İksir Ders Kitapları

...

İksir dersi en merak ettiği derslerden biriydi.

*Bunun hakkında yeterince bilgim olmalı...

"Merhaba bayım acaba iksir kitabı alabilir miyim ?"

"Elimde sana göre çok güzel kitaplar var.Hangisini istersin.Hepsinde temel bilgiler olmakla birlikte içinde sadece ek bilgiler değişiktir.Seç bakalım."

"Şu efendim en soldaki."

"Al bakalım..."

adama 20 galleon verdi ve çıktı.

Eliza yavaşça içeri girdi , ilerde bi adam arkası dönük kitapların tozlarını alıyordu.
" Merhaba , ben 1. sınıflar için temel iksir kitabı alıcaktım da."
Adam yavaşça arkasını döndü ve Eliza ya şöyle bi baktı .
"Tabi küçük hanım , 1. sınıflar için demiştin dimi ? "
"Evet"
Adam en üstlerden bi kitap çıkardı . Kitap hayli kalındı ve üzerinde parlak yazılarla TEMEL İKSİR KİTABI yazıyodu . Adam kitabın üzerine üfledi . Etrafa az da olsa toz saçıldı. Adam yaşlı ve bitkin görünen elleriyle onu Eliza ' ya uzattı .
" Teşekkür ederim " dedi ve ücreti uzattı Eliza .
" O teşekkür bana ait küçük hanım "
Eliza adama gülümsedi ve kapıdan çıkıp kalabalık Diagon yolunda yoluna devam etti.

Frasier en sevdiği derslerden olan iksir kitabı için yola koyuldu...
gelince
-iksir kitabı 1. sınıf dedi ukalaca...
karşısındaki;
-elbette küçük bey diyerek kitabı getirip verdi ve sakın bir daha benim dükkanımda ukalalaşma dedi...
frasier cevap vermeyerek kitabı aldı ve parayı koyarak çıktı

Emma ilk iş olarak kitaplarını halletmek istiyordu.İksir kitabı için dükkana girdi.Satıcıya dönerek iksir kitabı lütfen dedi.Satıcı paketleyip verdikten sonra ordan ayrıldı.

Dexter, elindeki listeye bakarak Diagon Yolu'nda yürüyordu. İlk önce kitapları almayı düşünerek Flourish & Bloots'a gitmeyi düşündü ve tekrar listeye göz atarken bir anda morali bozuldu. İksir...

En sevmediği ders olan, fakat hayali olan Seherbaz'lığa giden yolda mutlaka gerekli olan bir ders olan İksir'den belki de babasından ona kalan bir nefret vardı içinde. İçeriye gittiğinde kapıda henüz bir işi olmayan bir tezgahtar onu karşıladı. "Evet?"

"İksir kitabı," dedi Dexter sıkılırcasına.

Tezgahtar gülümsedi ve dükkanın iç kısımlarına doğru ilerlerken konuştu. "İksir'i sevmiyoruz sanırım," dedi sırıtarak.

"Sevmiyorum diyemem... Fakat, hoşuma gitmeyen bir ders. Babam da sevmezmiş zaten. Belki de severim onu bilemem. Sonuçta daha önce hiç denemedim."

"Evet. Bende Tılsım için aynı şeyi düşünürdüm fakar Tılsım'da sınıfın en iyisiydim. Yine de, gördüğün gibi, şimdi buradayım," dedi. Bir kaç koridor daha geçtiler. Ve yerde bir yığın oluşturmuş olan kitaplardan bir tanesini alıp Dexter'a uzattı.

"Başka?"

yarenia sabah uyanıp eşalarını karıştırırken iksir kitabını kaybettiğini gördü. Hemen diagon yoluna gidip iksir dersi için kitap satan bir kitapçı aramaya başladı. Aradan çok geçmeden bir yer buldu. Orda " DERS KİTAPLARINI EN UCUZ ALACAĞINIZ YER " yazıyordu camında. Hemen içeriye daldı yarenia. satıcıya " BEN İKSİR DERSİ İÇİN KİTAP ALACAĞIM. GEÇEN HAFTA ALDIĞIMI KAYBETMİŞİMDE... ELİNİZDE KAÇ CİLT VARSA İSTİYORUM. " dedi. Satıcı tozlu rafların arasında kayboldu. Geldiğinde elinde 5 cilt kitapla geri geldi. " ELİMDE 5 CİLT VAR YETER Mİ SANA " dedi. " TAMAM ALIYORUM KAÇ GALLEON? " dedi yarenia. Sstıcı kasaya gidip hesap makinesini alıp yarenianın yanına geldi. " HANIM KIZ HESAPLADIM 25 GALLEON TUTUYOR. VEREYİM Mİ YOKSA KALSIN MI? " dedi. Yarenia " ALIYORUM. PAKETLERSENİZ HEMEN SEVİNİRİM. 1 KEZ DAHA KAYBETMEK İSTEMİYORUM." dedi ve 25 galleonu ödedikten sonra ordan hızlıca uzaklaştı...

