ne? Kehanet hakkında düşünceler mi? Ne gerek vardı buna? Direk geleceği görme girişimlerinde bulunslar daha iyi olmaz mıydı? Neyse artık başa gelen çekilir. Hemen bir parşömen kağıdı çıkardı ve ne yazacağı hakkında düşünmeye başladı. Kehanet nedir? George için Kehanet neydi? Evet şöyle yazabilirdi:

" Kehanet gelecektir. Gelecekle ilgili bilgi edinebilme sanatıdır. İleride ne olacağını görmektir.

* A. George White
* III. Sınıf/Hufflepuff "

Aklına başka bir şey gelmemişti. Sonuçta Kehanet gelecekle ilgili bir şeydi. Bu sırada Profesör sıraların arasında dolaşıyordu. George kendini kötü hissetti çünkü en erken o bitirmişti. Acaba çok mu az şey yazmıştı? Bir şeylerle uğraşmak için parşömeni sardı ve mavi bir kurdeleyi geçirdi. Şimdi parşömen daha iyi görünüyordu. Profesör biraz daha bekledi ve

"Evet arkadaşlar bitirenler kağıtarını masamın üzerine bırakabilir."

dedi. George'ta bunu bekliyordu. Nihayet parşömeni masaya bırakabilirlerdi. Ayağa kalktı ve Profesörün masasına doğru yürüdü. Parşömeni masanın üzerine koydu ve yerine geçti. İlk o bırakmıştı parşömeni. Ardından diğerleri de masaya yığıldılar. Profesör herkesin bıraktığından emin olduktan sonra

"Sizin kehanet hakkındaki düşüncelerinizi daha sonra okuyacağım. Şimdi sizinle kehanetin ne demek olduğundan bir de sözlü olarak bahsedelim. Kehaneti en yalın anlatımla, duyular dışı bir sezi yoluyla, doğrudan doğruya geleceğin bilinmesi olarak tanımlayabiliriz. Bu özellik her kişide doğuştan varolur veya hiç varolmaz. Üzgünüm ama herkes geleceği göremez. "

dedi. Daha sonra okuyup vakit kaybetmeyecekleri George'un hoşuna gitmişti. Kehaneti en iyi açıklayan cümleler bunlar olmalıydı herhalde. Ne? Bazı kişilerde geleceği görme gibi bir durum olmuyormuydu? Ama neden? George suratını asmıştı ve üzgündü. Belki de onda yoktu bu özellik. Eğer yoksa bu derse katılmasının ne anlamı vardı. Ama belki de vardı. Peki ama bunu nasıl anlıyacaklardı. Elbette onunda yöntemi vardır. Profesör gülümsemişti, ama neden? Belkide içinden gelmiştir. Belki de öğrencilerin suratlarındaki hayal kırıklığının ifadesi hoşuna gitmiştir. Prof. bir şeyler daha söylemek için ağzını açtığında dersin bitişini haber veren zil çaldı ve Profesör mecburen

"Evet arkadaşlar çıkabilirsiniz."

dedi. George hayal kırıklığına uğramıştı. Eşyalarını çantasına doldurmaya başladı. Çantasını kapattı ve eline aldıktan sonra kalkıp çıkışa yönedi. Çıkarken sessizce ama Profesör'ün duyacağı şekilde "Büyülü günler efendim" dedi ve merdivenlerden aşağıya indi.

-----------------------------------------------------------

Puan: 21*Beklenenin Üstünde
Kurgunu yeterince iyi fakat biraz fazla yazım yalnışın var. Gelecek rp'lerinde daha çok dikkat edeceğini umuyorum^^

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Leon Aaron D. Bravery
Hufflepuff 4. Sınıf
Hufflepuff 4. Sınıf
Leon Aaron D. Bravery


Mesaj Sayısı : 84
Yaş : 30
Nerden : Arizona-Tucson.
Tarafı : Aydınlık
Kan Durumu : Muggle Doğumlu
RP Yaşı : 16
RP Sevgilisi : --
Asa : Sahte Mutluluk
Galleon : 55643
Kayıt tarihi : 21/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)

Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty
MesajKonu: Geri: Bütün Sınıflar İçin İlk Ders   Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Icon_minitimeÇarş. Nis. 01 2009, 18:54

“Sanki bilmiyor muşum gibi! Tanrım, şaka ediyor olmalısın!”
Sabahın ilk cümleleri bu olmuştu. Hogwarts’a geldiğim günden beri her gün yağmur yağıyordu ve bu iş artık sinir bozmaya başlamıştı. Üzerimden yorganı sinirle tekmeleyip yere düşürmüş ve elimi sarı saçlarıma atıp biraz karıştırmıştım. Her günün karamsar ve yağmurlu geçmesi yetmiyormuş gibi, bir de derslere girmek zorundaydım. Ah, Hogwarts’ı sevmiyordum, sevmeyecektim! Sevdiğim birkaç arkadaşım var diye, okuluma âşık olamazdım. Diğer öğrenciler gibi değildim. Küçüklüğümde doktor mu, polis mi yoksa mimar mı olacağım derken, şimdi seherbaz mı, profesör mü yoksa dükkân sahibi mi olacağım diyorum! Muggle hayatımı özlediğimi anımsıyorum! O temiz, tertipli evimi özlüyorum…

Yataktan kalktıktan sonra rüyamı düşünmeye başlamıştım. O küçük top kekleri özlemiştim. Sabah ki kahvaltı da onlardan biraz bulmayı istiyordum. Bavulumu istemeye istemeye açmış ve içinden okul üniformalarımı çıkartmıştım. Üzerimdeki yatak kıyafetlerimden hızlıca kurtulmuş ve okul kıyafetlerimi yerlerine giymiştim. Erkekler yatakhanesinden ayrılıp, merdivenlerden aşağıya inerken kravatımı bağlıyordum. Omzumdaki çanta sürekli ben kravat bağlarken yere düşüyor, sinirimi hoplatmayı başarıyordu. Bu gün koşulsuzcasına kötü bir gün olacakmış gibi geliyordu. Sabahım nasıl başlarsa, günüm de öyle gidiyordu. Kendimi hasta gibi hissediyordum. Hasta değildim; fakat hasta olmayı umuyordum. O zaman derse gitmezdim. Derslere girmemek için adeta mazeret arıyordum…

Ortak salondan resmi olarak çıktığımda, kolumdaki saate anca bakmaya fırsat bulmuştum. “Elveda top kekler” yemeye fırsat kalmamıştı, bunu anlamıştım. Eğer koşmadan hareket edersem, derse geç kalabileceğimi düşünüyordum. Suratımı asmış ve çantamın tekrar yere düşmesini engellemek amacıyla onu tutmuştum. Ardından ise, hiç koşmadığım kadar hızlı koşmuştum. Hufflepuff ortak salonundan, Kehanet Kulesi’ne gitmek için çok yol kat etmeme gerek yoktu, bunun farkındaydım. Fakat sınıfa son girenlerden olmaktan nefret ediyordum. Deli gibi koşturmamı da bu nedene bağlıyordum. Her sabahımın böyle geçmemesini umarken, bir yandan da geride bıraktığım camlara, ardındaki havaya bakıyordum. Her baktığımda da, suratımı daha fazla asmış bir şekilde yüzümü önüme dönüyordum. Yağmuru son derece mantıksız buluyordum. Haftanın 6 günü yağmur yağsa, bir gününde güneş açıyordu. Bunu da geçen senelerden öğrenmiştim. Artık tecrübeli bir büyücü olmuştum. Ne hoş! Belki hava durumu spikeri olurdum?

Sınıfın önüne nihayetinde geldiğimde, o soğuk günde bile alnımda birikmiş olan yorgunluk terlerini elimin tersi ile silmiştim. İçerisinin kalabalık olmadığını görünce, amacıma ulaştığımı fark etmiştim. Sonunda, sevinebilirdim! Belki de ne kadar mutlu olduğumu fark eden kişilere bunu anlatırdım? Sınıfa fazla geç gelmedim, sevinçten deliriyorum… Saçmaladığımın farkındaydım. “Sakin ol…”

Derin bir nefes almış ve boş olan herhangi bir sıraya oturmuştum. Yanımdaki çocuğa bir müddet bakmakla yetinmiş, fakat bakışlarımız birbirlerini bulduktan sonra yüzümü direkt karşıma geri döndürmüştüm. Bende bu gün ne sorun vardı bilmiyordum fakat bilmek istemediğimin de farkındaydım. Bir iç daha geçirmiştim. Gözlerimi yummuş, onları ellerimle hafifçe bastırmıştım. Bu şekilde durduğumda, yağmurun sesini daha fazla işittiğimi fark etmiştim. Bu yüzden gözlerimi hızlıca açmış ve cama doğru yönelmiştim. Lanet okuyordum… Tucson’u, evimi tekrar özlemiştim.

