Accio-Hogwarts
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



Kurgu: Loinkaos - Yıl: 1971 - Hava: Yağmurlu - Tema: Gündüz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Güzel Bir Sabah...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimeÇarş. Kas. 26 2008, 11:22

Derek o sabah erken kalkmıştı ve bir kaç günlük yoğun çalışması dolayısıyla kendisini hayli yorgun hissediyordu. Yüzünü yıkayıp diğer sabah hazırlıklarını tamamladıktan sonra Muggle'ların sabahları sürekli olarak içtiği ve onun da gerçekten -şaşırtıcı bir biçimde- çok beğendiği içecek olan kahveden bir bardak içti (Muggle'lar bunun kendilerini daha dinç hissetmelerini sağladığına inanıyorlardı) ve turuncu renkteki cüppesini sırtına atarak sokağa çıktı.

Dışarıda güneşli bir hava vardı fakat soğuk kendisini hissettirmeyi başarıyordu. Hafifçe esen rüzgara karşı yürüyen Derek, saatine baktığında henüz işe gitmesi için çok erken olduğunu fark ederek bir kaç saniye kadar, ne yapacağını düşünmek adına, yolun ortasında dikildi. Sokak saatin çok erken olmasının sebebiyle çok sakindi. Cadılar ve büyücüler evlerinden henüz çıkmamış ve sadece bir kaç tane dükkan açılmıştı.

Derek sonunda ne yapacağına karar vererek cisimlenmek için konsantre oldu ve içini rahatsız eden klasik duyguya karşı durmaya çalışarak kendisini hareketlendirmeyi başardı. Bir saniye sonra Hogsmeade'de bulunan ve gerçekten çok ünlü bir bar olan Üç Süpürge'nin önündeydi. Üstündeki cüppeyi ve dükkanın camından gördüğü kuzgun karası saçlarını dağıtarak içeriye girdi. İçerisi hayli sakindi. Barmen daha yeni açtığı barda bulunan masaları silmeyi bitirmiş bardaklara girişmişti. Derek içeri girince barmen kafasını kaldırdı. Derek ise çok iyi bir gazeteci olmasını sağlayan inanılmaz dikkat kabiliyeti ile barmeni inceledi.

Barmenin saçları yavaştan kırlaşmaya başlamıştı ve yüzü buruşmuştu. Ama Derek'in bildiği kadarıyla ne kadar yaşlı olursa olsun inanılmaz bir şekilde dinç bir adamdı ve neredeyse bütün gün hiç oturmadan ve bıkmadan barını işletmeye devam ederdi. Böyle bir adamın Hogwarts'ın şımarık öğrencilerini nasıl çektiği ise merak konusuydu. Belli ki adam yeni uyanmıştı çünkü saçları darmadağınıktı. Üstünde bir bölümü parçalanmış bir cüppeyle barın arkasında elindeki bir bardağı Derek'e bakarak silmeye devam ediyordu. Derek tekrar baktığında artık temizlenmiş olan bardağın, barmenin elindeki bezi bardağın üzerinde gezdirmesiyle kirlenmeye başladığını fark etti ve gülümsemeden edemedi.

"Elindeki beze dikkat etsen iyi olacak," dedi Derek gülerek. Önce barmene baktı daha sonra elindeki bardağı işaret etti. "Bardağın içine ediyorsun."

Barmen onunla konuşmasından dolayı birden irkildi ve elindeki bardak elinden kayarak tahta zemine düştü. Belli ki onunla konuşmasını beklemiyordu.

"Ne içiyorsun?" diye sordu barmen sert bir sesle. Bu adamı sevmemişti.

Derek aynı şekilde düşünüyordu. Bu adamı sevmemişti. Çok sertti ve bir müşteriye nasıl davranılacağını bilmediğini düşünüyordu. Barmene ters bir bakış fırlattıktan sonra konuştu. "Kaymakbirası," dedi sadece ve duvar kenarındaki bir masaya doğru ilerledi. Cüppesini çıkartarak sandalyenin arkasına astı ve oturdu.

Barmen de sabahın köründe Kaymakbirası içen bu adama şaşkınca ve dikkatle iki saniye kadar baktı ve eline yeni bir bardak alarak Kaymakbirası doldurmak için temizlemeye başladı.


En son Derek John Allison tarafından Çarş. Kas. 26 2008, 15:26 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimeÇarş. Kas. 26 2008, 11:43



Pencerenin kenarında içeri esen soğuk havayı derin bir nefes çekişle içine çekti. Tüm bedenini kısa bir irkiltti ve kendini daha dinç hissetmesini sağladı. Uzun saçları geceliğinin sarkmış ipinden dolayı tenini okşuyordu. Okulun ilk günleri yaşadığı için buradaki odasına daha alışamamıştı. Uykusu en ufak sesle dağılıyordu. Bu sabah onu uyandıran şey ufak bir ses değil, gördüğü rüyaydı. Üzerindeki tedirginliği biraz olsun soğukla birlikte atmıştı. Camdan uzaklaşıp, dolabına doğru ilerledi ve üzerine ince bir kazak ve pantolonunu geçirdi. Lodosun hakim olduğu bu havada yürümek düşmüştü aklına. Odadan ayrılırken solmaya yüz tutmuş gri cüppesini alarak koridora çıktı. Onun gidişini yeni yeni uyanmaya başlayan tablolardan başka kimse görmemişti.


Yavaşça bayırdan aşağıya yürümeye başladı. Saçları yüzüne doğru esen rüzgarın etkisi ile geriye doğru savruluyordu. Boynundan gelen irkilme ile cüppesinin yakalarını kaldırdı ve ellerini birbirine doladı. Yürümesi bu şekilde bayağı zorlansa da üşümesi geçmişti. Hogsmeade için gün yeni yeni başlıyor olmalıydı. Bu saatte her yerin kapalı olacağına emindi. Isabella’nın planı ise karşı taraftaki ormana doğru ilerlemekti. Yasak Ormandan ziyade Hogsmeade’ni tepesindeki bu orman çok hoşuna gidiyordu. Köye girdiği an ufak dükkanların camlarından içerlerini görmeye çalıştı. Kimi daha yeni yeni toparlanıyordu. Bir dakika Üç Süpürge’nin önünde durdu. Bu havada içini ısıtacak bir içkiden sonra yürüyüşe devam edebilirdi. Adımlarını biraz olsun sıklaştırarak dükkanın kapısına geldi ve tokmağı iyice kavrayarak kapıyı açtı. İçeriye girdiğinde oluşan hava değişimi içini ısıtmaya yetti. Barın arkasında duran adama seslendi.

“ İyi günler, bu saatte açık olmanız ne şans!”

Tam o an da içeride onun dışında biri daha olduğunu sezinledi. Sanki içerdeki diğer soluğu hissetmişti. Yavaşça bakışlarını etrafta dolaştırdı. Duvar dibindeki bir çift göz ve tanıdık sima Isabella’nın yüzünün daha da fazla aydınlanmasına yetti. Gülümsemesini hiç bozmadan ona doğru ilerledi. Yanına sorgusuz sualsiz oturdu ve masadaki elini bir an tutarak konuştu.

