Baş Editörün Odası

Konu: Baş Editörün Odası Paz Mart 01 2009, 13:46

Kapıyı çalmadan girmeyiniz..

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 19:59

Frénch yağmurlu bir havada kendisini dışarı bırakmanın siniriyle yolda başıboş bir şekilde yürüyordu.. Ne yapacağı hakkında hiç bir fikri olmayışından gelen geçen hakkında kötü şeyler düşünmeye başlamıştı..* Şuna şuracıkta bir lanet patlatsam?* gibi , fakat daha sonra kendisine gelip yoluna öylece devam etmesi gerektiğini anlıyordu her seferinde. Londra'nın en sevdiği kavşağında bir durakladı ve kafasını kaldırdığında Stesha'nın baş editörlüğünü yaptığı dırdırcı gazetesinin eski püskü binasını görmüştü. O stresli halinde Stesha'nın adı geçince yüzüne bir tebessüm oturuvermişti bile. Gerçekten 24 yaşına kadar , gözünü açtığı andan itibaren yanında gördüğü ve halada yanında olan tek insandı Stesha.. Gülümsedi ve bir 'şak' sesi ardından gelen sıkışma hissiyle Stesha'nın odasının önünde buldu kendisini. Kapıyı çalmaya bile gerek duymadan içeriye daldı , Stesha henüz odasında değildi , en azından ona öyle gelmişti .. Ve şu anda saklanmaç oynayacak hali olmadığı boş olan , Stesha'nın koltuğuna oturdu. *Neredeymiş küçük fare'm?* diye bir şarkı uydurmuştu kendince...

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 20:14

İhtiyar akçaağacının gövdesinde menekşelerin açtığını gördü.Bu yıl da çicekler açıyor die düşündü ve o zaman eğilip sevgili ilkbaharını selamladı.Ardından masasının üzerinde okunmayı bekleyen parşömenlere bir göz attı.Canı çok sıkılıyordu ve şu an burada olmayı hiç ama hiç ıstemıyordu.Dırdırcı da herşey yolunda gıdıyordu.Bu güzeldi ama işini yaparken sıkılmıyor da değildi.Herkesın aşklarına şahit olurken,herkes ona birşeyler anlatırken o kimseye birşey anlatamıyordu..
Masasının üzerinde yığınla duran zarflarından birkaçını eline aldı.Her yeni kelime de yüzündeki gülücüğün ifadesi değişiyordu..Ne de güzel tebrıklerdı bunlar..
*Kim bu densiz !...
Kapıyı çalmadan ne hakla girebiliyordu içeriye..Bu ne saygısızlıktı böyle ? Hizmetınde çalışanlardan bırısı ise bu densizliğine yönelik onu işten kovacaktı..Kararlıydı..
Ama hiçte öyle olmamıstı..Gelen onun birtanesi,can dostu Frénchti..
*Küçük fareymiş deli şey.Yaşın kaç bakayım senin..Gel şuraya koca bebek.Bi sarılayım,çok özlemişim seni..
dedi ve ardından yanaklarını sıkıp geri de kalan o küçük pembemsı yanakları öptü ve sıkıca sarıldı..

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 20:28

*Küçük fareymiş deli şey.Yaşın kaç bakayım senin..Gel şuraya koca bebek.Bi sarılayım,çok özlemişim seni..

demişti Stesha ve onu sıkıca sarıp kendi kızarttığı yanaklarından koskocaman bir öpücük almıştı. Frénch'de onu öpmüş ve kendi masasını ona bırakıp diğer bir çiftli koltuğa çökmüştü. Ve söze başladı ;

" Ehh , biz sizin gibi boş boş dolaşma fırsatını her dakika bulamıyoruz hanımefendi.. "

dedi alaycı bir tavırla .. Ağzının kuruduğunu hissettiği anda ise hiç düşünmeden ;

" Bitanem baksana , senin bu dükkanda ateşviskisi var mı ? "

dedi. Dükkan diye tabir ettiği yer bir basın dairesiydi aslında... Kendiside buna gülümsüyordu şimdi..

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 20:34

Dükkan mı ? Boş boş oturmak mı ? Deli işte,Med den başka ne bekleyebilirdi ki..Ciddi bir hava takınan Stesha masasından kalkarak Med'in yanına gitti.Elini boğazına dayayarak..

Benim işim boşboş oturmaksa bu tam senlık Med..Profesör olmayı sen istedin..Yazık sana ^^

Bu da fazla sert kaçmıştı galiba.Kendi sözlerini saçma bulup kendi kendine gülmeye başladı.Med ile resmi olmayı sevmeyen Stesha,kendi masasında değil Med'in yanında ki koltuğa oturmayı tercih etti...
Ateşviskisi istemişti demi bu sarhoş ? Valla hiç kalkacak gücü yoktu.Eliyle yukarıdaki rafı işaret ederek;

*Kalk al hayatım..Beni yorma oraya kadar..

dedi ardından çizmelerini çıkarıp köşeye bir yere koydu ve ayaklarını kanepe uzattı.Gittiği her yerde bu ayakkabıları da yanında götürmesi iğrenç bir şeydi.Çünkü bu tarz ayakkabılardan hiç haz etmiyordu.

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 20:41

"Benim işim boşboş oturmaksa bu tam senlık Fré..Profesör olmayı sen istedin..Yazık sana ^^"

boğazındaki eller onu rahatsız edemeyecek kadar hafif olduğu için Frénch sadece Stesha'nın gözlerine bakıyordu .. Sözlerinden sonra ise ellerine birer öpücük kondurup ;

" Hiç canımı yakamıyorsun bebeğim .. Baksana ateş viskisi demiştim .. "

dedikten sonra Stesha yorgun ve bitap bir şekilde ;

" Kalk al hayatım..Beni yorma oraya kadar.."

dediği için Frénch işaret ettiği raftan iki bardak çıkarmış ve viskileride doldurmuştu. Stesha'ya uzatırken ise ;

" Bu iyiliği babama bile yapmam haa .. "

dedi ve ayaktayken ilk bardağı fondip yaptıktan sonra ikincisini doldurup yerine oturdu..

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 20:50

Stesha ağrıyan ayakları ile meşguldü ki Med tam da ayaklarını uzattığı yere oturmuştu.Hoş ayağına otursaydı çoktan lafı işitmişti de ardından gelen buz gıbı ateşviskisi onu affettirmişti..
Viskisinden koca bir yudum aldıktan sonra Med'i dikkatle süzmeye başladı.Onda birşey vardı ve acilen ne olduğunu öğrenmeliydi..
Med'in sıkıca bağlanmış olan kravatını biraz olsun gevşettikten sonra ;

*Seni çok iyi gördüm.Her halde bunun sebebi açık hava değildir Med..Gelin kim bakalım..Hadi anlat hayatım.Bilirsin aramızda kalır..

dedi ve dil çıkarıp onu gıdıklamaya başladı.Onunla şakalaşmaya bayılırdı.
Ama şöyle bır durumda vardı.Eğer Med ' in ciddi bir ilişkisi varsa,kızla hemen tanısmak ısteyecek ardından da Med'ın aılesıne gidip yetiştirecekti.

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 20:57

Çocukluktan beri gıdıklanmaktan ve sık taktığı kravatı çözmeye bayılan Stesha bu ikisini yeniden yapmıştı.. Ve artık sesini çıkarmayan Frénch'e ;
*Seni çok iyi gördüm.Her halde bunun sebebi açık hava değildir Med..Gelin kim bakalım..Hadi anlat hayatım.Bilirsin aramızda kalır..

Frénch sözünü bitiren Stesha'ya biraz daha yaklaşarak ;

" Eminim aramızda kalır küçük fare... "

dedi ve şimdi gıdıklanma sırası Stesha'ya geçmişti. Frénch ;

" Bu zamana kadar benim yaptığım her şeyi annemin hemen duymasının sebebi kimmiş söyle bakalım .. Ama bunu söylemende sakınca yok tabiiki.. Anne ... "

dedi sadece.. Belki tanıyacağını ümit etmişti. Çünkü tanıştırmak zor bir işti bu uyuşuk adama göre...

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 21:03

Küçük prensini evlendırecekler miydi yoksa ? Ahh hem güzel hem kötüydü bu.Stesha dan önce evlenırse Stesha kıskançlığından ölürdü..

*Anne..Hımm..Sanırım bir kaç kere denk gelmişlerdi.Tahmın ettiği kişi ise güzel kızdı.Ama Stesha dan güzel değildi ya ..

Stesha,gülümsemesine bir son verdıkten sonra..

Evlenemezsin canım.Kusura bakma.Önce benı beklemelisin.Ben kımseyı bulamazsam,benimle evleniceksin..

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 21:14

"Evlenemezsin canım.Kusura bakma.Önce benı beklemelisin.Ben kımseyı bulamazsam,benimle evleniceksin.."

"hmm "

dedi Bréxy ... Daha sonra ekleyerek ;

" Dur bir düşüneyim .. Bakayım . "

şöyle bir gözleriyle Stesha'yı süzdükten sonra ;

" Sanmam .. Seni alan yandı demişmiydim hiç ? Heh işte ben daha yanmak is-te-mi-yo-rum.. Belki bir ayağım çukura girince olabilir tatlım .."

dedi ve yanağından makas alıp bardağını doldurmak için tekrar rafın oraya doğru gitti.

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 21:27

" Sanmam .. Seni alan yandı demişmiydim hiç ? Heh işte ben daha yanmak is-te-mi-yo-rum.. Belki bir ayağım çukura girince olabilir tatlım .."

O çirkin ördek yavrusu nasıl da bağlamıştı Med'i kendine.Şaşırmıştı hem de çok..Ya da Med insanlaşıyordu.Evet,bu daha iyi bi kavramdı. ''İnsanlaşmak '' Med den en son bekleyeceği şeydi bu..Ama sanırım yaşam koşullarına alışmaya başlamıştı.

Seni isteyen yok zaten canım.Tanrım benı o günden sakınsın..Ne kadar iğrenç bir mahluk olduğunu bir tek ben bilirim ...

dedi ve ardından sinir bozucu olan o kahkasını patlattı.Med'in viskisini tazelediğini görünce kendisininkini de bir yudumda bitirdi.Bir dikişte bitirmek..Bütün acılığıyla..
Sessizce Med'ın yanına gitti.Ondan önce şişeyi kaptı ve kendı bardağına doldurduktan sonra:

* Yavaşsın bebeğim..Yavaş !

Bu sözlerinin ardından odada bulunan kıyafetlerıne bir göz attı.Gün boyu üzerinde aynı kıyafetı taşımayı sevmezdi..Hele de bugün..Buradan sonra Med'i yemeğe götürmeyi düşünüyordu.Ona uygun bir kıyafet arıyordu.

*Ah,evet .. İşte bu !

Güne uygun bir kıyafet bulabilmişti.Fazla aramadan..

*Med bir sanıye bekler misin hayatım.Üzerimi değişicem.Ben gelene kadar odamı sakın karıştırma

dedi ve gülümseyerek üzerini değiştirmeye gitti.

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 21:34

"Med bir sanıye bekler misin hayatım.Üzerimi değişicem.Ben gelene kadar odamı sakın karıştırma"

Frénch bu laftan sonra ;

" Mavmavmavmav ... "

dedi onun taklidini yapar cinsten.. VE o gider gitmez muzurca etrafta gezinip öylesine kurcalamaya başlamıştı.Aslında ne aradığını kendiside bilmiyordu , daha doğrusu hiç birşey aramıyordu . Sadece ona inat geziyordu ortalıklarda.. Ve bir fotoğraf bulmuştu , arkasında 'Robert' yazan bir fotoğraf..

*hahaha işte şimdi elimdesin küçük fareeee*

dedi kendi kendisine ama sesli bir şekilde. Ve fotoğrafı cebine koyup tekrar aynı yerine oturup Stesha'yı beklemeye başladı şimdi..

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 21:43

Göğüs dekoltesinin dışında fazla açık olmayan fakat Steshaya oldukça yakışan bu kıyafetin onun için önemi büyüktü..Gri,taş işlemeli oldukça güzel bir kıyafetti..Aynı rengi taşıyan ayakkabılarını da bağladıktan sonra kendısıne aynada baktı..
Kapıya doğru ılerlerken makyajını yapmadığını hatırladı.Gözler,dudaklar,yanaklar ve kalıcı parfümü..Bu işte bitmişti..
Artık Med'ın yanında gidebilirdi..Onun vereceği tepkiyi çok merak ediyordu Stesha.Ama söylediği söze alınmayacaktı.Çünkü her zamanki gibi abzurtça şeyler söyleyeceğini biliyordu.

*hahaha işte şimdi elimdesin küçük fareeee*

Bu seste neydi..Ne diyordu bu deli gene? Odayımı karıştırmıştı yoksa..Hızla içeriye giderek;

*Med !! Yine karıştırdın demi..Ne buldun bari onu söyle.Açıklama yaparım söz..

Amacı sadece öğrenmekti.Ne gördüğünü söyledıkten sonra tepkısı farklı olabılırdı..Ama onun görmesını ıstemeyeceği birşey yoktu ortada..Ama ya ona anlatmak ıstemediği birşeyse..

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 21:48

"Med !! Yine karıştırdın demi..Ne buldun bari onu söyle.Açıklama yaparım söz.."

Frénch hızla üstüne gelen kıza şöyle bir baktıktan sonra ;

" Bir dakika ... Bizim küçük fare nerde? Ona naptın ? Sen kimsin "

dedi alaycı bir tavırla ... Ve daha sonra Stesha'nın yanına gidip cebindeki fotoğrafı çıkarttığı gibi ;

" Açıklamaya gerek yok bebeğim.. Ne zaman düğün sen onu söyle ... Hmm ayrıca ilk defa doğru söliyeyim ki , çok berbat görnüyorsun ... "

dedi yine muzipçe ve onun hırçınlığından kaçmak istercesine bir adım gerilemişti şimdi.

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 21:56

Uyuz işte uyuz.. ! Ondan ne bekleyebılırdı ki.Gene en iyi noktadan yakalanmıştı Stes.Robertla ilişkisini ona anlatmamıştı.Çünkü iki gün önce baslayan bır muhabbetti.Anlatmaya fırsatı olmamıştı ki..Bu yüzden kızamazdı ona.

Kravatından yakalayıp kendıne doğru cekti ve;

*Uyuz davranma konusunda çok yeteneklisin canım.Bunun için özel bir ders alıyor musun yoksa doğuştan mı..?
*Ayrıca düğün falan yok.Çok yeni bir ilişki iki gün oldu başlayalı..Ama Robert olmasa bıle aıleye karışmayı çok istiyorum..

Bu kıyafetı ona yakıstırmamış mıydı acaba.Eğer öyleyse hemen gidip değiştirebilirdi.Ama bu deliden laf almak kolay değildi ki..Herşeyi dalgaya vuruyordu.Sorsam mı sormasam mı diye tereddüt ederken kendısıne bır vıskı daha doldurdu..Med'e doğru dönerek;

*Bak bişi sorucam.Ama insan gibi cevap ver böcük.Kıyafetım nasıl.?Bak eğer beğenmedıysen çıkarıcam.Ne diyorsun..?

dedi ve kıyafetı daha ıyı ınceleyebılmesı kendı etrafında daireler çizmeye başladı..

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 22:01

*Bak bişi sorucam.Ama insan gibi cevap ver böcük.Kıyafetım nasıl.?Bak eğer beğenmedıysen çıkarıcam.Ne diyorsun..?

demişti Stesha Frénch'e .. Adeta gel benim en derin , en ince yerimden vur diyordu ama haberi yoktu .. Frénch kendi sesine gayet ciddi bir ses tonu takıştırarak ;

" Hmm ... Güzel bir emek var bu kıyafette... Aynı şeylere benzemişsin güzelim , nasıl anlatsam ? Eee , çiğdem kabuğu taşıyan bir karınca örneğin.. "

demişti ve kahkahalara boğularak daireleri Stesha'nın elinden tutarak durdurmuştu.. Ve yüzüne bakarak ;

" Cidden müthiş... Hangi erkekle buluşucak bakalım bu hatun bu gece? "

demişti şimdi...

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 22:39

Uyuz işte uyuz... ! Bu çocuk steshayı ya öldürecekti yada cinnet geçirtecekti..Sorduğu sorulara bırkez olsun düzgün yanıt verdiğini henüz görememiştir.Nasılım cevabına bir bakın ya..

'* çiğdem kabuğu taşıyan bir karınca..

Deli bu çocuk ya valla deli.Stesha elini tam kafaya kaldırmış Med'e tokat atacakken Steshayı sakinleştiren ikinci söz arkadan geldi.

" Cidden müthiş... Hangi erkekle buluşucak bakalım bu hatun bu gece? "

Bu sözle keyfi yerıne gelen Stesha,yukarıda asılı kalan elını aşağıya ındırdıkten sonra;

*Beni delirtiyorsun farkında mısın tatLım. ? Birinci söylediğinden dolayı kızmıştım sana.Ama bu ikinci söz senı affettirdi.
*Ayrıca bugün için hiç bir planım yoktu.Kimseyle çıkmıcaktım.Ama az önce bir plan yaptım.Sana sormadan.Buradan sonra yenı acılan bır bara götürücem seni.O yüzden böyle giyindim.Hemen şu elinde ki viskiyi bitir de beni oraya götür..

Konu: Geri: Baş Editörün Odası Ptsi Mart 02 2009, 22:46

*Beni delirtiyorsun farkında mısın tatLım. ? Birinci söylediğinden dolayı kızmıştım sana.Ama bu ikinci söz senı affettirdi.
*Ayrıca bugün için hiç bir planım yoktu.Kimseyle çıkmıcaktım.Ama az önce bir plan yaptım.Sana sormadan.Buradan sonra yenı acılan bır bara götürücem seni.O yüzden böyle giyindim.Hemen şu elinde ki viskiyi bitir de beni oraya götür..

gerçekten Frénch ile beraber büyüdükleri konuşma tarzlarından ve davranışlarından da anlaşılıyordu. Med Stesha'da kendisini görüyordu , belkide onu bu yüzden bu kadar çok seviyordu kim bilir ? Stesha'nın sözüne karşılık Med;

" Ow ow ow ... Şu güzelle yemeğe gitmek için bin tane adam sıraya girmişken , o benimle birlikte gitmek için can atıyor... Tamam ya tamam sakin ol azcık ... iyi gideriz "

dedikten sonra son yudumuda kafasına dikmişti bile Frénch.. Ve daha sonra;

" Hadi bakalım küçük fare.. "

diyip elinden sıkıca tutup onu adeta arkasından sürükleyerek kapıya doğru götürüyordu..