Profesör Scarlet sınıfa giriş yaptığında etrafıma bir müddet bakmıştım. Yalnızca birkaç sıranın boş olduğunu fark etmiş ve o anda sınıftan çıkmak istemiştim. Fazla kötü geçmeyeceğini biliyordum; hatta bu derse bağlana da bilirdim, bunu bilemezdim. Fakat tek istediğim uyumaktı. Bunu da belirtmek istiyordum. Her öğrencinin tutkusu gibi, ben de geç kalkmak, uykumun keyfini sürmek istiyordum. Bu gün bana ne olmuştu bulmuştum! Küçük bir çocuk olmuştum. Şikâyetçi ve tek kelimeyle huysuzdum! Sınıfa tekrar bakmaya başlamıştım. Kyndra’yı görmeyi ummuştum. Fakat onu görememiştim. Birkaç tanıdık yüzden başka Kyndra’yı görememiştim. Onun bu dersi seçmediğini düşünerek önüme dönmüş ve kollarımı kavuşturmuştum. Profesörün yapmış olduğu kısa konuşmayı bir müddet dinlemiştim. Kollarımı masaya koyup, başımı ise üzerlerine yerleştirmekten kaçınıyordum. Öyle yaparsam, derste uyuyacağımdan korkuyordum. Özellikle bunu ilk derste yapmak istemediğimi biliyordum. Profesörün ilk izlenimi ne kadar iyi olursa, benim için o kadar iyi olurdu. Bunu da muggle okulundan öğrenmiştim. İşte! Oradan kimse bir şey öğrenemediğimi iddia edemezdi. Orada burada öğrendiklerimden çok daha fazla şey öğrenmiştim. Sıcağı, mesela?

Profesörün benim daha önceden bilmiş olduğum ismini duymuştum. Kendisini tanıtmaktaydı, bundan emindim. Onu fazla dinlemiyordum ve bu benim biraz utanmama neden olmuştu, kabul ediyordum. Özellikle uykulu zamanlarda, karşımdaki kim olursa olsun onu görmezden gelmek âdetimdi, fakat karşımdakine böyle bir terbiyesizlik yapmak istemezdim. “Kim isterdi ki?” diye de düşünmeden kendime engel olamamıştım. Profesörün ağzından çıkan diğer cümleleri dinlediğim için sevinmiştim. Yoksa ne yapacağımızı, bize verilen görevi anlamak için yanımdakiyle iletişim kurmak zorunda kalacaktım. Kehanetin bize ne çağrıştırdığını bir kâğıda yazmamız bizden istenmişti. Çantamdan temiz bir sayfa çıkartıp, mürekkebimle tüy kalemimi de yanlarında çıkartmıştım. Bu tüy kalemini ne zaman görsem korkuyordum. Neredeydi benim yıllardır kullandığım o kurşun kalemler? Garipti, buradaki her şey garipti! Omuz silkmiştim… Mürekkep şişemin kapağını açmış, kâğıdımı önüme bırakmış ve tüy kalemimin ucunu mürekkebe bandırmıştım. Bir şeyler yazmadan önce arkama dönmüş, omzumun üzerinden yüzleri tanıdık gelen birkaç kişiye bakmıştım. İlk olarak Destiny’i görmüştüm, zaten diğerlerinin isimlerini dâhil bilmiyordum. Yalnızca, sima olarak tanıyordum. 3 yıldır aynı sınıfta karşıma çıkan, fakat 3 yıldır da tek kelime etmediğim kıza bir müddet bakmış ve mırıldanmıştım; “Her neyse, bu sene konuşacağımızdan eminim…” İşte buydu… Bir kehanette bulunmuştum… Tüy kalemimi mürekkep şişemden çıkarttığım gibi kâğıdımın üzerine getirmiş ve ilk cümlelerimi yazmaya başlamıştım;

“Kehanet, geleceği tam olarak veya dolaylı olarak görmenin bir başka söyleniş tarzıdır. Bulunan kehanetin, gelecekte çıkıp çıkmayacağı kesin olmamakla beraber, görünen şeyin hemen gerçekleşip gerçekleşmeyeceği de muammadır. Görünen olay, -gelir, ölüm vs..- ya birkaç saat, ya birkaç gün ya da birkaç yıl içerisinde gerçekleşebilir. Kesin olarak bir şeyin söylenmesi imkânsıza yakındır…”
Leon Aaron D. Bravery
Hufflepuff, IV. Sınıf.


Tüy kalemimi mürekkep şişesinin içerisine tekrar bırakmış ve profesörün komutu ile sıramdan kalkıp küçük küçük harflere bürünmüş olan beyaz kâğıdımı profesörün masasına bırakmıştım. Sırama döndüğümde, mürekkep şişemin kapağını kapatmış ve tüy kalemimi bir peçeteye sararak çantama geri koymuştum. Kâğıdıma ne yazdığımı, anca derin bir nefes alıp verdikten sonra fark edebilmiştim. Ne çok iyi ne de çok kötü bir şey yazdığımın farkındaydım fakat böyle bir ruh halimde, elimden gelenin en iyisi olduğundan emindim. Bu gün vasat bir öğrenci olabilirdim, fakat azıcık uykunun beni düzeltebileceğinden de emindim. Profesörün kehaneti sözlü olarak sınıfa anlatmasından sonra oluşan sessizlik, profesörün “Evet arkadaşlar çıkabilirsiniz.” Komutu ile sonlanmıştı. Çantamı omzuma tekrar yüklemiş ve dudaklarımda oluşan garip bir gülümseme doğrultusunda ellerimi ceplerime sokmuştum. Sınıfa girdiğimden daha neşeli bir halde çıkmıştım. Tanrım, çikolatalı bir top kek, ardından ise yumuşak bir uyku çekecektim…

---------------------------------------------------

Puan:25*Kusursuz
Sıkılmadan okuduğum bir rp'ydi.
Kurgunu gerçekten beğendim. Yazım yanlışın - gözümden kaçmadıysa - yoktu. Tebrikler^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://acciohogwarts.yetkin-forum.com/lejant-f15/leon-aaron-dext
Chris Alexander Andié
Slytherin 4. Sınıf & Admin
Slytherin 4. Sınıf & Admin
Chris Alexander Andié


Mesaj Sayısı : 70
Nerden : Mars O.o
Tarafı : Death Eater!
Kan Durumu : ~Safkan~
RP Yaşı : 13 ^^
RP Sevgilisi : Yok henüz ^^ Olmayacakta/çapkınım ben xD
Asa : ^^Huysuz Yürek^^ [İnsan huysuz olunca tabii... xD]
Galleon : 55537
Kayıt tarihi : 17/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Img_left100/100Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty_bar_bleue  (100/100)

Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Empty
MesajKonu: Geri: Bütün Sınıflar İçin İlk Ders   Bütün Sınıflar İçin İlk Ders Icon_minitimeC.tesi Nis. 04 2009, 18:05

Dün, günüm o kadar yoğun geçmişti ki başımı yastığa koyduğum gibi uyumuştum. Sabah uyandığımda ise üstümde büyük bir uyuşukluk vardı. Bunun sebebi uzun bir uyku çekmemden olmalıydı. Üşene üşene yatağımdan kalktım. Bugün gerçekten sevdiğim bir ders vardı ve bunu kaçırmak istemiyordum. Olabildiğince hızlı bir şekilde cüppemi giydim, saçlarımı taradım ve yatakhaneden dışarıya çıktım.

Ortak salon oldukça kalabalıktı. Bağrışmalar, çağrışmalar başıma bir ağrı girmesine sebep olmuştu. Gürültüyü pek sevmezdim. Burdaki ses ise gürültü lafının az kalacağı kadar yüksekti. Ortak salonda oturulamayacağını anladığımda tekrar yatakhaneye çıtkım ve çantamı aldım. Bu sefer hazırlıklıydım. Bir saniye bile çekmeyecektim aşağıdaki gürültüyü. Kulaklarımı kapayarak ortak salona girdim ve etrafıma bile bakmadan tekrar ortak salondan çıktım. Zindanlardan çıkar çıkmaz gürültü kesilmişti. Sessizlik, huzur... Ama huzur krın doyurmuyordu ve son derece açtım. Adımlarımı hızlandırarak Büyük Salon'a gittim.


Büyük Salon henüz dolmamıştı, ama boş da değildi. Slytherin masasına ilerledim ve en yakında bulunan boş yere oturdum. Karnımı çabucak doyurup kuleye gitmeyi düşünüyordum. Uzun zamandır hevesle beklediğim kehanet dersine girecektim sonunda. Kafamda derste neler olucağının planları dönüyordu. Merak ediyordum, acaba bir öngörüde bulunabilecek miydim? Pek sanmıyordum ama umudumu da yitirmek istemiyordum. İlk defa giricektim bu derse ve inanmadan bu derse girmenin hiç anlamı kalmazdı. İlk günden derse olan bağlılığımı bitirmemeliydim. Bunları düşünürken yemeğimin bitmiş olduğunu farkettim. Son olarak bir bardak su içtikten sonra çantamı elime alarak Büyük Salon'dan dışarı çıktım. Adımlarımı son derece hızlandırarak Kehanet Kulesi'ne doğru ilerlemeye başladım.

Gerçekten hızlı gidiyordum galiba. Çok geçmeden Kehanet Kulesi'ne varmıştım. Ama kuleye gitmek uzun sürmeliydi. Yani tırmanılması gereken o kadar merdiven varken bu kadar kısa sürede oraya varmak oldukça şaşırtıcıydı. Buna memnun olmuştum aslında. Sınıf açıksa bu çok işime yarayacaktı. İçerisini inceleme fırsatı doğabilirdi. Bunu düşünerek dersliğin kapısı olduğunu düşündüğüm bir kapıya yaklaştım. Kapıyı yavaşça ittim, açıktı. Kafamı içeriye sokup baktım. Evet, burası sınıftı ve bazı öğrenciler gelmişti bile.

Ben de en arkalarda olan bir sıraya oturdum ve çevreyi incelemeye başladım. Gerçekten ilginç bir sınıftı ve bunu sevmiştim. Küreler, fincanlar ve daha birçok nesne dolaba dizilmişti. Profesör düzenli biri olmalıydı. Ah profesör demişken, onu gerçekten merak ediyordum. Acaba nasıl biriydi? Hem fiziksel hem kişisel olarak merak ediyorum. Bayan olduğunu duymuştum. Kızların dedikodularına göre de güzel bir bayandı. Bu dersi sevmemi sağlayacak nedenlerden biri olabilirdi mesela. Ama kişiliği hakkında bir şey duymamıştım. Sinirli miydi, güleryüzlü mü? Bunu merak etmek yerine derse girdiğinde kendisine bakarak öğrenmeye karar verdiğim zaman profesör içeri girdi.

Güzelliği dedikleri kadar vardı. Şeker birine benziyordu. Üstüne giydiği siyah elbise ise beyaz teniyle birlikte harikalar yaratıyordu. Kesinlikle zevkli bir profesördü. Daima böyle bir ablası olmasını dilemiştim -tabii fiziksel olarak-. İçeri girdiği andan itibaren gözlerimle onu takip ettim. İçeri girer girmez masaya ilerleyip, eşyalarını masanın üstüne bırakmıştı. Eşyalarını yerleştirdikten hemen sonra da konuşmaya başlamıştı.


"Kuleye hoşgeldiniz genç büyücü ve cadılar... Öncelikle bu dersi seçtiğinize pişman olmayacağınızı umuyorum, başta karmaşık olduğunu üşüneceksiniz. Zaman geçtikçe gelecekten bilgi almak sizin de hoşunuza gidecek."

Pişman olmayacağıma eminim zaten. Ama karmaşık olduğu da su götürmez bir gerçekti. Arkama yaslandım ve başımı arkaya atarak tavana bakmaya başladım. Profesörün bunu görmeyeceğini düşünüyordum. Yani gözleriyle görmezdi. Geçen yılki öğrencilerin anlattıklarına göre kehanet profesörleri öğrencilere fazla göz atmıyordu. Ama yanılmıştım. Profesörün gözlerini üzerimde hissettiğim an sırada düz oturmaya başladım. İlginç bir öğretmene benziyordu, ayrıca manyak bir görünümü de yoktu. Kahinler psikopat tipli, gözleri şaşı insanlar olmaz mıydı? Demekki bana anlatılanlar hep yanlıştı. Tabii buna sevindim. O manyak tiplere karşı bu profesörü tercih ederim. Beni bu garip düşüncelerden ayıran proefesörün tatlı sesi oldu.

"Anladığınız gibi ben yeni kehanet öğretmeniniz Scarlett Anne Bennet. Tanışma faslından pek hoşlanmadığım için hepinizin ismini tek tek sormayacağım, ders içinde ezberleyeceğimi umuyorum..."