“ Seni burada görmek ne güzel.”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimeÇarş. Kas. 26 2008, 13:31

Derek sessizce barmeni ve mekanı izlerken ve bir yandan da Kaymakbirasını yudumlarken kapının arkasında zil çınladı ve içeriye az çok tanıdığı, uzun sarı saçları rüzgardan karışmış üzerinde gri bir cüppeyle, çok hoş bir bayan girmişti. Barmene bir şeyler söylerken Derek onun bu saatte burada ne işi olduğunu çıkarmaya çalışıyordu. Isabella bir anda kafasını ona çevirdiğinde irkilmekten kendini alamayan Derek içkisinden bir yudum daha alırken kardeşini izlemeye devam etti. Hogwarts'ta Aritmansi öğreten kardeşiyle pek çok ortak yanları ve bir o kadar da zıt noktaları olmalarına rağmen gayet iyi anlaştıkları su götürmez bir gerçekti.

Isabella zarafetle yürüyerek ve Derek'e doğru gülümseyerek yanına geldi ve daha Derek'in buyur etmesine fırsat kalmadan sandalyeyi çekerek kendini üstüne bıraktı. 'Hiç değişmeyecek bu kız,' diye düşündü Derek gülümseyerek ve o bunları düşünürken Isabella konuştu.

"Seni burada görmek ne güzel," dedi gülümsemeye devam ederken elini bir anlığına Derek'in elinin üstüne koymuştu. Derek'te bir şey söylemeden içkisinden bir yudum daha aldı ve onu yutarken ki içine yayılan inanılmaz sıcaklığa aldırmadan gözlerinin kardeşininkilerle buluşturdu ve ilk kez konuştu.

"Hayal kırıklığına uğramış gibisin," dedi gülümseyerek. Onunla laf kavgası etmek çok hoşuna gidiyordu ve onun da aynı şekilde düşündüğünü biliyordu. Yıllardır herkes onların bu kavgalarından dolayı hiç anlaşamadıklarını düşünmelerine rağmen çok iyi anlaşıyorlardı. Bu kavgalar ise onların vazgeçilmez birer hobisi olmuştu. "Beni görmeyi beklemiyor muydun?" diye devam etti Derek ve şüpheyle ve gözlerini kısarak devam etti. "Biriyle mi buluşacaksın?"

Bu sorudan hayli nefret ettiğini biliyordu Derek ve kardeşinden gelecek olan tepkiyi merak ederek ve gülümseyerek ona bakmayı sürdürdü.


En son Derek John Allison tarafından Çarş. Kas. 26 2008, 15:25 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimeÇarş. Kas. 26 2008, 13:48

"Hayal kırıklığına uğramış gibisin.Beni görmeyi beklemiyor muydun? Biriyle mi buluşacaksın? "

Isabella bakışlarına biraz ciddi tavır takınmaya çalışarak abisine baktı. İşte yine başlıyorlardı. Karşıdan bakılınca ve konuşmalar içinde kelimeler insanlara birbirlerinden nefret ettikleri izlenimi verirdi. Bu ise zamanla ikisini eğlendirmeye başlamış ve alışkanlık haline gelmişti. Sakin ama biraz tiz bir sesle ona karşılık verdi.

" Ahh bu saatte nasıl ayakta olduğuna şaştım o kadar! " Kollarını masanın üzerinde bağladı ve ona daha da yaklaştı. Yan yana gülümseyerek devam etti. "Ve biriyle buluşmak için buraya gelmeme gerek yok biliyorsun. Okulda ki odasına çıkmak yeterli!"

Bu soruyu sorarak abisinin onu kızdırmak istediğinin farkındaydı. Ama elinde olmadan hep böyle sorulara gardını alırdı. Böyle hesap sorulmasına bozulduğunu herkes biliyordu ve genelde bu konuda üzerine gelen hep Derek olurdu. Çünkü başka insan bunu soracak kadar gözü kara değil gibiydi. Aldığı cevaptan onun hoşnut olup olmadığına baktı ve sonra bara doğru dönüp seslendi.

" Bana da Kaymak birası lütfen!" ve abisine dönerek barmenin duymayacağı şekilde devam etti. " Sevgili abimle güzel bir içki sefhası yapalım."

Sevgili abim derken bastırarak vurgulamıştı. Ona bu sorudan sinir olduğunu bir kez daha belli etmişti. Elinde değildi ve abisi onu hep gafil avlıyordu. Abisinin burada olmasından dolayı şaşkınlığını hatırladı. Erken bir vakitte burada onun olması kadar saçmaydı. Ama en azından Isabella için yakın bir yerdi ve aklına gelmek için en uygun yerdi.

" Ee! Senin burada ne işin var?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimeÇarş. Kas. 26 2008, 14:09

"Ve biriyle buluşmak için buraya gelmeme gerek yok biliyorsun. Okulda ki odasına çıkmak yeterli!"

'Şunu yapmasan olmaz zaten,' diye düşündü Derek ister istemez. Her zaman Derek'in sorularına ya soruyla ya da Derek'in yapmak istediğini ona yapmaya çalışarak karşılık verirdi: Gafil avlamaya çalışmak. Ve bir kez daha başarılı olmuştu Isabella. Derek yüzündeki gülümsemesini bozmamaya çalışarak ona bakmayı sürdürdü. Oysa ki içinde fırtınalar kopuyor ve kafasında kardeşine ne şekilde cevap vereceğini düşünüyordu. Derek altta kalmaktan nefret ederdi. Isabella dışında hiç kimsenin onu laflarıyla ezdiği görülmemiştir. Sürekli kendisini bir şekilde üste çıkarmaya çalışır ve bunda da kesinlikle başarılı olurdu.

Kardeşi o sırada yaşlı görünümlü dinamik barmene dönerek ağabeyi gibi kendisine bir Kaymakbirası istedi. Barmenin cevap vermemesine hiçbir şekilde aldırmayarak tekrar Derek'e döndü. 'Ben olsam bir kez daha söylerdim. Neden bu kadar umursamaz?' diye düşündü Derek ister istemez. Kendisinden bir yaş küçük kardeşine sevgiyle bakarak.

Isabella o sırada tekrar konuştu. Konuşurken gülümsüyor ve bir yandan da Derek'i inceliyordu. "Ee! Senin burada ne işin var?" dedi.

Sesinde biraz hesap sorar gibi bir tını vardı ki bu Derek'in hiç hoşlanmadığı şeylerden sadece birisiydi. Kendisinin sorguya çekilmesini istemezdi hele hesap sorulur gibi konuşulmasından nefret ederdi. Kız kardeşi de bunu bildiği için ve onu kızdırmak için ağabeyini sürekli bu şekilde vurmaya çalışırdı ki her zaman başarılı olurdu. Derek ona gülümseyerek bakarken yüz ifadesi sadece bir anlığına sertleşti ve tekrar eski haline döndü fakat bu bile Isabella'ya yetmiş gibi görünüyordu. Zira onu sinirlendirdiğini bilmek Isabella'ya keyif veriyordu ama bir başkasının onu sinirlendirmesi asla göz yummazdı. Derek'ten önce o karşılık verir ve karşısındaki yerin dibine sokmasını çok iyi bilirdi.

"Hesap mı soruyorsun sen ağabeyine?" dedi Derek gülümseyerek. Aslında buna aldırdığı yoktu çünkü Isabella'nın sataşmalarına ve onun sinirlerini bozmaya yönelik davranışlarına fazlasıyla alışmıştı. Birlikte büyümüşler ve çocukluklarından şimdiki hallerine kadar Isabella bunu hep tekrarlamıştı. Bir an sonra da az önce ki sorusuna cevap beklemeden devam etti.

"Sabah kalktığımda kendimi yorgun hissediyordum Isa. Bakanlık'a gitmeden önce bir şeyler içmek için geldim. Uzun zamandır bir Kaymakbirası içmemiştim," dedi Derek kardeşinin gözlerine bakarken. Ama o anda bir şeyleri yanlış söylediğinin farkına vardı.

"Aslında, dün akşamdan beri," dedi gülümseyerek ve kardeşi de aynı şekilde cevap verince devam etti. "Hem seninle karşılaşmamız iyi oldu. Asıl uzun zamandır seninle birlikte içmemiştim." Evet, bu doğruydu. Kardeş olmalarına rağmen en son birlikte içki içmeleri bundan baya uzun süre önceydi. Tabi bunda Isabella'nın yeni dersler hazırlaması ve Derek'in Bakanlık'tan fazla dışarı çıkamaması bir etken olarak gösterilebilirdi. Ayrıca okulun yeni açılması Isabella'nın özel hayatına bir sürelik bir kısıtlama getirebilirdi. Zira geçen yıl öyle olmuştu.


En son Derek John Allison tarafından Çarş. Kas. 26 2008, 15:24 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimeÇarş. Kas. 26 2008, 14:34

Ona hesap sormak mı? Bu sadece bir alışkanlıktı. Abisine ne kadar alıştığını ve onu görmediği zaman onu özlediğini görünce bir kez daha anladı. Aklına sabah onu uyandıran rüya düştü. Bir an yüzündeki gülümsemenin silindiğini hissetti. Tekrar eskisi gibi yüzünü gülümsemeye bırakmak için kendini zorladı. Derek'in sıkıldığını anlamasını istemiyordu. Hem Isabella da bir rüyanın etkisi altına girecek biri değildi. Ama rüyası korkunç bir şekilde bitmişti. Kendine bile itiraf edemezdi şimdi. Dükkanda abisini gördüğü o an içine kaplamış olan huzurdu. Onu bozmak istemiyordu.

Önüne gelen kaymak birasının bardağını yavaşça çevirdi. Bardağın içindeki içkiyi biraz sarsarak kenarlara çarpmasını dalgın dalgın izledi. Yavaşça içkiyi ağzına götürdü. Kaymak birasının kayganlığı boğazını okşayarak inmeye başlamıştı. İçini daha da ısıtan içkinin etkisi ile bakışlarını Derek'e çevirdi.

" Haklısın, uzun zaman oldu. Benim çalışkan abim kendine bile zaman ayıramazken, bana nasıl zaman ayırsındı ki!"

Son lafını söylerken sesinde biraz olsun sitem okunuyordu. Ona zaman ayırmamasına içerlese de asıl neden olarak onun çok yorulmasına kızıyordu. Isabella da çalışıyordu ama onun kadar değildi sanki. İşte kendi itiraf edip yorulduğunu söylemişti. Derek'i bu sefer iyice inceledi. Evden okul için ayrıldığından beri onu görmemişti. Bu başkaları için çok kısa bir zaman gibi gelebilirdi ama Isabella için değildi. O ailesine ve özellikle kardeşlerine bağlıydı. Claire ve Pearl içinde aynı şeyleri düşünüyordu. İki küçük kızı düşününce gözlerini kapadı ve o korkunç rüya tekrar aklına geldi. Derin bir nefes aldığının farkında olmadan konuşmaya devam etti.

" Neden yorgun hissediyorsun. Dün akşam yorulacak kadar ne yaptın?"

İşte yine bir hesap verme anıydı ama bu sefer sesindeki burukluğu abisinin fark etmediğini umut ediyordu. İstemeden üzgün bir tavırla sormuştu. Bu hesap vermeden çok ne olduğunun merakıydı. Gördüğü rüyanın çıkma olasılığını tartar gibiydi. Elindeki bardağı tekrar ağzına götürdü ve gözlerini abisininden kaçırdı. Bardağı masaya koydu ve bakışlarını bardağa yöneltti. Saçlarını geriye doğru savurdu ve sandalyede istemsiz bir şekilde kıpırdamıştı. Huzursuzluk anında hep böyle yapardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimeÇarş. Kas. 26 2008, 15:24

O konuştuktan sonra Isabella'nın yüz şeklinin değişmesi hiç hoşuna gitmemişti. Yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu belliydi ama sorup sormamak konusunda pek emin olmadığını fark etti. Neye karar vereceğini bilemeyerek kız kardeşinin güzel yüzüne baktı. Onun üzülmesine asla dayanamazdı. Kız kardeşini üzebilecek tek kişi vardı ki o da: Kendisiydi... Ondan başkasının kardeşini üzmesine asla izin vermemişti ve vermecektir de. Isabella onun için çok değerliydi ve en kötü gününde her zaman yanında olmuştu. Ve aynı şekilde bir başka kötü gününde yine yanında olmak isteyecek ilk kişiydi.

" Haklısın, uzun zaman oldu. Benim çalışkan abim kendine bile zaman ayıramazken, bana nasıl zaman ayırsındı ki!"

Kardeşinin bu sözüyle bir anda bütün düşüncelerinden arınan Derek sinirle karşısındaki bayana baktı. 'İşte yine yapıyor,' diye düşündü Derek. 'Beni sinirlendirmeden beş dakika otursa bir yıl boyunca Azkaban'da kalabilirim.' Aslında her zaman olduğu gibi (!) Isabella bir kez daha haklıydı. İşine fazlasıyla zaman ayırmasından dolayı biricik kız kardeşine zaman ayıramıyordu. İşinde geçirdiği zamandan dolayı eve de yorgun argın dönüyordu. İşte yorulmadığı zamanlarda da bir şekilde barda tanıştığı bir bayanla yoruluyordu. Isabella her zaman için onun evlenip çoluk çocuğa karışması gerektiğini düşünmüştü fakat Derek bu konuya hiç sıcak bakmıyordu. Evliliği bir çeşit tutsaklık olarak görüyordu ve onun bu tutumu kız kardeşini sinirlendiren bir başka etkendi. Bu arada Isabella konuşmaya devam etti.

" Neden yorgun hissediyorsun. Dün akşam yorulacak kadar ne yaptın?"

'Yine hesap soruyor,' diye düşündü Derek ister istemez ve gülümsemesini bastıramadı. Ama bu sefer bu düşüncesini dile getirmemeyi düşünerek ona bakmaya devam etti. Ona bahsedip bahsetmemesi konusunda kararsızdı ama sonuçta o onun kız kardeşiydi. Yabancı değil... Sadece kız kardeşi... Onun bu konu ile ilgili tepkisi her zaman aynı olmuştu ve bu sefer de değişmeyeceğinden adı gibi emindi.

'Neden böyle düşünüyor ki? Ben evlenirsem o ne kazanacak?' diye düşünmeye devam etti Derek ve kız kardeşinden gelecek tepkiden korkarak (sadece bu konu hakkındaki tepkilerinden korkuyordu) ve kelimelerini özenle seçmeye çalıştığı yüzündeki gülümsemenin gittiğinden ve buruştuğundan belli oluyordu. Isabella ise ağabeyinin bu durumundan keyif aldığını belli edercesine gülümseyerek ve hesap sorar gibi bir ifadeyle ona bakmayı sürdürürken Derek konuştu.

"Yani - Isabella - Beni bunu söyletmek zorunda bırakmasan olmaz değil mi?" dedi kendisini acındırmaya çalışarak. Fakat kız kardeşinin yüz ifadesinin hiç değişmediğini fark edince içinden lanet okuyarak ve gözlerini yuvarlayarak devam etti. "Lanet olsun Isa! Dün barda birisiyle tanıştım. Onunla birlikteydim. Mutlu oldun mu bana bunu söylettiğin için?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimePerş. Kas. 27 2008, 03:32

Isabella için sadakat çok önemli bir şeydi. Abisinin tek gecelik ilişkilerini onaylamıyordu. Onun bu davranışlarının Isabella'ya kattığı şey; erkeklere karşı temkinli davranmasını öğretmişti. Saçları ile tekrar oynayarak suratını astı. Onun karşısına doğru insanı çıkarması için dua ettiğini ona hiç itiraf edemezdi. Bu onun eline koz vermiş olurdu ve Isabella ile uğraşmak için bir fırsat geçerdi. Ama Isabella abisinin birine bağlanmasını yürekten diliyordu. Tabi aşkın acı yüzüne şahit olmasını kardeşlik içgüdülerine göre istemese de bu dönemin insanı olgunlaştırdığına inarnırdı. Kim ne derse desin bu duygu ve acı insanın farklı duygularını geliştiriyordu.

Abisinin ineleyici konuşmalarına kulak asmamaya çalışarak sesini sakin bir biçimde ayarlamaya çalıştı. " Senin için tek gecenin yeterli olmasına şaşıyorum. Hiç mi içini kıpırdatan, ona dokunmaya korktuğun biri yok!"

Isabella'nın bakışları ile ses tonu yumuşamıştı. Bu duyguları tatmadığını söyleme der gibiydi. Onun bu duyguları yaşamadığına aklı salık vermiyordu. Onun değerli kalbinin ve karakterinin uyuşmadığı bir şey gibi geliyordu. Günün bu saatinde bu konulara girdiklerine inanamayarak başını sağa sola salladı. Hala Derek'ten bir ses çıkmamıştı. Düşünür gibi bir hali vardı. Masadan ellerini çekti ve geriye doğru yaslandı. Hafif boynunu eğdi ve dik bakışları ile cevap beklemeye başladı. Böyle bir duygunun olduğuna duymaya ihtiyacı vardı. Yoksa abisi o kadar soğuk biri miydi? Bunu sadece Isabella mı sorun ediyordu bilmiyordu. Ona göre bu aşka yapılan büyük bir saygısızlık ve duygusuzluktu. Bu konu da kendinin kesin ve sert hükümleri olduğuna karar verdi ama cevabı yinede bekledi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimePerş. Kas. 27 2008, 12:55

Derek konuştuktan sonra kardeşinin tepkisi aynen beklediği gibi oldu. Yüzünün asılması ve kısa bir düşünce tufanına dalması, kız kardeşinin her zaman ki gibi ağabeyinin düşüncelerini onaylamadığında ki tepkisiydi ve Derek bunu fazlasıyla gördüğü için alışkındı. Ama Derek biraz da kendisine hak verilmesini istiyordu. Aşık olmaktan korktuğunu kız kardeşine söylememişti çünkü onun bu kozu kullanacağından adı gibi emindi. Çoğu zaman kız kardeşine karşı ezilmekten kurtulamıyordu ama en azından bu kozu kullanmasını istemiyordu. O sırada kız kardeşinin yüz ifadesi tekrar önceki haline döndü ve sesini kontrol etmeyi denediği yüzünden belli olarak konuşmaya başladı.

"Senin için tek gecenin yeterli olmasına şaşıyorum. Hiç mi içini kıpırdatan, ona dokunmaya korktuğun biri yok!"

Böyle bir cevap geleceğini biliyordu ya da tahmin etmişti. Kız kardeşiyle bu tartışmaları daha önce çok yapmışlardı ve bu konudaki düşünceleri ile verebileceği tepkilerin neler olduğundan emindi. Ama kızkardeşinin konuşmasında başka bir şey daha fark etti. Daha önceki konuşmalarında kullandığı ses tonuna göre daha yumuşak bir ses tonu kullanmıştı ve bunu Derek'in fark etmesini umar gibiydi. Nitekim öyle olmuştu. Derek'i kendi taktikleriyle yumuşatmaya çalışıyordu.

Derek kız kardeşinin duymak istediği şeyi biliyordu. O yüzden ses tonunu yumuşatmıştı. Ama böyle bir şey olmadığını söylemeli miydi? Eğer söyleseydi bu kocaman bir yalan olurdu. Ve onun bu şekilde cevap vermesi de kız kardeşinin bir çeşit arayışa girmesine sebep olurdu. Büyük ihtimalle son hızla etrafındaki bekar cadıları aratıracak ve Derek'e bir eş bulmaya çalışacaktı ve Derek bunu kesinlikle istemiyordu. Ama kız kardeşine böyle bir konuda doğru söylediğinde onun kendisi hakkında nasıl düşüneceğinden korkuyordu. Onu kaybetmezdi ama kız kardeşinde kendisine karşlı bir soğukluk belirebilirdi. Gelecek olan tepkiden korkarak konuştu.

"Ah - Isa - Bak sakin ol tamam mı!? Çünkü sana yalan söylemek istemiyorum," dedi ve kendisini büyük finale hazırlamaya çalıştı. Isabella kaşlarını çatmış dikkatle ağabeyini süzüyordu. "Isa, aşık olmaktan korkuyorum. Ya da istemiyorum. Belki istemiyorum. Her neyse Isa, ben böyle mutluyum. Oysa aşık olduğumda... Etrafımdakileri görüyorum da... Mesela Josh! Her şeyin de bir kısıtlama var. Marcia belki onun iyiliğini istiyor ama adam hayatını yaşayamıyor. Beni anlarsın umarım Isa."

Kız kardeşine bunları söylediği için kendisini nasıl hissedeceği hakkında bir fikri yoktu ama er ya da geç söylemek zorundaydı ve o an bu andı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimePerş. Kas. 27 2008, 16:57

Kısıtlama, bu kelimeyi zihninde tekrarladı. Bir ilişkiye girmek bunun için mi zordu. Aşık olma korkusunun arkasına gizlenmesini sağlayan bir kelimeydi. Onu anlmaya çalıştı ve ilk defa abisinin üzerine gitmemeye karar verdi. Elini tekrar onun eline uzattı ve sakin bir ses tonuyla konuştu. Sesindeki yankı ona duyduğu saf sevgiyi yansıtıyordu.

" Etrafındakileri görmek başka yaşamak başka bir şey! Hem neden Josh mutsuz ise bunu çekmeye katlanıyor dersin. Bunu yaşamak acısı ile bize bahşedilmiş olsa da insanoğlu hiç bir zaman bundan kaçamaz. Marcia'sız onun boşlukta olmabileceğini hiç düşünmedin mi? Onlar birbirleri dahilinde kısıtlamalar olsa da birbirlerini tamamlıyorlar. "

Yavaşça nefes aldı ve bakışlarını bir an abisinden kaçırdı. Elini hala tutuyordu. Erkeğin sert ve kemikli eli üzerinde onun ki ince ve narin duruyordu. Onun sıcaklığını hissetmişti. Yavaşça tekrar bakışlarını ona doğru kaldırdı ve devam etti.

" Korkunu anlıyorum." Abisinin alaycı bakışı üzerine sırıtarak konuştu." Bakma bana öyle; elbette anlıyorum. İlk başka kendime itiraf edemediğim bu duygu beni bitirmişti ve o anda daha da mutsuz olduğumun farkına vardım. Bunları düşünmenin nedeni belki de seni heyecanlandıracak birinin daha olmamasıdır. Ne dersin? "

Bunun tek sebebinin bu olduğuna emindi. Derek'in karşısına çıkan kadınları daima seviyesiz bulmuştu. Bu nedenle Derek'in onlar için bir mücadeleye girmediğinden hoşnuttu. Bu tür kadınlar için üzüntü çekmesini hiç istemezdi. Isabella'da ona kimseyi yakıştıramıyordu. Bir kaç arkadaşının onun için uygun olduğunu düşünse de abisi için daima yetersiz görüyordu onları. Bu düşünce Isabella'yı gülümsetti. O bile abisi için birini uygun göremezken Derek nasıl birini seçebilirdi ki.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimePerş. Kas. 27 2008, 18:29

"Ne dersin? "

İşte yine yapıyordu. Belki onun üstüne gitmek istememişti -'İsteyerek yaptığını sanmıyorum'-. Sonuçta abisinin bu konuda ne kadar hassas, katı ve kararının kesin olduğunu bilmemesi için hiçbir sebep yoktu. Ama bir kez daha abisinin üstüne geliyordu. 'Ama bir bakıma da haklı,' diye düşündü Derek. Sonuçta doğru kişi karşısına çıkmamıştı. Ama aramış mıydı ki? Hayır aradığını sanmıyordu. 'Sonuçta işine yaramayacak bir tüy kalemi nasıl aramıyorsan, istemediğin bir kadını da aramazsın.' Daha sonra da böyle saçma bir benzetme yapıtğı için kendisine içten içe kendisine güldü. Isabella'nın onun güldüğünü görmesini istemiyordu. Ciddi bir konu hakkında konuşurlarken ne zaman sırıtsa Isabella o anki halinden daha da ciddileşir ve daha önce geldiğinin iki katı üstüne gelmekten çekinmezdi. Derek kız kardeşinin söylediklerini düşünmek istiyordu ama kafasını tam olarak odaklayamıyordu. Ama ne söyleyeceğini hiç düşünmeden ve planlamadan birden konuşmaya başlaması Isabella'nın gözlerinin bir anlık titremesine sebep oldu.

"Bak Isa, Josh'ın Marcia'sız ne hale geleceğini -itiraf etmeliyim ki- hiç düşünmedim. Ama benim düşündüklerimin -belki sen düşünmemiş olabilirsin ama- yalan olduğunu söyleyemezsin. Ne vakittir Josh ile, iş dışında, bir şeyler yapmadık. Sürekli Marica'yı mazeret gösterdi. Benim demek istediğim buydu."

Derek ister istemez bir kez daha yanlış anlaşıldığını düşündü. Aslında haksız da sayılmazdı ama bir bakıma da haksızdı. Kız kardeşinin her zaman haklı olmasından dolayı bıkmıştı ve söylediklerinde en azından ufacık bir pürüz bile aramayı alışkanlık haline getirmişti. Derek, kız kardeşini her şeyden çok seviyordu ve ona bir şey olmasına izin vermeyeceğini bildiğini düşünüyordu. Fakat, Isabella'nın bu konudaki düşüncelerine kesinlikle katılmıyor, hatta tamamen saçma olduklarını düşünüyordu.

'Sabah sabah, uzun bir aradan sonra, kız kardeşimle karşılaşmışım ve tartıştığımız konuya bak,' dedi Derek kendi kendine. Sanki bu saatte konuşacak başka hiçbir şey yokmuş gibi Derek'in özel hayatından bahsediyorlardı. Derek artık bu konuya bir son vermesi gerektiğini düşünerek konuşmasına başladı.

"Her neyse Isa. Bak bu konuyu kapatalım tamam mı?" dedi Derek ama kardeşi bir şey söylemek için hareketlendiğinde elini kaldırdı ve onun konuşmasını engelleyerek kendisi kaldığı yerden devam etmeden önce kız kardeşinin kendi elinin üstünde duran elini, iki elinin arasına aldı ve yavaşça öptü. "Sana minnettarım Isa," diye devam etti. Isabella'nın kaşları kuşkuyla kalkınca ise gülümseyerek devam etti. "Gerçekten. Senden başka hiç kimsenin benimle bu kadar ilgilendiğini sanmıyorum ve senin bu tavırlarına bu zamanlarda gerçek anlamda çok ihtiyacım olduğunu biliyorsun değil mi?" Kız kardeşi onu dikkatle dinliyordu. Az önce yukarı kalkmış olan kaşları şimdi eski yerine dönmüştü hatta Isabella'nın dikkatle dinlediğini belirtircesine biraz aşağıya inmişlerdi. Buna dikakt edecek kadar sessiz kalan Derek konuşmasına devam etti. "Ama bu konu hakkında konuşmaktan gerçekten sıkıldım. Benim iyiliğimi istediğini biliyorum ve teşekkür ediyorum. Fakat, ben hayatımın geri kalanını bir kadınla -sadece bir kadınla- geçirmek istemiyorum."

Son heceyi biraz vurgulayarak söylemişti ve ister istemez biraz sert çıktığını düşündü. Ama hemen ortamı ısındırmak adına yeni bir şeyler bulması gerektiğini düşünerek kafasını zorladı ki yeni bir düşüncenin gelmesi fazla uzun sürmedi. Kız kardeşinin, onun bu sözleri karşısında nasıl bir tepki vereceğini merak ederek ve gülümseyerek konuştu.

"Her neyse Isa. Benim hakkımda bu kadar konuştuğumuz yeter," dedi gülümsemeye devam ederek. "Biraz da senin özel hayatın hakkında konuşalım." 'Özel hayatın' derken vurgulu söylemeye dikkat etmiş ve başarılı olmuştu. Isabella'nın yüzü bir anlığına sertleşti ve ekşidi ama daha sonra abisine gülümseyerek baktı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimePerş. Kas. 27 2008, 19:45

Abisinin konuşmaları yine onu tesiri altına almaya başlamıştı. O böyle konuşmaya başlayınca kendi doğrularından sapmaya başlardı. Söyledikleri doğruydu ama çalışırken zamanın nasıl geçtiğini bilmeden de aynı şeyi yapıyorlardı ve birbirlerine zaman ayırmaktan kaçınıyorlardı. Bunun Marcia ile ilgisi kalmıyordu o zaman. Onun söyledikleri ile kendini de biraz suçladı. Okul zamanı oda Hogwarts dışına pek çıkmıyordu ve görüşemiyorlardı.

Birden abisinin elini yavaşça kendi elleri arasına alışını şaşknlıkla izledi. İçinde ona söylemek istediği tüm laflar bin anda uçup gitmişti. Söylediklerini sessizce itirazsız dinledi. Onunla ilgilenmeyi elinde olmadan içgüdüsel olarak yapıyordu.
Aralarındaki sevgi yakın yaşlarından dolayı birlikte büyüyüp, çoğu şeyi birlikte paylaştıklarından dolayı oldukça güçlenmişti. Bu yüzden abisi ile kendini uyum içinde görüyordu. Belki de Isabella'nın ona karşı ilgisi bu uyum yüzünde dikkat çekiciydi.

Abisinin bu konuda sıkıldığı gün gibi açıktı. Sabahın bu vaktinde canını sıkmak elbette istememişti ama konu bir anda ciddileşmişti. Isabella artık bu konuyu açmamaya karar verdiği an Abisinin ona özle hayatını soruşunu beğenmemişti. Sıra onu sorgulamaya gelmişti. Lafı geçiştirmek isteyerek başını hafifçe arkaya attı ve kısık bir kahkahadan sonra konuştu.

" Ahh, aynı ve ihtiraslı devam ediyor." Abisini sert bakışlarını görünce acele bir tavırla devam etti. " Merak etme iyi gidiyor. Sakin, okulda iyi davranıyoruz birbirimize. Aslına bakarsan okul sınırları içnde pek görüşemiyoruz. "

Abisi Eric'i onaylayıp onaylamadığını tam olarak dile getirmemişti. Bu yüzden Isabella tedirgindi ama Derek'in kardeşine her konuda güvendiğine emindi. Belki de bu güven yüzünde şimdilik bu ilişkiye ses çıkarmıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimeCuma Kas. 28 2008, 00:18

Aslına bakarsan okul sınırları içnde pek görüşemiyoruz," diyerek bitirdi Isabella, kısa bir kahkahayla başlayan fakat ağabeyinin yüzünü görünce, kahkahasının solduğu ve yüz şeklinin değiştiği, konuşmasını. Derek kendisinden bir şey saklanılmasından, özellikle kendi kardeşinin bir saklamasından, hiç hoşlanmıyordu ama Isabella’nın da böyle bir şey yapmayacağına emindi. Onunla bazı konuları bir ağabey olarak değil bir dost olarak konuşmasını isterdi fakat Isabella olaya her zaman öyle yanaşmıyordu. Aralarında ağabey – kız kardeş çizgisini bozmak istemiyordu besbelli. Derek bu durumun böyle olmasına ne kadar karşı olsa da Isabella’ya bu konu hakkında henüz bir şey söylememişti ve söylemeyi de düşünmüyordu. Çünkü Isabella’nın ne zaman ters bir cevap vereceği veya ne zaman anlayışla karşılayacağı belli olmazdı ve Derek, Isabella’ya kötü bir anında çatmak istemediğinden emindi.

Arkasına yaslandı ve içkisini kafasına dikerek bir yudum aldıktan sonra bardağını tekrar masaya bırakırken az kaldığını fark etti. Bu onun kısa bir süre sonra çıkması gerektiğini söylüyordu. Sarı renkli sıvıya bakarken bugün ne yapacağını düşünmeye başladı fakat Isabella’nın yanında işiyle ilgili ne bir şey konuşmak ne de düşünmek istiyordu. İçkisinden kafasını kaldırdığında içgüdüsel olarak barmene döndü ve barmenin hala bardak silmekte olduğunu ve birkaç saniye de bir kafasını kaldırıp ikisini gözlemekte olduğunu görünce sırıtmadan edemedi. Barmenle bir anlığına göz göze geldiler. Barmenin yüzü sertleşti ve tekrar işine dönmeden önce Isabella’nın sırtına doğru kaçamak bir bakış fırlattı.

Derek hala sırıtarak kız kardeşine döndüğünde Isabella’nın ona, ‘Neye gülüyorsun sen?’, bakışı attığına görünce gülümsemesi bir an dondu ve yüzü eski halini aldı. Isabella’nın nefret ettiği şeylerden birisi de karşısındakinin durduk yerde gülmesiydi. ‘Tanrı, öğrencilere sabır versin,’ diye düşündü Derek ister istemez. Isabella’nın gözleri hala ağabeyinin üzerinde bir açık daha yakalamayı ümit ediyor gibiydi.

Isabella bir süredir Eric ile beraberdi ve Derek bu ilişkiyi onaylayıp onaylamamak konusunda kararsızdı. Isabella bir çok kez kendisine ilişkileri hakkında ne düşündüğünü sormuştu ki bu da gösteriyordu ki Isabella için ağabeyinin düşünceleri önemliydi. Ama

Derek bu konu hakkında konuşmayı kesinlikle istemediğini, Isabella’nın uzun süren ısrarları sonucunda, sertçe dile getirmişti ve o zamandan beri ilk kez Eric bahsi açılmıştı. Derek, Eric hakkında ne düşüneceğini bilmiyordu çünkü onunla fazla bir konuşmuşluğu yoktu ve hakkında pek fazla şey bilmediği için de yorum yapmak istemiyordu. Ama şimdi bir kez daha bahsi açılmıştı ve bir şeyler söylemek zorundaydı. Ne söyleyeceğini düşündüğü birkaç saniye boyunca hiç kimse konuşmadı ve Derek sonunda karar verdiğini düşünerek konuşmaya başladı.

“Demek okul sınırları içinde görüşemiyorsunuz öyle mi?” diyerek başladı konuşmasına. Ses tonunda ki dalga geçen tınıyı ayarlamasını çok iyi başarmıştı ve bu ses tonu Isabella’nın yüzünü ekşitmesine sebep olmuştu. Isabella bir şey demek için hamle yapmadığından Derek konuşmasına, hiç ara vermemiş gibi, devam etti. “Belki de istemediğinizden görüşmüyorsunuzdur? Ya da gerçekten vakit bulamıyorsunuzdur. Her neyse, Isa sanırım beni sevgilinle tanıştırmayı düşünmüyorsun?”

‘İşte can alıcı soru,’ diye düşündü Derek.Isabella’nın yüzünün şekil değiştirip telaşlı bir halden tekrar önceki haline gelmesini zevkle izleyerek.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimeCuma Kas. 28 2008, 01:01

“Belki de istemediğinizden görüşmüyorsunuzdur? Ya da gerçekten vakit bulamıyorsunuzdur. Her neyse, Isa sanırım beni sevgilinle tanıştırmayı düşünmüyorsun?”

Onunla tanıştırmaktan çekiniyordu. Böyle bir buluşmada iki erkeğin arasında kalmaktan korkuyordu. Derek'in ona dediği iğneleyeci lafları Eric anlayamayabilir, aralarında abi kardeş ilişkisini kavrayamaya bilirdi. Eric'in hakkında tek kelime etmemesi de onu bu düşüncelere sürüklemişti ve bu konuyu ikisine de açmamaya karar vermişti. Eric'te ailesinden Tomi ve Marcia ile yeni tanışmıştı ve sıranın abisine ne zaman geleceğini sorduğunda Isabella kaçamak yanıt vermişti.

Huzursuz biçimde yerinde kıpırdadı. Elini biraz yukarı kaldırarak içkisinden ne kadar kaldığına baktı. Sanki ondan medet umar gibi hissetti. Boş bardağa bakarak içinden lanet okudu. Abisi sözlerini kendine göre uyarlamıştı. ' İstemediğinizden görüşmüyorsunuzdur.' demesine Isabella sinir olmuştu. Sonra düzeltse de onun demek istediğini anlamıştı. ' Ne alaka ya!' diye kendi kendine isyan etti. Bu kararı ikisi vermişti. Öğrencilerin gözü önünde sadece birer yakın arkadaştılar. Dedikoduya malzeme vermemek gerekirdi. Abisine de ayrıntılı olarak ne yaptığını anlatacak değildi. Bir kere bu Isabella'nın hür karakterine ters düşerdi. Sorusuna kısa ve net yanıt vermek istemişti. Ama yine de abisinin Isabella'nın hayatına karışmasından memnun olduğunu fark etti. ' Ne garip bir çelişki bu!' Düşüncleri onu gülümsetmeye yetti. Hem abisine cevap vermekten kaçınıyordu, hem de onun soru sormasını ister gibiydi.

" Elbette düşünüyorum ama uygun bir zaman olmadı ve senin ona karşı tepkini kestiremiyorum." kısa bir an duraksadı. " Ve bu yüzden tanıştırmaktan korkuyorum."

Son cümleyi çok kısık sesle söylemişti. Abisinden bakışlarını çekti ve saçlarıyla oynamaya başladı. Bir konu hakkında üzerine gelindiğini hissettiği an saçlarınla oynamaya başlar sanki oradan kendini soyutlamaya çalışırdı. Bu küçüklüğünden beri onda oluşan bir savunma sistemiydi. Bu huyunun farkında olan nadir insan vardı ve biri de karşısında oturuyordu. Isabella yaptığı davranışın farkında olmadan saçları ile oynamaya devam etti.

İşe gitmeden önce abisi ile bu konuları konuşmak iyi olmuş muydu karar veremiyordu! Onu sıkmak, mutsuz etmek istememişti. Günün başlangıcını mahvetmemeyi diledi. Kendi için gün güzel başlamasa da buraya gelince gördüğü rüyanın etkisinden çabuk çıkmış ve abisi ile özlediği sohbet onu keyfini yerine getirmişti. Konuşmaları ikisinin can alıcı noktalarında dolaşsa da Isabella keyifliydi ve abisine tekrar gülümseyerel baktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimeCuma Kas. 28 2008, 19:45

" Ve bu yüzden tanıştırmaktan korkuyorum."

'İşte benim korkum da buydu,' diye düşündü Derek ister istemez. 'Aslında şimdi tam sırası olabilir mi?' Derek onu bazen dostu gibi görmesini istiyordu ama Isabella onu öyle görmüyordu işte. Onu korkulacak ve bazı zamanlarda bir şeyler saklanması gereken bir ağabey olarak görüyordu ve bu Derek'in hiç içine sinmiyordu. Isabella'nın neden böyle davrandığını anlayamıyordu ve anlayabileceğini de hiç sanmıyordu. 'Kadınlar...' diye düşündü Derek. 'Onları şu zamana kim anlamış ki ben anlayacağım.' Düşündüğü şeylere ister istemez sırıttı ve sırıtmasını gizlemek adına az kalmış olan içkisinden bir yudum daha aldı.

Eric ile tanışmayı istiyordu. Bakanlık'ta karşlılaşma umudu hiç sönmemişti fakat henüz öyle bir şey olmamıştı. Belki de bunu da Isabella sağlıyordu. Ama onun böyle bir şeye karışacağını sanmıyordu. En azından Eric bu konuda Isabella'yı dinlemezdi. Dinleyebilirdi de... Sonuçta Isabella'nın kendisinin tanıştırmasının daha düzgün olacağını düşünecekti ve bundan dolayı eğer yolda karşılaşırlarsa üzerinde bir gerginlik olabilirdi. Tabi bu biraz da Derek'in onu gördüğündeki gerginliğine bağlı olabilirdi. Derek rahat olursa Eric'de rahat edebilirdi. Dalgınca kafasını indirip saatine baktı ve uzun bir süre geçtiğini fark etti ama kalkmayı da pek istemiyordu.

Kafasını kaldırıp Isabella'ya baktığında hala uzun sarı saçlarıyla oynadığını görünce onun gerçekten canının sıkıldığını anlamaması için bir sebep yoktu. Ve Derek eğer şimdi konuşmassa bir daha hiç konuşamayacağını düşünerek kız kardeşinin bir elini tekrar iki elinin arasına aldı ve kendisini zorlayarak konuşmaya başladı.

"Bak Isa. Belki söylediklerimden sonra herhangi bir şey değişmeyecek ve sen yine bildiğini okuyacaksın ve ben bundan adım gibi eminim,' dediğinde bir an duraksadı. O sırada kız kardeşi başını kaldırdı ve hafif dolmuş gözlerle ağabeyine baktı. Derek kız kardeşinin ağlamasına asla dayanamazdı ve bundan dolayı Derek'in de içi burkuldu ve gözleri doldu. Birbirlerine baktıkları bir kaç saniye ikisine de bir yılmış gibi geldi. Sessizliği bozan ise yine Derek oldu. "Ama Isa, bazı konularda -bunun gibi- benden çekinmeni istemiyorum. Aksine dertleşme ihtiyacı duyduğunda ilk önce bana gelmeni istiyorum. Sen böyle yaptıkça beni üzüyorsun ama farkında değilsin."

Derek gereksizce biraz ağır konuşmuş olabileceğini düşündü bir anlığına ama bu düşünce hemen sonra kayboldu. İçkisinin geri kalanını bir dikişte bitirdi ve tekrar saatine baktıktan sonra kafasını kaldırarak kız kardeşinin gözleriyle kendisininkileri buluşturdu. Ne diyebileceğini bilemez bir halde duraksadı ve kelimeler bir anda ağzından döküldü.

"Her neyse, Isa. Benim şimdi çıkmam gerekiyor. İşe geç kaldım. Ama kesinlikle bu buluşmanın bir devamı olacak ve kesinlikle Eric ile tanışacağım. Tamam mı?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimeCuma Kas. 28 2008, 20:20

Abisinin sözleri kalbinin daha da hızla çarpmasına, titremesine neden olmuştu. Gözlerinin önüne yaşlardan oluşan perdeyi engellemek isteyerek kapadı gözlerini... Onun söylediklerini önemsemediğini düşünüyor olabilirdi ama Isabella ondan başka kimsenin sözünü kolay kolay ne dinlerdi, ne de yerine getirirdi. Yavaşça bakışlarını abisine yöneltti. Ona sevgi dolu gözler ile bakıyordu ve elini tutuşu ile tüm sıcaklığına ona iletiyor gibiydi. Boğazında birşeylerin düğümlendiğini hissetti. Ağlamak üzereydi...

Abisinin tekrar konuşması ile kendini daha da beter hissetti. Ne ayağa kalkacak ne de konuşacak gücü kalmamış gibi hissediyordu. Dertleşmek için elbette ona gitmeyi istiyordu ama Isabella onu üzmek yerine kendi için daha az üzülebilecek birini bulmayı tercih ediyordu. Kendi sorunları ile hiç bir zaman uğraşmasını, onun yıpranmasını istemiyordu. Biliyordu ki abisi bu durumda ona daha da korumacı yaklaşacak ve kendi hayatını düşünmek yerine Isabella'yı düşünecekti.

Abisinin içkisini bitirmesini kaçamak bakışlar ile seyretti. Gözünde akan bir damla yaşa engel olamamış yanaklarından aşağıya süzülmeye başlamıştı. Abisinin görmesini engellemek adına sessiz ve dikkat çekmeyen hareketlerle yanaklarından yaşı sildi. Abisinin daha da fazla üzülmesini istemezdi. Sorunlarını ilk ona ileteceğine ikendi kendine söz verdiyse de o gün geldiğinde bunu yapacak gücü olmayacağına emindi.

"Her neyse, Isa. Benim şimdi çıkmam gerekiyor. İşe geç kaldım. Ama kesinlikle bu buluşmanın bir devamı olacak ve kesinlikle Eric ile tanışacağım. Tamam mı?"

" Peki! "

Sesinin titremesine engel olmaya çalışarak sadece bir pekiden ibaret sözüne başka diyecek birşey bulamadı. Onun gitmesi gerektiğini kavramak uzun zamanı aldı. Isabella tüm bunlar çerçevesinde düşüncelere dalmıştı. Derek'in arkasında bulunan duvarın saatine baktı. Abisi ile uzun zamandır konuşuyorlardı ve o geç kalmıştı. Nasıl geçmişti o kadar zaman şeşkınlıkla saate baktı.

" Tamam, gidelim. Daha fazla geç kalma işe! Yeterince kalmışsın zaten."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimeCuma Kas. 28 2008, 21:25

" Peki! "

Derek, kız kardeşinin sesindeki o sert tınıyı fark etmişti. Onu kızdırmıştı ve daha da önemlisi onu üzmüştü. 'Bu sefer gerçekten çok sert çıktım,' diye düşündü Derek ister istemez. Ama bir yandan da kendisini haklı görüyordu. Yine de kendisinin haklı olması kız kardeşini üzebileceği anlamına gelmiyordu ve Derek bu durum için gerçekten çok üzgündü. Isabella'nın dudaklarını bükmesini ve ona bakmayı sürdürmesini seyrettiğinde bir kez daha onu ne kadar sevdiğini ve ona ne kadar bağlı olduğunu hissetti. Eğer o olmasaydı bir çok durumun altından kalkamayacağının farkındaydı ve öyle olsaydı Derek belki de şimdi olduğu yerde olmazdı. Bunu kız kardeşinin ağabeyine, kendisine, olan desteğine borçluydu ve o borcunu onu üzerek ödemek istemiyordu. Isabella'nın bunu hak etmediğini düşünüyordu. Bu kadar şeyden sonra Isabella'yı üzmeye hakkı olmadığını düşünüyordu.

" Tamam, gidelim. Daha fazla geç kalma işe! Yeterince kalmışsın zaten."

Başka zaman olsa Derek, kız kardeşinin kendisiyle böyle konuşmasının cezasını daha ağır sözlerle ama tabi ki şaka yoluyla verirdi ama bu an diğerleri gibi değildi. Onun sarı saçlarıyla oynamasını izledi. Onu üzdüğü için gerçekten pişmandı. Üzdüğünü biliyordu çünkü Isabella'nın kendisine kolayca kızmayacağını bilmiyordu. Eğer ağabeyi kendisine vurursa o da vururdu. Ama ağabeyinden bir darbe almadıysa ona asla elini kaldırmazdı. Şimdi de öyle olmuştu. Ağabeyinin onu üzdüğünü düşündüğü için sert çıkmıştı.

'Keşke biraz daha zamanımız olsaydı,' diye düşündü Derek. 'O zaman belki onun gönlünü almak için daha çok şansım olabilirdi.' Ama bu kısa sürede öyle bir şey denemeyecekti. Çünkü biliyordu ki kısa süreye bir şeyler sığdırmak adına konuştuğu zaman her zaman saçmalıyor ve işlerin daha da kötüye gitmesine sebep oluyordu. O yüzden öyle bir şeyi hiç aklından bile geçirmeden konuşmaya başladı.

"Bak Isabella," diyerek başladı konuşmaya Derek. Isabella sarı saçlarıyla oynamayı bırakmış hafif dolmuş gözlerle kafasını kaldırıp ağabeyini dinliyordu. Derek onun o masum halini görünce kendinden bir anlığına nefret etti ve konuşmasına devam etti. "Seni üzdüğümün farkındayım. Ama şimdi gerçekten gitmem gerekiyor." Ellerinden tutup kendisiyle birlikte ayağa kaldırdı kız kardeşini. Ayakta birbirlerine baktıkları bir saniye boyunca ortamda hiç ses olmadı. Barmen de bardakları silmeyi bırakmış alttan bakarak onları izliyordu.

Derek, Isabella'nın yüzünü iki elinin arasına alarak alnına küçük bir öpücük kondurdu ve kız kardeşine sım sıkı sarıldı. Kız kardeşi de ona cevap verdi. Derek istemeyerek Isabella'nın kollarından aldı kendisini sandalyenin arkasındaki cüppesini sırtına atarak Isabella'nın yanağına son bir öpücük kondurarak kapıdan çıkmadan önce, barmene bir Galleon atmayı ihmal etmedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Güzel Bir Sabah... Empty
MesajKonu: Geri: Güzel Bir Sabah...   Güzel Bir Sabah... Icon_minitimeCuma Kas. 28 2008, 21:50

Abisi gitmesi gerektiğini tekrar anımsatmış ve onunla birlikte kalkmasına yardım etmişti. Üzüldüğünü yansıtmak istemese de bariz belli etmişti ve bu sayede Derek'te üzülmüştü. Derek alnına sıcak öpücüğü koyarken o kendine lanet okuyordu. Çok düşüncesiz davranmaya başlamıştı ve bu davranışları abisine kadar ulaşmıştı sonunda. Derek ona sarılırken oda kolarının onun beline doğru sardı. Sarılışları aralarındaki bağın etkisi ile uyumluydu. Bir an ondan ayrılmak istememişti. Evde olmayı diledi. Tüm ailenin toplandığı zamanları özlemişti.

Abisinin cüppesini alışını ve yanığını öpüşünü sükunet ile izledi. Abisinin ardından kapıdan gelen zil sesi ile birlikte barmene baktı ve göz göze geldiler. Gördüğü tablodan ne anlam çıkaracağını bilemez gibiydi. Isabella yavaşça başını ona doğru eğdi ve üzerindeki cüppenin yakalarını düzeltti. Onun duyabileceği kadar yüksek sesle konuştu.

" İyi günler!"

Sıcak bir gülümseme ile tamamladı sözlerini. Yavaşça kapıya ilerledi ve çıkarken aynı ses yine çıkmıştı ama bu seferkini Isabella duymayacak kadar kısa süre de düşüncelere dalmıştı. Abisinin dediklerine elbette kulak asacaktı ve derdi olduğunda ona gitmeye gayret edecekti. Tabi bir de Eric vardı, en kısa zamanda onu abisi ile tanıştırmalıydı. Onunda sabırsızlanıyor olması ile belki de Isabella'nın tahmin ettiği şeyler olmazdı. Yürüyüşlerini sıklaştırarak okula doğru dönmeye başladı. Artık ormana doğru yürümek istemiyordu. Odasında dersine kadar dinlenecekti.

_________________________________________
Rp out: Rp bitmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Güzel Bir Sabah...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Accio-Hogwarts :: - Büyülü Bölgeler - :: Hogsmeade :: Üç Süpürge-
Buraya geçin: