Accio-Hogwarts
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



Kurgu: Loinkaos - Yıl: 1971 - Hava: Yağmurlu - Tema: Gündüz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 II. Sınıflar I. Ders

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Chloé Laurentia Bones
Bitki Bilim Profesörü
Bitki Bilim Profesörü
Chloé Laurentia Bones


Mesaj Sayısı : 35
Yaş : 29
Tarafı : Aydınlık.
Kan Durumu : Safkan.
RP Yaşı : 25
RP Sevgilisi : Vincent. My lord?
Evcil Hayvan : Hayvanları olmasa da bol bol bitkisinin olduğu söylenebilir.
Galleon : 55640
Kayıt tarihi : 11/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
II. Sınıflar I. Ders Img_left100/100II. Sınıflar I. Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
II. Sınıflar I. Ders Img_left100/100II. Sınıflar I. Ders Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
II. Sınıflar I. Ders Img_left100/100II. Sınıflar I. Ders Empty_bar_bleue  (100/100)

II. Sınıflar I. Ders Empty
MesajKonu: II. Sınıflar I. Ders   II. Sınıflar I. Ders Icon_minitimeCuma Mart 06 2009, 18:52

İkliminin Britanya’nın kalanına göre çok daha sert olduğu kuşkusuz olan İskoçya’da, dünyanın belki sadece yarısının haberdar olduğu, tamamen “seçkin” diye nitelendirilemeyecekse de kesinlikle “özel” öğrencilere eğitim veren bir okulda ılık, boğucu ve ileride neler getireceği belirsiz bir sabahtı. Öğrencileri ne kadar özel olursa olsun, varlığını bilenlerin adının ‘Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’ olduğunu da bildiği bu okula da, ilk günlere özgü, tarifi zor bir duygu hâkimdi. İşte adeta bu duygu havaya yansımış gibiydi o sabah, on üç yaşındaki birinci sınıfların hayatı gibiydi; hava her an bozabilir, kuvvetli bir fırtına çıkabilirdi ya da tersine, gökyüzündeki açık gri bulutlar dağılır ve cılız eylül güneşinin görünmesine izin verirdi. İşte o neler getireceği belli olmayan sabahta, bir profesör vardı ki heyecan yönünden öğrencilerinden geri kalır bir yanı yoktu hiç. Bu yeni profesör, yeni yuvası olmaya aday serasında, bitkilerinin iyiliği için yapılmış birkaç büyü sayesinde termometresi tam da oda sıcaklığını göstermesine rağmen hipotermi geçiriyormuşçasına pelerinine sarınmış, çalacak ilk zille başlayacak ilk dersi hakkında birçok şey düşünüyordu. Aslında bu cadının başkalarının ne düşündüğüyle ilgilenmek gibi bir çabası olmazdı genelde. Yeni ders programını almış ve ‘bitkibilim’ hanesinin yanındaki isme bakmış herkese bir yerden tanıdık gelecek bir isme sahip Chloé Laurentia Bones – gerçi aile bireylerinin çoğu o hiç hoşlanmasa da Loó derdi - , bahsedilen o profesör, aslında hazır olmadığını düşündüğü bir anda çalan zille irkildi.

Dalında uzman olduğunu, dünya çapında başarılı bu okulun profesörü olmayı başardıysa zaten zor kısmının bittiğini ve buna benzer şeyleri geçirdi aklından Chloé. Bunu gerçekten hak ettiğine ve iyi bir şekilde yapabileceğine inandıktan sonra, öğrencileri serayı doldurana kadar birkaç küçük son dakika işini yapmaya koyuldu. Görünüşünü o kadar da önem veren birisi değildi zaten, ama yine de temizliğe önem verirdi. Asasıyla topuz yaptığı kızıl saçları dağınık gibiydi belki ama kesinlikle kirli değildi. Notlarını düzenledikten ve anlatacağı her şeyi kafasında geçirdikten sonra içeri girmeye hazır olduğuna karar verdi. İçeriden gelen sesler de dolu bir sınıfla karşı karşıya olduğunu gösteriyordu. İlginçtir, arasında toprak bulunmayan tırnaklara sahip - elini kapı koluna uzattı, onu kavradı ve derin bir nefes aldıktan sonra kolu döndürerek sınıfına girdi. O güne özgü olarak sıralarla dolu, daha sınıfvari seraya ve sıralardaki öğrencilere gülümseyerek şöyle bir baktı. “Günaydın. Sanırım hepiniz tahmin ediyorsunuzdur, yeni bitkibilim profesörünüz Bones benim. Pekâlâ, birkaç şey söylemem gerekirse zaten dediğim gibi bir Bones’um. Sanırım 25 yaşındayım ve… Hufflepuff mezunuyum ama bu binanın adaletiyle meşhur olduğunu bildiğinize göre kimseyi kayırmayacağımı ve bina sorumluluğunun bir şeyi değiştirmeyeceğini de biliyorsunuzdur. Her neyse, derse başlamadan önce yapmam gereken birkaç açıklama var sanırım.” Öğrencilerin genelinden gelen onaylamaz mırıltı yüzünden yüzünü bir an buruşturarak devam etti. “İlk olarak, eh, evet, ilk günden derse geçiyorum ama bu ders o kadar da yorucu olmayacak.” Sıraların arasında dolaşmaya başlayarak açıklamasını sürdürdü. “Ayrıca, sıralar sadece bu derslik buradalar, geri kalan dersler uygulamalı geçecek. Neyse.” Daha ilk dakikalardan uyuklamaya başlamış bir çocuğun saçlarını karıştırdı, şaşkınlıkla kafasını kaldıran çocuğun uyku dolu gözleriyle karşılaşınca da hafif bir alayla gülümseyip hem ağır adımlarla yürümeye, hem de anlatmaya devam etti.

