Karanlıktan Gelen Yabancı

Dolunayın önünü kapatan bulutlara inat geceyi dimdik aydınlatıyordu ay...Ama yetmiyordu.Koskoca sokağı aydınlatmaya yetmiyordu ışığı.Sokak lambaları ise bir yanıp bir sönüyor gece ise korkunç bir hal alıyordu.
'Pop'
Gecenin karanlığında siyah pelerili cübbesiyle bir silüet belirdi.
'Ne kadar acınası!"
Kafası göğe çevrili, iki elide cüppesinin cebinde gece kadar soğuk bir sesle konuşmuştu.Yüzü siyah saçlarının altında ay ışığının yansımasıyla parlıyordu.Siyah gözlerini bir dükkanın tabelasına çevirdi.
'Üç Süpürge'
Kapıyı biraz süzdü-sanki içini görebilecekmiş gibi-.Ardından ağır, çok ağır adımlarla oraya doğru ilerledi.Kapıyı çarpar gibi açmıştı.Kendisine dönen gözlere kızgın ve 'ölüm' saçan gözlerle baktı.Bakmasıyla gözler bir anda, sanki sihirli bir değnek değmişçesine kayboldu.Yavaşça sağ tarafa baktı.Gördüğü boş masaya doğru ilerlemeye başlamıştı.Yere sürülen pelerininin çıkardığı garip sesle birlikte yavaş yavaş ilerliyordu.En sonunda oturdu ve bara doğru bakarak seslendi.
"Acilen bir Ateşviskisi!"
Birkaç dakika sonra içkisi gelmiş ve yudumlaya başlamıştı bile...

Uyku yok uyku yok uyku yok!
Uykusuz,soğuk,karanlık bir gece daha..
Baş ağrısı ! Sorma gitsin..
Lil evde oturmak yerine dışarı çıkıp,biraz takılmanın kendisine iyi geleceğine karar verdi.
Pembe mini eteğini,siyah t-shirt'ünü ve tertemiz pembe converse'lerini üzerine giyerek evden 3 Süpürge'ye cisimlendi.
İçeri girdi,kapıyı araladı. Gözü boş masa aradı ama sanki bütün masalar önceden tutulmuştu.
İlerideki masayı ve masada oturan adamı gözüyle keserek:
"İşte!" dedi Lilith,eğlencesini bulmuştu. Adamın yanına ilerledi ve:
"Oturabilir miyim?" dedi. Gerçi adam "Oturma!" dese bile otururdu,evet genlerinde vardı bu..
Gerçi aklı başında hiçbir adam bu güzellik karşısında hayır diyemezdi.. Sonuçta o bir modeldi.. Güzelliği dillere destandı.. Hogwarts'taydayken de hep kıskanılırdı.. Sadece sormuş olmak için sordu. Adamı süzerek,cevabını bekledi.

"Oturabilir miyim?"
İçkisinden bir yudum daha aldı ve etrafa bir göz gezdirdi başka boş masa var mı diye.Ama bugün şans ondan yana değildi.Viskisinden bir yudum daha aldı ve yemek borusunu yakan o muhteşem tada bir kez daha hayran kaldı.Ardından eliyle sandalyelerden birini göstererek konuştu.
"Buyrun."
Kıza dikkatli bir şekilde baktı.Daha önce görmüşmüydü bilmiyordu ama önemli değildi.Nasıl olsa şu anda hissettiği ve istediği tek şey bir tane daha ateşviskisiydi.Viskisini fondip yaparak barmene yine seslendi.
"Bir viski daha ver!"

"Buyrun."

"Bir viski daha ver!"

Karşısındaki adam bu kez zor görünüyordu. Ama onun için hiçbir şey zor değildi. O Lil'di istediğini hep alırdı,almıştı da.. Yandaki gördüğü yakışıklıya göz kırptı ve "muggle" malı olan telefonunun numarasını verdi.
"Öhööm!" karşısındaki adama döndü ve
"Ben Lil." dedi sakince. Adamdan ses yoktu biraz daha konuşmazsa masadan çekip o yakışıklının yanına gidecekti ve büyük ihtimalle ardından adamın malikanesine..

O sıvı ve saf güzellik boğazından aşağı inerken birkez daha zevkin doruklarına varıyor ve bittiğinde şekeri elinden alınmış çocuk misali üzülüyordu.Şimdi ise yine yaklaşıyordu bardağın sonuna.İstemiyordu.Bitmesini istemiyordu.Ama bir ses bölmüştü eğlencesini.
"Öhööm!"
Dikkatini hiç bozmadan yine bardağına eğildi.Ardından yine aynı ses.
"Ben Lil."
Yavaşça kafasını çevirdi ve o anda anladı.Yavaş yavaş alkol kanına karışıyordu.Başı az da olsa dönüyordu.Karşısında duran kişiye baktı.Kendini tanıtmasa kabalık olacağının farkındaydı.Herşey olabilirdi ama asla kaba bir erkek-ki kıza yiyecekmiş gibi bakan etrafındaki diğer erkekleri saymıyordu- değildi.Yavaş ve viskiye rağmen duru olan bir sesle konuştu.
"Bende Raul.Memnun oldum."

Karşısındaki adamın suskunluğu Lil'i hem sinir ediyordu hem de hoşuna gidiyordu.
"Bende Raul.Memnun oldum."
Lil bende memnun oldum dercesine kafasını salladı. Barmen'e:
"İçecek bir şeyler getirmeyi düşünmüyor musun?" dedi usulca.
"Ee bişi konuşmayacak mıyız? Mesela seni buraya getiren dert nedir bayım?" dedi karşısındaki adamı süzerek.

"Ee bişi konuşmayacak mıyız? Mesela seni buraya getiren dert nedir bayım?"
Viskisinden bir yudum daha aldı ve kıza döndürdü sandalyesini.Muhabbet istiyorsa istediğini alacaktı.
"Dert mi?İçmek için derde ihtiyacın varsa asıl o derdin ne olduğunu sen anlatmalısın."
Soruyu çabucak savuşturarak delici bakışlarla kızı süzüyordu, seherbaz olma ihtimaline karşın.

"Dert mi?İçmek için derde ihtiyacın varsa asıl o derdin ne olduğunu sen anlatmalısın."
"Bu konuşma aklımı karıştırdı. Öyle diyorlar diye dedim.. Herneyse konuşmak istemiyorsan .."
Aslında gitmeyecekti. O "gururlu" genç kızlardan değildi. İstediğini alacaktı tabii ki de. Barmen sonunda viskisini getirmişti.
Adamın cevabını beklemeye başladı o sırada viskisini yudumluyordu.
Gözü barmenlere takılmıyor da değildi..

"Bu konuşma aklımı karıştırdı. Öyle diyorlar diye dedim.. Herneyse konuşmak istemiyorsan .."
Kıza birkez daha baktı.Kafası iyice bulanmıştı.Öyle demek istemediyse de kız yanlış anlamıştı.Gözlerini sıkıca yumdu ve kafasını sağa sola hızla sallayıp kendine gelmeye çalıştı.
"Alkolden olmalı.Afedersin...Demek istediğim.."
Viskisinden bir yudum daha almış ve içine büyük bir umutsuzluk dolmuştu.
"Bardağın sonu geliyor!Kahretsin!"
"Benim bir derdim yok.Senin varsa dinlemek isterim.Yani bunu demeye çalışmıştım ama sanırım biraz saçmaladım."
Suratına ufak bir gülümseme yerleştirdi..

"Alkolden olmalı.Afedersin...Demek istediğim.."
Lil gülümsedi sadece..
"Benim bir derdim yok.Senin varsa dinlemek isterim.Yani bunu demeye çalışmıştım ama sanırım biraz saçmaladım."
"Keşke anlatabilecek kadar az olsa.." dedi Lil derin bir of çekerek.
"Aslında dürüst olmak gerekirse buraya gelmemin nedeni siz. Yani genel olarak erkek tarafı." dedi afallayarak.
"Ah Lilith,kafayı mı yedin sen? Ne diyorsun niyetini belli mi ediyorsun?" diye geçirdi içinden.
Bataklığa düşmüştü artık,kurtulmalıydı anlatıp. Belki Raul Lil'in dürüstlüğünü sevebilirdi.
"Erkek tarafı derken anla işte yapı olarak böyleyim. Beni buraya getiren müzik,içki ve erkekler. Hergün farklı yerdeyimdir. Sohbetim iyidir. Birisiyle oturur konuşuruz şanslıysam (tokat yemezsem) birşeyler içeriz sonra da oradan malikanenin yolunu tutarız." dedi sarhoşluğun verdiği salakça tavırla gülümseyerek.

Kızın söylediklerinden sonra kahkahalarla gülmeye başlamıştı.Öyle komikti ki(!) söyledikleri, gülmekten tüm sarhoşluğu yok olup gitmişti.Gülmesi birazcıkda olsun geçtikten sonra -ama hala az da olsa gülüyordu- kıza bakarak konuştu.
"Peki şimdi?Bu bahsettiğin 'birisi' ben mi oluyorum?"

"Peki şimdi?Bu bahsettiğin 'birisi' ben mi oluyorum?"
"Genel olarak konuştum her gece birileri çıkar zaten." dedi gülerek Lil.
"Gerçi senin o erkeklerden biri olacağını sanmıyorum." diyerek devam etti sözlerine. Yüzü ekşimişdi. ( )
Niye gerçeklerini yüzüne vuruyordu ki.. Karşısındaki adam yakışıklı görünüyordu.

Viskinin son yudumuyla birlikte kararan dünyası kızın sözleriyle birazda olsa aydınlanmıştı.
"İyi çünkü o zavallılardan biri olmayı zaten istemezdim."
Gülümsüyor ve rahatlamıştı.Barmene seslendi.
"Davetiye mi bekliyorsun?Bir tane daha getir?
Adam kaşlarını çatmıştı fakat Raul sol kolundaki cübbeyi birazcık havalandırdığında -ki bilerek yapmıştı- kolundaki dövmeyi görünce hızla viskisini tazelemişti.Raul tekrar kıza döndü ve meraklı bir sesle konuştu.
"Neden bunu yapıyorsun peki?"

"İyi çünkü o zavallılardan biri olmayı zaten istemezdim."
Lil gülümsedi sadece.
"Tüh ya!" diye geçirdi içinden.
Raul içkisini bitirdikten sonra barmene sinirle:
"Davetiye mi bekliyorsun?Bir tane daha getir?" dedi.
"Neden bunu yapıyorsun peki?"
"Aman sende,iyi birine mi benziyorum sence? Yaşamak bile saçma eğlenmek için yaşıyorum! Şimdi de annem gibi azarlamayacaksın beni değil mi?" dedi masum gözlerle Raul'a bakarak.

Kızın söyledikleri onu güldürmüştü..Birkez daha!Ama son söyledikleri biraz tedirgin etmişti onu.
"...iyi birine mi benziyorum sence?..."
Casus olma ihtimali vardı..Yada sadece onu öldürmek için yollanmış bir seherbaz..Yada..Yada daha başka birşey.Alkolün etkisiyle düşünemiyordu.
"Annen gibi azarlamam..Ama sana bir soru soracağım.."
Sağ elini asasının bulunduğu cebine attı, süpheli bir durum olursa diye..
"..Açık olmak isterim; ki bunu senden de bekliyorum.Buraya beni öldürmek için mi geldin?"

"Annen gibi azarlamam..Ama sana bir soru soracağım.."
Lil merakla dinledi Raul'u.
"Ben hep dürüstümdür bunu biraz önce de anladın heralde." dedi gözkırparak Raul'a.
"..Açık olmak isterim; ki bunu senden de bekliyorum.Buraya beni öldürmek için mi geldin?"
"Açıkçası evet ben Üç Süpürge'de herkesin önünde birini (hele bir erkekse) öldürecek kadar gerizekalı bir egomanyağım." dedi küçümser bakışlar atarak Raul'a.
"Biraz daha şüphelendirirsen,kardeş çıkacağız." dedi alaycı tavırlarla bakmaya devam ederek.

Elini cebinden çıkardı ve yeniden eski, rahat pozisyonuna dönerek kafasını geri atıp gözlerini kapadı.
"Üzgünüm.Bilirsin işte 'kötü' olmak böyle birşey."
"Ne dedim ben!"
Gözlerini fal taşı gibi açtı ve kıza döndü yavaşça.Söylediği kelimeler kafasında yankılanıyordu.Ne söylemişti az önce..Yavaş nefes alıp verdi bir süre.Kalp atışları hızlansa da bir süre sonra yavaşlıyor ardından söylediklerini düşündükçe birkez daha hızlanıyordu.
"Ne iş yapıyorsun?"
Bir umutla konuyu değiştirmeye çalıştı.
"Acaba anladı mı?"

"Üzgünüm.Bilirsin işte 'kötü' olmak böyle birşey."
"Ne iş yapıyorsun?"
"Canını sıkma." demekle yetindi Lilith. Ardından soruya yanıt olarak:
"Esrar Dairesi. Aslında ayrılsam mı bilmiyorum." dedi Raul'a bakarak.

"Esrar Dairesi. Aslında ayrılsam mı bilmiyorum."
Demek bakanlıkta çalışıyordu..Her ne kadar alkollü olsa da anlamıştı.Bu kızdan zarar gelmezdi ona.Zaten esrar dairesindekilerden yarısıda Karanlık Lord'un tarafındandı.Aynı Raul gibi.
"Bakanlık...Çok sıkıcı.Bana kalsa hemen bırakırım."
Bakanlıkta çalışanlara çok acıyordu.Nede olsa 7/24 masa başında; masa başında olmadıkları zamanda etrafta Raul gibileri arıyorlardı.Bir yudum daha aldı viskisinden ve gözlerini kızın üzerine dikti.

"Bakanlık...Çok sıkıcı.Bana kalsa hemen bırakırım."
"Aslında sadece maaşım için. Yoksa kim takar işleri? Şu aralar boşluyor gibiyim zaten.. Aramızda kalsın!" dedi sinsice bakarak Raul'a.
"Ee ya sen?"

"Ee ya sen?"
Söylemek istemiyordu aslında ama çokta önemli bir şey değildi.Mesleği yoktu.O bir ölüm yiyendi.Zaten Raul kızın bunu anladığına emindi.
"Aa ben mi?"
Kısa bir nefes aralığından ve tabiiki birkaç yudum viskiden sonra sözlerine devam etti..
"Ben bir ölüm yiyenim.."
Çok rahat söylemesine karşın bir gıdım bile pişmanlık duymuyordu.Kızın suratına dikkatle bakıyordu.Suratının alacağı komik ifadeyi merak ediyordu ve görmek için herşeyini verebilirdi.

"Aa ben mi?"
"Evet sen senin dışında Raul göremiyorum.."
"Ben bir ölüm yiyenim.."
"Çok şaşırdım." dedi gülerek.
"Buraya beni öldürmek için mi geldin?" dedi Raul'un taklitini yaparak Lil. İçkisini bitirmişti. Çok da sıkılmıştı tek yapacağı şey;
"Eee?" demekti..

Viskisinden son yudumuda aldı.Ardından Lilith'e baktı biraz..Sıkılmış gibi gözüküyordu, aynı Raul gibi.
"Eee?"
"İstersen başka bir yere gidelim mi?Buradan sıkılmaya başladım."
Alkolünde etkisiyle vücudundaki damarlar genişlemiş ve buda vücuduna geçici bir sıcaklık hissi vermişti.Bir an önce bu bunaltıcı havadan kurtulmak istiyordu.Kızın vereceği cevaba göre ne yapacağına karar verecekti.

"İstersen başka bir yere gidelim mi?Buradan sıkılmaya başladım."
"Kesinlikle patlayacağım!" dedi Lilith masaya bir kaç galleon bıraktı ve gıcırdayan kapıyı aralayarak oradan ayrıldılar.