Accio-Hogwarts
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



Kurgu: Loinkaos - Yıl: 1971 - Hava: Yağmurlu - Tema: Gündüz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Dakikalar

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Alexis Ciera Majere
Bakan Yardımcısı
Bakan Yardımcısı
Alexis Ciera Majere


Mesaj Sayısı : 249
Yaş : 32
Tarafı : L'z
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 22
Patronus : Timsah
RP Sevgilisi : O artık yaşamıyor Very Happy
Asa : Hızlılığın Zevki
Evcil Hayvan : Kendime zor bakıyorum bir de hayvan mı? o.O
Özel Yetenek : Metamorfmogus
Galleon : 55714
Kayıt tarihi : 25/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)

Dakikalar Empty
MesajKonu: Dakikalar   Dakikalar Icon_minitimeCuma Mart 06 2009, 12:35

Arkasında bıraktığı gölge varlığını dünyaya kanıtlayan tek unsurdu. Hızlı bir o kadar da kendinden emin olarak bakanlık koridorunda ilerliyordu. Şimdiden odasını geride bırakalı uzun zaman olmuş gibiydi. Vaktinin çoğunu ya bakanlıktaki odasında yada ailesiyle –daha doğrusu Kitiara ile- geçiriyordu.

Caddeye ulaştığında kendini birden insan selinin arasında buldu. Başını kaldırmadan insanlara çarpmamak için büyük bir çaba harcayarak kendini tenha bir sokağa attı.

“Ah Kiti umarım bugün Café Angéla’da buluşacağımızı unutmazsın.” Birden unutulma ve boş boş kardeşini bekleme ihtimalini düşündü. Bundan hiç memnun kalmazdı. Özellikle de kardeşiyle araları daha yeni yeni düzelmeye başlamışken… Ufak çaptaki tartışmaları saymazlarsa son zamanlardaki en iyi halleriydi bu. Belki olgunlaştıklarından belki de şu aile meselelerinin onları yeterince meşgul etmesindendi. Bir saniye duraksadıktan sonra ikincisinin daha baskın geldiğini anladı. Başlarda birbirlerinin en büyük rakipleriydiler. Her ikisi de aile lideri olmak istiyor ikisi de kendilerine özgü bencilliklerini dışa hiç çekinmeden vuruyordu. Sonuçta olabileceğin en kötüsü oldu. Berabere…

Artık Café Angéla’ya yaklaştığını bilerek adımlarını yavaşlattı. Cübbesinin altındaki asasına hafifçe dokundu. Bu hep yapardı. Asasının varlığını hissetmek müthişti. Diğer insanlardan –normal insanlardan özellikle- farkını hatırlatıyordu. Farklıydı, farklı olmalıydı. En azından bunu hissetmek bile onu mutlu etmeye yeterli bir sebepti. Yüzüne hafifçe bir gülümseme yerleştirerek Cafe’nin kapısını araladı. Ardından içeri hızla girip kapıyı sertçe kapattı. Etrafına göz gezdirdi ve birden bir ürperti hissetti. Kiti daha gelmemişti yada gelmeyi unutmuştu. Yinede de boş bir masaya geçti. En köşedeki çok fazla ışık vurmayan masaya... Sessizce asasını eline alıp oynamaya başladı.

“Umarım birkaç dakika içerisinde burada olursun. Yoksa -”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kitiara Psyche Majere
Sihirli Kazalar ve Felaketler Dairesi Başkanı
Sihirli Kazalar ve Felaketler Dairesi Başkanı
Kitiara Psyche Majere


Mesaj Sayısı : 298
Yaş : 31
Tarafı : L'azienda
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 23
Patronus : Griffin
RP Sevgilisi : yok
Asa : Sıcak Merhamet
Özel Yetenek : Zihnefendar ~ Zihnebendar
Galleon : 55793
Kayıt tarihi : 26/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)

Dakikalar Empty
MesajKonu: Geri: Dakikalar   Dakikalar Icon_minitimeC.tesi Mart 07 2009, 11:22

Tam üç gündür uyuyamamıştı! Uykusuzluk tüm bedenini bir uyuşuklukla kaplamıştı ve kasları beyninin kontrolünden her an çıkacak gibi ara ara seyiriyor, her an kasılmayı bırakıp desteğini çekecekmiş gibi ağrıyordu. İki gün önce bir aile üyesinin izini sürmek üzere İspanya’ya gitmişti ve bundan kimsenin haberi yoktu, Alexis’in bile. Hatta böle bir şeyden ona bahsettiğinde sert bir şekilde karşı çıkmıştı. Nedeni aranan aile üyesinin karanlık taraf yanlısı olmasıydı. Kitiara’nın aldığı duyumlara göre ‘poison’ lakaplı biriydi ve şimdilik İspanya’da bulunuyordu. Sam*Cameron çiftinin başka bir çocuğu olduğunu öğrenince araştırmalara başlayan Kitiara va Alexis, Poison’ın izini bulup onun karanlık tarafa hizmet ettiğini öğrenmişlerdi. Bu bilgi ellerinde geçtiğinde Alexis şiddetle araştırmanın durdurulmasını söylemişti Kit’e. Kit ilk başta kabul etmese de bu işi gizliden yürütebileceğini düşünüp kabul eder ‘taklidi’ yapmıştı ve şimdi o yolculuktan dönmüş, olanları Alexis’e anlatmak için son gücünü Hosmeade’e cisimlenmeye harcamıştı. Her ne kadar yorgun hissetse de kendinden emin ve dik duruşu, dışarıdan yorgun görünmesine izin vermiyordu ve Kit bu duruşuna şükrediyordu.

Umarım Alexis’i bekletmemişimdir, diye içinden geçirip Cafe Angela’ya doğru yürümeye başladı. Alexis ile hep burada buluşur, aile sorunlarını burada konuşurdu. Evde birbirlerini gördükleri zamanlar çok nadirdi. Zaten genelde evde bulunmazlardı. Yalnızca bakanlık işlerinin ağır olduğu zamanlar… O zamanlarda tüm günlerini bakanlıkta geçiriyor, eve yalnızca uyumak için geliyorlardı. Işleri hafiflediğindeyse hep Londra dışına çıkıyorlardı. Londra’da bulunmalarının tek sebebi Bakanlık’tı. Kit, Bakanlık’ta çalışmıyor olsa Londra’ya ayak bile basmak istemezdi. Böylesine kalabalık bir şehir ona göre değildi. Klostrofobik olduğundan falan değil, yalnızca insanları sevmiyordu.

İçeriye girdiğinde, gözleri anında Alexis’i buldu, elini hafifçe kaldırıp selam verdi ve ayakları hiç düşünmeden ona doğru hızlı adımlar attı. Alexis’in yüzündeki ifadeye bakılırsa onu biraz bekletmişti. Elimden anca bu kadarı gelirdi.

“Merhaba Alexis, umarım çok bekletmemişimdir, ama işlerim vardı.” Göz kapakları yorgunluktan gözlerinin yarısına kadar düşmüştü, onları kontrol etmek gittikçe imkansızlaşıyordu. Ayakta durmanın bir yararı yoktu, Alexis’in yanına bırakıverdi kendini ve rahatlama hissini tüm hücrelerinde hissetti. Etrafta ses olmasa burada uyuyabilirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexis Ciera Majere
Bakan Yardımcısı
Bakan Yardımcısı
Alexis Ciera Majere


Mesaj Sayısı : 249
Yaş : 32
Tarafı : L'z
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 22
Patronus : Timsah
RP Sevgilisi : O artık yaşamıyor Very Happy
Asa : Hızlılığın Zevki
Evcil Hayvan : Kendime zor bakıyorum bir de hayvan mı? o.O
Özel Yetenek : Metamorfmogus
Galleon : 55714
Kayıt tarihi : 25/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)

Dakikalar Empty
MesajKonu: Geri: Dakikalar   Dakikalar Icon_minitimeC.tesi Mart 07 2009, 20:50

“Umarım birkaç dakika içerisinde burada olursun. Yoksa -”

Cümlesini daha bitirememişti ki arkasından gelen “Merhaba Alexis, umarım çok bekletmemişimdir, ama işlerim vardı.” Sözü onu birden durdurmaya yetti. Şaşırmıştı. Şaşkınlığı sinirinin de önüne geçmeyi başarmıştı. Nasıl bir işi olabilirdi ki geç kalmıştı. Bugün bakanlıkta olmadığını biliyordu. Sonra saçmalamaya başladığını düşündü. Tam bir paranoyaklıktı yaptığı. Ne olursa olsun kendini en kötüsünü düşünmekten alıkoyamıyordu çünkü burası onların önemli konuları konuştukları yerdi ve en son konuşmaları pek de tatlı geçmemişti. Kitiara’nın bile bilmediği korkuları vardı korkuyordu ve söyleyemiyordu. Çaktırmadan Kitiara’ya doğru sertçe baktı. Öyle bir bakıştı ki saniyeden bile kısa sürdüğünü biliyordu. O rahattı aile ile ilgili tek sorunu akrabalarının izini sürmek onların geçmişleriyle ilgili ipuçlarını birleştirip liderlik görevini yapmaktı. O rahattı çünkü annesi de babası da aileye tam olarak layık birer aile üyesiydi ve onun geleceğini tehdit eden bir sorunu yoktu. İşte böyle zamanlarda onu ne kadar da çok kıskandığını hatırladı. Ailesi tam bir aileydi kardeşleri vardı. Kavga ettikleri zamanlarda birlik olup Kitiara’yı koruyan kardeşler…

Sıkıntısını yüzünden atmaya çalışarak dünyaya döndüğünde Kitiara’nın ondan habersizce kendisini bıraktığını fark etti. Yorulmuş olmalıydı ve sebebini az önce öğreneceğine dair kötü bir his vardı içinde. Ani değişikliliğini belli etmekten korkarak fark etmeden sesini yükseltti.

“Neredeydin? Ne yaparsan yap önce bana da haber vermen gerektiğini bilmiyor musun? Yok hayır en son konuşmayı hatırlıyorum eminim onunla ilgili değildir. Çünkü sana gereksiz olacağını söyledim. Sam’i bulduk ailesini bulduk! Dahasına gerek yok!”

Sözler bir anda dökülüverdi ağzından kendi bile şaşırmıştı bu dediklerine. Yüzü kıpkırmızıydı ve asasını tuttuğu eli bir anda titremeye başlamıştı. Kendini toparlaması birkaç saniyesini aldı.

“Özür dilerim Kit başını belaya sokabilirdin!”

Hafifçe gülümsedi. Az önceki sözleri keşke söylemeseydi diye düşündü. Kitiara’yı düşündüğü falan yoktu. Yalan söylediğini en iyi kendisi bilirdi. İyi bir yalancıydı ve belki de Kit buna inanırdı. Büyük olasılıkla inanırdı en azından o inanması için bütün masumluğunu biraz sonra kullanacaktı. Hafifçe Kit’in omzuna dokundu. Güven verircesine… Ona konuşma fırsatı vermediğini hatırlayarak açıklamasına fırsat vermeye karar verdi. Belki de tamamıyla kendi saçmalıklarıydı bu…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kitiara Psyche Majere
Sihirli Kazalar ve Felaketler Dairesi Başkanı
Sihirli Kazalar ve Felaketler Dairesi Başkanı
Kitiara Psyche Majere


Mesaj Sayısı : 298
Yaş : 31
Tarafı : L'azienda
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 23
Patronus : Griffin
RP Sevgilisi : yok
Asa : Sıcak Merhamet
Özel Yetenek : Zihnefendar ~ Zihnebendar
Galleon : 55793
Kayıt tarihi : 26/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)

Dakikalar Empty
MesajKonu: Geri: Dakikalar   Dakikalar Icon_minitimeC.tesi Mart 07 2009, 22:10

Alexis, Kit’in geç kaldığına kızmış olmalıydı ki gayet soğuk bir karşılama yaptı. Ama Kit yorgunluktan üvey kardeşinin soğuk bakışlarını fark etmemişti bile. O biraz sonra yapacağı konuşma için güç toplamaya çalışıyordu çünkü muhtemelen anlattığı her şeye Alexis’in iğneleyici sözleri ya da sertçe karşı çıkışları olacaktı. Bu yüzden kendini savunabilmesi için birkaç dakika dinlenmeye ihtiyacı vardı. Alexis’in düşünceli suratına bakarken, kaç gündür yıkanmadığını fark etti. Elini saçlarında gezdirdi. Kızıl saçları yağdan yapış yapış olmuş, rengi daha da koyulaşmıştı. Tiksinerek geriye attı tekrar saçlarını. Buradan çıktıktan sonra ilk işi evine gidip saatlerce yıkanmak olacaktı. Cübbesi de çamur içindeydi, kim bilir dışarıdan ne kadar pasaklı görünüyordu ama bu onun umurunda bile değildi. Kirliliğinden yandığı tek derdi kendini rahatsız etmesiydi, kirlilik hissinden nefret ederdi. Hem düşüncelerin kirliliğinden hem de bedeninin kirliliğinden. Sonra gözleri ellerinde kilitlendi. Son zamanlarda onlara hiç bakmıyordu. Tırnak kenarları yer yer soyulmuştu ve soyulan yerlerdeki kurumuş kanlar onlara acınası bir hal kazandırıyordu. Kardeşinin sert çıkışıyla gözlerini ellerinden aldı.

“Neredeydin? Ne yaparsan yap önce bana da haber vermen gerektiğini bilmiyor musun? Yok hayır en son konuşmayı hatırlıyorum eminim onunla ilgili değildir. Çünkü sana gereksiz olacağını söyledim. Sam’i bulduk ailesini bulduk! Dahasına gerek yok!”

Son konuşma yeniden gözünün önünde belirdi. Çok kötüydü… Son zamanlarda kardeşiyle iyi geçinse de o konuşma Kit'te büyük bir etki bırakmıştı ve kardeşi her nasıl olduysa yine aynı şeyden bahsedeceğini sezmişti. Aslında konuya onun girmesi daha iyi olmuştu, belki de işin en zor kısmı bu olacaktı: Konuya başlamak. Gerçi, yorgun olduğunu kardeşi net bir şekilde görebiliyordu ve son zamanlarda bakanlıkta da görüşmemişlerdi. Kit’in nerede olacağını tahmin etmesi çok da zor olmazdı ki öyle olmuştu. Kit tam ağzını açıp ona olanları anlatacaktı ki Alexis yine araya girdi:

“Özür dilerim Kit başını belaya sokabilirdin!”

Ne kadar da masumca! Diye geçirdi içinden. Başımı belaya sokabilirmişim. Sanki sen istemezdin bunu. Oturduğu yerde doğrularak “Başımı belaya falan sokmadım, gördüğün gibi karşında oturuyorum ve bu da hala hayatta olduğumun göstergesi.” Dedi sakince. “Ayrıca bu konuya parmak basman iyi oldu çünkü ben de seninle buraya bu konu hakkında konuşmak için geldim.” Derince bir nefes verdi, aslında bu vakit kazanmak içindi. Böylece biraz daha güç toplayabiliyordu. Biraz öncekinden daha iyi hissediyordu kendini. “Evet Sam’in ailesini bulduk ama yalnızca bir kısmını. İlk başta sen de hevesliydin, ne oldu da şimdi onu aramaktan vazgeçiyorsun? Yalnızca karanlık taraftan olduğu için mi?” Kit böyle olmadığına emindi ama başka bir neden de bulamıyordu. “Onun karanlık tarafta olması bizi ilgilendirmez, Alexis. Onu buluruz ve aile meclisine çıkarırız. Bu sadece senin vereceğin bir karar değil!” Son kelimelere doğru sesi sertleşmeye başlamıştı. Bu seferki konuşmalarının bir tartışmaya dönüşmesini istemiyordu ama sinirini kontrol etmekte zorlanıyor ve Alexis’in bencilliğini gördükçe deliye dönüyordu.

Yorgunluktan ve sesini yükselterek konuşmaktan boğazı kurumuştu. Sözlerini tamamladıktan sonra öksürüğe yakalandı. Bu onun hastalandığının da göstergesi olabilirdi ama Kit kolay kolay hastalığa yenik düşmezdi. Öksürüğü bitince rahatladığının belirtisi olan soluğunu verdi ve masanın üzerinde bulunan bir bardak suyu neredeyse bir yudumda boğazıdan geçirdi. Şimdi kendini daha iyi hissediyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexis Ciera Majere
Bakan Yardımcısı
Bakan Yardımcısı
Alexis Ciera Majere


Mesaj Sayısı : 249
Yaş : 32
Tarafı : L'z
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 22
Patronus : Timsah
RP Sevgilisi : O artık yaşamıyor Very Happy
Asa : Hızlılığın Zevki
Evcil Hayvan : Kendime zor bakıyorum bir de hayvan mı? o.O
Özel Yetenek : Metamorfmogus
Galleon : 55714
Kayıt tarihi : 25/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)

Dakikalar Empty
MesajKonu: Geri: Dakikalar   Dakikalar Icon_minitimePaz Mart 08 2009, 10:27

“Evet Sam’in ailesini bulduk ama yalnızca bir kısmını. İlk başta sen de hevesliydin, ne oldu da şimdi onu aramaktan vazgeçiyorsun? Yalnızca karanlık taraftan olduğu için mi?

O zamana kadar kardeşine dikkatle bakmadığını fark etti. Çok kötü görünüyordu. En az on yıl yaşlandığına yemin edebilirdi. Saçları, üzerindeki kıyafetler onu kötü bir duruma sokmuştu. “Bu aile meselelerini bu kadar büyütmemelisin, bak ne hale gelmişsin.” Diyecekti ki Kitiara sözlerine devam etti. O devam ederken Alexis’in yüzündeki ifade gittikçe sertleşiyor. Dalga geçmek için iyi bir zaman olmadığını adeta bildiriyordu. Belki bu şansını bir sonraki sefer değerlendirmeliydi.

“Onun karanlık tarafta olması bizi ilgilendirmez, Alexis. Onu buluruz ve aile meclisine çıkarırız. Bu sadece senin vereceğin bir karar değil!”

Bağıracaktı ki kendisini tutması gerektiğini anladı. Bir gün içerisindeki bu kadar güçsüzlük belirtisi yeterdi. Ah laf anlamaz Kiti! İşte bu yüzden bir aileye iki lider fazlaydı. Tek başına karar vermek istiyordu. Az önce dediği “Başına bir şey gelebilirdi” sözünün gerçek olması o kadar iyi olurdu ki diye düşündü. Bu gidişle çok da zor olacak gibi görünmüyordu.

Dikkatlice kelimelerini seçmeye çalışarak

“Hevesliydim, çünkü ailemizin adını duyuracak önemli kişiler bulmaya hevesliydim. Kötü ve işe yaramaz insanları ailemiz ne yapsın? Ben kötüyü aramıyorum Kit! Sadece çıkarımızı önde tutmaya çalışıyorum!”

Daha doğrusu kendi çıkarını mı demeliydi? Sonra birden zamanın ne kadar çabuk geçmiş olduğunu hatırladı. Bu işine yarayabilirdi. Dikkat dağıtmak iyi bir çözüm olabilirdi.

“Her neyse kardeşim. Sanırım bu tartışmaya ara vermemiz gerekiyor. Bizi bekleyen bir toplantı var.”

Hafifçe güldü. Kitiara ayağa kalkmadan o kapıya ulaşmıştı bile. O ayağa kalktığında ne kadar yorgun göründüğünü bir kez daha anladı. Eliyle saçını arkaya itti ve kapıdan kendinden emin bir şekilde çıktı. Cisimlenecekleri yere doğru ilerlerken hala daha Kitiara’dan bir adım önde adım atmaya çalışıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kitiara Psyche Majere
Sihirli Kazalar ve Felaketler Dairesi Başkanı
Sihirli Kazalar ve Felaketler Dairesi Başkanı
Kitiara Psyche Majere


Mesaj Sayısı : 298
Yaş : 31
Tarafı : L'azienda
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 23
Patronus : Griffin
RP Sevgilisi : yok
Asa : Sıcak Merhamet
Özel Yetenek : Zihnefendar ~ Zihnebendar
Galleon : 55793
Kayıt tarihi : 26/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)

Dakikalar Empty
MesajKonu: Geri: Dakikalar   Dakikalar Icon_minitimeC.tesi Mart 14 2009, 09:53

----- Bir Hafta Sonra -----
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexis Ciera Majere
Bakan Yardımcısı
Bakan Yardımcısı
Alexis Ciera Majere


Mesaj Sayısı : 249
Yaş : 32
Tarafı : L'z
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 22
Patronus : Timsah
RP Sevgilisi : O artık yaşamıyor Very Happy
Asa : Hızlılığın Zevki
Evcil Hayvan : Kendime zor bakıyorum bir de hayvan mı? o.O
Özel Yetenek : Metamorfmogus
Galleon : 55714
Kayıt tarihi : 25/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)

Dakikalar Empty
MesajKonu: Geri: Dakikalar   Dakikalar Icon_minitimeC.tesi Mart 14 2009, 09:59

Bundan 7 ya da 8 yıl önceydi. Babası o ve kardeşini bırakmış eski eşine yani Kitiara’nın annesine dönmüştü. ‘Geri dönmek’ asında yanlış bir ifade. Çünkü geri dönmek için önce bırakmak gerekir. Babası hiç bırakmamıştı ki! Alexis babasının Kitiaranın mı yoksa kendi annesine mi aşık olduğunu hep merak etmişti. Her çocuk için anlamsız gelen şeyler vardır. O da daha genç mantığıyla hep sorguluyordu. Neden kendi annesini bıraktı? Neden onları? Birkaç sene öncesine kadar hala bunun sebebinin ‘aşk’ mı olduğunu soruyordu. Eğer aşk güzellikten ibaretse annesi dünyanın en güzel kadınıydı. Mantıksa mantıklıydı. Biraz karanlık yönü olsa da uyumluydu. Onlar beraberken Alexis ve Craig mutluydu. Onlar da mutluydu. Bunu anlayabilmek için filozof olmaya gerek yoktu ki!

Onlarla geçirdiği son Noel’i hatırladı. Zaten yeni yılın ilk gününde babası gitmişti. Ne kadar özenle seçilmiş bir gün! Sanki bunu hiç unutmayın der gibi… Ama daha sonra bunda da yanıldığını anladı. Her şey şimdi daha da mantıklı geliyordu. Hatta Alexis de aynı durumda olsa o da bırakırdı. Ama açıklama yapardı. Şimdilerde tek kızgın olduğu tek nokta vardı. Onunla paylaşmaması…


O yılın son gününde deli gibi eğlenmişlerdi. Craig daha 8 yaşındaydı. Onun hediye paketlerini nasıl parçaladığı hala zihnindeydi. İlk defa kardeşi gece yarısına kadar uyanıktı. Tabi ara sıra uyukluyordu –onları saymazsak- Ev tam bir evdi. Yemekler hazırlanmıştı. Annesi hafif bir müzik eşliğinde ağacın altına hediye paketlerini yerleştirmiş Alexis ve Richard’ı bekliyordu. Bekleyiş uzu sürmedi elbet. Babası Quidditch sırlarını uygulamalı öğretmeye kalkmıştı ona. Doğal olarak pek de başarılı değildi. Ya da Alexis bu iş için mi yaratılmıştı? Eve dönüş yolunda ona söyledikleri geleceğini belirledi.

“Mükemmel Quidditch oynuyorsun. Fakat şu saçma oyun kurallarına takılma. Kurallar doğallığı bozar ve sen bence bu oyun için fazla iyisin.” Bunları dinlerken nasıl da zevkten dört köşeydi. Babası kızının zaaflarını biliyordu ve önermek için en doğru yolu seçmişti ‘Onu övmek’. Başardığını duyarsa onun üstüne giderdi ve başardı da…

O akşam eğlendiler. Yeni yıla mutlu girersen mutlu geçer derler o yıl. Bu sefer olmadı. Saat 11.40’ta (gece yarısını bekledikleri için saati tam hatırlıyordu) annesi odasına koştu. Sanki bir şey duymuş yada hissetmişti. Babası arkasından gitti. Sadece Craig ve Alexis kalmışlardı koca salonda. Sonradan öğrendikleriyle o günü birleştirince anne ve babasının konuşmalarının bile bütünlük içerisinde olduğunu anlıyordu. Annesinin karanlık işareti onu çağırıyordu ve Larissa iki şey arasında seçim yapmalıydı: Gidecek –ki bu ölümyiyen mantığının istediğiydi- ya da vazgeçip kalacaktı. Kulak kabarttığı konuşmalarından çok az şeyi duyabilmişti. Özellikle sonlarda seslerini yükselttikleri zaman…

“Richard sana söylemiştim ama bu boyutta olduğunu açıklamadığım için özür dilerim. Karanlık tarafta olduğumu biliyordun. Üzgünüm gitmem gerek.”

“Gidersen ne olacağını biliyor musun? Ölümyiyen olduğunu açıkça göstermiş olacaksın ve bu hem senin hem benim için önemli- Ah pardon önemli az kalır çok çok önemli bir sorun! Anlatabiliyor muyum? Ailenin katı kurallarını bildiğini sanıyordum…”

Keşke o zamanlar bu konuşmaların duyamadığı yerlerini de duyabilirdi. Şimdi bu boşlukları zihninden kolayca doldurabiliyordu.

“Benim için mi önemli? Bence bu senin sorunun ve o ailenin ne düşündüğü umrumda değil. Ben buyum Richard kendimden kaçamam. Bu çok aptalca.”

Sesi o kadar yumuşaktı ki sorun ne olursa olsun kesinlikle annesi tarafındaydı. Hem gerçekten de babası önceliklerinin Majere’lerden yana mı kullanacaktı. O zamanlar için pek de mantıklı görünmüyordu bu.

“Bence şu an seçimini yapmalısın. Kalıyor musun? Yoksa gidecek misin?”

“Üzgünüm Richard. Beni affet.”

Annesi odadan ilk çıkan oldu. Onlara doğru geliyordu. Ağlamamıştı ama eğer soru sorarlarsa bunun mümkün olacağını biliyordu.

“Çocuklar ben birkaç saate geliyorum. Çok acil işim çıktı.” Alexis’e dönerek; “Tatlım işlerim yoğun biliyorsun. Beni her zaman anladım. Son bir kez daha kendi başınıza, bela açmadan birkaç saat geçirin olur mu? Sana güveniyorum.” Annesinin göz ucuyla saate baktığını fark etmişti. 00.12’ydi. “Yeni yılınız kutlu olsun çocuklar.” Ardından koşarak çıktı. Boş gözlerle Craig ve Alexis birbirlerine bakıyorlardı. Annesinin işleri oldukça yoğundu biliyordu. Yargılamayı bırakıp işleri yoluna sokmaya çalıştı. Aradan birkaç dakika geçmeden babası yanlarına geldi. Gülümsüyordu. “Anneniz söyledi zaten. Şimdilik onsuz devam edeceğiz. Acıkan var mı? Ben akşam yemeğinden kalan hindiden biraz daha yiyebilirim sanırım.”

Şimdi ise bunun kaçma ihtiyacının bir parçası olduğunu net bir şekilde görebiliyordu. Ah o zamanlar! Annesi gittikten yarım saat sonra uyumaya gittiler. Alexis kardeşini daha çok düşünüyordu. Gerçi o bütün bu olanları yarı uyuklarken yaşadığı için bunları rüyadan ibaret sanıyor olabilirdi. Babasıyla beraber odasına bıraktı. O yatağına uzandığında babası kardeşini alnından öptü. “Sana güveniyorum oğlum. Ablana dikkat et.” Alexis’in görmemesini istercesine göz kırptı. Craig hafiften gülümsedikten sonra uykusuna yenik düştü. Önce yüz kasları gevşedi sonra göz kapakları hafifçe kapandı. Birlikte yavaşça ses çıkarmaktan korkarak odadan çıktılar.

“Baba neden öyle dedin? Şey bilirsin işte ‘Ablana dikkat et’” Babasının sesini taklit etmeye çalıştı. Yapamadığını anladığında ufak bir kahkaha attı. Babası da gülüyordu. Her şeye rağmen gülebiliyorlardı. “Biraz sinir bozucu değil mi sence de? Benim pek de korumaya ihtiyacım olduğu söylenemez değil mi? Yani bence ben ona dikkat etmeliyim. Küçük olan o.”
Alexis’in odasına varmışlardı. Alexis yatağının içinde girdi. Hala bir cevap bekliyordu. Bu açıktı. Babası anlamış olacak ki;

“Aynı annen gibisin biliyor musun? Birilerinin seni düşünmesini istemiyorsun. O seni şimdilik koruyamaz ama eminim ona ihtiyacın olacağı zaman gelir. O büyüyor aynı sen gibi… Ne olursa olsun birbirinize dikkat edin.”

Yine aynı şey ‘Birbirinize dikkat edin’ de ne demekti? İşlerin iyi gitmediği kesindi.

“Peki, biz büyürken sen nerede olacaksın baba?”

Alexis’in sorusuna şaşırmıştı. Ama karanlık yüzündeki ifadeyi anlaşılmaz yapıyordu. Fakat ses tonunu pek iyi ayarlamış değildi.

“Bilmiyorum Alexis.”

Elini sıkıca tuttu ve hemen geri çekti. Odada kaldığı her dakika yeni bir soru demekti. Hızlıca yerinden kalktı kapıya yöneldi. Cevap vermesi gerektiğini hissederek “Bunu sonra konuşuruz. Şimdi uyuman gerek. Sizi seviyorum.”

Uyuması için kendini oldukça zorlaması gerekiyordu. Hala daha beynini zorlayan düşünceler o zamanlarda daha da çekilmez haldeydi. O geceyi hiçbir zaman unutmayacaktı.

Ertesi gün Craig ilk defa Alexis’den önce uyanmış onun yanına gelmişti. İşler bu kadar garipleştiyse sanırım ölmüş ve de bir başka hayata gönderilmişti. Saçının yüzünde gezindiğini hissetti. Craig elindeki bir tutam saçıyla onu rahatsız etmeyi başarmıştı. Yatağından kalktı ona bakıyordu.

“Alexis bence babam gitti ve annem de pek iyi değil. Sanırım delirdi. Şarkı söylüyor. Düşünebiliyor musun?”

Beraber mutfağa gittiler. Annesi her ikisine de gülümsüyordu. Kahvaltıya başlayıncaya kadar konuşmadılar. Üçü de ilk kimin söze başlayacağını merak eder olmuştu.

“İkinizle de konuşmam gereken şeyler var çocuklar. Babanızla ayrılmaya karar verdik. Biliyoruz kolay değil. Hiçbir aile için kolay değildir. Benim de bildiğiniz gibi işlerim karışık. Ejderhalar üzerine araştırma yapıyoruz. Bunun için şimdilik 6 ay şehir dışında çalışmam gerek. Türleri yerlerinde incelemeye almamız gerekiyor. Bu kariyerimin dönüm noktası olabilir. Teklifi geri çeviremezdim.” Af dilercesine bakıyordu. Tepki alamayınca söze tekrardan devam etti. “Şimdi gelelim size. Alexis sen okula devam edeceksin. Zaten sürekli mektuplaşırız. Craig sen ise şimdilik teyzende kalacaksın. Şimdi tekrardan çıkmalıyım. Kendinize dikkat edin.” demek oluyordu ki aile dağılmıştı. O akşam Hogwarts’a geri dönerken trende hep aynı şeyi düşünüyordu. Şimdi tenha yolda yürürken düşündüğü şeyi. Neden insanlar tutamayacakları sözler verirler?” Annesinden hiç mektup almadı. Fakat kardeşine her fırsatta yazıyordu. Babasıyla bir daha hiç konuşmadı. İkisini de o günden sonra hiç görmedi. O noel akşamı annesinin ona hediye ettiği üzerinde Snitch resmi olan atkıyı takıyordu. Onu taktığında annesinin ona yardım edeceğine dair tuhaf bir his vardı içinde. Yine aynı yere, aynı masaya gelmişti. Fakat bu sefer etrafın daha kalabalık olduğunu fark etti.

Yavaşça masaya geldi. Kit tam karşısındaydı. Bir an durmadan renk değiştirdiğini düşündüğü gözlerini ona doğru çevirdiğini düşündü. Ama o Kit’e bakmıyordu.

“Sanırım yarım kalan bir konuşmamız vardı. Nerede kalmıştık?” Hiç vakit kaybetmeden karşısına oturdu. Bu sefer gözlerini hiç ayırmadan onun konuşmasını bekliyordu. “Bekletmedim değil mi Kit?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kitiara Psyche Majere
Sihirli Kazalar ve Felaketler Dairesi Başkanı
Sihirli Kazalar ve Felaketler Dairesi Başkanı
Kitiara Psyche Majere


Mesaj Sayısı : 298
Yaş : 31
Tarafı : L'azienda
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 23
Patronus : Griffin
RP Sevgilisi : yok
Asa : Sıcak Merhamet
Özel Yetenek : Zihnefendar ~ Zihnebendar
Galleon : 55793
Kayıt tarihi : 26/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)

Dakikalar Empty
MesajKonu: Geri: Dakikalar   Dakikalar Icon_minitimeC.tesi Mart 14 2009, 11:53

Alexis ile konuşmalarının üzerinden tam bir hafta geçmişti. O konuşmadan bu yana Kit yeterince güç toplamıştı. Konuştukları gün ağzını açamayacak, düşüp kalacak kadar yorgun olan Kit, şimdi kendini oldukça iyi hissediyordu. Belki de konuşmalarının yarım kalması iyi olmuştu. Çünkü Alexis karşısında yaptıklarını savunamayacak kadar güçsüzdü. Böyle zamanlarda dışarı çıkmaması gerektiğini biliyordu ama yaptıklarını anlatma isteği bildiği şeyi bile unutturabilecek kuvvetteydi.

Konuşmalarının bitmediğini Alexis’e söylemişti. O da bunu unutmamış olmalıydı ki Kitiara’yı konuşmaya çağırdı. ‘Aslında onun çağırması daha iyi oldu’ diye düşündü Kit. Çünkü her seferinde hevesliymiş gibi Alexis’i konuşmaya çalışamazdı. Aslında bugününü başka birine ayırmıştı: Uzun zamandır beynini aile meselelerinden bile daha fazla meşgul eden birine, Axel’a. Ama Alexis’in teklifini de geri çeviremezdi çünkü bir daha bu konuyu konuşmak için zaman ve Alexis’in isteği olmayabilirdi. Bu yüzden Kit en mantıklısının Alexisle konuşmak olduğunu düşündü ve Axel ile çıkmayı bir başka güne erteledi ama bunu Axel’a söylediğinden beri pişmandı. Onu kırmış olabilirdi. Axel ile ilgili düşüncelerini bir kenarıya bırakıp Alexis ile konuşacaklarını son bir kez daha kafasından geçirmeye karar verdi, Axel’ın gönlünü alabileceğini düşünüyordu.

İlk başta Alexis’e niçin Poison’ı bulmak, onunla konuşmak istemediğini soracaktı. Muhtemelen cevabı onun karanlık taraftan oluşu olacaktı ama Kit, bunun gerçek cevap olmadığını biliyordu. Başka bir şey Alexis’i Poison’dan uzak tutuyordu, bir endişe… Ne için olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu Kit’in. Alexis’in ondan sakladığı bir şeyler olmalıydı. Evet aralarında kıyasıya bir rekabet vardı ama bu rekabet aileye yansımamalıydı. Ayrıca Alexis’in Kit’ten bir şeyler gizlemesi düşüncesi bile Kit’i deli etmeye yetebilecek nitelikteydi. O her şeyi bilmeliydi. Merakı onu çıldırtıyordu, bir şeylerden haberinin olmaması kendinin aptal yerine konulması gibiydi ona göre ve bu onu güçsüzleştiriyordu.

Geçen sefer konuşmalarının yarım kaldığı kafeye girdi, içeride yalnızca birkaç masa boştu. Kalabalık onu hiç de mutlu etmemişti. Aile meselelerini genelde burada konuşurlardı ama içerisi böyle kalabalık olmazdı. İçini bir sıkıntı kapladı Acaba bunları konuşmak için uygun yer burası mıydı? Acaba evde mi konuşmaları gerekirdi? Kitiara kendini topladı, burada buluşmaya karar vermişlerdi. Böylesine basit bir kararda bile pişmanlık duyacaksam işim zor, diye düşündü ve köşedeki boş masaya ilerledi. Tahta sandalyeyi çekip, siyah eteğini toplayarak oturdu. Gözü sürekli kapıdaydı, bir an önce konuşmak istiyordu.

Beklemek ona göre bir şey değildi. İnsan beklediği zamanlarda ne yapacağını bilmezdi ve tamamen vakit kaybıydı Kit’e göre. Dirseğini masaya koyup kızıl saçlarıyla oynamaya başladı. Anca birkaç yıkamadan sonra eski yumuşak ve ateşli halini geri kazanabilmişlerdi. Saçlarını griye atıp elini çenesine yasladı ve ekilip ekilmediğini düşünmeye başladı. Eğer Alexis tarafından ekilirse onu asla affetmezdi. Neyse ki üvey kardeşi onunda kapıda belirdi ve yavaşça Kit’in yanına geldi ama gözleri kendisine bakmıyordu. Kit arkasında bir şey olmadığını bile bile hızlıca kafasını geriye çevirdi ve göz gezdirdi, Kit’in göremeyeceği bir şeyi görmesi imkansızdı. Nihayetinde Kit, Alexis’İn gözlerini yakaladı ve onun karşısına oturmasını izledi.

“Sanırım yarım kalan bir konuşmamız vardı. Nerede kalmıştık?”

Kit büyümüş gözlerle kardeşine baktı, önce beklettiği için özür dilemesi gerektiğine inanıyordu.

“Bekletmedim değil mi Kit?”

Benimle dalga mı geçiyor, bana söylediği saatin üzerinden on beş dakika geçti ve ben on beş dakikadır burada boş boş vakit öldürüyorum, sanırım onun yapması gereken işleri yok. Bunları bir de ona söyleyecekti ama sustu. İlk baştan kavga etmeye hiç gerek yoktu. Bugün zaten ortam yeterince gerilecekti, Kit’in istediği yalnızca bu gergin ortamın biraz daha geç meydana çıkmasıydı.

“Yalnızca on beş dakikacık bekledim.” Yine de sesinin sert çıkmasına engel olamamıştı. Daha fazla uzatmamak için hemen konuya girmeye karar verdi. “En son yeni aile üyemiz hakkında konuşuyorduk. Daha doğrusu senin niçin onu istemediğin hakkında.” Alexis tam ağzını açıp bir şeyler söyleyecekti ki Kit onu eliyle susturdu. “Sakın bana o karanlık taraf yanlısı ve biz onu aramıza alamayız gibi bir şey söyleme. Öyle olduğunu ben de biliyorum. Söylemek istediğim, onun karanlık tarafa hizmet ettiğini yalnızca başkalarından duyduk, önemli olansa bunu kendisinden öğrenmek.” Sesini kontrol etmeye çalışıyordu. Konuştuklarını başkalarının duymasını istemezdi. “Asıl kızdığım şey ne biliyor musun Alexis? Ben tam onunla konuşacakken beni engellemen.” Gözleri kısılmıştı, bu onun sinirlendiğini açıkça ortaya koyuyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexis Ciera Majere
Bakan Yardımcısı
Bakan Yardımcısı
Alexis Ciera Majere


Mesaj Sayısı : 249
Yaş : 32
Tarafı : L'z
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 22
Patronus : Timsah
RP Sevgilisi : O artık yaşamıyor Very Happy
Asa : Hızlılığın Zevki
Evcil Hayvan : Kendime zor bakıyorum bir de hayvan mı? o.O
Özel Yetenek : Metamorfmogus
Galleon : 55714
Kayıt tarihi : 25/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)

Dakikalar Empty
MesajKonu: Geri: Dakikalar   Dakikalar Icon_minitimeC.tesi Mart 14 2009, 13:26

“15 dakikacık mı Kit? Yüzünün şekline bakılırsa sinirlenmişsin?” Elbette sinirlenmişti. Böyle davranmayı seviyordu. Bildiği bir şeyi bilmiyormuş gibi yapmak… Bu durum Alexis’in telaşını azaltmıştı ki Kiti’nin alev rengi saçlarından bakışlarına tüm tavırlarının büyük bir ciddiyet içerisinde olduğunu fark etti. Yine de Kit inatçıysa Alexis de bir o kadar inatçıydı. Kavga etmek için ilerleyen zamanları beklediği için bu zevki büyük bir zevkle erteledi.

“En son yeni aile üyemiz hakkında konuşuyorduk. Daha doğrusu senin niçin onu istemediğin hakkında.”

İşte bu! Unutmamıştı anlaşılan, unutmazdı da… Acaba gerçeği anlatmalı mıydı? Belki çok az bir kısmını. Fakat önce beyninde elemesi gereken yerlerini iyice düşünmeliydi. Tam “O karanlık tarafta ne işimize yarayacak ki” diyecekti ki sustu. Belli ki Kit konuşmasını 15 dakikalık zaman içerisinde gözden geçirmiş ve Alexis için açık kapı bırakmamıştı.

“Sakın bana o karanlık taraf yanlısı ve biz onu aramıza alamayız gibi bir şey söyleme. Öyle olduğunu ben de biliyorum. Söylemek istediğim, onun karanlık tarafa hizmet ettiğini yalnızca başkalarından duyduk, önemli olansa bunu kendisinden öğrenmek.”

Kısa bir sessizlik oldu fakat Kit sadece sesini düzeltmek için ara vermişti. Tepkisiz bir şekilde onun son sözlerini de dikkatlice dinledi.

“Asıl kızdığım şey ne biliyor musun Alexis? Ben tam onunla konuşacakken beni engellemen.”

“Tek sorun seni engellememse Kit. Seni engellemiyorum. İstediğin gibi ara, istediğine sor –Ah pardon kendisine sormak istiyordun değil mi? İstediğin gibi başını belaya sok demek istemiştim. Hatırlatmak isterim ki konuşmak istediğin adam bir katil olabilir yada ne bileyim bir ölümyiyen. Sence ölmeden yada seni etkisiz hakle getirmeden seninle konuşur mu dersin? Seni engellemiyorum Kit tekrardan söylüyorum sadece ara ver. Karşındakinin nasıl bir insan olduğunu bilmiyorsun. Tanımadığın birinin peşine düşmeden önce kendini buna hazırlamalısın. Bu arada bu işte yalnız olduğunu söylememe gerek var mı?”

Başını hafifçe eğdi. Kardeşine gülümsedi. Kendi dediklerine kendi bile inanmıştı. Bunun sebebi kısmen yalan söylememesi olabilirdi. Hemen gergin havayı dağıtmaya çalışarak;

“Bir şeyler içmek ister misin? Sanırım benim boğazım kurudu.” Eliyle boğazınıtutuyordu. Ama bundan şikayetçi değildi elbette. Hatta iyi bir giriş yaptığı için bundan mutlu görünüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kitiara Psyche Majere
Sihirli Kazalar ve Felaketler Dairesi Başkanı
Sihirli Kazalar ve Felaketler Dairesi Başkanı
Kitiara Psyche Majere


Mesaj Sayısı : 298
Yaş : 31
Tarafı : L'azienda
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 23
Patronus : Griffin
RP Sevgilisi : yok
Asa : Sıcak Merhamet
Özel Yetenek : Zihnefendar ~ Zihnebendar
Galleon : 55793
Kayıt tarihi : 26/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)

Dakikalar Empty
MesajKonu: Geri: Dakikalar   Dakikalar Icon_minitimeÇarş. Mart 25 2009, 21:39

"Tek sorun seni engellememse Kit. Seni engellemiyorum. İstediğin gibi ara, istediğine sor –Ah pardon kendisine sormak istiyordun değil mi? İstediğin gibi başını belaya sok demek istemiştim. Hatırlatmak isterim ki konuşmak istediğin adam bir katil olabilir yada ne bileyim bir ölümyiyen. Sence ölmeden yada seni etkisiz hakle getirmeden seninle konuşur mu dersin? Seni engellemiyorum Kit tekrardan söylüyorum sadece ara ver. Karşındakinin nasıl bir insan olduğunu bilmiyorsun. Tanımadığın birinin peşine düşmeden önce kendini buna hazırlamalısın. Bu arada bu işte yalnız olduğunu söylememe gerek var mı?”

“Evet bir balkabağı suyu alabilirim. Aslında kaymak birası çok iyi giderdi ama konuşmamız bitmeden sarhoş olmak istemiyorum.” Dedi ve büyümüş gözlerini kardeşinin yüzünde gezdirmeye başladı. Alexis hızlı hızlı arkasından atlı koştururcasına konuşurken, Kit onun söylediklerine odaklanamamış bir halde gözlerine bakıyordu. Çünkü gözleri ile dili paralel gitmiyordu. Gözbebekleri küçülürken ağzı kocaman açılıyor ve kelimeler anlamsız ve duygusuzca dudaklarını terk ediyordu. Eğer sinirlendiyse gözbebeklerinin büyümesi gerekiyordu ama o korkmuştu. Evet Kit’in Alexis’in gözlerinde yakaladığı şey korkuydu. Her ne kadar konuşurken cesaretli gözükse de gözleri hep bir perdenin arkasında gizli kalıyordu. Bu Kit için tahammül edilemez bir şeydi. Hala benden bir şeyler saklıyor, diye geçirdi içinden. Bu saklama olayı canını iyice sıkmaya başlamıştı. Bu bir çok soruna gebe olurdu. Neden ben ona her şeyi tüm şeffaflığıyla ortaya koyarken o yarı saydam bir pencerenin arkasında gizleniyor, dedi. İçi içini kemiriyordu. Alexis’in gözlerine odaklanmaktan ağzından çıkanları duymakta zorlanmıştı. Duyabildikleri yalnızca Kit’in başının belaya girmesi, aradığı kişinin bir ölümyiyen olma ihtimali ve Alexis’in Kit’in yanında bulunmayacağı ile ilgili sözlerdi. Alexis’in düşünceleri Kit’i çileden çıkarmıştı bu yüzden sesini ayarlamaya gayret göstererek konuşmaya başladı:

“Yanımda gelip gelmemekte özgürsün. Bu işi gayet kendim de halledebilirim. Bilmiyorum senin gözünde nasıl gözüküyorum ama şu ana kadar üvey kardeşini tanıyabilmiş olacağını düşünüyordum.” Gözlerini kısıp tiksinircesine burnunu kıvırdı. “Ama dediğim gibi şu ana kadar. Beni tanıyabilmen için yıllar yeterli olmamış anlaşılan. Beni böyle birinin kolaylıkla öldürebileceğini nasıl aklının ucundan geçirebiliyorsun anlamıyorum. O katilse inan ben de cinayetin en kanlısını işleyebilecek bir cesarete ve kuvvete sahibim.” Kuvvet kısmını biraz daha 'vurgulu' söylemişti. Çünkü Alexis, kendisini en son gördüğünde neredeyse yere yığılacak bir haldeydi. Kit, Alexis’e gücünü nasıl da kısa sürede ve kolayca topladığını göstermek istiyordu. Beyazlamış ellerini masanın üzerine koydu ve “Bekleyeceğim zamanı ben de iyi biliyorum Alexis, ne zaman gidip ne zaman kalacağımı ancak ben bilirim, sen değil.” Soluğu neredeyse Alexis’in suratına değiyordu. Ona bu kadar yakın olmak Kit’in hoşuna gitmemişti bu sebeple ellerini masadan bacaklarına indirip geriye doğru yaslandı. Çabuk sinirlendiği için kendisine kızıyordu. Karşısındakinin onun sinirlendiğini fark etmesi ona göre bir zayıflıktı ve Kit zayıflıktan nefret ederdi. Gözlerini iki saniye kadar kapatıp derin bir soluk vererek sinirini yatıştırdı. Ellerini yumuşak saçlarına atıp muzip bir ifadeyle kardeşine döndü.

“Aslında merak ettiğim bir şey var Alexis.” Dudakları sağa doğru kıvrılmış, sol kaşı havaya kalktı kalkmıştı. “Neden onu aramaktan böylesine çekiniyorsun ve her konuşmada benim yanımda olmaktan kaçındığını söylüyorsun.” Yüzündeki muzip gülümseme silinip karanlık bir ifade aldı ve yaslandığı koltukta doğrulup Alexis’e yaklaştı. “Yoksa saklamaya çalıştığın bir şeyler mi var?” İşte sonunda söylemişti. Kit’e göre Alexis’in bu soruya vereceği cevap muhtemelen yalanlarla süslü olacaktı ama sorması gerekiyordu. Onu çıldırtan şeyi öğrenmesi gerekiyordu. “Yoksa, aileye söylemeye korktuğun bilgilere mi sahipsin?”

Yeniden koltuğa yaslandı ve sol bacağını sağ bacağının üstüne attı, rahatlamış görünüyordu. Siyah eteği dalgalar halinde yere uzanıyordu. Elini eteğinin işlemelerinde gezdirdi. Bu eteği ona Hindistan’dan bir arkadaşı hediye etmişti, el yapımı işlemeler değerine değer katıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexis Ciera Majere
Bakan Yardımcısı
Bakan Yardımcısı
Alexis Ciera Majere


Mesaj Sayısı : 249
Yaş : 32
Tarafı : L'z
Kan Durumu : Safkan
RP Yaşı : 22
Patronus : Timsah
RP Sevgilisi : O artık yaşamıyor Very Happy
Asa : Hızlılığın Zevki
Evcil Hayvan : Kendime zor bakıyorum bir de hayvan mı? o.O
Özel Yetenek : Metamorfmogus
Galleon : 55714
Kayıt tarihi : 25/02/09

Bilgilerim
Sağlık:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dakikalar Img_left100/100Dakikalar Empty_bar_bleue  (100/100)

Dakikalar Empty
MesajKonu: Geri: Dakikalar   Dakikalar Icon_minitimePerş. Mart 26 2009, 18:40

Masada oturduğu süre boyunca işler pek de iyi gitmemişti. Yine de konuşurken tahmininden daha da etkileyiciydi. İçinde kötü bir his vardı. Karşısındaki oldukça güçlü, önsezileri hassas ve bir o kadar da kendisinin açıklarıyla nasıl başa çıkabileceğini bilen biriydi. Zihnindeki düşünceleri dışarıya kapatmıştı çoktan. Ufak bir esintiden dolayı saçları uçuşurken Kit’e ve elindeki balkabağı suyuna bakıyordu. Yüzü biraz sonra her ne olursa olsun alaycı maskesine bürünecekti. Sadece yapması gereken yoğunlaşmak, konuyu dağıtacak noktaları bulmaktı. Kit’e ve bardağı tuttuğu eline bakıyordu. Kırmızı oje… Doğru tercih diye içinden mırıldanmakla yetindi. Belki bir gün havadan sudan, gereksiz ve daha az zorlayıcı konularda konuşurlardı. Çok eski günlerde yaptıkları gibi… Büyümenin bu kadar sıkıcı ve zor olduğunu bilseydi kesinlikle Hogwarts’a geri dönerdi. Her ne olursa olsun bugün şansını zorlayacaktı, bundan emindi. Susup nefesini normal hale getirirken fikirler beyninde uçuştu. Ta ki Kit’in tüm hararetiyle bu kez onu suçlayacağı zamana dek…

“Yanımda gelip gelmemekte özgürsün. Bu işi gayet kendim de halledebilirim. Bilmiyorum senin gözünde nasıl gözüküyorum ama şu ana kadar üvey kardeşini tanıyabilmiş olacağını düşünüyordum.”

"Ama dediğim gibi şu ana kadar. Beni tanıyabilmen için yıllar yeterli olmamış anlaşılan. Beni böyle birinin kolaylıkla öldürebileceğini nasıl aklının ucundan geçirebiliyorsun anlamıyorum. O katilse inan ben de cinayetin en kanlısını işleyebilecek bir cesarete ve kuvvete sahibim.”

Üvey kardeş? Tanımamak? Elbette kendisini iyi tanıyordu. Gerçi Kit’le beraberliği pek de eskilere dayanmıyordu. Bebeklik ve çocukluğunu onunla beraber geçirmemişti. Yine de detaylara takılmamalıydı.

“Nasıl mı aklımdan geçirebiliyorum? Basit. Sonuçta benimkisi tahmin yalnızca ihtimallerden birisini ortaya koydum. Sen de yenilmez değilsin ya?”

Yüzü bu sefer alaycılığını saklamayı özellikle istemiyordu. Devam edecek gücü böylece bulabildi.

“Ayrıca az önce de dediğim gibi ne yapmak istediğini ve olası sonuçlarını ortaya koydum. Benden 1 yaş büyük ablama öğüt vermek de istemem açıkçası. Sadece demek istiyorum ki sana bol şanslar.”

Gözlerini Kit’in gözlerine dikti. Rahat tavırlarını iyiden iyiye ortaya koymaya çalışıyordu. Bardağından bir yudum daha aldıktan sonra sözlerine devam edecekti. Birden saçlarının rengi aklına takıldı. Gözlerini saklayabilirdi fakat olası kontrolsüz renk değişimi pek de iyi olmazdı. En iyi soruyu cevaplarken kendini hazırladı.

“Kaçmak? Karakterime oldukça yakışan bir eylem fakat üzülerek söylüyorum ki yanılıyorsun. Diyelim ki bu –lakabı her neyse- adamı aradık seninle beraber. Bu benim için kolay olur mu sanıyorsun? Yoksa hala haberin yok mu? Bakan yardımcısıyım ve hala Sihirli Oyunlar ve Sporlar dairesi başkanlığı görevime devam ediyorum. Yeterince yoğun bu iş yaşantımın yanı sıra bir de L’azienda var. Bakanlık karışabilir. Kısacası kaos bizi beklerken bir başka sorunla uğraşmak pek de işime gelmiyor.”

Artık şu durumuna daha da alışmıştı. Sesi bekleyişin getirdiği sabırsızlıkla doluydu.

“Bir de şunu eklemek istiyorum. Doğruyu söylediğime inanmıyorsan zihnimi okumaya çalışmak da ayrı bir seçenek.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Dakikalar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Accio-Hogwarts :: - Büyülü Bölgeler - :: Hogsmeade :: Café Angéla-
Buraya geçin: