Kyan Carver Andié'nin Odası

Kyan'ın odası malikanenin üçüncü katında sağdaki en son odada yer alır.Odanın kapısı özel tılsımlı büyülerle korumalı olduğu için Kyan'ın izin vermediği kişiler odaya hiçbir şekilde giremezler bu nedenle Kyan'ın odası malikanenin en güvenli odasıdır.Odanın içinde sağ köşede Kyan'ın özel çalışma masası ve hemen hemen her kitabı bulabileceğiniz büyük bir kitaplık vardır.Odanın sağ köşesinde ise yatak vardır.Kyan'ın Hogwarst'ta tılsım profesörü olması nedeniyle odasında çoğunlukla öğrencileri hakkında bilgiler vardır.Kyan'ın odası temiz ve her şeyin yerli yerinde oluşuyla hemen dikkat çeker.Kyan malikanedeki odasına sadece haftasonları gelir. Bunun nedeni derslerinin yoğun olmasıdır.

Kyan'a bu odadan ulaşabilirsiniz.

Yatağım:

Şöminem:

Çalışma Köşem:

Evcil Hayvanım:

Kyan'ın bugün Hogwarst'ta dersi olmadığı için malikaneye bir gün önceden gelmişti. Her zamanki gibi ailedekilerle selamlaştı ve daha sonra odasına çıktı. Odasına çıktıktan beş dakika sonra kuzeni odasının kapısını çaldı ve içeri girdi. Kyan kuzeninin bir sorunu olduğu hemen anladı ve ne sorunu olduğunu kuzenine sordu. Kuzeni ise:''Karanlıktan korktuğu için arkadaşlarının onunla aly ettiğini ve kendisine yardım etmesini istedi.'' Kyan'ın tılsım profesörü olması nedeni ile kuzenine çok değişik ve çok nadir bulunan çok parlak bir taş verdi. Kuzeni ise şaşırdı ve bu taşın ne olduğunu sordu. Kyan'da şöyle açıkladı:''Bu taşı bana çok sevdiğim biri vermişti.Bende zamanında karanlıktan çok korkardım ama bu taş sayesinde korkumu yendim çünkü bu taş karanlık yerlerde sana yol gösterir ve kimse önünü göremezken sen her tarafı aydınlık görürsün bu nedenlede karanlıktan korkmazsın.'' dedi.Kyan kuzenine bu taşı verdikten sonra kuzeni Kyan'ı öptü ve ona teşekkür ederek odadan ayrıldı. Kyan bu gününü de böylece bitirmiş oldu...

Kyan her zaman ki gibi evde odasında oturmuş tek başına düşünüyordu. Kyan'ın bugün canı aşırı derecede sıkılıyordu ve keşke ''yanıma biri gelsede konuşsak diyordu''bir mühdet sonra çalışma masasına oturdu ve ders programını hazırlıyordu. Birden odasının kapısı çalındı.

Marlena, genellikle havasında asılı bulunan asilliğinden oluk oluk akan zarafetiyle evinden ayrılmış bulunuyordu. Annesiyle saygı çerçeveleri içerisinde yapmış bulunduğu savunma tabanlı münakaşanın ardından en iyi yapabileceği şey yeşilliklerin melodilerinde saklanmış notalarda kendini kaybetmekti. Şimdi olduğundan daha aşırı ve sırıtmaya yakın şekilde gülümseyebilmekti niyeti. Bir parça daha rahat olabilmek amacıyla ellerini pantolonunun ağzına kadar dolu olduğunu sonradan fark ettiği ceplerine attı. Şaşkın bakışlarının hedefi olan parçalar halindeki kağıtlara baktı dikkatle. "Ders programı hazırlamak için yardımı dokunacak bir profesörle görüş. Annenin istediği elbise için gerekli parayı.." Devamını okumayı gereksiz görerek baş kısma döndü yeniden, 'Bir profesörle görüş.' Adımlarını bir müddet düşünce havuzunda yüzdükten sonra dar sokağa yöneltti. Evi en yakın olan Kyan muhtemelen aradığı yardım ihtiyacını karşılayabilecek nitelikteydi. Neredeyse koşar şekilde tükettiği on dakika onu Kyan'ın bölgesiyle karşı karşıya getirdi. Tatlı bir tebessümle kapya yöneldi. Birkaç kez basarak aşina olduğu bir tınının havayla temasını sağlayan zilin genç adamın kulaklarına erişmesini ümit ederek beklemeye başladı.

Kyan'ın canı bu sıkıcı ve renksiz odada iyice sıkımıştı birden kapı bir ses olduğunu farketti ve o zarif kıyafetleriyle odasından heyecanla çıktı. Merdivenlerden aşağıya doğru indi ve kapının zilinin çaldığını faretti.Gelenin profesör Marlena olduğunu farketti ve üstünü asasının ucundan çıkan parlak bir ışıkla değiştirdi. Kapıyı açtı ve karşında Marlene'yi gördü o zarif ve ince sesiyle:''Hoşgeldin Marlena''dedi.Sonra onu içeri davet etti ve salonun sağındaki küçük bir antika koltuğa oturttu ve sohbet etmeye başladılar.Aradan bir mühdet geçtikten sonra Kyan, Marlena'nın neden geldiğini merak etti ve merakının cevabını bulmak için Marlena'ya : ''Hayırdır, neden gelidmn diye sordu.''

İçini gıdıklayan bu çocuksu ses, onun sorularına da cevap olacağa benziyordu. İçeri girmesi için yapılan naçizane davete karşı koymayarak salona geçti. Oturup muhabbete daldıktan bir müddet sonra, ancak Kyan'ın geliş sebebini merak etmesiyle aklı başına geldi. Burayı ziyaretindeki amacı anımsayarak lafa girdi. "Aslında derslerin nasıl işleneceği hakkındaki birtakım endişelerimö beni buraya getirdi." Onda da aynından olup olmadığını ölçmeye çalışan meraklı bakışlarla karşısındaki süzüyordu.

Marlena'nın bu nzikçe sorduğu soru karşısında Kyan'da cevap veremedi. Çünkü o da Marlena'nın olduğu gibi biraz kaygılıydı ama kendisine bu konuda güveniyordu. Tılsım profesörlüğününde ona verdiği bir takım özelliklerini kullanarak ona cebinden hafifçe çıkardığı bir tılsım verdi ve ona bu senin heyacanını biraz sakinleştiri dedi.Sonra Kyan nasıl ders işleyeceği hakkında Marlena'ya bilgi verdi ikisinde birbirinin heyecanını sakinleştirdi. Kyan'ın Marlena'yı yeni tanımasına karşın çok kısa sürede birbirlerine alışmışlardı ve keyifle sohbet ediyorlardı.Dersler hakkında konuşurken Kyan: '' Bir şey içermisin?''diye Marlena'ya sordu.

Marlena muhabetten çok zevk almasına karşın gelen güzel teklifi de reddetmek zorunda kalarak ayrılması gerektiğini bildirdi. Annesi için alması gereken elbiseyi alacaktı ve eve dönecekti. Belki de sorularına cevap olabilecek farklı bir zat ile görüşürdü..

Sabahın ilk ışıkları Kyan'ın odasının penceresinden içeri süzülmeye başlamıştı. Kyan bu sabahta güneşin o pürüzsüz yüzüne vurmasıyla uyandı. Duvarda asılı olan saatine baktı ve saattin 7.00 olduğunu fark etti. Yatağından büyük bir telaşla fırladı ve birden aklına bugün sevgilisinin onu ziyaret edeceğini hatırladı. Banyosuna gitti ve traş olmaya başladı. O narin sesiyle bir de şarkı söylemeye başladı. '' seni severken buldum kendimi bir rüyada... '' banyodan çıktıktan sonra elbise dolabını açtı ve üzerine çok şık bir spor kıyafet giydi. Kyan odasını da toparladıktan sonra odasından çıktı ve yavaş yavaş merdivenlerden aşağıya indi. Salona geçti ve heyecanlı bir şekilde beklemeye başadı...

Mikayla, sabahın 7.00'sinde yüzünü ısıtan güneş ile uyandı. Bu gün biricik aşkı Kyan'a gidecekti. UÇarak yatağından kalktı elini yüzünü yıkadı ve hızlı bir şekilde hazırlandı. Önce ki gün yaptığı keki de yanına almıştı... Hızlı bir şekilde yürüryordu. Fakat zamannıda ulaşamayabilirdi... Bu yüzden hemen büyü yaparak Andié Malikanesinin önüne geldi. Zili çaldı... Altında beyaz caprisi, üstünde bu tamamlayan beyaz T-shirt'ü vardı. Kapıyı, sevgilisi açtı ve Miley ona şen şakrak bir şekilde '' Aşkım, ben geldim. Nasılsın bugün çok tatlı olmuşsun. Bak dün kek yaptım...'' dedi.
Kyan, onu içeri aldı. Keki mutfağa bıraktı ve Mikayla'nın yanına salona geldi...

Kyan sevgilisinin yaptığı keki mutfakta gri renkli üstü gümüş desenli tabaklara koyduktan sonra salona sevgilisi Mikayla'nın yanına gitti. Sevgilisine bir şey içermisin diye sordu. Mikayla da '' Bir bardak kahve alabilirim. '' diyerek sevgilisine hafifçe gülümsedi. Kyan'da mutfağa gidip gidip içeçekleri aldıktan sonra sevgilisine servis etti. Okuldan ve günlük olaylardan konuşmaya başladılar. Konuşmaları çok keyifli ilerleyen iki sevgili birbirlerine aşık olduklarını bir kez daha anladılar. Kyan sevgilisine '' Dışarıya çıkıp sinemaya gidelim mi ? '' diye sordu. Mikayla'da Kyan'ın teklifini kabul etti ve iki sevgili beraberce sihirli şömine sayesinde şehir meydanına ışınlandılar. Kyan iki tane Yıldız Tozu flimine bilet aldı ve Mikayla ile sinema salonuna girdiler. İçeri girdikten 5 dakika sonra flim başladı ve iki sevgili büyük bir zevkle ele ele tutuşup flimi izlemeye başaldılar.

» Kyan Carver