Biletlerden sonra sıra alışverişe gelmişti. Pearl büyük uğraşlar sonucu annesinden uzaklaşıp iksir kitaplarının olduğu bölüme gelebilmişti işte. "Oh!" dedi büyük bir rahatlamayla.
Aslında yapması gereken ders kitaplarına yönelmekti. Aynen böyle yapmalıydı evet ders...
Ancak içindeki büyük merak artıyordu ve daha fazla dayanamadı. Küçük pembe bir bölüme ilerlemeye başladı. Yürürken bir yandan da etrafını kolaçan etmyi ihmal etmiyordu. İşte büyük tutkusu gerçekleşmek, inanılmaz merakıysa bastırılmak üzereydi. "Evet! Sonunda! Aşk iksirleri!"

Eline geçirdiği kitabı büyük bir açlıkla incelemeye başladı. Öyleki arkasından yaklaşan kişiyi değil farketmek, nerede olduğunu hatırlaması bile söz konusu olamazdı. Ta ki şu soruya ve ardından gelen küçük çaptaki gülme krizine kadar;

-O kadar umutsuz durumdasın ha?

Keigo ve annesi Flourish & Bloots'a girdiler...Etraf cok kalabalıktı...Keigo kalabalıgı görünce sinirleri bir kat daha artmıştı..

"Cidden...Yapmaaa.."

Yanlarına gelen adam Keigo'ya yaklasarak..

"Evet..Ufaklık ne arıyorsun??"

"Sen..bana mı diyorsun??"

"Evet evladım..Bir sorun mu var??"

"Sakinleş..Sakinleş..Sakinleş...Yok efendim ben iksir kitabı bakıyordum.."

Dedi Keigo dişlerini sıkarak...Adamın asasının kıvrak bir hareketiyle kitap önlerine gelmişti...

Jack iksir kitabını almak için dükkana girdi.İçerisi çok kalabalıktı ama yavaşca sıyrılarak tezgahın önüne geldi.''1.sınıf iksir kitabı alabilir miyim hemen?''dedi.

Ve adam asasını sallayarak hemen Jack'ın önüne koydu.Jack kitapları aldı ve diğer kitapları almak için yola devam etti...

Josh ,Gelecek Postasından ayrılınca alması gereken bir kaç sihir tarihi kitabı nedeniyle Flourish ve Bloots'a uğradı.
Rahat bir gündü. Aslında çok çabukta geçmişti. Eve dönmeden önce Marcia'ya güzel bir hediye alması gerekirdi. Çünkü bu günlerde O' na bir hayli dargındı.
Düşünceli bir şekilde kitapçıda aradığı kitaba bakıyordu. burası gazeteye en çok reklam veren mekanlardan biriydi ve Josh sahibini oldukça iyi tanıyordu. Hemen O' nla ilgilenmeye gelmişti Josh almak istediği kitapların yanında biraz da bakınacağını söylemesinin ardından O' da kasadaki birkaç müşteri içinden ayrıldı yanından.

Quidditch kitaplarına takıldı gözü bu kesinlikle Bernard'ın bayağı hoşuna giderdi. HH takımının tarihiyle ilgili bir kitabı da almaya karar verdi.

Raflara bakınmaya devam ederken iksir raflarının orada tanıdık bir yüze rastladı Josh. Fazla hatta hiç muhabbetleri olmamıştı ama Josh Bayan Davis'i hem işinden dolayı hemde Halloween partilerinde evlerine gelmesinden dolayı tanıyordu.

Raftan Elixir yazılı bir kitabı alıp baktıktan sonra

"Merhaba ,Bayan Davis." dedi içten bir şekilde.

Medusa ilgi ile okuduğu iksirlerin arasında bir ses duyyunca irkilerek elindeki kalın kitabı "patt" sesi ile kapattı. Karşısında duran Bay Allison'u gördüğünde de gülümsedi ve başı ile selam verdi.
- Beni korkuttuğunuzu itiraf etmeliyim Bay Allison.
Sonra gülmeye başladı.
- Bunu yapabilmeyi başaran ender büyücülerdensiniz tebrik ederim.
dedi şakacı bir ses tonu ile. Ardından da elindeki kitabı diğerlerinin yanına - rafa- yerleştirdi.

Josh anlaşılan kitaba kendini kaptırmış olan genç müdirenin ürkmesine sebep olmuştu.Onun hızlı tepkisiyle Josh biraz geriledi. Yoksa tanımadı mı diye düşünüyordu ki karşılığında aldığı selamla rahatladı.

"Beni korkuttuğunuzu itiraf etmeliyim Bay Allison.Bunu yapabilmeyi başaran ender büyücülerdensiniz tebrik ederim."

diye başlamıştı sözlerine Bayan Davis.Josh gülümsemesini aynen iade ederken

"Güzel bir karşılaşma,nasılsınız?" diye başladı muhabbete.
Tahminince şuan gayet iyi olmalıydı. Kadroyu tamamlamış ve sonunda onada tatil olmuştu.

Medusa başını iki yana salladı. "cık" sesi çıktı bir anda dudakları arasından.
- Hayır.... Henüz belli değil ki bunun nedeni de bazı yeni öğrencilere ulaşamamamız.

Ciddi bir bakış ile büyücüye bakarken derin bir nefes aldı.
- Biliyorsunuz Bay Allison bütün öğrenci büyücü ve cadılar kendileri gibi büyücü-cadı ailelerden gelmiyor. Bazen bu durum bize güçlük çıkarıyor.

Bir an durdu. Sözerli yanlış anlaşılacak gibi gelmişti kendisine ve emen bir açıklama yapma gereği hissetti. Bir elini kaldırıdı ve itiraz eder gibi ii yana salladı.
- Bu cümlelerim ile beni yanlış anlamayın lütfen. Karmaşıklık ailelerin gözündeki durumumuz. Çoğu bizim varlığımızdan haberdar bile değilken çok sevdikleri çocuklarından ayrılmak, hiç bilmedikler ve belki de korktukları bu dünyaya bırakmak istemiyorlar. Bu durum karşısında da onaları ikna etmek gerekiyor ki kimilerinin düşüncelerinin aksine bu genç büyücü ve cadılar hiç de başarısız değiller.

Şüphe ile parlayan gözleri büyücüyü süzdü. Bu soy ve kan konusunda acaba o ne düşünüyordu?
- Bildiğiniz gibi büyüdeki yetenek de aile önemlidir berki ama muggle ailelerden doğan büyücü ve cadıların da başarıları gözardı edilemez. Bu büyük bir haksızlık olur doğrusu

diyerek sözlerini bitirdi.

Medusa kaşlarını ilgi ile kaldırdı. Bakışlarını kitaplara çevirdi ardıdan da.
- Doğrusunu isterseniz bu çocuğun yeteneklerine bağlı biraz. Biz ailelere mümkün olduğu kadarı ile sakinleştirerek ikna etmeye çalışıyoruz. Zaten çoğu zaman kararı çocuklara bırakıyoruz. Bazı durumlarda şahsen gidiyorum. Fakat bu öğrenciden gerçekten de büyük bir beklentim olduğu anlamına gelir. Elimden geldiği kadarı ile çocuğa kendi yeteneklerini ve bizim dünyamızı anlatıyorum.

Başını yere eydi üzüntü ile.
- Çocuklar genelde ait oldukları yeri doğru seçiyorlar. Seçmeyenler ise ailelerinden kopmak istemedikleri, onlardan korktukları için falan reddediyor bizleri.

Sonra dudağını ısırdı.
- Sizin dediğiniz boyutta bir tehlike fazla olmaz. Çok zor ortaya çıkan bir durumdur ki bu da sıtandar büyü düzayinin çok üstündeki çocuklarda görülür. Bu gibi durumlar olur ise -ki pek yaşanmadı- kimilerine göre kötü gözlerle bakılsam da yeteneklerimi kullanmam gerekir.
dedi.

Josh ,Medusa'yı dikkatle dinledi.
Haklıydı tabi ama Josh'a göre seçim 13 yaşındaki çocuklara bırakılmamalıydı. Sihir kanı olan biri kesinlikle eğitilip değerlendirilmeliydi O'na göre.

"Kararı reşit olmamış birinin vermesi bence hata tabi muggle aile de ne kadar anlar oda muamma ya." dedi Josh. Muggleları bir türlü sevemezdi ve ses tonundan bunu gayet ele vermişti anlaşılan.

Sonra az duraksayıp konuyu değiştirmenin en doğru olacağına karar verdi.

"Gelecek Postası'nda Davis'ler bir hayli popüler." dedi gülerek.Har sayıda en iki tanesinin adı muhakkak geçiyordu.