Ah, işte öğrenci psikolojisinden anlayan bir profesördü. Gerçekten iyi anlaşacakmışız gibi görünüyor. Çevremdeki öğrencilere şöyle bir göz attım. Aralarında profesöre hayranlıkla bakanlar vardı. Onlar durumu biraz abartmışlardı, ama tam olarak haksız da sayılmazlardı. Hayran olunacak biriydi ama bu kadar üstün görülecek birine benzemiyordu. Burnumu kıvırdım. Başkalarının benden üstün gözükmesine pek tahammülüm yoktur. Ama bu kendini beğenmişliğimin profesörden nefret etmemi sağlamasına izin vermeyecektim. Kısa zamanda kendimi toparladım ve profesöre odaklandım. Bir şeyler söylüyordu.

"Evet... İsterseniz bu derse sizden istediğin ilk şeyle başlayalım... Kehanet hakkındaki düşüncelerinizi bir kağıda yazıp bana vermenizi istiyorum. Sizce kehanet nedir? Çok kolay bir soru... Evet başlayabilirsiniz. Kağıtlarınıza isminizi ve sınıfınızı yazmayı unutmayın lütfen."


Hemen çantamdan bir parşömen, bir tüy kalem ve mürekkep okkası çıkartıp profesörün yazmamı istediği şeyi yazmaya koyuldum. Ne yazacağımı biliyordum ama kelimelere nasıl dökeceğimi bilmiyordum. Nasıl anlatabilirdim bunu? Bir süre düşündükten sonra yazmaya başladım. Yazdıkça gerisi geliyordu zaten.

"Kehanet, geleceği görmek olarak tanımlanabilir. Tabii bu görülen şeyin gerçekleşeği kesin olarak bilinmez. Hava durumu gibi doğal olaylarsa gerçekleşme şansının daha yüksek olduğuna inanıyorum. Ama insanlarla ilgili bir kehanette bulunulursa, bu kehanet yanlış çıkabilir. Benim fikrime göre insan kendi kaderini kendi yazar. Kader önceden görülebilecek bir şey değildir. Ama bu insan üstüne kurulan kehanetlerin hiçbir zaman tutmayacağı anlamına gelmez. Tarihte de görüldüğü gibi insanlar hakkında da gerçekleşen kehanetler vardır.

Chris Alexander Andié"


Bunları yazdıktan sonra parşömeni katladım ve sıranın üstüne koydum. Profesör ise sıralarda dolanıp öğrencilere bakıyordu. Hala bitiremeyenler vardı. Oysa ki bu soru o kadar da zor değildi. Derin bir nefes aldım ve gözlerini kapadım. Profesör tekrar konuşmaya başladığında ise gözlerimi açtım. Ne kadar süre böyle durduğumu bilmiyordum. Ama rahatlamamı sağlamıştı bu hareketim. Fakat şuan rahatlığımdan daha önemli bir şey düşünmeliydim, dersi. Ben böyle tembellik ederken profesör kehaneti açıklıyordu. Herkesin kehanette bulunamadığını söylediğinde çevreden gelen, hayal kırıklığından dolayı çıkan sesleri rahatlıkla duyuyordum. Bu sesler sadece gülümseme sebep oldu. Tam profesöre daha fazla odaklanmaya karar vermiştim ki zil çaldı. Sanki biri megafonla kulağıma zil sesinin melodisini bağırıyordu. Kulağımı kapadım ve zil sesi kesilene kadar bekledim. Zil sesi kesildikten sonra, profesörün çıkabilirsiniz demişti. Ben de yavaşça ayağa kalktım ve profesörü başımla selamladıktan sonra sınıftan çıktım.


------------------------------------------------------------------------------------------
Puan: 23*Beklenenin Üstünde
Aslında rp'ni beğendim, yeterince iyiydi fakat yazım yanlışlarına bakıldığında harf eksikliği ve bağlaçların yazımında bazı hatalar vardı. Gelecek rp'lerinde daha dikkatli olacağını düşünüyorum. Bir de gelecek rp'lerinde renkleri biraz daha farklı seçersen okumanın daha kolaylaşacağına eminim^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bütün Sınıflar İçin İlk Ders
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Accio-Hogwarts ::  - Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Akademisi - :: Kuleler :: Kehanet Kulesi-
Buraya geçin: