Akvaryumla Çevrili Salon..

Misafir

Bu salonun etrafı dev bir akvaryumla çevrilidir ve bu akvaryumda; sirenler, deniz kızları ve daha birçok canlı yaşamaktadır.

Misafir

Brian Elizabeth'le bahçeden salona gelmişti.Akvuryumdaki canlıların bir çoğu uyanıktı.

Salonun tam karşısındaki büyük şömineye yöneldi ve yanmakta olan şömineye birkaç odun attı.Şöminenin tam karşısında geniş, deri bir kanepe vardı.

"Oturmaz mısın ?"

Ell salona girdiğinde ilk ilgisini çeken dev akvaryumlar oldu. Birbir çeşit balık vardı. Hayvanlara karşı büyük ilgisi vardı ama hiç balık beslememişti. Genelde böceklerle ilgileniyordu.

Başını çevirip odanın geri kalan kısmına baktığında daha yeni ateşlenmiş büyükçe bir şömine ve hemen karşısında şık deri koltuklar vardı.Brian'ın teklifi ile büyük koltuğa oturdu.

"Burası çok hoşmuş." dedi gözlerini odada gezdirirken.

Misafir

Brian gülümseyerek:

"Evet insanı dinlendiriyor."

dedi ve birkaç saniye sonra gelen Scott'a :

"Scott bize iki çay."

"Hay hay efendim !"

Brian bakışlarını Elizabeth'in gözlerine çevirdi ve :

"Ne işle meşgulsün ?"

diye sordu.Aksanına bakılırsa kendini yetiştirmiş biriydi.Bakanlığın birimlerinden birinde görevli olmalıydı.

İçeriye gelen yaşlı adama gülümseyerek selam verdi Arya. Çok sevimli bir ihtiyardı. Brian'a karşı oldukça saygılıydı.

Scott uzaklaşınca başını çevirdi ve yanan odunlara bakmaya başladı. Brian'nın sorusunu duyunca yeşil gözlerini ona yöneltti.

"Bakanlıktayım asistan olarak." dedi.

Misafir

Brian hayran hayran bakarak :

"Tasartir'in asistanısın yani.Biliyor musun okuldayken benim KSKS profesörümdü."

dedi ve ateşe bakarak anılara dalıp gitti.

Düşüncelere dalan Brian'ı bir süre rahatsız etmek istemedi Ell. Onun için kısa bir süre sessiz kaldı. Brian gözlerini şömineden ayırınca konuşmaya başladı.

"Bay Tasartir muhteşem bir büyücü. Onun yanında olmaktan gurur duyuyorum."

Dedi gülümseyerek. Bu hayranlığı herzaman dile getiriyordu. Yıllarca bu konuma gelmek yani Bay Tasartir ile çalışmak için uğraşmıştı. Ve uzun bir süredir asistanı idi.

Misafir

Brian gelen çayları alıp birini Elizabeth'e uzatırken:

"Bilmez miyim.."

diye iç geçirdi.Sonra da çayını yudumlarken Elizabeth'in gözlerine baktı sadece.

Gelen çayların mis gibi kokusunu duyunca yüzüne bir gülümseme yayıldı Ell'in. Brian'ın uzattığı bardağa sabırsızlıkla uzandı. İlk yudumunu aldı ve sıvı boğazını yakıp geçerken keyifle Brian'a baktı.

Gözlerine bakıyordu. Ell nedenini anlayamamıştı ama gözlerini kaçırmadı.

"Sen ne iş yapıyorsun ? "

dedi. Uzun sessizliğin ardından sıkılmıştı.

Misafir

Brian Elizabeth'in gözlerine bakıyordu hala sorduğu soruyu duymamıştı bile.Usulca ona doğru yaklaştı ve dudakları bir anda buluşuverdi.

Ani gelen bu hareket karşısında şaşırıp kaldı Ell. Daha yeni tanışmışlardı ve bunu beklemiyordu. Yavaşça geri çekildi.

"Buda nerden çıktı şimdi ? " dedi yanakları pembeleşirken. Hafifçe gülmeye çalıştı.

Misafir

Brian öylece kala kaldı.Ne yaptığını kendi de anlamamıştı.İçtiği iki kadeh kaymak birası mı dokunmuştu ?

Ellerini dudaklarına götürdü şaşkınca ve hızla ayağa kalkıp şömine ateşinde kayboldu.

» Salon
» Salon
» ~ SaLoN
» Salon