Silent Hil...

Stam, kendine geliyor ve göz kapaklarını yavaşça kaldırıyordu. Bir kaç saniye bulanıklıktan sonra gözleri tamamen açılan Stam, bomboş bir araziden başka birşey göremiyordu. Kalkmaya ilerlemeye çalışıyordu fakat elleri ve ayakları sıkıca bağlıydı. Arkasında genişçe bir ağaç bulunuyordu. "Lanet olsun! Burası da neresi?!!" diyordu içinden öfkeli bir şekilde. Kafasını çevirebildiği kadar etrafına bakan Stam, yalnızca boş arazi görüyordu...

Az sonra bir silüet belirdi ilerlerde. Yaklaştıkça Stam ilgiyle bakıyordu. Bir kaç adım sonra yanına ulaştı. Maskeliydi, yüzü gözükmüyordu. Tahminine göre bir ölüm yiyendi. Başkasıda olabilirdi. İzliyordu Stam sadece...

Sesi soluğu çıkmayan adam, elinin ve ayağının bağını çözüyordu Stam'ın. Ses çıkaramıyordu, çünkü ağzı da bantlıydı. Neden kaçırmışlardı? Bu soru aklının bir köşesine yerleşti. Ama bir kaç tahmini yok değildi. Ellernin bağının çözülmesiyle, cebinden çaktırmadan evinin anahtarını yere atmıştı, sonra da kimliğini... Adam ile birlikte bilinmez bir yere doğru yürüyordu Stam...

Rup beklediği adamın gelmesini büyük bir hevesle bekliyordu. Şu Gelecek Postası denilen aptalca şeyin susması gerekiyordu. Rup gözleriyle ufka bakarken kukuletalı bir adamın Gelecek Postası yazarı olan Stam Schwarzz'ı sürükleyerek getirdiğini görünce gülümsedi. Pek sık yapmadığı birşey olduğu için sanki doğanın dengesi değişmiş gibiydi , yaklaştılar , yaklaştılar ve yaklaştılar ..

Ölümyiyen Rup'a fazla yaklaşmadı , sanki bir çizginin önünde durmuştu. Stam Scharwzz'ı tuttuğu gibi Lord'unun ayaklarının altına salladı. Ardından da kalın ve gür sesiyle konuştu. " Buyrun Lord'um istediğiniz kişi. " dedikten sonra eğildi ve bir "Pop" sesiyle buharlaştı. Rup asası elinde durduğu yerde adama bakıyordu. Ne kadar zavallıydı , ne kadar da acınacak haldeydi.

Rup hiç beklemeden konuya girdi. " Şu Gelecek Postası dediğiniz yerde fazla ses çıkıyor. O ses kesilecek , yoksa seni ve Gelecek Postası'nı tarihten silerim. " dedikten sonra tek eliyle Stam'ı boğazından tutup kaldırdı. ' Anlıyor musun ? ' türünden bir bakış attıktan sonra adamın çaresizce " Evet " dediğini duydu. Elini çekti , çeker çekmezde adam yeri boyladı. Rup tam cisimlenecekmiş gibi yaptı , fakat cisimlenmedi. Asasını adama çevirdikten sonra " Crucio ! Rupért Grégory'den sevgilerle. " deyip cisimlendi.

Stam, adam ile birlikte uzun bir yol katettikten sonra ilginç ancak gizli bir yere geldi. İçeri girmek için izin aldı adam ve yine ilginç bir ortama giriş yaptı. Buz gibi bir oda, dağınık eşyalar vs. vs... Stam odayı süzmeye devam ederken bir yandan yürümeye devam ediyordu. İlerisindeki koltukta oturan bir adama yaklaşıyorlardı.

"Buyrun Lord'um istediğiniz kişi..."

Bir kaç adım daha yürüdükten sonra duran adamın ağzından bu cümle dökülmüştü. Stam şaşkın bakışlarıyla adama baktı. Rupért Grégory idi bu. Karanlık Lord! Ne için kaçırdıkları hakkındaki tahminleri doğru çıkmıştı Stam'ın... Aslında çok da şaşırmamıştı ama yüzü şaşkınlık havası veriyordu.

"Şu Gelecek Postası dediğiniz yerde fazla ses çıkıyor. O ses kesilecek, yoksa seni ve Gelecek Postası'nı tarihten silerim!"

Lord'un tiksinç sesinden bu cümle çıkıverdi. Lord'un bakışlarından biraz gerilen Stam, soğukkanlılığını bozmamakta ısrarcıydı. Ancak Grégory'nin Stam'ın boğazından tutup 4-5 cm kaldırması, Stam'ın bir kaç saniye nefes borusunun tıkanmasına ve nefes alamamasına yol açtı. Daha sonra yere düşen Stam derince nefes aldı.

"Bu yaptığın sence adil mi? Elim kolum bağlı ve kımıldayamıyorum!"

Bunu söylese de savunmasız olduğu için bunu yapmak zorunda kaldı. Ağzından "Evet.. Anladım" sözcüğü dökülüverdi.

Birkaç saniye sessiz kalan, daha sonra Lord hamlesini yaparak pislikliğini göstermişti. Bir Crucio büyüsü göndererek Stam'ın acı çekmesini sağlamıştı. Daha sonrada cisimlenerek kayboldu..

Konu: Geri: Silent Hil... Çarş. Mart 18 2009, 18:21

Gürültüyle yere düştü.

"Şu Cisimlenmeyi bir türlü yapamayacağım galiba...Şu an bir barda dans ediyor olmalıydım..."

dedi ve çevresine baktı.Küçük bir tepecikte yalnızdı...

"Yuh!Gecenin bu saatinde böyle bir yerde Bakanlık Müsteşarı'nın ne işi var?Beni burdan hemen kurtarmalılar..."

Karanlıktan korkmazdı ama şu anda gerçekten korkmuştu.

"Ben makam sahibi bir insanım kardeşim!Bana soracaksınız...Saksı değilim ben!.."

Avaz avaz bağırıyordu...

"Şu an beni bir kurtaran olursa Bakanlık Müsteşarı Yardımcısı yapıcam onu..."

Konu: Geri: Silent Hil... Çarş. Mart 18 2009, 18:25

Sıkıcı bir günün ardından biraz olay iyi olurdu.Mezara ne zaman gitse mutlaka karşısına biri çıkardı.Ya onu öldürürdü ya da o kaçardı.Bir 'şak' sesi duyuldu ve Sylar mezarlıkta belirdi.Sinsi ve soğuk bakışları insanın tüylerini ürpertiyordu.Etrafa bakındı kimse yoktu.Güvenliği için asasını çıkarttı.Biraz ilerledikten sonra bir kadının bağırdığını duydu.Ağaçların arkasına baktığın bir kadın gördü.Masum gözüküyordu ama yinede ona saldıracaktı.Asasını doğrultup "Avada Kedavra" diye kükredi.Asadan çıkan yeşil ışık huzmesi kadına doğru ilerliyordu.

Konu: Geri: Silent Hil... Çarş. Mart 18 2009, 18:30

"Hop!Yeşil...Ay öldürüyordu bu!Ben makam sahibi...Aay!"

Kafasını yana çekti.Büyü başını sıyırmıştı....Hatta sıyırmanın etkisiyle saçlarının bir kısmı da omuzlarına dökülmüştü...

"Bu da yapılmaz yani...Daha yeni fön çektirmiştim elektriklendi saçlarım!"

Asasını kaptı ve ilerideki ağaca doğru aklına gelen ilk büyüyü yaptı.

"Bombarda Maxima!"

Konu: Geri: Silent Hil... Çarş. Mart 18 2009, 18:34

Sylar'ın yüksek bir duello bilgisi vardı.Karşısındaki kadının ona karşı hiç şansı yoktu.Onu daha önce hiç görmemişti.Kim olduğu onun için farketmezdi.Burada bulunan her kimse belasını arıyor demekti.Kadın Sylar'ın yolladığı büyüden santimlik bir farkla kaçtı ve asasını ona doğrultarak "Bombarda Maxima" dedi.Kadın dışarıdan zayıf görünüyordu fakat yinede ne yapacağı belli olmazdı.Sylar hemen asasını kaldırdı ve "Protego" dedi.Büyü kalkana çarpıp yok oldu ardından Sylar asasını kadına doğrultarak "Sectumsempra" dedi.Büyü kadına doğru gidiyordu.

Konu: Geri: Silent Hil... Çarş. Mart 18 2009, 18:40

"Ya nerden geliyor bu ses?"

diye bağırdı Monica.Büyü yüzüne çarpmak üzereyken ani bir hamle yaptı.

"Aah!Boynum!"

Büyü yine şanstan sıyırıp geçmişti.Monica'nın elbisesi sarı saçlarla dolmuştu ama...

"E asker traşı yaptın kuaföre para vermiycem...Teşekkür ederim yani...Bakanlık Müsteşarı'nın saçını kesen adam olarak tarihe geçtin...Ezik!"

Son lafı söylemek istememişti...Birden ağzından çıkıvermişti...

"Sinirim bozuldu herhalde..."

Ve Bir hamlede önündeki ağacı yakarak buharlaştı...

Konu: Geri: Silent Hil... Çarş. Mart 18 2009, 18:42

Sylar kaçan kadının arkasından gülüyordu.Eğer biraz daha burada kalsaydı onu öldürecekti.Kadın giderken ağacı yaktı.Ateşi söndürdü ve biraz daha etrafa bakındı.Kimsenin olmadığını görünce cisimlenerek kayboldu..

Konu: Geri: Silent Hil... Çarş. Mart 18 2009, 18:47

Out: Ben hayatmda bu kadar rezil bir şey görmedm yhaaa

Misafir

Out:aAHuhaUAHUA delirtti çocuğu

Out: Aqa yemn ediorm isyan edicm böle duel görmedm bn* xD

*Sylar ben