“Bu ders bitkibilimin kendisi hakkında konuşacağız. Evet, sanırım kitaplarınızın giriş bölümünü açabilirsiniz. Kitaplarınızı getirmediyseniz, bu haftalığına şurada duran kitaplardan birisini alabilirsiniz.” Diye devam etti çenesiyle birkaç tane eski kitabı işaret ederken. “Bitki bilimin bitkileri inceleyen bilim dalı olduğunu hepinizin bildiğini varsayıyorum. Buraya kadar bir sorun yok ama bitkinin tanımı konusunda bütün bilim dünyası bir çatışma içinde. Sonuçta en genel haliyle kendi besinini üreten canlıların içinde bulunduğu grup demek yeterli olacaktır. Her neyse. Bitkibilim, muggleler tarafından da bir yere kadar bilinen bir daldır ama kullanım alanı bitkinin içindeki büyü potansiyelini açığa çıkartmaktan çok kimyasıyla oynamaktır. Ayrıca bizim bildiğimiz birçok bitkiden de haberleri yok ama önemli olan bu değil. Biz, örneğin aksırık otunu muggleların bildiğinden çok farklı şekillerde kullanabiliriz ancak onlar bunu yapamazlar aynı şekilde aksırık otu da tek başına beyni iltihaplayamaz. Ama biz ona gerekli işlemleri uygularsak bunu yapmak için gücü olacaktır. Bitkibilim, en çok iksirde işinize yarayacak ama eğer amacınız şifacı olmaksa kesinlikle hayatınızın kalanının bir parçası olacak. Seherbazlık ve Esrar Dairesi gibi yerlerde memur olabilmek ya da mesela bir şaka dükkânında çalışabilmek için de bitkibiliminizin hayli yüksek olması gerek. Ders süresince asa kullanmaya ihtiyacınız pek olmayacak, genelde -özellikle SBS döneminde- dersi rahatlatıcı bulurlar ama kesinlikle konuşmanız için konulmuş bir ders değildir.” Son cümlede, yeniden tahtaya geçmişti ve konuşuken yanındakine birşeyler fısıldayan bir öğrencisine bakıyordu, seslerin kesilmesini mesajının alınmasına yorarken, derin bir nefes alıp devam etti. “Herneyse. Bitkiler, bitkibilimden daha yararlı olacak ve siz farkında olmasanız da oluyor zaten. Detayları muggle okullarında verilen ‘fotosentez’ diye bir işlem yaparlar ve az önce dediğim gibi, hem kendi besinlerini bu yolla üretirler hem de havadaki gazların dengesini sağlarlar. Ayrıca bitkileri ve bitkilerle beslenen hayvanlarla besleniriz. Eh, asalarınızın hepsi ağaçlardan yapılır ve tüm bitkibilimciler kabul ederler ki ağaçlar, bitkiler âleminde en çok üyesi olan gruplardan biridir.”

Hogwarts’ın en yüksek kulelerinden birinde çalan ve aradaki mesafeye rağmen gelen çan sesleri, dersinin artık bittiğini söylüyordu. “Ödeviniz yok.” dedi gülümseyerek ve öğrencileri de gülümseterek. Ardından da ekledi: “Çıkabilirsiniz.” Tüm öğrenciler birden yükselen bir uğultuyla sınıfı terk ettikten sonra bitkilerini neredeyse bir anne şevkatiyle şöyle bir kontrol etti ve dışarıda yağmur yağmaya başlamışken, hayatının son derece iyi olduğunu düşünerek o da çıktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
II. Sınıflar I. Ders
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Accio-Hogwarts ::  - Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Akademisi - :: Okul Bahçesi :: Bitkibilim Dersliği-
Buraya geçin: