Accio-Hogwarts
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



Kurgu: Loinkaos - Yıl: 1971 - Hava: Yağmurlu - Tema: Gündüz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Dükkan

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Amarantha Laraine Hyde
Nox Shop Sahibesi
Nox Shop Sahibesi
Amarantha Laraine Hyde


Mesaj Sayısı : 37
Yaş : 33
Nerden : R'lyeh
Evcil Hayvan : Kuzgun -Nevermore,Aye Aye-Faustus
Galleon : 56030
Kayıt tarihi : 29/12/08

Bilgilerim
Sağlık:
Dükkan Img_left100/100Dükkan Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dükkan Img_left100/100Dükkan Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dükkan Img_left100/100Dükkan Empty_bar_bleue  (100/100)

Dükkan Empty
MesajKonu: Dükkan   Dükkan Icon_minitimeCuma Ocak 02 2009, 12:37

Koyu renklerle çevrelenmiş,tozlu, basık tavanlı,küçük ve kolstrofobik bir mekandır.Viktoryen stilde genelde kitaplar la dolu koyu ahşap oymalı yerden tavana dek uzanan raflarla dolu dur.Uzun ahşap bir tezgah dikdörtgen biçimli dükkan ın en dibine yakın bir yere konuçlanmış arkasında ise bilmeyen biri için risli olabilecek tuhaf iksirlerin bulunduğu raflar ile ofise açılan minik kapı bulunur.Loş bir mekan dır Nox gün ışığı sadece hemen girişte sol tarafa yerleştirilmiş antika piano ya ulaşabilecek kadar içeriye girebilir ancak eksantrik dükkan çalışanları bu durum dan şikayetçi değildirler.

Dört adet gizli kapı sı bulunmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Amarantha Laraine Hyde
Nox Shop Sahibesi
Nox Shop Sahibesi
Amarantha Laraine Hyde


Mesaj Sayısı : 37
Yaş : 33
Nerden : R'lyeh
Evcil Hayvan : Kuzgun -Nevermore,Aye Aye-Faustus
Galleon : 56030
Kayıt tarihi : 29/12/08

Bilgilerim
Sağlık:
Dükkan Img_left100/100Dükkan Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dükkan Img_left100/100Dükkan Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dükkan Img_left100/100Dükkan Empty_bar_bleue  (100/100)

Dükkan Empty
MesajKonu: Geri: Dükkan   Dükkan Icon_minitimeCuma Ocak 09 2009, 18:15

''19 Ekim 1875

Dostum Henry nin daveti üzerine yourucu lakin keyifli bir gemi yolculuğunun ardından Hyde Malikanesine ayak basmış bulunuyorum.Burası kayalıklar üzerine kurulmuş kasvetli bir şato içi dahil insanı ürkütüyor.Kendimi bir anlığına irlandanın perili şatolarından birindeymişim gibi hissettim.

Henry beni oldukça görkemli bir şekilde karşıladı onu gerçekten özlemişim fakat sohbetimiz oldukça kısa sürdü çünkü genç hastamı bir an önce tanımak istiyordum.Heny biraz sıkkıncana işime çok bağlı olduğumu söyledikten sona uşak la beraber bana odama değin eşlik etti. Bana tahsis edilen oda binanın tam da denize bakan cephesinde yer alıyor hıçın dalgaların kayalıklara şiddetle çaptığını işitebiliyorum şimdiden burada doğaüstü deneyimler yaşayacağıma eminim.Eşyalarımı yerleştirme işlemini beraberimde getirdiğim genç uşağım Sebastian a bırakarak Henry le beraber dosdoğru müzik odasına yöneldim.Dostumun söylediğine göre genç yiğenini genellikle kütüphane de bulabilimişim anlaşılan küçük bey edebiyata ilgi duyuyor öyleyse onunla iletişim kurmak için kendi birikimimi kullanabiliim.

Genç hastamın beni ne kadar etkilediğini anlatamam.İnsanın içine işleyen derin bakışları var.Bir yuvanın sıcaklığını yansıtmayan bu evde çevresine yaydığı zayıf ısıya hayran kalıyor insan.O kadar narin ve güzel bir çocuk ki Henry nin mektuplarında bahsettiği tuhaf davranışların hiç birini o na konduramıyorum.Sorular sormaya başlamadan önce bana biraz güvenmesi ni sağlamam gerektiğine inanıyordum işte bu sebeple bir süre boyunca Felsefe,Poe ve Henry James in bazı eserleri üzerine konuştuk eğer vaktim olsaydı bu muhteşem sohbet saatlerce sürdürebilirdim ne yazık ki saat çok geç olmadan misafir salonuna inmem gerekiyordu.Söylemeliyim ki Calvin in bu kadar da donanımlı bir çocuk olmasını beklemiyordum gencecik yaşına rağmen neredeyse benim gibi görmüş geçirmiş birinin düzeyinde.Bu çocuk mutlaka kurtarılmalı ruhunda ki yaraları bulup birer birer kapamak zorundayım kollarımızın arasından kayıp gitmesine izin veremem.Bunun dışında konuşmamız boyunca sürekli kollarını sıvazlaması hariç anormal birşey görmedim

Biliyordum demekten nefret ediyorum fakat daha önce ki bir tarihte not düştüğüm tahminim doğru çıktı.Calvin i öncelikle sözde anne babası olacak bu insanlardan kurtarmalıyım.Hayatımda bu kadar soğuk insanlara rastlamadım samimiyetten alabildiğine uzak bir tanışmaydı.Başlarda salona geç indiğim için ayıpladıklarını düşünmüştüm fakat gece boyunca bu şekilde sürüp gidince bu soğukluğun ruhlarına işlemiş olduğunu farkettim. Beyefendi nin Henry nin oğlu olduğuna inanmak çok güç kendisi de eşi Lady Hyde da konuşmaktan zevk alamayacağım insanlar.Özellikle de abisi Bart soğukluğundan ziyade onda hoşuma gitmeyen birşeyler var yüz ifadesi hiç değişmiyor hep ruhsuz,belki hafiften acımasız bir gülümseme var yüzünde.Bana simya ilmi ile ilgilendiğini söyledi günün büyük bölümünü laboratuvar da geçiriyormuş ilgilendiğimi anlayınca ne zaman istersem gelip çalışmalarına bakabileceğimi söyledi.Açıkçası konu her ne kadar ilgi alanıma girse de Bart a katlanabileceğimi sanmıyorum.Burada bulunduğum süre boyunca vaktimi dostum Henry ya da sevgili Calvin le geçireceğim.Bakalım zaman bize neler gösterecek...''


Ahşap tezgahın üzerine arkadan gelecek ani bir harekete karşı savunmasızca 'hanım hanımcık' bir oturuşla yerleşmiş Bay Heartilly nin tatlı sesinden eski el yazmalarını dinlemek Amarantha açısından pek bir zevkliydi.Kolları nı koluna dolamış bununla yetinmeyerek bir de başını aynı koluna yaslamış bir kedi gibi usulca uyuyan joshua nın verdiği rahatsızlığa rağmen okunan şeye odaklanabilmişti.Joshua yı niye mi uyandırmamıştı? İster kabullensin ister kabullenmesin oğlanın şu masum hali hoşuna gitmişti ve ona kıyamamıştı işte.''Bay Heartilly bu benim aradığım şey olamaz.'' 1875 ile günümüz arasında çok büyük bir zaman farkı vardı.Bay Heartilly ince yüzünü çok iyi korunmuş fakat herşeye rağmen sararmaktan kurtulamamış günlük yapraklarından kaldırdı kız onun bu sabrına hayrandı doğrusu ''Bayan Hyde profesör Quin ailenizin geçmişiyle sizin geçmişiniz arasında bir bağlantı kurulabileceğini düşünüyor.Kabul biraz hayalperestçe fakat neden olmasın?Ne yazık ki aile geçmişinizi tam anlamıyla aydınlatmamız bile mümkün değil günlüğün pek çok sayfası kayıp.Yanılmıyorsam bir kısmı da ayrı bir günlükte olmalı '' konuşmaktan fazla hoşlanmayan amarantha ağır ağır başını salladı bu hareketle Bay Heartilly e onu dikkatle dinlediğini belli edebildiğini umuyordu kendi geçmişini keşfetmek gibi ciddi bir sorunu olsa da aile geçmişini merak etmediğini de söyleyemezdi küçüklüğünden beri herşey ondan itinaayla gizleniyormuş gibiydi ''Ayrıca kimse şu öğrenciyle ilgili konuşmak istemiyorsa aradığınız kaynaklar çoktan imha edilmiş olabilir'' bunları söylerken bay heartilly nin gözleri hafifçe kısılmış yüzünün aldığı ifade öfke ve üzüntü karışımı birşey diye tarif edilebilidi Bay Quin genç asistanını ne kadar da çabuk kendisine benzetmişti kime ait olursa olsun geçmişin acımasıca yok edilmesi Bay Heartilly i de çok derinden etkiliyordu ''Bunu elde etmek bile ne kadar zor oldu bir bilseniz.Amarantha yine başını olumlu manada salladı bu hoş sarışına ne kadar teşekkür etse az dı aslında tanışalı çok az bir süre olmasına karşın tanımadığı birinin kişisel meseleleri için canla başla çalışıyordu hoş bunda Bay Quin in de etkisi vardı tabii ama yaptığı işe aşıkmış gibi dinlenmek bilmeyen Bay heartilly nin en ufak bir sıkıntı belirtisi göstermeden kendisine yardıma koşması yine de azımsanacak türden bir iyilik değildi.''Günlük sizde mi kalsın yoksa öncelikle profesörün görmesini arzu edermisiniz?'' Amarantha elini çenesine götürdü bu sırada aklına gelen şey yüzünden kendisini gülmemek için zor tutuyordu.Gariptir ama bay Heartilly- özellikle de daktilo başındayken-O na yayınlaır yayınlanmaz satın aldığı ve hayatında önemli bir iz bırakmış olan bir edebiyat eserinde ki sekreteri anımsatıyordu ''Eğer başınızı daha fazla derde sokmayacaksa O nu Profesöre göstermenizi yeğelerim.Hatta Dr.Quin e...'' Bay Heartilly tatlı tatlı güldü ''Dr.Quin?''ardından kibarcana kayarak yere inmiştineydi onu güldüren?Doktorun bu denli genç olması mı?

Amarantha da konuğunu geçirmek adına ayağa kalkmaya yeltendi fakat omuzları nın hafif bir kıpırtısında hissettiği o tatlı ağırlık halen mışıl mışıl uyuyan joshua yı hatırlatmıştı ona.İçten bir of çekerek başını sol omuzu na çevirdi ne hikmetse-ve iyiki de-oğlan uyanmamış sadece hafif hafif mırlıyordu.Bu kez başını profesörü nün yanına dönmeye hazırlanan konuğuna çevirdi.Bay Heartilly önce şık paltosu nu narin bedenine geçirip,ardından içi muhtemelen başka çok değerli belgelerle dolu deri postacı çantasını takarak kendisini daha da aristokrat bir havaya sokuyordu şapkası nı giymeden önce o nu tutan elini hafifçe yana açarak Amarantha ya ''İyi günler bayan Hyde'' dedi kibarca Amarantha sağ elini dikkatla kaldırdı ''İyi günler bay Heartilly.İyi eylenceler...''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aurora de la Poer
Nox Shop Sahibesi
Nox Shop Sahibesi
Aurora de la Poer


Mesaj Sayısı : 190
RP Yaşı : 20
Evcil Hayvan : Nigger-man [Kedi], Lucifer [Kuzgun]
Galleon : 56056
Kayıt tarihi : 29/12/08

Bilgilerim
Sağlık:
Dükkan Img_left100/100Dükkan Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dükkan Img_left100/100Dükkan Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dükkan Img_left100/100Dükkan Empty_bar_bleue  (100/100)

Dükkan Empty
MesajKonu: Geri: Dükkan   Dükkan Icon_minitimePerş. Ocak 15 2009, 15:28

Karanlık basmadan önce ortaya çıkan o iki yüzlü kızıllık yine baş göstermişti... Balkonun kapısı içeride melankolik havayı serinletsin diye çok az açık bırakılmıştı fakat içeriye sadece öldürücü, bir yılanın ağzından çıkarmışcasına zehirli bir hava giriyordu usul usul... Siyah çarşaflara bürünmüş genci üşütmesin diye hafif adımlarla kapıya ilerleyerek gıcırdamasın diye temkinle genişleyen dudaklarından hafif bir ıslıklı mırıltı çıkmıştı. İçeriye gün ışığı girmiyordu belki ama gencin kıpkızıl, çarşafın üzerine saçılmış, lethe'nin kana bulanmış o halini hatırlatan, tel tel ayrılmış incecik ipek böceği ipliğinin dalga dalga hali gibi; havaya hoş bir parfüm saçan o güzel saçları parıldıyordu. Siyah bir fon ve kıpkırmızı saçları, ne kadar da tuhaf duruyordu ölgün teninde... Sıcaktan ve iksirleri yudumlamaktan kıpkırmızı olmuş dudakları derin derin, acı acı soluyarak insanın içinde tarifsiz bir ürperti ve acıma duygusu bırakıyordu. Minik ve üşümüş elini gencin cayır cayır yanan alnına değdirdi, ve sonra yanaklarına, ardından da boynuna. Hiç bir değişiklik yoktu, ne iyileşme ne kötüleşme, tuhaf. Dün akşam sessizce odasına girip kendisine kitap okumasını isterken sessizce uyuyup gitmişti. Çoğu zaman bunu isterdi, Aurora'nın odasına ürkek bir kedi gibi girer, tatlı şımarıklığıyla ve burnu büyük havasıyla Aurora'dan kendisine, o ipeksi sesiyle güzel ve kadim kitaplar okumasını isterdi. Henüz 17 yaşına yeni girmiş olsa da birçok kimsenin zihninin anlamaya yanaşmayacağı o kitapları ciddi öğretiler sayarak dinlerdi. Belki de bünyesine ağır gelmişti...


Daha önce hiç kimseyi sevemediği bir şefkatle seviyordu sanki onu. Sessizce dizlerini kırarak yatağın yanına çömeldi ve birkaç dakika onun sessiz sessiz soluk alıp verişini izledi. Dün akşamkinden daha iyi ve daha dingin göründüğü söylenemezdi. İksirler konusunda gerçek bir doktora danışmanın zamanı gelmişti belki de, ve Julius'un durumunu diğerlerine açmanın. O okyanus mavisi, güzel gözlerini sabaha açamamıştı ve bunu diğerlerine de artık belli etmenin vakti gelmişti. Belki fazla abartıyordu, sadece ateşi yükselmişti ama ne yapabilirdi ki? Kendisine emanet edilen küçücük savunmasız bir şeydi o. Kendisine emanet edildiği ilk günü hatırlıyordu da; o kadar çelimsiz, ama o kadar kin dolu biriydi ki. Pek sıcak kanlı ve iyi geçinen biri olduğu söylenemezdi. Hatta yer yer şımarıklıkları oldukça fazlaydı ve ukalalık yapmakta, birilerini sinirlendirmekte üzerine yoktu... Onu bu kadar öfkeyle dolduran şeyleri az çok biliyordu; berbat bir hayatı vardı ve normal bir insanın sırtına binebilecek herhangi bir yükten daha fazlası vardı onun üzerinde. Devamlı berbat bir ortamda büymüştü, her türlü ahlaksızlık ve her türlü iki yüzlü entrika... Belki ruhsal olarak bozulmuştu ve kötü bir yönde deforme olmuştu ama asla bu onun o masum ve güzel yüzüne yansımamıştı. Babası bir başka kadın için annesini terketmişti ve zavallı prenses acısından her gece kan kusarak ölmüştü. Oysaki ne kadar güzel bir kadındı ve uğruna terkedildiği o alçak insanla kıyaslanmayacak kadar; nazik, görgülü ve seviyeli biriydi... Bir üvey kızkardeşi vardı ve kanı annesine çekmiş olacaktı ki, iğrenç bir kız olup çıkmıştı... O kızın kendisini baştan çıkarıp çıkartmadığı konusunda ağzını bıçak açmıyordu ama aile mirası o eşsiz güzelliği her sokak başında rahatsız edilmesine sebep olan bu küçüğün pekte rahat bırakılmadığı hissini veriyordu. Onu aynalara, vitrinlere ve doğal olarak kendisine ve her güzelliğe aşık eden sebep ise acaba bunun kadar mıydı yoksa daha mı berbattı?

Sessizce ayağa kalktı, değişik yapılı çizmelerinin altında hafif hafif gıcırdayan tahtalarda ilerleyerek kapıyı çok hafifçe araladı, artık diğerlerinin yanına gitmesi gerekiyordu. Son bir gürültür çıkarak tahtanın sesinin hemen ardından inleyerek kendisine değdikçe alev alev yanan saçlarını iniltiyle yüzünden farkında olmaksızın çeken gence son bir kere baktı; çıplak bedeni çelimsiz, incecik ve güçsüz görünüyordu. Kıyafetsiz olsa da cayır cayır yandığını biliyordu, ama izlemekten başka çaresi yoktu, sessizce kapıyı örttü... Mark'a teslim olma vakti gelmişti sonunda...

Sakin bir sıkıntıyla dükkanın iç tarafına doğru ilerledi, o sırada çıkanların Amarantha'ın yakın dostları olduğunu farketmişti, yanlarına inememesi gerçekten büyük kabalıktı, imkanı olsa birer kahve ikram ederdi. "Geldiklerini duymamışım" dedi hafif bir mırıltıyla Amarantha'ın arkasında belirerek. Ardından Joshua'nın sessizken oluşturduğu o tuhaf havayı izleyip solgun bir gülümseme takındı. Gerçekten ilginç bir durumdu. Sessizce tıkırdayan saate bakarak "Gerçekten huzurlu uyuyor" dedi, hafifçe dükkanın orta kısmına yönelip gözüne kestirdiği bir sandalyeye kendisini bırakarak...

*Julius: Normalde sarışın bir çocuktu fakat bu RP'ye özgü kızıl yapıyorum ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Amarantha Laraine Hyde
Nox Shop Sahibesi
Nox Shop Sahibesi
Amarantha Laraine Hyde


Mesaj Sayısı : 37
Yaş : 33
Nerden : R'lyeh
Evcil Hayvan : Kuzgun -Nevermore,Aye Aye-Faustus
Galleon : 56030
Kayıt tarihi : 29/12/08

Bilgilerim
Sağlık:
Dükkan Img_left100/100Dükkan Empty_bar_bleue  (100/100)
Güç:
Dükkan Img_left100/100Dükkan Empty_bar_bleue  (100/100)
Seviye:
Dükkan Img_left100/100Dükkan Empty_bar_bleue  (100/100)

Dükkan Empty
MesajKonu: Geri: Dükkan   Dükkan Icon_minitimePerş. Ocak 15 2009, 18:44

"Geldiklerini duymamışım" Havada ki elini yana açtı bedeni nin en küçük bir hareketi prens hazretleri,sevgili 'drama kraliçeleri' Joshua yı uyandırabilirdi çocuğun sağı solu hiç belli olmuyordu hatta genelde bezeyle taneciğini kat kat yatakların altında dahi farkedip rahatsız olan peri masalında ki şu prenses gibiydi ''Bay Heartilly di...'' dedi donukça ses tonu konuğun özel muamele gerektirmeyen sıradan biri olduğunu vurguluyordu sanki ''Her zamanki gibi azıcık otuup gitti.Tam bir işkoliktir .Bana eski bir günlüğü ulaştırmak için uğramış...İstediğimden çok daha eskiydi.''kısa bir sessizlik ve belli belisiz bir iç çekişin ardından konuşmasını sürdürdü ''Asistanlığını yaptığı tarihçiye göstermek için günlüğü yanında götürmeyi önerdi ben de kabul ettim.'' hah! Bay Hertilly ve Profesör Quin her ikisi de günlükte yazanların Amarantha nın anılarında kurtarılmayı bekleyen liseli oğlanla bir bağlantısı olduğuna inanıyorlardı umutsuzluktan mıdır nedir bu ihtimal kıza gökteki yıldızlar kadar uzak görünüyordu.Peki üst bedenine tamamen oturan o siyah uniforma nın içerisinde kendi yaşlarında ki bir kızın bile kolayca fiziksel zarar verebileceği bu narin oğlan a nasıl ulaşacaktı?O nun kim olduğunu nasıl anlayabilirdi?Amarantha nın anılarında ki Lise Uniformalı çocuğa 'Lolita' diye çirkin bir şekilde isim takma cürretini gösteren Demogorgon pisliği 'O na ait eşyalar ya da anılarda ki bazı ip uçları nın sana yardımı dokunabilir' hoş Amarantha her defasında inatla kullandığı o 'Lolita' kelimesi yüzünden ondan yardım istediği için çoktan pişman olmuştu ama becerikli bir büyücü de daima dikkate alınmalıydı.Bir bakalım şimdiye kadar yaşadığı 'flashback' lerden aklında ne kalmıştı tatlı bir pembe tonunda hafif parlak biçimli ve dolgun dudaklar,biçimli dar omuzlara sahip aşırı narin ve sağlıksız bir beden,bir ceset gibi donuk ve ruhsuz fakat aynı zamanda küstah ve ukala bir karakter,kibirli karmaşık cümleler,tüm öğretmenleri nin favori gösterdiği başarılı bir öğrenci,toplumun skandal diye nitelendireceği türden ilişkiler,pahalı ve şık bir uniforma- ah eğer uniformanın göğsündeki okul amblemini hatırlayabilseydi...ya da belki kendisine özgü o ses tonu bir mırıltıyı andıran,gencecik ama kasvetli ve baştan çıkaracak kadar tatlı...Aslında tüm bunlar bir arada düşünüldüğünde oldukça fazla ip ucu varmış gibi görünüyordu fakat ne yazıkki hepsi de işe yaramaz türdendi şimdilik.Elindekiler yap-boz un birbiriyle tamamen alakasız parçalarıydı ve onları birbiriyle ilişkilendirmek için başka parçalara gereksinim duyuyordu.''Günlük bir psikiyatr tarafından tutulmuş.Ben de bu sebeple O nu Dr.Quin e de göstermesini söyledim fakat bana sadece güldü'' Eğer gülmesinin sebebi Dr.Quin in yaşıysa Amarantha koskocaman bir kahkaha atardı çünkü neticede bu iki genç bey birbirleriyle yaşıttı

"Gerçekten huzurlu uyuyor" bakışlarını benzerini o abartılı dramatik tavırlarını sergileyemediği tek pozisyonda bulundan joshua ya kaydırdı gerçekten de çok huzurlu görünüyordu muhtemelen şu uniformalı çocuk yüzünden o nla aynı yaşlarda ki Joshua ya karşı şefkat besliyordu hatta eğer karakteri elverseydi bayanlar veya cinsiyet ayrımı yapmayan erkekler dışında ki kitle tarafından acımasızca dışlanan zavallı çocuğa sevgi dolu bir abla gibi sarılır ve cesaret verirdi.Dikkat çekmek için eşsiz bir ustalıkla trajediler sahneleyen,ilgi çekmeyi beceremediğindeyse seksapelini kullanmaya kalkan hala olmuyorsa histeri krizleri geçiren zavallı çocuğun ne sebeple bu hale geldiğini bilseler diğerleri de oturup ona ettikleri kötü muameleyi bir gözden geçirirlerdi ''Evet şu haldeyken hiç olmadığı kadar sessiz fakat sessiz olduğuna üzülsem mi sevinsem mi bilemiyorum.'' dudaklarında belli belirsiz bir tebessüm oluştu ''Başımı şişirdiği için O nu azarlayıp duruyorum ama sustuğu zaman da burası fazla ölü sanki.'' ironi...Joshua uyanıp ta eşsiz trajediler sahnelemeye tekrar başlayınca şu söylediklerinden pişman olacağını biliyordu,ve çocuk tekrar uyuyup ta dükkan ı eski sessizliğine gömünce bir kez daha ''fazla mı ölü sanki?'' diye düşüneceğini de biliyordu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Dükkan
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Accio-Hogwarts :: - Büyülü Bölgeler - :: Knockturn Yolu :: Nox Shop-
Buraya geçin: